10. Bölüm
Yorum sınırını hatırlatmak için 🥲
Sellamlar biraz geç kaldık sanki
Taşınıyoruz ve salgın kurbanıyım malesef
Instagram. llsolita/solita.wattpad
Ama öncesinde minik bir sınır koyalım.
son bölümü 600 kişi okumuş o yüzden
120 yorum 20 oy ( çoğu hayalet zaten okuyucularımın yorum yapsanız yeter bana.)

10. BÖLÜM
~ASIRLIK PRANGA
cihan rahatsızca yerinde kıpırdanırken sormak istediği sorulardan kaçmak için "ne zaman gideceğiz?" Diye soru yöneltmiştim.
" Cenazeden sonra bekle biraz da-" çalan telefon ile cümlesi yarıda kalırken cebinden telefonunu çıkarmış önce ekrana sonra bana bakmıştı.
"Açmam lazım." Diyerek odadan çıktığında bedenimi saran üşüme hissine daha fazla kayıtsız kalamayarak yanımdaki battaniyeyi üzerime çektim.
Dünden beri aynı kıyafetlerleydim. Değiştirmek istiyordum. Biraz daha kalın ve mümkünse kendime ait bir kıyafet giymek istiyordum.
Sabah yaşananların tekrarı beynimin içinde film kasedi gibi dönerken başımı hafifçe iki yana salladım. Tek derdim kıyafetlerdi sanki!
Sırtımı yasladığım duvar soğukluğunu hissettiğimde battaniyeyi sırtımdan geçirerek sıkıca sarıldım. Kış erken gelmişti.
Cihan, " üşüdün mü?" Diyerek içeri tekrar girdiğinde ortak telefonumuzu!!
Bana uzattığında elinden alırken," cenazeye geçiyorum. Bir şey olursa Ali'yi ara yanında olurum. Zaten dediğinde yüzüme bakıyordu onaylamam için kafamı olumlu anlamda salladığımda bir şey deme ihtiyacı duymadan çıkıp gitmişti.
Hı hı kesinlikle arardım Ali'yi evet evet
Yerimden kalkarak odanın çıkışına yöneldim. Kapalı kapıları aralayarak dış kapıya yakın olan bir sınıftan sürükleyerek sıra çıkarıp dış kapının arkasına yasladım.
İki sıra daha sürükleyip kapının arkasına koyduğumda içim biraz daha rahatlamıştı. Hiç olmazsa o pis bacaksızlar giremeyecekti.
Tekrar yattığım odaya giderek yatağa uzandım. Üzerimi sıkıca örterek telefonu avucuma hapsettim.
Gözlerimi kapattığımda silah sesleri ile tekrar aralamak zorunda kaldım. Rahatsızca nefeslendiğimde tekrar gözlerimi kapatmayı denedim. Bu sefer arabanın camının kırılma anını beynim tekrar tekrar yaşatıyordu.
Buydu belkide tek hastalığım tek korkum. Gözlerimi kapattığımda yaşayacaklarım. Bir anın içindeydik bu an bitecek başka bir an a geçecektik her şey bitecekti şuan bitecekti ama bu anın izleri ise gözlerimi kapattığımda kuracaktı darağcı beynimin içi sunardı yaşananların tekrarını
Karanlık çökünce yine o gün gelecekti yine aynı kıyamet kopacaktı. Yine cehenemim olacaktı
Karanlık geceye dönüşünce yine o arabada serkan ile olacaktım.1
Gece kendini şafak vaktine bırakınca yine cihan ile arabada kurşunların hedefi olacaktım.
Gün ışığı etrafı kucaklayınca ise bitecekti kabus
Gözlerimi karanlıktan kurtarıp aydınlıkla buluşturunca huzura erecektim bitecekti kabus
Alışık olduğum tek şeydi gözlerimi kapatınca oluşan tekrarlar.
Yerimden hafif doğrularak
Yatağın ayakucu tarafındaki güneş vuran yere kafamı koyarak bedenimi cenin pozisyona getirerek üzerimi örttüm.
Yüzüme vuran güneş gözlerimi kapattığımda kirpiklerimin arasından sızan güneş sayesinde karanlığı yok edip hafif bir turunculuk veriyordu. Ve bu benim huzura ermemi sağlıyordu
~Yazar anlatımı~
Cihan ayağının altındaki taşa son kez vurarak okulun demir kapısına çarpmasına sebeb olmuştu çarpmanın etkisi ile çıkan tiz ses minik! Bir küfür mırıldanmasına sebeb olmuştu.
Demir kapının tutma yerini kavrayarak önce hafifçe kendine çekmiş ardından itmişti kapı kilit yuvasından açılsada arkasında ki ağırlık cihan ın kaşlarını çatmasına sebeb oldu. " Tövbe estağfurullah." Diyerek tekrar ittiğinde sıralar yere sürterek çıkardığı gıcırtı cihan ın dişlerini sinirle sıkmasına sebeb oldu.
Sinirlerine hakim olamayarak kapıyı hızla ittiğinde sıralar duvara çarpmıştı. Kapı aralanırken cihan aralıktan geçip kırılmış olan sıraya baktı. Derin bir nefes alıp vererek ellerini saçlarının arasından geçirdi 'bir bu eksikti.'
Hızla koridoru aşarak lavaboya girmişti. Aynadan kızaran gözlerini izlemişti bir süre ardından çeşmeyi açarak akan suyun altına avuç içlerini koymuştu avuç içine dolan suyu yüzüne çarptığında kendine gelmek istiyordu. Bunu onlarca kez tekrarlarken bu anın içinden kurtulmak istiyordu.
Ama bir kaç gün belki bir kaç hafta sonra hayatına kaldığı yerden devam edeceği bilincindeydi ve bu da bir hayli canını sıkıyordu.
Akifin yokluğuna alışıcak olmak
Az önce naaşını toprağa vermişlerdi.
Baş sağlığı dileyenler ağlayanlar bağıranlar. Şuan ise sessizlik hakimdi okulun içinde oysa içinde ne fırtınalar kopuyordu. Bir tek kendi savruluyordu bir tek kendi nasibini alıyordu fırtınadan
İçi ile dışı bir değildi insanların eskiden bu duruma sinirlenirdi hep insanın içi dışı özü sözü bir olsun isterdi. Kendisi bu kınadığı durumun içine düşünce anladı.
Akifin esir düştüğündeki acısı ilmek ilmek işleniyordu ruhuna sonra ölüm haberi ile acımasızca sökülüyordu ilmekler. Ve ağzını açıp bir şey diyemiyordu.
Ağlayamıyordu konuşacak mecali olmuyordu, İsyan edemiyordu. Kimseyi teselli edemiyordu.
Ama insanlar onu farklı görüyordu canı acıdığını görmüyordlardı. Acısını dile vuramıyordu içi acıyordu da akmıyordu gözlerinden yaş
Belli edemiyordu üzüldüğünü sinirini öfkesini kendi kendini yiyip bitiriyordu. Sahi bunun içindi aldığı eğitimler geçtiği sınavlar.
Tek damla göz yaşı dökmeden atlatabilmek için miydi?
Ruhu bedeninin içinde dört dönerken acıdan,
Diline gözüne vurulan prangalar. Susturuyrodu onu
Asırlık pranga vurulmuştu sanki
İçinden geçenleri yüreğine ağır gelenleri anlatamasın diye
Çeşmeyi kapatarak ıslak ellerini ensesine sildi. Sağ omzunu ve kolunu kaldırarak yüzünü omzuna silmişti
Adımlarını Liyan ın bulunduğu odaya yönelterek kapalı kapıyı araladı. Önce içeriyi süzerek aralık kapıdan girdiğinde liyan ı büzüşmüş bir şekilde yattığını görünce derin bir nefes verdi.
Yastığı alarak liyana yaklaştı. Bir elini liyanın kolunun altından geçirerek ensesine kadar uzatmış ve kaldırmıştı liyanın kafası arkaya düşerken vakit kaybetmeden yastığı başının altına koymuş ve tekrar uzanmasını sağlamıştı.
Bir kaç kez kıpırdanıp sonra tekrar uyluya daldığında büzdüğü dudakları cihan ın "şebek." Demesine sebeb oldu. Cihan ın alışık olduğu uykulu hali ve Sabah olanlar aklına gelince gülmek istesede içinde bulunduğu durum ve prangaları ile sadece başını iki yana salladı.
Sesi yatıştırıcı ve naifti cihan a göre ve sabah ki çocuklara ' pipinizi satarım.' demesi ağzına o kadar yabancıydı ki bu kelimeler. Sarı saçları yüzünü kaplarken cihan rahatsız olmasın diye geriye doğru itti . Boynuna değen parmakları olağan dışı sıcaklığı fark etmesi ile kaşlarını çattı. "Liyan." Diye fısıldayıp avuç içini boynuna bastırdı. Ardından alnına değişmeyen sıcaklık cihanı endişenilendirmeye yetmişti.
Battaniyeyi üzerinden çekerek pencereye yöneldi kapalı olan camı açarak içeriye serin havanın girmesini sağladı.
Tekrar liyan ın yanına gittiğinde tekrar elinin sırtını alnına koydu. Sanki sıcaklık hemen düşecek gibi
Kendi çapında çözüm yolu ararken gözü açık pencereden görünen dağın eteklerine kaydı yaklaşık 700 metre ötedeki boş kayalık yerdeki parlamaya birinin cam şişe ya da cam kırmayacak olduğunun farkındaydı.
Ki akifin ölümü ile neredeyse tüm köy iki gündür işini gücünü bırakmış akiflerin evine taziye için gidip gelip bir yardımları dokunur mu çabasındaydı.
Yatağa yaklaşıp yatağın içini yoklayarak aradığı telefonu liyanın kolunun altından alarak kerem ve aliye haber vermişti. Liyanın ateşi olduğunu unutmuş sadece dağın eteklerinde olan parlaklığa odaklanmıştı.
Ve en sonunda dayanamayarak açık olan pencereden tek hamlede dışarı atlayarak belindeki silahı almış iki eli ile silahı kavrarken hızlı ve seri adımlarla gördüğü şeyin yanına gidiyordu.
Parlaklık bu sefer kayalıklarlardan gelirken gördüğü bez çanta ile kaşları iyiden iyiye çatılmıştı.
Etrafına kısaca göz gezdirerek çantaya eğileceği sırada yukarıda olan hareketlilik ile hızla yere yatarak çantanın içine göz atmıştı. Sürünerek biraz yukarı çıkmış sırtını kayaya yasladığında sessizce nefeslenmişti
Parlaklığın sebebini kavrarığında ise liyanı tek başına bırakmanın pişmanlığı ile kavruluyordu.
Güneşin etkisi ile parlayan keskin nişancıların kullandığı silahtan geliyordu. " Hay canına yandığımının memleketi..." Diye mırıldandı başını iki yana eğip boynunu kütleterek " daha götünü saklayamayan adamlarla... Tövbe yarabbim."
Başını arkaya atıp nişancının olduğu yeri görmeye çalışarak silahının mermilerini kontrol etti. Etrafta insan var mı diye göz gezdirirken okulun yanında olan basma giyen adam ile kaşlarını çattı. Köylü cenazeden geldiği için hepsinde en güzel en yeni kıyafetlerini giymişlerdi şehit e olan saygılarından.
Adamın giderek okula yaklaşması ile istemsizce nefesini tuttu cihan
Liyan okulda tek başınaydı. Arkasında keskin nişancı olduğu için okula gidemiyordu. Ve adam giderek okula yaklaşıyordu. Cihan gözlerini kapatarak yutkundu.
Gözlerinin önüne ona korku ile bakan liyan geldiğinde gözlerini aralayarak yerinden doğrularak son kez okula liyanın içinde olduğu odanın penceresine baktı...
Kestikkkk
Hemen sınırımızı hatırlatmak için koyayım
120 yorum 20 oy
Geldimm geldimmmm🌊🌊🎡
4 bin kişi olduk şuan ve son bölümü 300 kişi okudu bunu bana çok görmeyin lütfennnn 🥺🥺
Nasılsınız?
Konuşmak istediğiniz zaman kendinizi kötü hissettiğinizde bana her zaman yazabilirsiniz. 🌺
Vee Lütfen benden saklanmayın 🌃🥺
Sonra ki bölüm de görüşürüzzzzz
llsolita/solita.wattpad

Okur Yorumları | Yorum Ekle |
17.93k Okunma |
1.13k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |