12. Bölüm

12. Bölüm

Solita
llsolita

Selamlar. 


12. Bölüm


Yazarın anlatımı


Cihan kolundaki açık yarası ile kucağına çektiği liyan ile hala aynı pozisyon da duruyorlardı sıkı sıkıya bağladığı kolu sızım sızım sızlıyordu


Kurşun sıyırmış olsada açtığı yara canını fazlası ile yakıyordu.


Diğer görev arkadaşları dağılıp nişancıyı ve diğer teröristleri ararken cihanın düşünsüğü tek şey köydeki olanları birinin onlara anlattığı ya da bizzat teröristlerin köyde oldukları idi liyan ı hedef alma nedenleri ise askerin yanında ve okulda görünce öğretmen sanmalarıydı.


Amaçları öğretmeni yanlarına alıp göÜnü korkutup göndermek ya da bize göz dağı vermek için cansız bedenini dağın başından iteceklerdi.


Aklına gelen bu düşünceler irkilmesine sebeb olurken göğsüne yatan liyana bakma ihtiyacı duydu


Uyumadığını biliyordu. En azından bu durumda uyuyamayacağını tahmin ediyordu. Ellerinin altında ki bedeni tir tir titrerken bilincinin açık olmadığınında farkındaydı büyük bir ihtimal korkudan bayılmıştı.


Liseye başladığında eline verilen silah babasının yıllar önce diline doladığı asla ile hayatı geçip gitmişti.


Hayatının her kesiminde her engelinde elindeki silaha güvenmişti.

Siniri öfkesi içini çürütmüş heba etmişti.


Toprağa verdiği canlardan kendisine kalmamıştı yaşayacak bir dal


Her ne kadar belli etmesede içinde fırtınalar kopuyordu hıçkırıklara boğulup yok oluyordu canı


Herkes ağlıyorken ağlayamamak kahrediyordu. Canı açıyordu akifi toprağa vermek. Yıllar önce leke ismi verilen time 9 kişi olarak başlamışlardı hepsinin başı dik gözü karaydı.


Teker teker gittiler. 5 boynu bükük kaldı sadece


Cihan tüm bunların sorumlulukların içinde bir de bu kız çıkmıştı.


Bakışlarındaki kırgınlık korku içini acıtıyor başından def edemiyordu.

Zaten liyan öyle korkarken birine emanet ederse başına bir şey geldiğinde duyacağı vicdan azabının farkındaydı ve zaten omzunda ki yükler onu fazlası ile yoruyordu.


Kapının açılması ile gelen arkadaşlarına baktı cihan arkadaşlarının ise yerde ölü olarak yatan adamı umursamadan bakışlarının tek odağı cihan ve liyandı.


Kerim cihanın durumunu bildiği için vakit kaybetmeden cihanın yanına giderek çantasını yere koyarak yanına oturdu çantasını karıştırarak bulduğu makas ile formasının kolunu keserek yaraya baktı.


Ali ise liyanı göz devirerek yanına gidip cihanın kucağından almak için eğilip elini liyanın koluna koyduğunda cihanın yarasında olan bakışları hızla aliye dönerken sağlam olan kolunu refleks olarak liyana sarmıştı.


Ali tek kaşını kaldırarak arkadaşına bakarken cihan elini çekmişti. Ali ise sanki iğrenç bir şeyi taşıyormuş gibi liyanı yatağa götürüp sertçe bırakmıştı.


Cihan " Yavaş." Diye söylendiğinde ali başını onaylamaz şekilde iki yana salladı. " Niye kucağındaydı o kız. "


"Ne zamandan beri sana hesap veriyorum. "


" Allahın belası bir kızı başımıza sardığın günden itibaren. Hesap vermek zorundasın. "


Cihan "Yine başlama. " Diyerek bakışlarını tekrar kerimin dikiş attığı koluna çevirdi. Ali ise sinirle yumruğunu duvara geçirdi.


Kerim "sakin." Diyerek sesini yükselttiğinde cihanın yaptıklarına sessiz kalmasına ve şuan kendisine sesini yükseltmesine sinirlenmişti ali


" Ne sankini amına koyayım ne sakini ya, bu kız niye bizim yanımızda ya birazda cihana dil dökün. Diyin ki bu kızın 'o saate tam da bizim patlatacağımız dağ da ne işi vardı' diyin birazda 'cihan bu kızın bizim yanımızda işi ne? 'diye sorun. Bir araştırınnbaştan savma iş yapmayın hatta deyin ki bu kız neden bu herif odadayken gıkı çıkmadı. Neden dakikalarce bu odadaydı diye sorun şurdaydım ya size yemin ederim. Okulun yabındaydım bak ufacık bir inleme dahi duysam girecektim içeri niye sustu vu madem çok korkuyor neden sustu. " Diye sitem etti arkadaşlarına


Cihan derin bir nefes alıp vererek yatan liyana ve hala titreyen bedenine baktı.


" Eğer düşündüğün gibi değilse ve O onlardan değilse biz onu siktir etsek burdan vicdanın rahatlayacak mı? Ya da buradan bir başına giderken yolunu kesip... Yapma ali bilmesen etmeden. "


Kerim ise bu tartışmaya son vermek için eldivenlerini çıkararak kapattığı yaradan bakışlarını ayırarak

"Tamam. " Dedi "Ali'nin içinde şüphe kalmasın yapın bir şey çekin konuşun kızla adam akıllı. " Dediğinde cihan düşünceli ses tonu ile " Korkar." Diye mırıldandı. " Masum birine bu korkuyu yaşatmamız ne kadar doğru olur? "


"Hıh! " Diye sinirle bir ses çıkaran ali sinirle gülüp " Akif demişti biliyor musun daha bugün belki de bu kız yüzünden üzerine toprak attığın adam demişti. 'Bu adamda bu merhamet olduğu sürece asker olamaz. ' demişti. " Dediğinde sözleri karşısında sinirlenen cihan bir hışım ile ayağı kalktığında kerim ondan önce davranarak aralarına girdi.


" Sana mı düştü benim askerliğimi sorgulamak koduğumun evladı." Diye bağırdığında ali ise ettiği küfür ile daha da sinirlenerek


" Şu siktiğimin duyguları ile hareket etme o zaman asker olarak kendine yakışanı yap şu yosma için bizi tehlikeye atma. " Dediğinde cihan her ne kadar ona vurmak istesede yapamadı. ona karşı olan mahcubiyetinden sustu.


" Birbirinizin yüzüne bakacak yüzünüz kalsın." Diye sinirle söylenince ikisinden de yanıt alamasada birbirlerine oşan bakışlarını durdurmaya yetmişti.


Kerim "Ali." Diye adını seslendi daha sakin tutmaya çalıştığınsesi ile " Ne yapmak istediğini söyle bize ne istiyorsun. "


Ali anlaşılmamanın siniri ile iki elini yumruk yapıp sıktı. " Sizce de derdimin ne istediğim gayet açık değil mi? " Diye sorduğunda bu sefer sinirle nefes alıp verme sırası cihana geçmişti. "Sokağa mı atayım kızı. " Dediğinde ali hırsla " Çok fazla merhamet ediyorsun cihan. "


" Sende çok fazla ön yargınile yaklaşıyorsun. Bana diyorsun ya merhametlisin diye asıl senin dönüştüğün bu kişi bu acımasızlık yakışıyor mu türk askerine? "


" Cihan kardeşim bak beni anlamıyorsun sen bu kızı birinin yerine mi koydun da bu denli tepki gösteriyorsun biraz ya biraz şüphe ile yaklaş ya bir ihtimal ya bir ihtimal bu kız onlardansa karakolu havaya uçururlarsa bak bu bile olacakların en hafifi. " Diye isyan ettiğinde cihanında içine korku tohumlarının serpilmesine sebep olmuştu.


Cihan sadece yardıma muhtaç bir kız olarak görüyordu. Hatta bir çocuk. gözünde ufacık bir kız çocuğundan farkı yoktu. Ürkek bakışlarının altında yatan cesaret kırıntıları vardı bunu görüyordu burada onunla kalması bile cesaretinden di ama aynj zamanda aynı oda da bile kalamayacakmkadar korkuyordu kendisinden sabaha kadar uyumayıp liyanın korkuyla aldığı nefes seslerini dinlemişti. Sabaha kadar dönüp durduğu koltupun gıcırtısını dinlemişti.


" Oğlum bak bizden korkuyordu bu kız değil mi? Ama sabah saldırıya uğradınız neden korkmadı bu kız neden bize gösterdiği tepkiyi göstermedi ayrıca bizden korktuğuna inanmıyorum. Hep birlikte konuşturacakken bana nasıl karşı gelebildi? Madem koekuyor benim yapacaklarımdan niye korkmadı. İnsan nasıl huzurla uyuyabilir baksana dünden beri kaçıncı uykusu bu madem korkuyor o yastığa başını koyamaz ya." dediğinde kerim az da olsa cihanın tepkisinden çekinerek


" Bende güvenmiyorum. Ama ılımlı yaklaşmaya çalışıyorum. Ve... " Diyerek derin bir nefes vererek bakışlarını aliden çekerek cihan a çevirdi. " Yediği yemeğin içine uyku ilacını ben koydum. Biz yokken bir şey yapar belki ve... Ayak altında dolaşmasın diye. " Dediğinde ali bunsefer keyifle gülğmseyip cihana baktı birisinin bile kendisi ile aynı düşünmesine sevinmişti.


"Ayrıca bu kız senden niye korkmuyor." Diye cihanın üzerine fazlası ile gitmişlerdi cihan ise içine düşen şüphe ile gözünin gördüğü saf korkuyu liyanın hali arasında gidip geliyordu. " Ali bunu fark ettiğinde ise" Keyfi yerine gelmişti. Ona göre arkadaşının yaptığı tek şey gereksiz acıma ve merhametti.


"canı yanmadan fazla korkutmadan Sorun. "dediğinde ali göz devirmişti.


" Sormak mı? Cihan askerliğini sorgulayınca kızıyorsun ama liyan yerine şu herif olsaydı da sorar mıydın?" Diyerek yerde yatan adamı işaret etti. daha sonra yüzünü buruşturarak " Kerim bizimkileri ara da gelsinler alsınlar şunu şurdan. "

Diye söylendi. 


" Ali korkutuğunu görmüyor musunuz?"


" Ya gerçek değilse. " Diyerek cihanın daha fazla şüphelenmesine yol açtı.

Aslında cihan da içten içe aliye hak versede konduramıyordu liyana belkide yanılacak olmasına konduramıyordu. Liyanı tam güveniyor değildi tabiki sadece biraz daha nazik davranıyordu.


Kerim ani kararlar alınmaması amacı ile "cihan bildiğin gibi davran ama öğrenmeye çalış eline silah ver kullanabiliyor mu diye bak biraz daha yakın davran belki senin ağzından laf almaya çalışır." Diyerek boğazını temizledi. " Eğer gerçekten onlardansa. " Dediğinde cihan kafasını olumlu anlamda salladı.


Ali " Çocuk gibi saçma sapan.. Tamam yani O kadar süre bekleyecek miyiz yani." Dediğinde kerim onunda gönlü olsun diye "iki gün. " Dedi üzerine basa basa " İki günde dene onu ve söyle bize cihan. " Dediğinde cihan tekrar onayladı.


Ali ise tekrar araya girerek " Eğer olmazsa ben kendim. Öğrenirim. " Demişti cihan her ne kadar arkadaşını kırma makniçin susuyor olsada bu sefer. Sesini yükselterek " Tamam dedim ali beni iyice saf salak yerine koyma neyin ne bok olduğunu senden daha iyi biliyorum emin ol. " Demişti her cümlenin üzerine basarak


Kerim ikisinin orta yolu bulmasına sevinerek ortadaki adamı kaldırmak için diğerlerini çağırmaya gittiğinde ali cihanın kendine bozulmuş olduğunun farkındaydı.


Ali " Darılma bana sadece... " Diye başladığı cümlesini cihan böldü.


" Neyin ne olduğunun farkındayım ve senin aksine yargılayıp kesip biçmeden öğrenmeye çalışıyorum fevri davranmıyorum. Karşımdakinin kadın... Hatta ne kadını ya kız çocuğu olduğunun farkında olarak davranıyorum sen sanıyor musun ki ben şüphesiz güvenip yarın operasyona gidiyoruz. Şurdan saldırıcaz orda kalıcaz diye anlattığımı ki kız daha dünden önce geldi. Emin ol nefes alıp verişini dahi takip ediyorum. Sadece fevri davranmıyorum sadece bekliyorum ve yumuşak davranıyorum. "


Dediğinde ali kendini kötü hissetmişti. Resmen arkadaşını küçümsemişti.


" Ve eğer ben ılımlı yaklaşmsyıp esip gürleyip askeriyeye almasaydım korumasaydım. Ne farkım olacaktı onlardan ne geçecekti elime. Ben şuan da güvenmiyorum ali anlıyorsun değil mi? Sadece pişman olacağım şeyler yapmıyorum. Sadece vebal almadan ah almadan öğrenmeye çalılıyorum ve o kapıdan içeriye aldıysam da emin ol bir bildiğim vardır." Diyerek arkasınk dönüp gitmek istemişti ama liyanın burda olması gerekçesi ile yerinde kalmış ama ali ile aynı ortamda kalmak istemediğini belirtiecesine "kerim'e bir bak. " Demişti.


Ali odadan çıkınca hem Ali'nin hem de kendisinin haklı olmasının sıkıntısı ile derin bir nefes alıp verdi. Kendi bildiği yoldan gitmek isterken alinin aklına soktukları. Kızın korktuğunu biliyordu ama kimden olduğunu kestiremiyordu. Emin olduğu tek şeysaf korkusu olsada kimden korkuyor sorusu şüpheye düşürüyordu.


Ama onayladığı gibi yapıp kıza biraz daha iyi bir bağ kurup soracaktı. Aliye bırakmadan kızın asıl amacı nerden geldiğini kimle olduğunu kendi öğrenecekti...


Derin bir nefes vererek ne yapacağını düşündü. Kızı nereye götüreceğini ama bir yandan da ali nin dediği şey o adamın yanında sesini çıkarmaması. Oradan buraya gelene kadar. Resmen ölüp ölüp dirilmişti.


Uzaktan tam kestiremesede besmele ile atış yapmıştı. Adamı yavaşlatmak liyanın kaçması için fırsat vermek için şuan kanlı koluna bakınca isabet ettirdiğini anlamıştı. Bunun gururu ile tekrar liyana döndü. Yüz ifadesini görünce ise kafasını iki yana sallayarak düşüncelerini kafasından uzaklaştırdı.


Buraya nasıl geldiğini merak etsede adını bile vermemişti bir başkasına araştırması için o günkü korkuyu görmüştü ya gözlerinde o bile yeterdi ama yinede güvenemiyordu doğrusu mesafeli idi her ne kadar ali aksini idda etsede


Yerdeki battaniyeyi omzuna atarak yatağa ilerledi.


Liyanı kucağına alarak çıkışa yöneldi. Dış kapıyı ayağı ile açarak dışarı adım attığında 'dikkat' çeken askerleri başı ile onay vererek rahat olmaları için komut verdi. Biri önden giderek cihan a yol göstererek bir askeri aracın arka kapısını açtı, cihan dikkatlice liyanı yatırdı. Omuzunda ki battaniyeyi üzerine öylesine atmıştı. Biliyor du ki buraların havası tersti kuru soğuğu hasta ederdi.


Askerin açtığı kapıyı kendi kapatırken ona yardımcı olan askerin omzunu sıvazlayıp yanından gönderdi.


Ona verilen aracın sürücü koltuğuna yerleşip koltuğu kendine göre ayarladı. Nereye gideceğini bilemeyerek arabayı çalıştırarak okulun bahçesinden çıkardı.


Arabanın ısıtıcısını açararak teyibi açtı. Çalan şarkı ile dudaklarına bir tebessüm kondurdu.


"Bir tek sözüne kurban olurum."


" Sitem mi ettin küstün mü?"


Aklına gelen anılar ile gülüşü kahkahaya ardından buruk bir tebessüme döndü


Aylar önce


Serdar ın "Cihan sağ kanatta var mı bir hareketlilik" Diye sorması ile cihan diz çökerek elindeki McMillan Tac-50 ile tarif ettiği yere bakarken yuvasından çıkan kurşunun hedefi cihan iken üzerine kapanan akif ile sendeleyerek yere düşmüşlerdi akif acı ile gözlerini yumarken başlatılan çatışma ile herkes oldupunyere çökmüştü.


Cihan o anın şaşkınlığından kurtulup korku ile kollarını akifin bedenine sarıp yanındaki kayanın dibine yasladı.


"Ulan it. " Diye sitem ederek çantasından çıkaracak oldulu ilk yardım malzemelerini ve sargı bezini dün kullandığı aklına geldiğinde küfür ederek aliye döndü. Çatışma içinde olduğu için ona da gidemedi akifin sırtında ki çantaya yöneldiğinde "dün sinanın yarası için kullandım bende sargı bezi arıyorsan dediğinde " Giren mermiyi üretenin şerefini s... " Diye sinirle yine kendindsn ödün vermeden saydıran cihanı akif susturdu.


"Çatışma ortasındayız Allah de. " Diye kızdığında haklı olduğu için suskunlupunu koruyarak çantasındaki yedek tişörtünü eli ile yırtarak akifin yaralı bacağına sardı. "Şimdilik idare et koçum gelicem. " Diyerek alilerin yanlarına giderken. Akifin olduğu yerde sipher alarak silahını konumlandırdığını görünce hırsla elindeki uzun menzili silahı alarak

"Kendini burada açık hedef hali... Konuşturma beni burada kal. " Diyerek iki silah ile korunarak alinin yanına gidip gördüklerini indirmeye başlamıştı bile aklı hâlâ akifteyken dikkati dağılacağını bildiğinden ona bakmıyordu.


Ali " Söylese. " Dediğinde gözleri silahın dürbünü ile etrafı süzerek etrafa bakarken dikkatini aliye verdi. "Bunların çocukları varsa. " Diyerek birini daha indirdiğinde " Ve bizde bunları öldürüyordak." Derken ateş seslerinden sesini yükselterek "çocukların ahını alıyor muyuzdur yetim bırakıyoruz diye." Sorduğu soru ile cihan düşünürken aniden " Siktir lan. " Diye küfretmişti.


" Yetim kalırlarsa asıl o zaman adam olurlar. " Diyerek keskin nişancılardan birini daha indirmişti. Ortalık biraz sakinleşmesinden yararlanarak kerim e seslendi "akife bakın! " Diye bağırdığında kerim yerinden ayrıladak akifin yanına gittiğinde akif " Naber tertip. " Demişti. Asıl amacı cihan a sesini duyurup bir sorun olmadığını belirtmekti.


Kerim işini hallederken ortalığı az buçuk halletmişlerdi. Cihan toparlandığında ali ve iki kişi daha etrafa iyice bakıyorlardı. Cihan hızla akifin yanına ulaşıp elini uzattı. Akif elini tuttuğunda hızla ayağa kaldırmıştı. Akif tek ayağı üzerinde ayakta dururken cihan arkasına dönerek akifin kollarını omzundan geçirerek sırtına almıştı kerim itiraz ederek " İkimiz taşıyalım." Dediğinde cihan kafasını iki yana sallayarak akifin bacaklarına kollarını geçirdi.


" Bak dağ yolunu biliyorsun yapma gel berabe... " Kerimi dinlemeden ilermeye başlamıştı bile kerim hem akifin hemde cihanın çantasını alarak arkalarına düşmüştü.


Akifin silahını ipinden akifin boynuna asmıştı. Akif kendisi ile konuşmayan cihana " Küstün mü lan. " Demişti.


Akif her ne kadar sıradan basit bir şeymiş gibi bahsetsede acıdan sızım sızlayan bacağı ile acıdan nefesi kesiliyordu. Ve bunun en çokta cihan farkındaydı.


Durumunun kötü olduğunun farkındaydı hızlı adımlar ile dağdan inerken ali ve diğerleri arkadan serdarlar önden gidiyordu.


"Hah! " Diye bir ses çıkardı akif " Şuna da bakın koskoca adam bana küsmüş. " Dediğinde cihan dişlerini birbirine bastırarak " Kes sesini. " Demişti akif cihanj kızdırmanın gururunu yaşarken birde


"Sitem mi ettin küstün mü? "


"Ben senin işvene cilvene ölürüm. "


"Selamı sabahı kestin mi? "


"Döşümde bıçak yarası sensin. "


"Sende alana küstün mü? "


Diye şarkıyı söylerken sinan ve serdar da önde giderken eşlik etmeye başladılar.


"Her gece sokağın mağrası sensin. "


"Her sabah yüzümin karası sen. "


" Senden alına küstün mü? "


Bu duruma sinirlenen cihan derin bir nefes vermişti. Bu nefesten sinirlendiğini anlayan sinan sustuğunda serdar da o susunca susmuştu.


Akif ise yaranın getirdiği acıdan dolayı susup acısına odaklandı.


Cihanda bunu fark edince durup bir kayanın üzerinde bırakmıştı akifi kerime işaret vererek yabına çeğırmıştı. Cihanlar durunca diğerleri de etrafını sarmıştı onlara sırtını vererek etrafa gö gezdiriyorlardı. Kerim akife ağrı kesici yaptıktan sonra sargıyı değiştirmişti.


Tekrar cihan akifi sırtına aladak yola koyulmuştu bir dağdan inip diğer dağa tırmanmıştı. Sırtındaki akif ile akifin iyiyim indir demelerini diğerlerinin bende taşırım demelerine kulak vermeden helikoptere kadar sırtında taşımıştı.


Dahasında iki hafta konuşmamıştı akif ile akife bir şeynolma korkusu içine ateş düşürüp korkuturken sadece bu kadar ile atlatmasına şükür ediyordu.


Bu iki hafta boyunca akif cihanı nerde görse fark etmeksizin koridor, eğitim, trafik ışığında ve hatta tuvallete bile cihan ile denk geldiklerinde


"Sitem mi ettin küstün mü? "


"Selamı sabah'ı kestin mi? "


" Ben senin işvene cilvene ölürüm. "


Diye şarkı söylüyordu hatta whatsapp da da cihanın numarasını sanki etiketler gibi yazarak küstün mü? Şarkısını kendi kardeşinin fülüdü eşliğinde söyleyip durum yaptığında cihan dayanamamış affetmişti. Oysa affedilecek bir şey de yoktu ortada


Günüzümüz


Cihan aklına gelen anıların ardından gözlerinin önüne akifin mezarına tıprak atması canlanırken boğazındaki düğümü gidermek amacı ile yutkunmuştu.


Ne de çok korkmuştu o gün


İki hafta konuşmamıştı şimdi ise keşkeye bırakmıştı kendini keşke iki hafta daha konuşsaydım diye o kadar çok keşkesi var dı ki bir yenisi daha eklenmesin diyeydi tüm çabası.


Arabayı getirdiği evin önüne park ederken teyibi kapatmış ceketinşn iç cebindeki iki telefonu çıkarmıştı. Liyanın aradığı numarayı gerçek telefonuna kaydederken numara olarak kaydedip whatsapp da çıkacak olan isme baktı.


Serkan eker. 


Profil fotoğrafına tıkladığında çıkan sahil kenarında ki fotoğraf ile gözlerini kısarak dikkatle inceledi fotoğrafı daha sonra sosyal medyada açtığı öylesine olan hesaba girdi.


Arama kısmına serkan eker. Yazdığında whatsapp profili ile aynı olan fotoğraf karşısına çıktığında ona tıkladı açık olan hesap yüzüne gülümse kondurmuştu.


Açık hesabına attığı iki resimde kendisine aittti. Öne çıkaranlarına tıkladığında serkanjn farklı yerlerde çekilmiş fotoğrarlarını hızla geçti.


Diğer öne çıkarında saçma sapan poz veren 4 arkadaşı ile çekilmişti. Ergen ergen verdikleri pozlara göz devirirken karşısına çıkan liyanın fotoğrafı ile diğer hikayeye geçmesin diye durdurdu ekranı


Ekranda olan fotoğrafta liyan dudaklarını büzmüş elinde tuttuğu sarı civcive bakıyordu. Üzerindeki tarih 2 ay öncesini gösterirken serkan fotoğrafın üzerine


'civicivleri sevip tavuklardan korkması ironiği' yazarak attığı fotoğrafa bir kez daha bakarak diğer hikayelere geçti. Dikkatini çekmeyen fotoğrafları hızla geçmiş sıkıldığını fark etmesi üzerine de uygulamadan çıkarak telefonunu iç cebine atarken diğerinide yan koltuğa koymuştu.


Önünde durdukları evin kapısı açılıp beklediği kişi kendine doğru gelirken o da arabasının kapısını açarak inmişti.


❤️‍🩹❤️‍🩹❤️‍🩹


Cihan "Liyan." Diyerek bir kez daha seslendiğinde nihayet gözlerini aralayıp uyku sersemliği ile etrafına bakınırken cihan "gel." Diyerek uzattığı eli ile liyanın elini tutup çekmiş arabanın içinden çıkmasına yardımcı olmuştu.


Liyan nereye geldiklerini anlamak için etrafına bakarken hatırladığı son şey cihanın gelmesi ve yere oturmalarıydı.


Liyan cihana dönerek sönmüş sesi ile " Nerdeyiz. " Diye sormuştu.


Cihan saatine bakarak "silah kullanmak ister emisin? " Diye sorduğunda liyan kafasını olumsuz anlamda sallayarak arabaya yöneldiğinde cihan hızla onun önüne geçerek durdurmuş ellerini liyan ın omuzlarına koyarak liyanıngeri geri ilerleterek askeriyenin yakınındaki uçurum olan alanın kenarına getirtmişti.


Omuzlarından liyanı döndürüp sıetını göğsüne gelecek şekilde ayarlamıştı. Liyan mırıltı şeklinde "Çok fazla yakınsın...Uzaklaş." Dediğinde cihan dediğini yapıp bir iki adım uzaklaşmıştı. Ama biliyordu ki atış yaparken tekrar yakınlaşacaktı.


Liyan etrafını incelerken arkasındaki cihana döndüğünde silahı ayarlıyor olduğunu görünce ister istemez gerilmişti bir kaza olmasın diye bir kaç adım geriye giderken cihan uğraştığı silahtan bakışlarını biraz kaldırdışında liyanın geriye kaötığını görünce gözlerini kısarak liyanı üzerindeki kazaktan kavrayarak kendinden tarafa çekmişti.


Silahı ayarladıktan sonra liyana uzattığında liyan silaha bakmakla yetindi sadece "al hadi. " Dediğinde liyan sanki cihanın elinde bıçak varmış gibi "yere koy da yerden alayım. "demişti ucu kendisine döndüğü için rahatsız olarak cihan seri ve basit bir hareket ile döndürüp ucunu kendine çevirip tekrar liyana uzattı liyan tereddüt ile elinden aldığında " Nereye atış yapacağım. " Demişti. Şişelere vurmayı beklerken


"Atabildiğin yere at serbertsin. "

Dediğinde " O zaman güzel atıp atmayacağımı nerden anlayacaksın. " Diye sorduğunda " Ben anlarım. " Diyerek eli ile tepenin geri kalanını işaret etti. Liyan metrelerce yükseklikten aşağı baktı. Yutkunarak elinde fazlası ile ağırlık yapan silahı aşağı tutarak iki gözünü kapatmış tek eli ile silahı tutarken


Diğer eli ile tetikteydi. İşaret parmağı yavaşça tetiğe baskı yaparken " Ya aşağıda birini vurursam. " Diyerek silahı indirip cihana göndüğünde


Cihanın umursamazca "Karşıya at. " Demesine bozularak bu sefer kendinden epeyce uzaktaki karşı dağlara hedef aldığında diğer eli tetiğe gitmeden gördüğü kuşlar ile tekrar cihan a döndü " Ya kuşları vurursam? "


" İstesende Vurmazsın. "


" Ben sizin gibi maganda mıyım silah kullanmayı öğreneyim. " Diyerek silahı yere attığında cihan derin bir nefes vererek yerdeki silahı aldı.


"Ben ya da biz olmasaydık... " Diyerek sol elindeki silahını havaya kaldırdı. " Bun silahı kullanmayı bilmiyor olsaydık. O gece orada ya kim vurduya ya da kim... " Diyerek sustuğunda liyan bakışlarını yere indirmişti. "Anladın sen. Ve liyan çok fazla küçümsüyorsun çok üstten bakıyorsun bizi... Yapma. " Diyerek kırmaya çalışarak uyardığında rahatsızlığı nı dile getirmişti.


Akif olayında ve şimdi ki maganda demesine sinirlenmişti. sırf şu yüzden askerlere olan rahatsız edici bir tutumu vardı. Ve bu yüzden aliye ister istemez hak veriyordu.


"Ben küçümsemiyorum. " Diyerek kendini savunan liyana karşılık içindeki merak ile " Askerlerden korkuyor musun? " Diye sorma ihtiyacı duymuştu.


" Hayır. " Dediğinde cihan ona doğru bir adım atmıştı.


" Erkeklerden? " Dediğinde yine

"Hayır." Cevabını almıştı.


"Titremelerin? "

"Rahatsız oluyorum sadece korkacağım kadar bir önem mevki adı her neyse o konumda değilsiniz bile. "

Dediğinde cihan gözlerini kısarak liyan a bakmaya devam etti liyan oluşan sessizlikten rahatsıs olurken yine de bir şey dememiş rahatsızca yerinde kıpırdanmaya başlamıştı.


"Korkmadığını kendine inandırmaya çalışıyorsun sadece. Ya da bana ispatlamaya çalışıyorsun. " Demişti ona göre titremeleri asla normal değildi. Yaptığı şeylerde korkmadığını ispatlıyor gibiydi.


Liyan "Sizi tanımıyorum normal değil mi? Asker olarak bana güvenli bir yer ayarlaman gerekirken Gelmiş bana ilk ginden 4 erkek ile aynı odada kalacağımı söylüyorsun normal değil mi? " Diye kızdığında


Cihan altta kalmayarak " Yatırdım mı seni başka erkeklerle. " Dediğinde


" Kendin yattın yetmez mi? " Diye bağırmıştı anlaşılmak için haklı çıkmak için


" Tek başına korkma diye ayrıca yatırmam da kimseyle gavata mı benziyorum. Korkma diye kaldım yanında. Uyumadım bile"


"Olsun ben rahatsız oldum. "


"Farkındayım rahatsız olduğunun ben gidince rahat olduğundan mı geldin peşimden? "


" O adamı sen gönderdin tepeme"

Liyan içindekikeri söylemesi ile rahatlamıştı. Ama yine de "Ayrıca nerden bili- nerden uyduruyorsun erkeklerden korktuğumu belki kadınlardan da korkuyorum. Hiç kadın göstermedin bana! " Diye söylenmişti daha sakin çıkan sesi ile


" Kadınlar? Nerden biliyorum biliyor musun? " Diyerek liyana bir adım daha atmıştı. " Kadınlara sadece erkekler zarar verir... Anlıyor musun tek erkekler korkutur." Dediğinde liyan tekrar " Tanımadığımdan yabancı hepsi huyu suyu. " Diye geçiştirmişti. Cihan başınınolumsuz anlamda sallayarak liyanın kolunu tutarak kendine çekmiş ardından sırtı göğsüne gelecek şekilde döndürmüştü.


Liyana olan yakınlığını umursamadan. Liyanada inkar ve red etme fırsatı vermeden silahı sağ eline vermişti elinin üzerinden kendi elinide koyarken öne doğru uzattığı koluna liyanın kafasını yasladı.


Diğer eli ilede liyanın elini tutarak silahın üzerine koymuştu kendi eli ile onu yöndenrinek amacıyla elline sarmıştı.


"Az önceki gibi tutarsan çıkacak olan kurşunun etkisi ile geriye savrulurdun... " Diyerek silahı biraz daha yüzünden uzağa tuttu.


"Bazen gerekir silah kullannak... Bazıları anlamaz konuşmaktan. "

Diyerek liyanın tetikte duran parmağının üzerine kendi parmağı ile bastırarak ateş etmesini sağlamıştı.


Çıkan ses ile liyan geriye kaçmak için atıldığında cihanın göğsüne daha da sokulmuştu istemeden. ellerini silahtan çekip kulaklarını kapatmak istesede ellerinin üzerindeki cihanın elleri buna izin vermemişti.


Liyan hala geriye gitmek için hamle yapsada cihan fark etmesine rağmen milim oynamıyor. Liyanın kendine daha da yakınlaşmasına izin veriyordu sadece


Liyanın derin soluklarını cihana ulaşıyordu. "Gidelim." Diyen liyanın kısık sesi ile cihan bir adım geriye çıktığında ellerini liyanın ellerinden çıkmıştı. "Bırakma silahı kendin devam et diyerek geriye çekildiğinde. " Liyan işittiği cümleler ile kaskatı kesilmiş yutkunmakta zorlanmıştı yiksek sesli hiç bir şeyden haz etmezdi yüksek sesle birinin konuşmasından dahi ve o silahı tekrar ateşlemesini istiyordu saçmalıktı.


"İtiraz etme liyan seni bekliyorum vaktim yok. " Dediğinde liyan yüzünü asarak arkasındaki yere baktı. Sinirle yüzüni buruşturup elindeki silaha baktı. Kafasını kaldırıp cihana baktığında amacı sinirli olup olmadığını öğrenmekti. Cihanın arabaya yaslanmış rahat ifadesinden cesaretlenerek çok fazla kızmamasını dileyerek silahı tepeden aşağı atıp gülümseyerek cihana bakmıştı...


2 gün sonra


Ali yatakhaneye gireceği esnada içeride olan hareketlilik ile olduğunyerde kalarak kapının kenarından bakmıştı.


Liyan cihanın dolabını karıştırırken bir şeyleri kaldırıp altlarına bakıyordu. Sanki bir şey arar gibi ali kaşlarını çatarak izlemeye devam ederken bu sefer komidinin üzerinde cihanın sabah çıkardığı belli olan kemerli pantalonun ceblerini karıştırmış ardından montuna yönelmişti yüzündeki gülümseme ile aradığı şeyi bulduğunu anlayan ali kapının yanından gerileyek karşı odaya girdi.


Kapının kenarından izlemeye devam ettiği liyan koridorda hızla yürürken liyanı takip edıyordu. Liyan adımlarken bir an durup açık olan yarbayın odasına bir kez daha bakarak boş olan odaya giridiğinde ali sinirle dudaklarını birbirine bastırdı. Cihanlara gelmeleri gerektiğine dair bir mesaj atıp iki oda ilerdeki cihanın gelmesini bekledi.


Kestik... 


(Spoi: cihan gelir liyanı görür ve hayal kırıklığııııı. ) ksnakamInajMajNakNaknakanaksnjöanskamskamsksmsıamjslanKamakama1


Sellam

liyanı masum sanmıştınız değil miiii??? Aliye kızmıştınız...1


Öncelikle burayı okumadan geçersiniz diye; bir sonraki bölümde ilk liyanın attığı silahı bulmaya gittikleri kısımı ve ardından geçen iki günü ve bu olayı okuyayacağız. Biraz daha detaylı yazacağım ama bu sadece spoi gibi bir şey Uzun bir bölüm bizi bekliyor olacak


Bölüm çoook hızlı geldi dimi dimi


Sizce liyanın amacı ne ve cihan ali tartışmsınds kim haklı buraya yazarsanız çook sevinirim.


Bölüm okunma sayısı artınca gelecek yorum yapmıyorsunuz malum 🥹 sadece bu bçlümün okunma sayısı önceki bölümlere göre eşitlenince 🫡


Siz nasılsınız anlatın bakalımmm


Ve umarım sabah uyandığımda oy ve yorum bildirimi olur. 🥹


İyi geceler herkese 


Bölüm : 27.07.2024 21:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...