16. Bölüm

16. Bölüm

Solita
llsolita

16

Sellam.


Cihan aliye engel olmadı krizine karşılık.


Ali yüzbaşı cihan ise üstteğmen cihan liyanı kışlaya getirmesi büyük bir suç ki yarbayın odasında bulunan önemli belgeler planlar ve dahası var. Ve liyanı cihan getirdiği için cihanın açığa alınma olasılığı yüzde 99.999999. Ki liyan ile en ufak kıvılcım tarzı bir şey yok ortada


Ve cihanın bilip sizin bilmedikleriniz var. (Ali ile ilgili. Birde ben biliyorum djsnsjsn) bu yüzden her yönden tolerans geçiyor.


Ve cihan defalarca kez sordu liyana orada ne işin vardı ve ne aldın diye


16.Bölüm


•kavga


Cihan "Liyan bence artık yeter gibi..." Diyerek uzattığı 18. Mandelinayıda alarak ikiye bölmüş ve çekingenliği bir kenara atarak onu öylece ağzıma atmıştım.1


Tadı o kadar güzeldi ki, ne çok tatlı ne de ekşi,


Diğer yarısını da ağzıma tıkıştırıp yenisini soyması için cihana döndüğümde "yetmez mi? " Diye sormuştu.


"Şey, tabi tabi yeter zaten doymuştum." Diyerek zar zor ağzımdakini yutmuştum.


"Karnın daha çok ağrır. İstersen toplayalım akşam da ye olur mu? " Dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım. "Doydum zaten. " Resmen çok yiyorsun imasında bulunmuştu, bir de istersen toplayalım diyordu.1


Başımı ağacın gövdesine yasladığım da


Gelen "Bana kırgın mısın. " Sorusu ile derin bir nefes aldım. Ne diyebilirdim ki kızgın da olsam kırgın da olsam haklıydı. Ve sanırım bu yüzden kırgın olup gönül koymanın da bir anlamı yoktu. Sonuç olarak yarbayın odasına girmiştim. Aslında o an ne kapının yanında yazan yarbay yazısı ne de beni takip eden ali umrumdaydı.


İçerideki ecza dolabını görünce girmiştim içeri, bir anlık olan bir şeydi.


"Değilim." Dediğimde "umarum." Diye yanıtlamıştı.


"Liyan." İsmimi seslenmesi ile ona döndüğümde "dedin ya, kendimi anlatamıyorum. Açıklayamıyorum Diye, " Başımla onaylayarak devam etmesini beklesem de başını iki yana sallayarak "sanırım bende kendimi affettirme konusunda iyi değilim." Dediğinde gülmemi beklediği belliydi.


Haklılık payı olsa da Gülmem için söylediği belliydi.


"Ali benim için çok başka liyan kardeşten öte canım, kanım. sana olan tavrı yüzünden onu bir çok kez uyardım. Ama kafasına estiğini yapıyor ki üst birimlere şikayet etse o haklı. "


"Seni anlıyorum ama serkanı arayınca hepsi bitecek. " Başını olumsuz anlamda salladı. "Annen ve ya baban liyan ikisinddn birine veririm sadece seni," Demesi ile ofladım. Benim hayatımda ne biliyordu da böyle konuşuyordu.


"Serkan hepsindinden iyidir inan bana"


"Tamam liyan hepsinden iyi ama veremem şuan ailen polise gitse, ailene diyecekleri şey cihan dağkırın yanında gibi bir cümle ve seni benim testlim etmem gerek. "


Aynı konuları konuşmaktan o kadar çok sıkılmıştım ki, konuyu değiştirmek adına "Sen yüzbaşı değil mişsin. " Diye bildiğim gerçeği ona sormuştum.


"İki ay kadar sonra öyleyim. "


"Ama şuan değilsin. "


"Yapma ama liyan bu bir çocuğun doğum günü yaklaştığında 16 yaşında iken 17 yaşındayım demesi gibi bir şey"


Omuz silkerek önüme döndüğümde "kaç kardeşsiniz. " Diye sormuştu


"Tek." Diye yanıtlayarak aynı soruyu ona sorma zahmetinde bulunmadım.


"Sarışınsın. Kime benziyorsun. " Soruları sanki konuşmak için konuşuyor gibiydi. Ona dönerek


"Kumralım ben. " Dediğimde ilk kaşlarını çatmış ardından "hayır sarışınsın. " Diye inatlaşmıştı.


"Kumralım ben"


"Liyan sarılarının içinde bir tel bile siyah yok. " Dediğinde bu sefer ben kaşlarımı çatarak ona baktım. " Ona mı baktın. " Diye sorduğumda "evet? Ve kaşların o kadar da sarı değil." Dediğinde kaşlarımı eski haline getirerek onuz silktim. "Aliye söyleme sarışın olduğumu. " Dediğimde yüzündeki ifade değişmişti. Donuk bir hal aldığında yüzü tamamen ciddileşmişti.


"Neden? " Diye sorduğunda ses tonu beni bile germişti.


"Aptal bir sarışın olduğumu söyler." Dediğimde kafasınınolumlu anlamda salladı. "Söyler." Dite mırıldanırken yüzündeki ifade hala kendini koruyordu.


"Hem koyu sarı değil mi? " Desiğimde başını olumlu anlamda salladı sadece, bu ani ruh hali değişimini anlayamasamda üstelemedim.


"Ne zaman gideceğiz? " Diye sorduğumda "biraz temiz hava al gideriz. " Demişti.


Başımı ağaca yaslayarak mandalina ağaçlarına göz gezdirirken o ise telefonu ile uğraşıyordu.


"Söyle paşam. " Dediğinde ilk bana diyor sansam da kulağındaki telefonu görmem ile tekrar önüme dönmüştüm.


"Oldu bir şeyler dün. "


"Önemli bir şey değildi, etrafa göz attık sadece cenazeye geç kaldım biraz sadece,"


"Sağ ol. Hepimizin. "


"dün gece benim nöbetim vardı. Ama yanımda seyit durdu sağ olsun. Sabaha karşı gönderdim onu bugün tekrar onun yerine nöbetteyim. "


"Aynen öyle aslanım. Dikkat edin siz, abdestinizi alın. Artık dönünce görüşürüz. Sağ salin gidin gelin. "


"Allaha emanet. "


Esneyerek yerime iyice yerleştiğimde cihan " Üşüdün mü? " Diye sormuştu.


Kafamı olumsuz anlamda salladığımda "sıkıldıysan gidelim. " Demişti


"Hava çok güzel burasıda, uyumak istiyorum burda. "


"Uyu."


Yazarın anlatımı.


Liyan "Çok uyuyorum." Diyerek tekrar esnediğinde cihan gülmüştü. 'Senin kerim uyku ilacı verdi sana. ' demek istese de bir şey dememiş ti. Dün sabah okuldan çıktıktan sonra ilk işi zaten liyanı sağlıkocağında ki doktora göstermek olmuştu. Liyan baygın iken kan testi yapmış ve bu sabahta arayarak sağlığı ile ilgili hiç bir sıkıntı olmadığına dair şeyler söylemişti.


İlacın etkisi ile uykuya düşkün olacağı hariç tabi ki ama aynı zamanda da hastalığına veriyordu bu yorgunluğunu


"Buranın havasından dır ilk gelenler hep böyle olur." Diyerek aklına gelen ilk şeyi söylemişti.


Bir süre bir şey demeden öylece sustular. Cihan ara ara liyana bakıp gözlerini yerdeki toprağa çeviriyor liyan ise aynı şekilde ara sıra ona bakıp başknı gökyüzüne ve mandalinalarda gezdiriyordu bakışlarını,


Liyan "Şeker kız candy izledin mi? " Diye sorduğunda cihan dusaklarına kondurduğu tebessüm ile "biliyorum onu" Demişti.


Liyan bu sefer "En sevdiğin film ne? " Diye sorduğunda cihan derin bir nefes verdi. "Siyaset haberleri dışında bir şey izlemiyorum." Diye cevapladığında liyan "yaaa, " Diye mırıldandı.


"İçin çürümüştür. Yazık sana. " Diye düşünceli bir şekilde dile getirdikleri ile cihan başını onaylamaz şekilde salladı.


"Nerden çıktı bu soru şimdi? " Diye sorduğunda liyan onuz silkerek tekrar bakışlarını mandelinalarda gezdirdi.


Cihan "Gel de sana daha sonra yemen için mandalina toplayalım. " Diyerek ayakladığında liyanda onunla birlikte kalkmıştı.


"Karnın ağrıyor mu? İstersen dinlene bilirsin ben toplarım sana " Cihan'dan gelen soru ile liyan bakışlarını kaçırarak, başını iki yana salladı.


Cihan ağaçların arasından gözüne kestirdiği ağaca doğru giderken liyan da onu takip ediyordu,


Cihan seçtiği ağacın önünde durduğunda "bunlar tatlı ve çekirdeksiz. " Diyerek elini uzatarak bir dalı aşağı indirmiş ve liyanın toplaması için biraz kenara çekilmişti,


Bir eli ile dalı Tutarken bir eli liyanın üzerindekç kalın kazağının eteğine götürdü, kazağın eteğini tutarken


"Tut buradan topladıklarını buraya doldur. " Dediğinde liyan başı ile onaylayıp kazağı nın eteğini tutup tek eli ile toplamaya başlamıştı.


Cihan uzun boyu ile kolayca tuttuğu dalı, kırmamak için çok fazla aşağı çekmemişti, liyan eğilmiş olan dalın ucundan başlayarsk boyunun izin verdiği kadarı ile parmak uçlarında yükselerek toplamaya devam ediyordu.


Cihan liyan ile uğraşmak için,


"Bak ne güzel yapıyorsun haftaya seni zeytin toplamaya gidenlerin yanında göndereyim mi? " Diye sormuştu.


Liyan ise huysuzca" O zamana kadar burada kalacağımı sanmıyorum. " Diyerek daldaki son kalan mandalinayı da koparıp diğerlerinin yanına koyduktan sonra, yorgunlukla nefes vermişti.


Cihan, "Liyan kuzenin buraya gelmesi mümkün değil. " Dediğinde liyan gözlerini hızla cihana çevirdi. "Aramama izin vereceğini söylemiştin. "


"İzin verceğim ama seni korkutmamak için öyle söyledim. Biraz rahatlaman için " Dediğinde cihan nasıl anlatacağını düşünüyordu.


"Serkan ı aradığımda gelecek buraya."


"Anlamıyorsun liyan. Yasak var. "


"Asıl siz beni anlamıyorsunuz. Gitmek istiyorum diyorum size gerekirse ben yürür giderim sınıra kadar."


"Gitsen de çıkman mümkün değil. "


Liyan oflayarak bakışlarını kucağındaki mandelinalara çevirdi.


"Liyan... " Diyerek ona doğru bir adım atarak elini omzuna koyduğunda "çok üzgünüm ama ne seni gönderebilirim ne de onu köye alabilirim bu yetkiye sahip değilim üstelik... " Derin bir nefes vererek döyleyeceklerini yuttu.


Liyan geri çekilerek cihanın omzunda ki elinin aşağı düşmesini sağlarken. "Babamı arasak onu alır mısınız köye?" Liyanın gitmek için çırpınan bir çözüm arayan halleri cihanın boğazına yumru oluşmasını sağlıyordu. Emanetine sahip çıkamadığı gerçeği kalbine saplanıyordu.


"Sadece ailen ile aranda sorun var sandım, liyan. aileni çağırmaz ve gitmek için bu kadar ısrarcı olmazsım sandım. " Dediğinde liyan orada bir hatta bir kaç gece geçireceği için, huzursuz olmuştu içini kaplayan korku ve sıkıntı içini yakıp kavurmuştu.


"Liyan bu söylediklerim seni daha da korkutacak ama köyde ki bir kaç kişiyi rehine alan teröristler aynı zamanda köyün içine sızmış olanlar da var. Seni ilk köydeki güvendiğim birinin yanına bırakacaktım. Ama o bile tehlikeli olacaktı Senin için inan bana, "


"Almasaydın o zaman arabana madem bu kadar boktan bir yere getirecektin hiç almasaydın. " Diye bağırırken tuttuğu eteğini bırakmıştı. Mandalina lar etrafa saçılırken. Liyan bir adım daha geri. Çekildi cihan dan "en yetkili kimse onunla konuşurum." Dediğinde cihan kendisini anlamadığı için derin bir nefes vererek başını iki yana salladı.


"O zaman seni benim yanımdan da alırlar anlıyor musun." Dediğinde liyanın gözleri kısılmıştı.


"Ne demek istiyorsun? " Diye sorduğunda cihan sessiz kalmıştı. "Beni yanından alırlarsa alsınlar sanane benden. " Diye bir kez daha bağırdığında cihan yanlış anlaşılmanın verdiği rahatsızlık hissi ile dişlerini sıktı. "Senin amacın ne beni yanından ayrımamanda ki amaç ne söylesene? "


"Ne amacı olabilir liyan ne duymak istiyorsun? "


Liyan omuz silkerek ondan uzaklaştı. "Gitmek istiyorum. "


"La havle... anlatamıyorum sana yasak yasak


Liyan'ın bilmiş gibi "İzin alırız! " Demesi ile cihan sakinleşmekmiçin derin bir nefes verdi. Ardından telefonunu çıkarak liyana uzattı


"Al nereyi ararsan ara izin al. " Dediğin de liyan telefonu alarak cihana döndü.


"Kimi aramam gerek? " Diye sorduğunda cihan sinirle güldü. "Çok biliyordun ya izin izin kimi ararsan ara ! " Diyerek ellerini pantalonun cecebine soktu.


karşısında duran cihanın rahat halleri liyan ın sinirini bozuyordu. Bakışlarını telefona indirip arayacak birini düşünüyordu.


"Kuzenini ara istersen ardından karakolu arayıpmizin alın kuzeninin gelmesi için. " Dediğinde omuz silktim. " Ama Yolda ararsın yürü geri dönelim. " Dediğinde ondan bir kaç adım daha uzaklaşmıştı.


Serkan'ın gelip onu buradan alacağına o kadar emindi ki"Gelmiycem seninle sen git." Demişti. Oysa serkan şuan bile yola çıksa gelmesi gece yarısını bulurdu.


Cihan tek kaşını kaldırarak "saçmalama yürü hadi. " Demişti.


Liyan göz devirerek "gelmiycem." Demişti. "Serkanı arayıp telefonu geri vericem sonra git nereye gidersen. "


Demişti.


Sinirle "Gidicez." Diyen cihan sakinleşmek için derin nefesler alıyordu. "Hayır sen siktir olup gidiceksin. Ardından ben gidicem buradan. " Dediğinde ettiği küfür ile cihanın sağ elini yumruk yapmış aynı zamanda da dişlerini sıkıyordu.


"Tamam liyan al telefonda sende dursun. Telefonun da A-" Küfür edecek iken son anda kendini frenlemiş bir kez daha nefes alıp vermişti. "Tamam madem kalmak istiyorsun kal da aklın başına gelsin. " diyerek hızla uzaklaşmıştı liyanın yanından...1


Görüşmek üzere 💜


Bölüm : 07.08.2024 20:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...