39. Bölüm

38. Bölüm

Solita
llsolita

Sınır 500 yorum

350 vote

 

Sınır geçilir ise bayramda üst üste iki özel bölüm atacağım.

 

 

"Ali? "

 

"Ne bu yüzünün hali? " Dediğinde geriye doğru başımı çevirdim. Kapı salon ile iç içe olduğu için hepsinin bakışları bizim üzerimizdeydi.

 

Tekrar Ali'ye döndüm. "Ali Cihanı çağırır mısın? Lütfen. " Dediğimde

 

"Hangisi yaptı? " Diye sordu bakışları arkamda olan topluluktaydı. "Ali ne olur Cihanı ara, " Dedim Bir kez daha bana yardım etmesi gerekiyordu ne olacağı umrumda değildi.

 

"Hangisi, " Dedi bir kez daha amcamlar ise ilk şoku atlatmış bizim yanımıza gelmişlerdi.

 

"Kimsin sen? " Diyerek Ali'nin üzerine yürüyen amcam beni kapıya doğru itmişti yanımdan geçebilmek için.

 

"Liyan'ı almaya geldim. " Dedi Ali rahat bir tavırla

Amcam bu haline daha da sinirlenerek "Liyan geç içeri! " Demişti Ali ile karşı karşıya geldiğinde

 

"Git arabaya Liyan, " Dedi Ali bakışlarını amcamdan çekerek

 

"Arabaya git birazdan Pehlivan da burada olacak arabada telefonum var ara pehlivanı. " Dediğinde yutkundum. Emre ve diğer amcam da yanımıza geldiğinde dışarıya doğru attığım adıma amcam engel olacak iken

 

Ali, Amcamın yakasını tutarak kafa atmış ardından yakasındaki elleri ile duvara doğru fırlatmıştı. Hareketleri basit olsa da gücü sandığımdan da fazlaydı.

 

"Liyan arabaya! " Dedi bir kez daha

Emre ile göz gözeyken elini cebine atarak anahtarı çıkardı. Anahtarı bana uzattığında tereddüt etsem de anahtarı aldım.

 

"Ne oluyor? " Diyerek gelen babam önce bana ardından Aliye bakmıştı. Ali ise kolumdan tutarak arkasına doğru çekmişti.

"Sen kim oluyorsun? " Diyen babam Ali'nin üzerine bir adım attığında Ali'de babamın üzerine bir adım atarak tavrını koymuştun.

 

" Tek bir soru sordum. Kim bu hâle getirdi bu kızı? " Dediğinde Emre beni içeri almak için bize doğru adımladığında Ali karşısında duran babamı iterek Emre nin kolunu tutarak yüzüne yumruğunu indirdi. Herkesr karşı tek başınaydı. Ve ısrar ile gitmemi söylüyordu.

 

"Liyan arabaya! " Arkamı döndüğümde onunda "O adımı atan ayağının parmaklarını dahi sikerim. Kal yerinde, " Dediğini duymuştum.

 

⛰️⛰️⛰️

 

"Liyan. " Dediğinde kalçamı yasladığım arabadan yavaşça uzaklaştım. "Arabanın içinde bekleseydin keşke. " Diyerek sürücü kapısını açtı. "Bin hadi sende. " Dediğinde başımı iki yana salladım.

 

"Cihanı arayalım. O gelsin alsın beni, " Dediğimde açtığı kapıyı kapatarak yanıma geldi. "Pehlivan gelecek aradım buraya gelirken şuan uçakta olduğuna eminim gel hadi, " Dediğinde başımı iki yana salladım.

 

"Ali ne olur buraya çağır. Ben seninle gelmek istemiyorum. " Dedim. Ayakta duracak bile halim yoktu oysa ki

 

"Liyan burada beklememiz ne kadar güvenli sanıyorsun gitmemiz gerek. "

 

"Polisi arayalım beni gelip alsınlar. "

Dediğimde başını iki yana salladı.

 

"Ailen senden önce gider emin ol. " Dediğinde çenem titredi. "Ne yapacağım o zaman ben? " Diye sordum göz yaşlarım akmaya başlarken Ali, "geleceksin benimle Pehlivanı alacağız havaalanından. " Dedi

 

"Sana güvenmiyorum. " Dedim. Gözlerimi silerken. "Senin yüzünden buradayım zaten. " Dediğimde yüzü görülür bir şekilde asıldı.

 

"Hatamı telafi etmeye geldim Liyan. " Dediğinde başımı iki yana salladım.

 

"Eğer kalırsam yine aynı şeyler olur diye geldim ben. Cihan kalmam için ısrar etmesin diye ona neler dedim biliyor musun? " Diye bağırdım.

 

"Senin yüzünden oldu her şey ben sana h bir şey yapmamıştım.! " Dedim biraz daha kısık bir sesle

 

"İnanmadım sana Liyan. " Dedi apaçık

"İnanmadım korktuğuna kuzeninin dağda bıraktığına kim bırakır ne sebeple bırakırdı. " Dedi ardından

 

"Teröristsin sandım. Cihan ile o gün o masa da samimi görünce bende samimi davranırsam sana itiraf edersin sandım. İleriye gitmeyecektim o gün yemin ederim. "

 

"Karımın üzerine yemin ederim ki, " Dedi ardından.

 

"Ben sana gideceğimi söyledim. "

 

"İnanmadım. Allah belamı versin ki inanmadım sana, "

 

Ellerimi kollarıma sardım. "O gün kendini bıçakladığında tahmin ettim. Ama anlam veremedim. Cihan Sinana Liyan bana yalan söylemiş dedi gelen mesajlardan bahsedince kafamda oturdu bazı şeyler. "

 

"Sinan dan aldım ev adresini iznim bile yoktu buraya gelebilmek için ama sana yardım etmek istedim Liyan affetme gözüm o kadar yüksekte değil ama inan bana, "

 

"Senden terörist sandın beni? " Diye sordum. "Benim hangi davranışım düşündürdü seni, "

 

"Saçların... " Dedi başını yere eğerek

Ardından tekrar başını kaldırarak bana baktı.

 

"Gidelim mi Liyan. Telefonumu al yol boyu Sinan ile konuş Serdar ile konuş, " Dediğinde bir anda değişen ses tonu yorgun bir hâl almıştı anlam veremedim bu değişime

 

" Ali git ne olur. " Dedim

 

"Seni Cihana götürmek istiyorum." Dediğinde "o beni istemiyor. Baksana evde olanlara öğrenince isteyecek mi sanıyorsun beni, " Dedim gitmesi için.

 

"Dayımlara giderim ben, "

 

"Az önce Cihanı ara diyordun? " Diye sordu

 

"Beni oradan çıkarsın diye demiştim. Senin yardım edeceğini tahmin etmemiştim. "

 

"Niye etmeyeyim sana yardım? " Dediğinde "bilmiyorum." Diye mırıldandım.

 

"Mert i arayabilir miyim senden? " Dediğimde alayla, "Serkan bitti Mert mi başladı? " Diye sordu.

 

"Bin Liyan şu arabaya birazdan babanlar gelecek! "

 

"Sana güvenmiyorum. "

 

"Bana güvenmiyor musun yoksa o itlerin yaptıkları hoşuna mı gidiyor? "

Dediğinde gözlerim sonuna kadar açıldı.

 

"Ne diyorsun sen! " Dediğimde tek kaşı havalandı. Ardından yüzü acıyla buruştu.

 

"Burada kalmanın mantıklı bir açıklaması olamaz. " Dediğinde başımı iki yana salladım. "İğrenç herifin tekisi-"

 

"Gelecek misin sen onu söyle, "

 

⛰️⛰️⛰️

 

"Cihan ben evlenmek istemiyorum. " Dedim ona sarılarak "ne olur dayımlara götür orası olmaz çok sinirliler. " Dediğimde elleri kollarıma uzanarak beni bedeninden ayırdı.

 

"Her şeyi konuşacağız. Şuan değil ama yürü, " Diyerek tekrar kapıya doğru gitti. "Selin hazır mısın? " Diye seslendiğinde içeriden Aliye Hanım çıkmıştı. "Nereye? " Diye sorduğunda

 

Cihan Selinin odasının kapısını çaldı. "Nevşehire gidip geleceğiz anne geliriz bir kaç saate, " Dedi

 

"Neden gidiyorsunuz? " Dediğinde

Cihan yanıtsız bıraktı Aliye Hanım bana döndüğünde "bilmiyorum." Dedim.

 

"Nereye? " Diye sorarak gelen bu sefer Pehlivandı.

 

"Beni nevşehire götürüyor. " Dediğimde Cihan bana döndü.

 

"Ne kuruyorsun sen şu kafanda? " Dediğinde başımı eğdim.

 

"Bende geliyorum. " Dedi Pehlivsn aksayarak dış kapıya doğru giderek montunu aldı.

 

Cihan, "Pehlivan Açelyayı ara o da hazırlansın. " Dedi Odasının kapısını nihayet açan Selin'in üzerinde siyah eşofman ve mavi triko kazak vardı. Üzerinde ki montunun yakasını düzelterek fermuarını çekti. Cihan elini Selinin omzuna koyarak önüne aldı.

 

Selin kapının önüne gittiğinde Cihan, "hadi Liyan, " Dedi

 

"Gitmeyelim lütfen. " Dedim çenemin Titremesine engel olamayarak

 

"Geleceksin Liyan. " Dedi üzerine basa basa "geleceksin ve bu yapanları bana tek tek sen göstereceksin. "

 

Selin selinin arkadaşı ve pehlivan arkada otururken biz Cihan ile ön koltukta oturuyorduk stresten avcumun içine tırnaklarımı saplıyordum.

 

"Abi fotoğraf çekilecek bir yerde dursana, " Dedi. Selin

 

"Tiktok çekeriz değil mi açelya? "

 

"Ben o uygulama silinecek demedim mi? " Diyen Cihan aynadan Selin ile bakışıyordu.

 

"Kimseye atmıyorum ki anı kalsın diye, " Dediğinde Cihan sabır dilercesine başını iki yana salladı. Saat gecenin birine geliyordu.

Ve biz bu saatte Kayseri'den çıkmış Nevşehire doğru gidiyorduk

 

Aramızda gözle görülür bir soğukluk vardı. Çatık kaşları bir an bile inmemişti. Sert solukları bir an bile yumşamamıştı.

Ve bana hiç bakmamıştı. Ve buda beni korkutuyordu.

 

"Cihan." Dedim titrek bir verirken

Ne diyeceğimi de bilmiyordum. Sadece konuşma ihtiyacı duymuştum.

onu da duymazdan geldi.

 

 

"Cihan." Dedim bir kez daha, "Söyle! " Dediğinde soğuk ve sinirli çıkan sesine karşılık yutkundum.

 

"Yok bir şey, " Diyerek başımı cama yasladım. Ne vardı ki sanki efendim canım deseydi.

 

"Efendim Liyan! " Dediğinde omuz silktim.

 

"Söylesene kızım. " Diyerek sesini yükselttiği nde ona döndüm. o da fark etmiş olacak ki yutkundu. "Söyle, " Dedi bu sefer daha alçak tutmaya çalıştığı sesiyle

 

"Ne oldu zilli? " Diyen Pehlivan ile Cihan' ın direksiyondaki elleri sıkılaşmıştı. "O ne demek! " Diye sordu Pehlivana

 

"Düzgünce adını söyle, " Diyerek önüne döndü. Ardından pencereyi açtı. Cebinden sigara paketini çıkarırdı. Ortada, el frenin yanında olan çakmağınıda eline aldığında tek eliyle arabanın hakimiyetini üstlenmiş diğer eliylede paketinden bir sigara çıkararak dudaklarına götürmüştü.

 

Paketi kucağında bırakarak dudakları arasında olan sigaranın ucunu ateşledi. Ardından sigara paketini ve çakmağını el freninin yanına bıraktı.

 

Sigaradan aldığı dumanı içine çekerek sigarayı dudaklarından çekti sigarayı pencerenin dışında tutarke arkadan Selin, "Bende içeyim mi? " Demişti.

 

Cihan aynadan Seline bakmış ardından sigarayı diğer eline alarak arkaya uzatmıştı. "Dumanı dışarı üfle," Dediğinde Selin penceresini açmıştı.

 

Selin sigaradan çektiği iki duman sonrasında tekrar Cihana uzattı sigarayı Cihan önce benden taraftaki eline almış ardından diğer pencere kenarındaki eline almıştı.

 

"Petrol görürsen durabilir misin? " Dedim. Kısık bir sesle başını belli belirsiz salladığını gördüğümde sırtımı koltuğa yasladım.

Ben sırtımı yasladığım da Cihan gaza biraz daha yüklenmişti.

 

Çok geçmeden ani bi frenle durduğunda öne Savrulmamak için elimi torpidoya uzatarak destek aldım. "Ne yapıyorsun? " Diye sorduğumda "dalmışım." Dedi arabayı geriye alarak petrolün girişinden geri girdi.

 

Kırmızı ışıkların yandığı petrolde Cihan arabayı kenara çekerken aynadan Selinlere baktı. "Abim girecek misiniz lavaboya? " Dediğinde Selin uğraştuğı telefondan bakışlarını kaldırdı. "Hayır." Diyerek kısa bir yanıt verdiktrn sonra "ama su içerim. " Demişti.

 

Arabanın kapısını açıp indiğimde

Cihanda inmişti. Arabanın önünden dolaşatak yanıma geldiğinde, "lavaboya mı gideceksin? " Diye sordu. Başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Gir sen. " Diyerek önden petrole girdi bende oflayarak arkasından. O dolaba yönelerek su alırken bende arkaya üzerinde çöpten kadın resmi olan kapıyı açarak içeri girdim. El yıkama yerinden aldığım peçeteler ile lavaboya girdim.

 

Lavabodan çktığımda kollarımı sıvadım. Ellerime köpük alarak musluğu açtım.

Ağır ağır ellerimi yıkarken açılan kapı ile bakışlarımı kaldırarak aynadan kapıya doğru baktım. Kaşlarımı çatarak arkamı döndüm. "Cihan? " Dediğimde yanıtsız bırakarak üzerime doğru geldi.

 

Ona döndüğümde belimden tutarak musluktan uzaklaştırdı ve sırtımı arkasındaki duvara yasladı. "Cihan ne oluyor? " Diye sorarak bende ellerimi kollarına koydum.

 

Sırtım soğuk zeminde iken başını boynuma yasladı. Derin nefesler alıp verirken ne olduğunu merak ediyordum.

 

"Evine varana kadar seninle konuşmak, göz göze gelmek, elini tutmak istemiyordum. " Dedi ardından, "sesini bile duymak istemiyordum sakinleşirim diye, " Dedi başını boynumdan kaldırmadan. Sözleri bittiğinde başını kaldırarak alnını alnıma yasladı.

 

"Öyle melül melül bakıyorsun ya, " Dedi nefes alışverişleri kesik kesikti.

 

"Herkesi kurşuna dizmek istiyorum. Öyle masum bakıyorsun ki yol boyu camın kenarında küçük bir kız çocuğu gibi oturdun... " Dedi

 

"İçim gidiyor seni görünce, kıyar mıyım hiç sana neden bana ürkek ürkek bakıyorsun... " Dedi

 

"Gidince ne olacak. " Diye sordum. Beni en çok korkutan buydu.

 

"Beni orada mı bırakacaksın? geri getirecek misin? " Dediğimde başını başımın üzerine yasladı. Bedenlerimizin her bir zerresi birbiri ile temas halindeydi.

 

"Sadece seni değil Liyan hep birlikte gidiyoruz. "

 

"Geri gelecek miyim? "

 

"Liyan seni asla bırakmayacağımı söyledim. " Diyerek belimde ki eli sıkıca sarıldı bedenime başımı göğsüne yasladım bende

 

"O zaman neden gidiyoruz da gitmeyelim ne olur. "

 

"Bana sen göstereceksin tek tek kimin ne yaptığını, "

 

"Cihan onları tanımıyorsun. Babam ne yapar bana gideme-"

 

"Sen, " Diyerek elini sırtımda gezdirdi. "Babam ne yapacak diyeceğine erkek arkadaşım ne yapar sözünden çıkarsam desene, " Dedi benden bedenini uzaklaştırdı ardından belimdeki elleri gücünü arttırarak kucağına aldı. Beni el yıkama yerine oturttu. Bacaklarımın arasına girdiğinde şimdi aynı boydaydık belki de ben ondan bir iki santim uzun.

 

"Gelmezsem ne yaparsın ki, " Dediğimde

 

"Kalçana vururum. " Dedi hiç düşünmeden.

 

"Geçti mi sinirin. " Dedim verecek cevap bulamayarak

 

"Hayır." Dedi eski ciddiyetine bürünerek

 

Elleri belimde gezinirken, "buraya bana yaralarını göstermen için geldim. " Dedi ardından elleri kazağımın eteklerini kavradı.

 

"Ne yarası? " Diyerek geriye doğru kayarak uzaklaşmaya çalıştım.

Elleri buna engel olarak daha sıkı tuttu. "Bakacağım Liyan. " Dedi net bir şekilde

 

"İstemiyorum." Dediğinde tek kaşı havalandı. "Vücudunda bir yara olduğunu kabul ediyorsun yaani? " Dediğinde yutkundum. "Yook, " Dedim o yu uzatarak

 

"Ben gideceğim üşüdüm burada, " Dedim öne doğru bedenimi kaydırsamda önümden milim ayrılmadı.

 

"Selin neden geliyor biliyor musun? " Dediğinde sessiz kaldım. Üst dudağı kıvrıldı. "Bana daha önce anlattıkların yüzünden. " Dedi benim yerime cevaplayarak

 

"Yol boyu düşündüm. Sana inanmadılar ise vurmaktanda çekinmemişlerdir. Hem yüzünün o hali ve kaza diye söylediğin yalan. " Dediğinde bakışlarımı kaçırdım.

 

"Göster bana Liyan. Yaraların yerlerini göster ki milim bile oynamadan aynı yaradan onlarada açayım. " Dediğinde çenem titredi.

 

"Neden uğraşıyorsun ki boşver geçti gitti zaten. " Dediğimde başını acı acı iki yana salladı. "Benim bir tane Liyanım var. " Dediğinde sol gözümden bir damla yaş düştü.

 

"Benim başka Liyanım yok. Başka sevdiğim değer verdiğim biri yok ben onların yanına bırakır mıyım Liyan? Benim bir tane sevdiğim var. " Dediğinde kollarımı boynuna sararak başımı boynuna gizledim.

 

"Benim tek bebeğimsin. ben izin verir miyim canını yakmalarına, " Elleri sırtımdan uzanarak saçlarımın arasına gitti.

 

"Söz vermiştim kendime gidene gidene kadar konuşmayayım gözlerine bakmayayım diye iyice iradesiz puştun teki oldum. " Dedi başımı kaldırarak ona baktım.

 

"Demese öyle, " Dediğimde elleri yüzümde dolaştı. Yanaklarımda duran eli baş parmağı gözlerimin altında kalan yaşları sildi. Ardından kendine çekerek dudaklarımın üzerine kendi dudaklarını bastırdı. Öylece durdu. Ardından dudaklarını araladı. O araladığı zaman bende ona uyarak dudaklarımı araladım. Dudakları üst dudağımı esir alırken bende onu taklit ettim.

 

Arabaya tekrar bindiğimizde son bir saatimiz kalmıştı. Avuç içim terlerken ellerimi dizlerime bastırdım. Ne olacağını çok merak ediyor bir o kadarda korkuyordum. Selinin arkadaşı açelya uyumuş Pehlivan ve Selin ise kulaklık takmış korku filmi izliyorlardı.

 

"Cihan, " Dedim ona dönerek sesimin titremesine engel olamamıştım. "Söyle gülüm. " Diyerek aynadan arkayı kontrol ederek sinyal verdi. Yan şeride geçtiğinde bana döndü. "Efendim Liyan? " Dediğinde alt dudağımı büzdüm.

 

"Korkuyorum." Dedim. Kalbim yerinden çıkacak gibi hızlıcs çarparken nefesim kesiliyordu.

 

"Uzat elini, " Diyerek bana elini uzattı. Elimi ona verdiğimde avcunun içinde hapsetti. Diğer elini direksiyondan çekerek camı biraz açtı.

 

"Dedem beni evlendireceğini söylemişti. Ya benim geri gelmeme izin vermezlerse? " Diye sordum.

 

"Bunları düşünüyor musun gerçekten, " Dedi sesi öylesine naif ve güzeldi ki büyülenmemek imlansızdı. Sesinin tınısı naifliğine rağmen o kadar net bir ifade vardı ki ne denilirdi... Kurşun atar kurşun yerdim.

 

"Babanlardan çıktıktan sonra ne yapacağımızı düşün sen. " Dedi baş parmağı ile elimi okşarken

 

"Gideceğimiz AVM de alacağın şeyleri düşün. " Dedi ardından.

 

"Onlara ne yapacağımu bırakta ben düşüneyim. Sen sıkma canını. " Dedi sırtımı koltuğa yasladım. "Elimde değil çok geriliyorum. " Dedim. Bedemin çekildiğini hissedebiliyordun. Korkunç bir his bedenimi eline geçirmişti sanki.

 

"Seni parka götüreyim mi? " Dediğinde ona döndüm. "Ne zaman? " Diye sorduğumda oda benim gibi rahat bir şekilde sırtını daha da yaslandır arkasında elim elindeyken vitesi değiştirerek. " Gün doğunca, " Dedi dilini dudaklarında gezdirdikten sonra, "salıncak mı kaydırak mı? " Diye sordu.

 

"Salıncak." Dedim hiç düşünmeden.

"Hmmm." Diye mırıldandı.

 

"Seni hızlı sallayacağım. " Dedi gözleri yolda ara ara ise aynalardaydı. "Sonrada korkup bana yalvaracaksın durdur diye, " Dediğinde dudaklarıma bir tebessüm kondu. "Korkmam ki ben. " Dediğimde kaşlarını kaldırıp indirdi. "Bak sen. " Dedi.

 

"Salıncağı durdurmam için bayağı uçuk tekliflerle gelmen gerek bana, " Dediğinde keyifle gülümsedim.

 

"Ne mesela? " Dediğimde dilini damağına vurdu. "Düşün biraz. Hayalg gücünü zorla beni ikna edecek bir teklif düşün. " Dedi ardından aynadan pehlivsnalra baktı. O bakınca bende omzumun gerisinden onlara döndüm. Benim arkamda açelya pencere yaslanmış uyurken ortada olan Selin başını Pehlivanın omzuna koymuştu. Birlikte kulaklıkla film izliyorlardı.

 

"Ben seni ikna edecek olsam öpüşmeyi teklif ederdim. " Dedi kısık bir sesle "ama daha yaratıcı şeyler düşün bir öpüşmeye tav olacağımı sanmıyorum. " Dedi. Neden olmuyordu ki ben öpüşmenin ö sünü duysam havada kapardım.

 

Ne diyebilirdim ki öpüşmeden ileriye gidemezdik. Sadece öpüşmek, sarılmak ve boynumy öpmesi vardı ve ilerisi ister istemez beni korkutuyordu. "Cihan sen en çok neyi seversin ki, " Diye sordum. Benimki çok basitti.

 

Tavşanları, parkları, çizgi filmleri, çilekli sütü, mandalina ve çilek birde öpüşmeyi severdim.

 

"Seni." Dedi kısaca

 

"Yaa öyle değil, " Diye mızmızlandım.

 

"Bana nelerden hoşlanıyorsun ondan bahset. "

 

"Motor." Dedi çok düşünmeden. "Fazla hızı severim."

 

"Başka? "

 

"Mercimek çorbası, " Dediğinde şaşırdım. Oysa domates çorbası daha güzeldi.

 

"Sen benim yerimde olsan seni ikna etmem için ne teklif ederdin. " Dedim biraz hile yaparak.

 

"Ben Liyan olsam. Cihana teklif edeceğim tek şey san bir daha yalan söylemeyeceğim olurdu. " Dediğinde alt dudağımı sarkıttım.

 

"Çok yalan söylemiyorum ki aslında, " Diye mırıldandım. "Yalan sevmem. " Dedi karşılığında

 

Omuz silktim. "Başka? " Dedim merak ederek

 

"Birlikte duş almak? " Dediğinde hayretle yüzüne baktım. "Ne? " Dediğimde alaylı yüz ifadesi giderek arttı. "Ne?" Dedi benim gibi "bu gayet normal bir şey, " Dediğinde gözlerim açılabildiği kadar sonuna kadar açılmıştı.

 

"Ama ben-" Dediğimde

 

"Şaka yapıyorum. " Dedi

 

"Ama sözlenmeyi teklif ederdim. " Dedi ardından

 

"Sözlenmek mi? " Diye sordum. Daha önce böyle bir. İsteğini hiç dile getirmemişti.

 

"Evet." Dedi bu sefer ciddiydi.

"Seninle sözlenmek isterim. " Diyerek bana döndi. "Ama önce büyü Liyan. " Diye ekledi. Belkide bu son cümleyi beni korkutmamak gerilmemem için söylemişti emin değildim ama sözlenmek istediği apaçık ortadaydı. Cihan ile sözlenmek...

Çok tuhaftı. Duymak iki kelimenin bir araya gelişi Cihan ve sözlenmek büyüleyiciydi.

 

Araba durduğunda yutkundum.

"Zorunda mıyız? " Diye sordum. Bunu yapmak istemiyordum.

 

Selin kollarını iki yama doğru açarak esnedi. "Hadi halledelimde gidelim. " Dedi. Pehlivan kapıyı açarak araban indi. Açelya da uyanmış uyku mahmurluğu ile etrafı izliyordu. "Gel kanka gel açacağız şimdi uykumuzu, " Dedi Selin arabadan inerken.

 

"İstersen arabada kal. " Dedi Cihan

"Ama gelip görmeni isterim. Nefretin soğusun. Ömür boyu içinde kalmasın sana yaptıkları cezalarını çektiklerini gör. " Dediğinde yutkundum.

 

"Sana kızma gibi bir lüxleri yok. Öyle bir dünya yok Liyan. Benimle gel ve onların acınası hallerine tanık ol. " Dediğinde başımı aşağı ve yukarı doğru salladım. "Aferin güzel kızıma," Diyerek uzanarak alnımı öptü.

 

"İnelim hadi, " Diyerek kapıyı açtı. Onun arkasından bende kendi kapımı açarak indim. Aynı anda sokağa giriş yapan diğer bir arabanın farkarı dokağı aydınlatırken ellerimi gözlerimin önüne tuttum. Cihan arabanın önüne kadar gelerek elini uzattığında elini tuttum.

 

Birlikte sokağa giren arabanın yanına gittiğimizde sürücü penceresi açıldı.

 

İçeriden elini uzatan adam, "nasılsın Cihanın? " Diye sordu.

 

"İyidir koçum seni sormalı, " Diyerek adamın uzattığı eli sıkmıştı. "Bir ses duyarsak geliriz. " Dedi adam.

 

Cihan ise, "evin bahçesinde olun. " Demişti.

 

Adam başını salladığında arka koltuktaki adamlarda toplarlanmaya başlamışlardı. Cihan sanki aile ziyaretine gider gibi, "hadi." Demişti Selinlere hep birlikte siyah demir kapıdan içeri girdik bahçe boyu yürüdüj attığım her adım göğüs kafesimi daraltıyordu sanki

Çünkü kalbim öylesine atıyordu ki

Saki yeri yoktu.

 

Bahçe yürüyerek evin kapısına ulaştık. "Ne kadarda çirkin boyası, " Dedi açelya evin duvarlarına bakarak.

 

"Cihanın ise bedeni kasılmıştı. Tuttuğum eli öylesine sertti ki, "

 

"Korkma, " Dedi bana bakmadan ardından Pehlivana gözleri ile İli işaret etti. Pehlivan serseri bir şekilde kolunu kapıya yasladı. Zile parmağını yasladı. Ve bir süre öylece kaldı. il takılı kalmış gibi ardı ardına çalarken kapı en sonunda açılmıştı. Kapıyı açan halamı gören Selin evin içine doğru girmek için kapıyı itti. "müsade var mu? " Diye sorarak içeri girdiğinde kapıdaki halamı itmişti. Arkasından açelya girerken Halam bir hayli şaşkın ne yaşadığını çözmeye çalışıyordu.

 

"Kimsiniz? " Derken İçeri pehlivan girmiş ve Cihan tuttuğu elimle birlikte içeri girmişti. Halam ile göz göze gelince halamın kaşları hayretle havalandı.

 

"Cümleten hayırlı akşamlar. " Dedi Pehlivan tüm ailemi salonda otururken ve bir arada görmek beni korkutmuştu adımlarım duraksadığında Cihan müsade etmeyerek beni çekiştirdi.

 

"Liyan? " Diye sordu amcam. Sinirli ve sert sesi beynimde yankılanırken Cihan, " İyi akşamlar dedi adam. " Dedi vurgu ve imalı sesiyle "duymadınız herhalde, " Dediğinde Pehlivan umursamadan boş olan koltuğa oturdu.

 

"Oturacak yer gösterin. " Dedi açelya etrafa küçümseyerek bakarak oysa bizim ev Cihanlarının evinin dört beş katıydı.

 

"Buyrun." Dedi emre ayağı kalkarak ardından masadan sandalye çekti açelyalar için.

 

"Serkan yok mu? " Diye sordum

"Aslı yengeme bakarak, "

 

"Yukarıda, " Dedi halam. Evde olduğunu belirterek

 

Cihan, "ayakta kaldık. " Diyerek emre' in kalktığı yere doğru girerek oturdu. Bende yanına oturduğumda kızlar çekilen sandalyelere oturmuş emre ise ayakta kalmıştı.

 

"Otur sende otur. " Dedi Cihan bakışları Emre'nin üzerindeyken.

 

"Liyanı getirdiniz sanırım. " Dedi amcam. Babam ise sadece bana bakıyordu. Cihan ile tutuştuğumuz ellerimize bile değmedi bakışları.

 

"Yok." Dedi Cihan kalın çıkan sesiyle

"Aile ziyaretine geldik. Geri gideceğiz." Alay eder gibi

 

"Liyan sen yukarı çık. " Dedi halam. Sanki temelli gelmişim gibi

 

"Çıkacak merak etmeyin, Tavşanını almak için çıkacak. " Dediğinde ortamdaki gerici havayı dağıtan ve konuyu açan Pehlivsn oldu.

 

"Bizim kızın vücudundaki yalarak ne iş? " Diye sordu. "Yüzü gözü ne hâlde bu kızın. " Dedi tane tane halam verecek bit cevap bulamazken

 

"Babasıyım." Dedi babam. Bu söylediğine en çok ben hayrete düşmüştüm. "Kızımla aramdaki ilişkinin hesabını size mi vereceğim. " Dediğinde sehbadaki bardağı yeni fark etmiştim.

 

"Kızın değil. " Dedi Cihan elini elimdeb çekerek en az benim kadar o da gerilmişti.

 

"Kızım diyerek benim sinirlerimi bozma bu kızın bedenine yapılanların hesabını soruyorum. " Dedi hiddetle

 

"Liyan sen yukarı. " Dedi halam.

 

Ama Selin yüzüne ukala bir gülümseme kondurarak, "gel biz seninle çıkalım yukarı, " Dedi ayağı kalkarken.

 

"Gelde göster bize yukarıda ne varmış, " Dedi. Açelyada Selin gibi kalkarak ellerini cebine attı.

 

Pehlivan, "gidinde biz erkek erkeğe konuşalım. " Dedi

 

Yukarıda ailenin geri kalan üyeleri vardı sanırsam. Dedem babaannem amcam ve yengem yoktu. Birde kenan

 

Halam da ayağı kalktığında bana baktı. " Yürü arkadaşlarınla odana çık. " Dedi Selin, "yok, " Diye karşı geldi.

 

"Biz seninle çıkacağız hadi, " Dedi

 

Pehlivan, " Çay yok mu? " Diye sorduğunda amcam yememe gözleri ile işaret verdi.

 

Selin halam ile birlikte yukarı çıkarken Cihan, "umarım! " Dedi gür bir şekilde

 

"Oğullarınızdan herhangi biri kardeşimin yanından bile geçmez. " Dedi tehtit dolu bir şekilde

 

"Geçmez." Dedi halam yutkunarak.

 

Pehlivan belinden silahını çıkardığında herkesin bakışı ona kaydı. Silahın önüne ve arkasına çevirerek baktıktan sonra ortadaki sehpaya sertçe bıraktı.

 

"Geçmez geçmez. " Dedi net ve alaylı sesiyle halam Selinlerle yukarı çıktığında

 

Amcam söze girdi, "buraya neden geldiniz. "

 

"Anlatamadım. Herhalde, " Dedi tane tane "bu kızı ben sağ sağlim getirdim. Yüzünün halini soruyorum. "

 

Babam verecek bir cevap bulamadığından olsa gerek sehpaya bıraktığı içi viski dolu bardağını alarak dudaklarına götürdü.

 

"Bizim özel meselelerimiz. " Dedi Amcam

 

"Kızımızı getirdiniz sağ olun. Ama daha fazla kurcalamanız densizlik olur-"

 

Cihan, "Senin bu kıza vurman adamlık mı biz densiz olacak soysuz it. " Dedi öfkeyle ben yerime siner iken Pehlivan sağlam olan ayağını sallıyordu zeminde

 

"O sesini alçat, " Dedi babam. Yüksek sese katlanamazdı.

 

"Sende sesini çıkar biraz bey baba! " Dedi Pehlivan ukala bir dilde "şu kızın bu evde yaşadıklarına dur de benim kızım de, " Dediğinde Cihan, "sıra o piçlerinize de gelecek merak etmeyin. " Dedi apaçık tehdit ederek.

 

Yukarıdan duyduğum çığlık ve düşme sesi ile irkilirken Cihana baktım. Ama Cihan rahat bir şekilde oturmaya devam ediyordu. Elinde çaylar ile içeri giren yengem bize çay tutarken

 

Amcam, " Ne oluyor yukarıda? " Dedi

 

"Git bak, " Dedi Pehlivan yengeme "ama bizim kırların tırnağı kırılsa yıkarım bu evi başınıza, " Dedi ciddiyet ile

 

Cihan aldığı çayı koltuğun yan tarafına bırakı ben ise çay almamıştım.

 

"Liyan'ın kuzenleri nerede? " Dedi Cihan ortama daha fazla katlanmak istemiyordu.

 

"Biri şu. " Dedi Pehlivan Emre'yi işaret ederek Emre yutkunduğunda Pehlivanın dudakları memnuniyetle kıvrıldı.

 

"Diğerleri? " Dediğinde eş zamanlı olarak çalan kapı ile Emre ayağı kalktı. Kapıyı açmaya giderken.

 

"Liyan demek ki sizide kandırmış, " Dedi amcam onaylamaz bir şekilde

 

"Başta ana olmazsa böyle olur... Sana söylemiştim abi annesi gibi olaca-"

 

Cihan, "Başta anneden önce baba var mıydı? Başta adam varmıydı." Dedi aksi bir sesle "şunlara bak ya, " Diyerek koltukta biraz kaydı.

 

"Sahipsiz bulan sizsiniz bu kızı! " Diye bağırdığında kapıdan giren ailenin diğer üyleri "kapıda ki adamlar ki-" Derken bizi görmesi ile sustu eniştem.

 

"Gelin gelin sizde gelin. " Dedi Cihan.

 

"Sen yukarı çık oğlum. " Dedi yengem. Ceme doğru

 

"Yok öyle bir şey geliyor buraya, " Dediğinde Dedem ne olduğunu sorarcasına amcama bakıyordu.

 

Cem, kenan, anıl sırasıyla geldiler içeri gereksiz bir ego ile "hayırdır, " Dedi Cem Cihana doğru.

 

"Oğlum otur. " Dedi diğer amcam.

Gözleri madamın üzerindekş silahta gezerken.

 

Dedem, " Kimsiniz ne işiniz bar evimde, " Dediğinde

 

"Sen yukarı çık baba, " Dedi amcam ayağı kalkarak

 

"Bu adamlar kim şerif? " Dediğinde amcam dedemin yanıan gitti hadi baba

 

" Liyan kim bunlar? " Diye ısrarcı oldu dedem gitmemekte

 

"Sevgilisiyim ben. " Dedi Cihan kendini tanıtarak "aile içi sorunlarız varmış halletmek için geldim. " Dediğinde adam başını iki yana salaladı.

 

"Benim emmimim torunu ile evlenecek onun bu evde yeri yok! " Diye bağırdığında çrnem titredi.

 

"Yukarı çıkarın babanızı, " Dedi Pehlivan "kalbi dayanmaz adamın. " Diye eklediğinde dedem.

 

"Emmim ile anlaştık. Söz keseceğiz. " Dediğinde

 

Cihan, " Susturun şu adamı! " Diye bağırdı. Sesi tüm evde yankılanırken emrede benim gibi irkilmişti.

 

Dedem olduğu yerde kalırken. "Hadi baba, " Dedi amcam dedemi çekiştirerek merdivenlere götürürken

 

Selin ve Açelya Merdivenleri inerek yanımıza gelmişlerdi ikiside yanıma oturduklarında ağızlarında ki sakızları sinir bozucu bir şekilde çiğniyorlardı.

 

Babam sinirle boynunu kütletti.

 

Amcam dedemi yukarı çıkardığında babaannem de arkasından çıkmıştı.

Eniştem ve diğer halam da geldiğinde

 

Eniştem, "Liyanı mı getirdiniz? " Diye sormuştu.

 

"Hayır." Dedi Cihan net bir ifade ile

 

"Liyanın yüzündeki yaralardan bahsediyorum? " Dedi sorarcasına "haberinizin olması gerek. "

 

"Ne demek istiyorsun? " Dedi yengem.

 

"Ne demek istiyorsun mu? " Diye tekrarlarladı.

 

"Kim yaptı hangi sebep ile yaptığını soruyorum. Birde şu evlilik meselesi var. "

 

"İsmin nedir? " Diye sordu amcam.

 

"Cihan." Diye yanıtladı

 

"Ne iş yapıyorsun. "

 

"Askerim." Dediğinde cemlerin yüz ifadesi değişmişti.

 

"Liyanı seninle evlendirmem. " Dedi babam karşı çıkarak

 

"Mesleğimi söylemeden önce evlendirmeyi mi düşünüyordunuz? " Dedi Cihan, "ne kadarda kibarsınız ama ben sizin gibi hoş şeyler düşünmüyordum."

 

"Liyan bizimle kalacak! " Dedi babam bardağı fırlatırken "o benim kızım! " Dediğinde gözlerim doldu.

 

Ben babamın kızıydım.

 

"Ben kızımı göndermem hiç bir yere, "

 

"Ama yıllarca dayak yemesine ve taciz edilmesine izin verirsin. " Dedi Cihan

 

"Siz." Dedi kuzenlerime bakarak ama Cihandan önce halam, "evlendirmeyi biz istemedik. " Dedi diğer dediklerine verecek bir cevabı yoktu.

 

"Sen söyle oğlum ne yapabilirdik başka? " Dedi Halam her zamanki manüplasyon tavrını almıştı.

 

"Oğluma attığı iftiraya nasıl göz yumalım. Nişanlı benim oğlum. " Dediğinde şaşırmıştım. Kenan nişanlanmış mıydı.

 

"Bu abuk sabuk oyunlarını aklınca kurduğu senaryoları dünürlerimizin yanında da yapsa ne deriz biz bizi rezil ettiği yete-"

 

"Siz alışmışsınız Liyanı ezip ezip bahaneler sunmaya, " Diyerek biraz daha öne kaydı Cihan hiddetle, "baksana sen benim gözlerime! "

Dedi

 

"Yer miyim ben bu bahaneleri her biriniz biliyorsunuz çocuklarınızın ne bok olduğunu, " Diyerek Cemlere döndü.

 

"Sizi yaşatmam! " Dedi bağırarak merdivenlerden inen Serkan ile göz göze geldiğimizde dudağkmı sarkıttım.

 

"Andım olsun ki öldürürüm sizi! " Dediğinde

 

Cem, " Bir embesilinin uydurduğu saçmalığa inanarak mı? Hayatta hiç sevilmemiş birinin kurduğu senaryo dikkat çekmek için. " Dedi küçümseyerek "zavallı, " Dediğinde Cihan aniden ayaklanmıştı.

 

Eli beline giderek çıkardığı silahın emniyetini açarak Cem' e doğrulttu.

"Seni de siken olmadığı için sanırım bu özgüvenin. " Dedi

 

"Özür dile Liyandan. " Dediğinde

Cem' in kaşları havalandı.

"Özür mü?" Demeye kalmadan Cihan tetiğe basmıştı. Cem inleyerek kolunu tutarken, "hay aksi ağzına sıkmam gerekirdi. " Dedi yalancı bir pişmanlıkla herkes ayaklanırken kapı çalınmıştı. Olayın şoku ile bakışlarımı Cem den ayıramamıştım kolunu tutarak iki büklüm olmuş bağırıyordu.

 

Pehlivan, " Siz yukarı, " Dedi sehbadan Silahını alarak

 

"Yukarı, yukarı, yukarı. " Diyerek kışkışlar gibi amcamları kaldırdığında

 

Serkan' ın kapıyı açmaya gittiğini görmüştüm ama hâlâ kokudan titriyordum. Cihan blöf yapıyor sanmıştım.

 

Amcam Cem'in yanına gitmiş eniştem de Cihanın karşısına geçmiş meydan okur gibi hesap sormak için ağzını açtığı an yüzüne inen yumruk ile geriye sendeledi

 

Yengem ve halam çığlık atmıştı sadece Yengem yerine sinmiş korkuyla Cihana bakarken halam eniştemin yanına gitmişti.

 

"Sen yeni geldin herhalde? " Diye sordu Selin Halamlara doğru

 

"Biz seninle tanışamadık diğerleri ile kaynaştık sen eksik kalma gel, " Diyerek ayağı kalktığında beklediğim bir sarılma ve ya tokalaşma iken Selin uzattığı elleri ile halamın saçını tutup çekmişti.

 

Bunu gören eniştem ileri atılsa da, "kardeşime tırnağının ucu değerse parmaklarını tek tek koparırım. " Dedi tehtitkar bir ses tonu ile yerinde kalmasını sağladı eniştem burnuny tutarken eşine acıyarak bakıyordu.

 

Selinin biraz kilolu ve uzun boylu olması ile Halamın karşılık verecek fırsatı bile olmamıştı.

 

"Seni gidi kahpe seni! " Diyerek halama tokat attı. Pehlivan ona gururla bakarken

 

İçeri giren Cihanın Diğer arkadaşları Cihana bakmıştı ne yapalım diye Pehlivan, "kuzenler hariç hepsi yukarı, " Demişti

 

Cihan arkasını dönerek bana baktı.

"Liyan." Dedi Cihan,

"Enişten ya da amcan. "

"Vurdular mı sana, " Dediğinde amcama baktım. "Hayır." Dedim yutkunarak Cihan gerçekten beni korkutuyordu

 

"Sevgilimin babasısın. " Dedi babama doğru

 

"El kaldırmam sana, babam sayılırsın. Saygım sonsuz-" Derken Pehlivan araya girdi, " Bendeki saygı asker olduğunu öğrendiğinde değişen yüz ifadesini görünce uçup gitti. " Dediğinde başımı iki yana salladım.

 

"Pehlivan hayır. " Dedim karşı çıkarak

Babama vurmasını istemiyordum.

 

Cihanın arkadaşları amcamlar ve eniştemi yukarı çıkarırken canlarını yakmaktan çekinmiyorlardı. Diğer bir adam babamın kolunu tutarak hızla çektiğinde, "Cihan hayır. " Dedim yalvararak

 

" Yapmasınlar. " Dediğimde Cihanın gözleri seyirdi. "Duydunuz." Xedi sertçe

 

"Selin sende ayak altında dolaşma abim çık dışarıda ne yapacaksan yap. " Dediğinde Selin başını kaldırarak Cihana baktı.

 

Ardından gözlerini odada gezdirerek bahçeye açılan bahçe kapısında durdu halama son kez tokat attığında ses odada yankılanmıştı.

 

Halamın saçından tutarak kapıya doğru götürürken Açelya ise yengemin kolundan tutmuştu.

 

İtişe kakışa dışarı çıktıklarında

Cihan, "yaslan arkana Liyan rahat ol," Demişti.

Bakışları ortadaki sehpaya değdiğinde hiç düşünmeden tekme savurarak kırımasını sağlamıştı. Kırılan parçaları ayağı ile iterek ortayı açtı. Kuzenlerim korku ile Cihanı beklerken ben gözyaşlarımı siliyordum.

 

Ne olursa olsun babama vurulmasını istemiyordum. Bana ne yapmışmolursa olsun babamın bakışlatı o kadar acılıydı ki üzülüyordum onun bu haline,

 

"Liyana yaptıklarınız yanınıza kalır mı sandınız? " Diye sorduğunda bacaklarımı kendime çektim.

 

"Bu kızı ağlatıp hesabı sorulmaz diye mi düşündünüz. " Dedi. Cem halâ kolunun acısı ile kıvranıyordu.

 

"Kapat gözlerini Liyan, " Dedi Pehlivan Cihan arkasını dönerek bana baktı. Başını iki yana salladı. Yanıma doğru iki büyük adım atarak önümde diz çöktü.

 

"Kapatma Liyan. " Dedi hâlâ elinde Silah vardı. Elleri iki yanımdan uzandmıştı. "Her şeyi gör için soğusun yaptıklarının yanlarına kalmadığını bil, " Dedi sesi ile o kadar güzel oynuyordu ki şuan ki sesi büyüleyiciydi. Etkileyici ve merhamet dolu sabahtan beri buradaki konuşan sesin sahibi o değilmiş gibi

 

"Sen benim sevgimimsin Liyan. " Dedi gözlerimin içine bakarak

 

"Korkmamalısın çünkü senin sevgilin benim. Onlar sana yalvarırken dinle onları çünkü bu his sana iyi gelecek

Ama eğer kötü hissedeceksen ellerin ile kulaklarını kapatabilirsin. Gözlerini yumabilirsin. Ama korkmamalısın. " Dedi nazikçe

 

"Eğer kendini kötü hisseder isen arabada bekle beni. " Dediğinde başımı salladım. Gülümsedi.

 

Ellerini benim üzerimden çekerek silahı tekrar beline yerleştirdi.

Eli ayağı kalkarak arkasına döndü. Eli kemerine giderek kemeri ağır ağır çözdü.

 

"Ekşiyüzü veren kimdi? " Dediğinde gözlerini kapatarak başımı dizlerime yasladım.

 

Cihan kemerini ikiye katladı. Pehlivan, "ben şu yakışıklıdan şüpheleniyorum. " Diyerek kenana doğru yürüdü.

 

Sonrası koca bir kaostu. Kuzenlerimin acı dolu feryatları duyulurken Cihan kendinden geçmiş gibiydi. Yerdeki Cem i son kez tekmeleyerek doğruldu. Gözleri etrafta turlarken gözleri yemek masasında takılı kaldı.

Oraya doğru giderek masanın üzerindeki tuzluğu aldı. Geri Cemin yanına gelerek yırtılmış olan kazağının kolunu daha da yırttı.

 

Cem, "yapma, yapma yalvarırırım hayır-" Derken Cihan tuzluğun kapağını açmıştı. Cemin kolunu sıkıca tutarak tuzu açılan kurşun yarasına döktü.1

 

Cem öyle bir çığlık atmıştı ki sesi tüm evde yankılandı.

 

"Liyan sizi affetmeden bu evden gitmeyeceğim. " Dedi dördünün de sesi çıkmıyordu. "Liyanın ayağına kapanıp af dilemediğiniz sürece nefesim ensenizden ayrılmaz. " Dedi bir tekmede Emreye savururken

 

Attığı tekme sonucumda Emre yere tükürmüştü. Kan tükürmüştü.

Tüm bu gördüklerim midemi bulandırdı.

 

"14 yıl boyunca Liyana yaptıklarınızın karşılığında size 4 saat dayak az. " Dedi hiddetle1

 

"Bugünün tarihini unutmayın. Çünkü her ayın yirmi ikisinde sizi dövmek için geleceğim. "

 

Alayla üst dudağı kıvrıldı. "14 bahar boyunca elim yakanızda, "

 

"Özür dilerim. " Dedi kenan

"Özür dilerim Liyan diyerek yerde iki dizinin üzerinde bana doğru gelirken evde ikinci kez yankılanan silah sesi Kenanın Çığlığını bastırmıştı.

 

" Söylemeyi unuttum. " Dedi Cihan, "benim sevgilimin önünde benden başka kimse diz çökemez. " Dediğinde Kenanan yaralı bacağı ile sürünerek geri çekilmeye çalıştı.

 

"Sen benim sevgilimin önünde ne amaçla diz çöküyorsun. " Diyerek üzerine doğru yürümüştü.

 

"Abi-" Demesine izin vermeden Cihan işaret parmağını dudaklarının üzerine koydu.

 

"Liyan'ın ayaklarına kapanacaksınız! bu işkence bitsin diye ama, " Diyerek sustu. "Liyan benim sevgilim. Kimse onun önünde diz çökemez. " Dediğinde dış kapının kilidi açıldı.

 

İçeri giren Serkan elindeki poşeti bir kenara atarak yanımıza doğru geldi.

 

Serkanı gören emre, "Serkan! " Diye bağırdı. "Serkan yardım et ne olur. " Dediğinde Serkan,

 

"Bende yardıma geldim." Dedi Emre ve diğerlerine tek tek bakarak bize biraz daha yaklaştı. Cihanın tam önünde durarak başını kaldırdı. Cihanın gözlerinin içine bakarak "yardım lazım mı enişte? " Diye sordu.

Bölüm : 09.11.2024 03:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...