44
Cihan derin bir nefes vererek Liyanı daha sıkı sardı. Hızla inip kalkan göğsü hâlâ endişeyle çarpıyordu.
Kendi kendine tekrar ediyor. Kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. "İyisin."
Duvar kenarına doğru giderek Liyanı kapıya doğru çevirmiş kendisi sırtını duvara yaslamıştı.
Yavaşça yere çökerek yere oturdu.
Liyanı da kucağına oturttu. Saçlarını yavaş yavaş okşarken "güzel kızım. " Dedi Liyanın başını biraz daha göğsüne bastırdı. "Neden kilitliydi kapı, " Dedi soluk soluğa
Ardından Liyanı göğsünden kaldırarak yanaklarını avucunun içine aldı. İki eli de Liyanın yanaklarında baş parmağı ile okşarken kendisine bakmasını sağlıyordu.
"Biri mi kilitledi. Söyle bana bebeğim hadi kim yaptı? "
Cihan Liyanın öksürmekten kızaran yüzüne baktı. Ardandan Liyanın yüzüne yapışan saçları geriye itti.
Boynunu açığa çıkararak herhangi bir iz var mı diye baktı.
Liyan Cihanın bu kadar endişeli olmasına üzülmüştü. Gözünden bir damla yaş düşer düşmez. Cihan hızla sildi.
"Ağlama bebeğim. " Dedi naif bir şekilde "kimin yaptığını söyle sadece, " Dediğinde bir cevap beklercesine Liyanın gözlerine bekliyordu. Liyan, "Cihan." Diyerek ağlamaya başlaması ile gözleri seyirmişti.
Liyan hızla Cihanın boynuna sarıldı.
Tekrar, "Cihan." Diyerek daha şiddetli ağlarken. Cihan kapısı açık kabinlerde gözlerine gezdirdi. Ardınan başını kaldırarak lavabonun penceresine baktı. Belkide sesini duyduğu için kaçmış olduğunu düşünsede kapalı olan pencere ile afalladı. Kapıya baktığında kapının arkasına takılı olan anahtara ilişti gözleri.
"Bebeğim... " Diyerek gözlerini yerdeki hala ucu yanan sigaraya çevirdi.
"Biri mi vardı senin yanında? Ne oldu anlat bana korkutma beni daha fazla,"
"Cihan. Ben kilitledim kapıyı tek başımaydım burada arkamdan biri gelir diye korktum. " Dedi başı Cihanın boynunda gizliyken
Ağlamasının sebebi ise korkmasıydı.
"Cihan sigarayı ben içtim. " Dedi utanarak, sesi ağladığı için boğuk çıkıyordu ve de buruk
Liyan başını kaldırarak Cihana baktı.
"Özür dilerim. Bir daha asla ama asla yapmayacağım. " Diyerek Cihanın gözlerine baktı. "Hiç sözünden çıkmayacağım. Hep söz dinleyeceğim. Yemin ederim. "
"Benim yüzünden. " Dedi ardından.
"Ben içtim hep senin yanında ben özendirdim seni, " Diyerek Liyanın bedenini daha sıkı sardı.
"Tabi ya, " Dedi isyan eder gibi
"Ben sigara içerken süt içecek halin yoktu benim yüzümden oldu. " Liyanın yüzü tekrar avuçları arasına aldı. Yüzünün her bir yerine sayısız öpücük kondurdu.
"Cihan deme öyle, " Diye mırıldandı Liyan suçlulukla
"Ben taktım mı takıyorum biliyorsun. Sen selinin içmesine izin verince onu biraz kıskandım." Bu söylediğine Cihan şaşırmıştı. "Hayır, sevgilim. " Dedi.
"Benim güzel sevgilim." Diyerek saçlarını sevdi. "Selini kıskanman gerekecek hiç bir şey yok, onun elinde olan bütün imkanlara sende sahipsin." Demişti ama Liyanın bahsettiği kıskançlık böyle bir şey şey değildi. Onun gibi olmak istiyordu. Kendinden emin. Serseri bir kız
"Kızdın mı bana, " Dediğinde Cihan, "çok kızdım. " Diye yanıt verdi.
"Çok kızdım sana, biri bir şey yaptı sandım. Bir daha seni tek başına bir yere göndermeyeceğim. "
"Gönderme, " Dedi nazlı nazlı Cihan bununla birlikte yüzünde burukta olsa bir tebessüm oluştu.
"Nazlı sevgilim benim. " Dedi dudaklarına yaklaşarak
"nazlı kızım... " Dudaklarını Liyan ın dudaklarına değdirip geri çekildi. liyanın sırtına ellerini iyice yerleştirerek ayağı kalktı.
Kapıda duran Pehlivan ı gördüğünde
"Cüzdanını ver. " Dedi. Pehlivanın maddi durumunu biliyordu. Ve şimdi isteyeceği şeyi kendi halledeceğinide öyle
Pehlivan ikiletmeden cüzdanını cebinden çıkardı. Cihana uzattığında Cihan Liyanı yere indirdi. Pehlivandan cüzdanı alarak kendi cüzdanını verdi. "Maddi hasarı karşıla, 0727." Diyerek Liyanın elini tutmuş ve çıkışa götürmüştü.
"Kucağıma almamı ister misin? " Diye sordu nazlı sevgilisine,
Liyan başını iki yana sallayarak reddetti. Zaten utançtan yüzüne bakamıyordu. Cihanı o kadar endişeli görünce çok korkmuştu. Bu korkusunun sebebi kendisine kızacak olması, ve de sigara içtiğini öğrenmesiydi.
Düşündüklerinin hiç biri olmadı.
Dışarı çıktıklarında park ettikleri arabanın yanına ulaşmak biraz uzun sürmüştü. Sonunda vardıklarında Cihan sürücü kapısını açarak
Oturmuş koltuğu geriye doğru itmişti.
Liyanında elinden tutup kucağına çekmişti. Liyan bacaklarını iki yana açarak Cihan'ın kucağına oturmuş ve dizlerini içe doğru bükmüştü. Cihan kapıyı kapatarak anahtarı kontağa yerleştirdi.
"Gel sevgilim. " Diyerek Sıkıca sarıp sarmaladı Liyanı,
"Biraz sana doyayım. Daha sonra küseceğim seninle, " Dediğinde Liyan alt dudağını sarkıttı.
"Cihan hayır ama lütfen hayır, " Diyerek başını kaldırdı. "Sözlenirim seninle küsme, " Dediğinde Cihan ne demekmistediğini anlamadığı için kaşlarını çattı. "Hani demiştin ya nevşehir e giderken, " Diye hatırlattı.
"Senin gönlünü almak için sözlenirim diyecektim. " Dediğinde Cihanın dudaklarıns minik bir tebessüm kondu.
"Ben sana kurban olurum. " Dedi dudaklarından dökülen kelimelerin farkında bile değildi. Öylesine büyülenmişti ki Liyana bakarken ne yaptığını ne dediğini bilemiyordu.
"Ölürüm sana ben, " Diyerek dudaklarına uzandı Liyanın kendisi çok kormuştu ama bir onun kadar da Liyan korkmuştu. Cihan Liyanın dudaklarını çekiştirerek emmeye başladığında her kendine çekişinde ısısrıyor ardından tekrar dudağını kavrayarak emmeye devam ediyordu.
Liyan ellerini yavaşça Cihanın göğsüne koyduğunda Cihan onun elinin üzerine elini koyup Liyanın elini bastırmıştı göğsüne, "dokun sevgiline, " Diyerek tekrar dudaklarına saldırdığında Liyan anın büyüsü ile söylediğini yaparak ellerini Cihanın geniş omuzlarında ve göğsünde gezdirdi.
Cihan Liyanın saçlarını toplayarak arkada saçlarını sabit tuttu ve vakit kaybetmeden boynuna geçti dolgun dudaklarının arasına Liyanın beyaz tenini sıkıştırmıştı.
Saçlarındaki elini beline indirdi. Belinden tutarak kendine bastırırken diğer elide Liyanın göğsünün üzerindeydi.
Memesini avuç içine alıp sıktıktan sonra "hissedemiyorum." Diye inledi.
Tekrar dudaklarına uzanırken eli Liyanın kazağının içine sızdı.
İşaret ve orta parmağının sırtını Liyanın göğüs ucuna yerleştirdi.
Parmaklarını birbirine bastırdığında Liyanın inleyerek geri çekilmeye çalıştığında Liyanın dudağını bırakmadan onunla birlikte geriye doğru gitti.
Baş parmağı ile göğüs ucuna bastırırdı.
Cihan geri çekildiğinde nefes nefeseydi Liyan.
Cihan, " Liyan. " Dedi bu konuşmayı şimdi yapmak istiyordu.
"Biri sana kötü bir niyetle yaklaştığında ya da elleri herhangi bir yerine değdiğinde ne yapacağını biliyor musun? " Dediğinde aklına Selinin küçüklüğü düştü.
Ona da aynı konuşmayı yapmıştı.
Liyan başını iki yana salladı.
"Bedenin senin özelin Liyan. Kimseyi özel alanına alma, " Ellerini Liyanın kollarında gezdirdi. "Kimse senin kolunu tutamaz. Kimse seni öpemez, kimse sana sarılamaz belini tutamaz. Onlar senin özelin Liyan. Eğer öyle bir şey olursa bağırmaktan çekinme haklı olan hep sen olacaksın. "
"Ama beni anlamıyorsunuz. " Dedi Liyan. "Bilerek mi bağırmıyorum sanki bağıramıyorum konuşamıyorum bile, "
"Ben seni anlıyorum bebeğim. " Dedi Liyanın anlatırken ağlamasına müsade etmeyerek "o zaman vur kır, eline ne geçerse fırlat camı kır kapıyı kır. Bardakları duvara fırlat, "
"Kimsenin özel alanına girmesine izin verme ben yapabileceğine inanıyorum. "
"Bunca seneye kadar yapabildim sanki, " Dedi Liyan aksi bir sesle
Liyan Cihanın bu konuşmasından rahatsız olmuştu. Sevgilisiydi ve ister istemez utanıyordu.
Cihanda aynı şekilde olsa da anlatmak zorundaydı.
"Bunca seneye kadar bilmiyordun çünkü, kolumu tuttu sadece diyerek kestirip atma Liyanım. Eğer biri ne niyetle olursa olsun saçının teline tırnağının ucuna bile değse bana söylemekten çekinme, "
"Kolaysa sen söyle, " Dedi Liyan
"Bunları konuşmaktan hoşlanmadım."
"Ben söyledim Liyan. " Dediğinde Liyan inanamayarak başını kaldırdı.
"Selin küçükken apartmandan bir adam. Kardeşime farklı bir niyet ile yaklaşıyordu hep, "
"Selin daha küçüktü bilmiyor hiç bir şey adam sevme bahanesi ile taciz ediyordu. Ve bunu bir tek ben fark ediyordum. Bende küçüktüm. Bir gün,"
"Babam gelmişti görevden ekmek almaya giderken o adamı gördüm. Seline bir şey yaptığını söyleyemezdim. Bende bana yaptığını söyleyerek bağırdım. "
Dediğinde Liyan şaşkınlıkla Cihana bakıyordu.
"Babam geldi. Adamın inkar etmesine izin vermeden yerden aldığım taşı kafasına attım. "
"Mahallenin ortasında kardeşime dokunuyor diyemedim. Bana dokunuyor demek daha az utanç veriyordu. Gözümün önünde kardeşime dokunuyordu ben bir şey yapamıyordum. Küçüktüm çünkü o gün ben söyleyince millet çocuklarını uyardı. İki kız çocuğuda el ele tutuşarak yanıma gelmişti. Akşam üzerinde küçüklerdi benden, seninde mi... " Diyerek sustu. O küçük iki kızı unutamıyordu.
" Anlarsın ya bende onlara söylediğim için bana ödül verdiklerini futbol topu aldıklarını söylemiştim. Birazda övmüştüm. Sonra onları babama götürüp söylettim. Daha sonrada annemden para çalıp kızlara bebek aldım. Söylemelerinin ödülü diye, "
"Bende ki çocukluğa bak be," Diye hayret etti kendine "şimdi ki aklım olsa o an saplardım bıçağı, "
"Biri bir şey yaparsa korkmadan ona sapla bıçağı Liyan. Ben seni hep korurum asla ceza almazsın. İstersen adamı öldür. gider saklarız tamam mı? " Diyerek göz kırptı.
"Seline de ben söyledim hep eğer öyle bir şey olduğunda söylerse ona istediği her şeyi alacağımı söylerdim. Sonradan bokunu çıkardı ama, " Diyerek o anları düşünmekten kaçıntı.
Mahalleden bir çocuk beni kucağına aldı. Demişti ama Cihan arkadaşlarıyla gidip çocuğu sıkıştırmış bir güzel haşlamıştı. Akşam ise selin yanına gelerek babamu getir abi söyledim sana demişti. Daha sonradan anlamıştı ki Selin abisi babasını getirsin diye yalan söylemişti.
"Liyan yaşadıkların yüzünden kendinden nefret etme, üzülme, utanma. "
"Üzülmeni elbetteki anlayabiliyorum. Ama yapma Liyan. Sen üzüldükçe beni daha çok üzüyorsun. Asla izin verme kimseye pireyi deve yap bağır çağır anlat. "
Daha sonra Cihan içi burkulsada "Liyan." Dedi
"Bir gün ayrılırsak hayatında ben olmazsam. Başka bir sevgilin olursa sana dokunmasına izin verme, seven seni sever. Bedenini değil özel alanına alma kimseyi istediğin her şeyi yaşa ama ilk günlerden sana dokunmasına öpmesine izin verme sen bana aşık değil misin diyerek ajitasyon yapmasına izin verme seven seni sever. Özel alanını değil, "
İlk günden amacını belli edenler. Saf duyguyla seven kızlar en çok buna da kanardı. Bir çok kez şahit olmuştu Cihan.
Konuşmanı, cümlelerini yüreğinden geçen hisleri. Öpmek sarılmak safça masum duygulardı. Zamanla kirletilmişti.
"Benim içinde geçerli Liyan. Yeri gelir aldığın nefese dahi kızarım. Ama bana dokunmanı istemiyorum dersen. Sana saygı duyarım. "
"Bana dokunmanı isterim ki, " Dedi Liyan astığı suratına bir gülümseme kondurdu. Cihan, "bak sen. " Diyerek arabanın kapısını kilitledi. Filmli camlardan içerisi görünmediğine emin olsa da etrafınta insan var mı diye baktı.
"Nerene dokunmamı isterdin?" diyerek koltuğunu geriye doğru itti.
Liyan utançla omuz silkti. "Dokun işte, " Dediğinde Cihan ellerini Liyanın beline yerleştirdi.
"Üzerindekini kaldır. Sütyenini ise aşağı indir. Göğsünü görmek istiyorum. " Dediğinde Liyan, "sen yap, " Dedi
Cihan, "görmemi istiyorsan sen yap, " Dediğinde Liyan yutkunarak kazağının eteklerinden tutarak yukarı kaldırdı. Etrafına baktığında
"Seni birinin görmesine izin verir miyim? " Dedi Liyan bir eliyle kazağını yukarda tutarken sütyeninin sağ tarafını aşağı indirmişti. Cihanda elini uzatarak sol tarafı aşağı indirdi.
Ve sağ göğsünü avcunun içine aldı. Baş parmağı ile uç kısmıyla oynarken dudakları arasına almamak için zor duruyordu.
"Güzel kızım. " Dedi boğuk bir Şekilde diğer elini sol göğsüne atarak ikisini aynı anda sıktı. "Acıdı." Diyerek inleyen liyana anlamlı bir gülüş sergiledi. "Dudaklarımla büyüteceğim. " Dediğinde Liyanın gözleri hızla gözlerine ulaştı.
"Büyümesini ister misin? " Dediğinde Liyan başını olumlu anlamda salladı.
"Şimdi kapatalım. " Diyerek sütyeni iki tarafınıda yukarı kaldırdı. Ve kazağını aşağı çekti. "Bir daha ki açtığımda yaparız. " Diyerek göz kırptı.
"Yerine geçmek ister misin Pehlivan gelir birazdan. "
Liyan yan tarafa kendini atarak yolcu koltuğuna oturdu.
Bir kaç dakika sonra Pehlivan geldiğinde Arkaya oturarak Cihanın Cüzdanını öne doğru uzattı. "Hallettim." Dediğinde Cihan aynadan ona baktı.
"Ne veriyorsun lan kıza sigara, " Dediğinde Pehlivan aynı ciddiyetle ona baktı.
"Aynı şey değil Pehlivan. Liyan dah-"
"Bal gibide aynı şey Cihan bunu sende biliyorsun Liyan için ne iyi ne kötü bende düşünebilirim. Liyanın abisi benim. Aynı senin yaptığın gibi kardeşime sigara verdim. " Dediğinde Cihan, bu kadar büyüteceğini tahmin edememişti pehlivanın.
Cihan bu dediğine sessiz kalarak arabayı çalıştırdı. Liyan ise kendi kendine kıkırdıyordu.
Cihan, "Selini ara gelecekse havaalına gelsin. " Dediğinde Pehlivan cevap vermeden telefonuyla Seline mesaj atmıştı. Anında mavi tik olan mesajın yanıtı, hazırlanıyorum. Olmuştu.
Cihan da kardeşinin uzun bir sürede hazırlanacağını bildiği için AVM ye doğru arabayı sürdü.
Pehlivan, " Nasıl bir elbise istiyorsun Liyan? " Diye sorduğunda Liyan arkasını döndü. "Bilmem ki ama sade alırım. Hem kış hemde söz sonuçta, "
Ama Liyan girdiği ilk mağzada gördüğü lila elbise ile sadelikten vazgeçip onu almak istediğini söylemişti Cihana
Cihan ise kararsız bir şekilde Pehlivana bakmış pehlivanın onunla ilgilenmediğini görünce Liyana dönmüştü.
"Üşümez misin? Hem daha gezeceğiz başka yerlerde bak, " Dese de Liyan başını iki yana sallamıştı.
"Nişanda sadece giyerim bunu giyeyim şimdi, " Dedi elbiseyi eline alarak kabine doğru koştu. Bu halini gören Cihan çocuksu heyecanı yüzünden sevinse de kış günü hasta olacağından ve üşüyeceğinden emindi.
Görevli kadın Cihanlara dönerek, "yardıma gideyim mi? " Dediğinde
Pehlivan, "gerek yok, " Demişti. Liyanın çekineceğini biliyordu.
Cihan Liyanın arkasından giderek kabinin önüne geldiğinde "Liyan." Diye seslenmişti. Sondaki kabinden "efendim." Sesini duyduğunda o tarafa giderek kabinin içine girdi.
"Hih! " Diyerek çığlık atmaya hazırlanan Liyana Cihan, " Benim. " Dedi alel acele
Liyan elbisenin içindeydi fakat elleri havada yüzü elbisenin içindeydi.
Cihan elbisenin etek ve astar kısmını tutarak aşağı indirdiğinde Liyan, "sonunda, " Demişti. Cihan eğilerek içinin astarlarını düzeltmiş etekleri havalndırmıştı. Ardından tekrar ayağı kalktı.
Aynada kendine bakıp değişik pozlar veren Liyan ile gülümsedi.
Sırtındaki ipleri ayarlayarak kurdele attığında Liyan daracık alanda kendi etrafında dönmeye çalıştı.
"Gel gel dışarıda bak, " Dediğinde ilk Cihan ardından Liyan kabinden çıktı.

Liyan eteklerini tutarak sanki filmlerdeki prenses kendisiydi de birinden kaçıyormuş gibi mağzanın içerisinde Pehlivana doğru koştu. Etrafında bir tur atarak eteklerin uçuşmasına izin verdi.
"Nasıl olmuşum? " Diyerek iki elinide beline koyduğunda Pehlivan, "harika, " Diye yanıtlamıştı.
Cihan her ne kadar bu halinden keyif alsa da
üşüyeceğine emindi. Şırnak burası gibi değildi. Gözü askıdaki uzun kollu elbiseye değince gülümseyerek oraya baktı.
Daha sonra elbisenin yanına giderek askıdan aldı.
"Bak Liyan bu daha güzel, " Dediğinde Liyan aksi bir ses tonuyla
Lila elbiseyi almakta kararlıydı. Tüllü ve kabarıktı prenses gibi olacaktı.

Cihan Liyan ın kararlı tavrıyla birlikte kabul ederek elindeki elbiseyi yerine astı. Ve Liyanla birlikte kabine girerek elbiseyi çıkarmasında yardımcı oldu. Tekrar liyan üzerini giyinirken Cihanda Liyanın çıkardığı elbiseyi düzeltiyordu. "Bu elbiseyi alırsan altına termal tayt giyeceksin. " Dediğinde Liyan göz devirdi.
"Tayt ne ya çocuk muyum ben! Ayrıca ya eteğim uçarsa kalkarsa görünürse tayt rezillik. " Diyerek aklındaki senaryoları sıralarken Cihan, "daha iyi ya, " Dedi "kimse bacaklarını görmemiş olur. Kesinlikle giyeceksin."
Liyan onu duymamış gibi yaparak
kabinden çıktı. Pehlivanın yanına giderek. "Güzeldi değil mi? " Diye sordu. Ardından Cihanın beğendiği elbiseye baktı. Tekrar Pehlivana dönerek, "utanmasa çarşaf giydirecek," Diyerek söylenmişti.
Cihan, görevliden birde termal tayt isteyerek ödeme işlemlerini tamamladıktan sonra hep beraber önce fincan takımı almaya ardından başka bir mağzaya girdiler.
Cihan ve Pehlivan oradan kendilerine takım elbise almış ve çıkmışlardı.
Liyan Cihan'ın elini tutmuş seke seke yürürken Cihanın çalan telefonu ile Cihandan önce Liyan merak edip, "kim? " Demişti. Cihan telefonu çıkararak ekranda Serkanın numarasını görünce açarak kulağına götürmüştü.
"Enişte ben geldim. Havaalındayım uçağım şimdi indi. " Diyen Serkanın sesini duyunca yüzünü buruşturmak istedi bir an
"Bekle orada. " Diyerek telefonu kapattı.
Ona beklentiyle bakan Liyanı görünce, "kuzenin." Demişti. Arabanın yanına vardıklarında arabalara binerek kuyumcuya gittiler.
Cihan alyans bakarken Liyanda kolyelere bakmıştı. Cihan alyanslar ile birlikte tektaş ve de üç bilezik almıştı. Takmak için alyanslara kurdele takan adam ikisini aynı kutuya diğerlerini iste farklı kutulara koymuştu. Pehlivan da Liyana takmak için bütçesine uygun bir bilezik almıştı.
Tekrar arabaya binliklerinde bu sefer ki hedefleri havaalanıydı.
Yirmi dakikanın araba otoparkta durdu.
Pehlivan Liyan için aldığı emaneti montunun iç cebine koyarak takım elbisesini alarak arabadan indi.
Cihanda bagajdan valizleri ve diğer poşetleri alarak kapağı kapatarak aracını kilitledi.
İki poşet kıyafet altınlar ve de fincan takımını ve yüzük tepsisin olduğu poşet vardı. Cihan altınları Liyana uzatarak çantasına koymasını istedi. Pehlivan çantasını Cihanın valizin kulpuna asmış çekerken Cihanda diğer iki valizi aldı.
Cihan Liyana dönerek, "Serkanla fazla samimi sarılma, " Demişti.
Liyan ise şaşırarak ona döndü, "ama neden kuzenim o benim. " Cihan umursamaz şekilde "olabilir. " Dedi
"Ayrıca sözde oynanırken sakın ola ki elini tutayım dans edeyim. Lütfen Liyan senin sözlün olan benim. "
"Neden dans edeyim Serkanla ki, " Diye mırıldandı. Cihanın bu tavrı hoşuna gitmemişti.
"Ben söylüyorum sadece güzelim. "
Uçağa binildiğinde Cihan pencere kenarına Liyan'da yanına oturmuştu.
Serkan ve Pehlivan arka koltuklarında Selin ise üç koltuk ilerlerinde
Liyan Cihana yanının neden boş olduğunu sorduğunda cihana alaylı bir tavırla "ileriki duraktan binecek olan varmış, " Demişti.
Yolcuğun ilk saati. Liyan için oldukça sıkıcıydı. Yüksekten korktuğu için Cihan gibi etrafı seyredemiyordu.
Başını Cihanın omuzuna yaslayarak bakışlarımı kaldırarak yüzüne bakmaya çalıştı.
"Cihan sıkıldım. " Dediğinde cihan kolunu arkadan atarak beline koydu.
Liyanın belini baş parmağı ile. Hafifçe okşarken, "ilgi mi İstiyor benim bebeğim. " Demişti.
Liyan kıkırdayarak onaylar şekilde mırıldandı.
Cihan biraz daha kendine çekerek etrafına baktı. "Gel birlikte lavaboya gidelim. " Diyerek ayağı kalktı...
"Sinan! " Diye bağıran Liyan Sinanı görmenin heyecanı ile Cihanın elini bırakarak Sinan'a doğru koştu. Sinana sıkıca sarılırken Sinan da özlem ve sevgiyle Liyana sıkıca sarıldı.
"Bıcırık, sözleniyormuşsun? " Dediğinde Liyan Sinansan ayrılarak başknı olumlu anlamda salladı. "Evet sinan yüzük aldık Cihanla sözleneceğim. " Dediğinde Sinanın üst dudağı kıvrıldı.
" Aa öyle mi? " Diyerek gözleriyle arkalarındaki Serkanı işaret etti. "Serkan itinide getirince bende onunla sözleneceksin sandım. " Dediğinde hızla hızla koluna vurdu.
"Kırıcısın ama, " Dediğinde sol ayağını hızla yere vurdu.
Sinan, "Naber Cihan, " Dediğimde Liyan bir adım geri giderek sarılmalarıma izin verdi.
Cihan sinandan uzaklaşarak elini Liyanın beline koydu.
Cihanın yerini selin alarak hızla sinanın kollarına atladı. "Çok özlemişim. " Dediğinde abisinin duymaması için sessizce söylemişti.
Cihan da karşısındaki manzaradan dolayı rahatsızca nefes alıp vermiş etrafına bakarak oyalanmıştı. Ama daha sonra dayanamayarak Selinin ensesinden tutarak kendine doğru çekti.
Sinan elinde tavşan kutusu ile duran Serkana döndü. "Sen hayırdır. " Dediğinde Serkan ne diyeceğini bilemeyerek Liyana baktı. Ardından Cihana daha sonra, "eniştem gel dedi," Diyerek kem küm ettiğinde
Sinan sıkılmış gibi bir nefes verdi. "Kimsin diyorum hacım. " Dediğinde Serkan aydınlanmış gibi "Serkan ben Liyanın kuzeni, " Diyerek elini uzattığında Sinan Serkan'ın elini sıkıca tutarak sıkmıştı.
Hasretleşme ve tanışma faslından sonra hep birlikte arabaya gitmişlerdi.
Sinan şöför koltuğuna pehlivan yanına Cihan, Liyan ve Selin arkaya Serkan ise bagaja oturmuştu.
Sinan büyük bir zevkle onu bagaja oturtmuştu.
Onları kapıda Serdar bekliyordu.
Yanında da Derin. Hep birlikte arabadan indiklerinde Cihan piçliğine Serkan için bagaj kapısını açmamıştı. Sinanda Cihan gibi yaparak kapıyı kapatıp serdarın yanına gitmişti.
Serdar ve Liyan sarılmıştı. Liyan Serdardan ayrılıayrılınca derine bakmıştı. "Merhaba, " Dediğinde Derin bir adım atarak Liyana sarıldı. Liyanda gevşek bir şekilde ellerini derinin sırtına koydu.
"İyi olmana sevindim. " Diyen derin ile Liyan ne diyeceğini bilemedi. Teşekkür etse olmazdı. Onun yerine,
"Seni gördüğüme çok sevindim. " Diye mırıldandı.
Onlar ayrıldıklarında Cihan elini Selinin beline koymuştu. "Selin kız kardeşim, " Dedi Derine
"Selin, Derinde okulumuzun öğretmeni, " Derin elini uzattığında Selin elini tutarak tokalaştılar.
Selin, " Memnun oldum. " Dediğinde derin aynı samimiyetle, "bende." Dedi
Selin daha sonra Serdara dönerek, "nasılsın abi, " Demişti. Serdar, " İyi gülüm seni sormalı, " Diyerek ayaküstü muhabbet ederlerken Liyanın bakışları Derinin boynundaydı.
"Ne oldu boynuna? " Diye fısıldadığında derin yüzündeki tebessümü silmeden konuşmaları dinlemeye devam ederek Liyana biraz daha yaklaştı.
"Serdar ile," Diyerek Liyana dönmüş dudaklarındaki tebbesümü silmeden göz kırpmıştı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
17.93k Okunma |
1.13k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |