5. Bölüm

5. Bölüm

Solita
llsolita

Instagram: llsolita


İyi okumalar.


5.BÖLÜM


~YABANCILIK HİSSİ


Ali ye attığım tokat ile başı yana savrulurken titremeye başlamıştım, ne tepki verecek diye korku ile ona bakarken güldü sadece başını tekrar bana çevirdiğinde sırtımı soğuk duvara iyice bastırdım. Sanki duvar beni içine alacak gibi sığınmıştım duvara,1


" Hareketlerine dikkat et. " dedi sadece


"Akşam korkudan titreyen kız benden bu kadar korkarken tokat atıyor. Bana pek bi inandırıcı gelmedi güvendiği biri var ki tokat atma cesaretine sahip, " diyerek tekrar bana baktı yerinden doğrulurken" söylesene kime güveniyorsun bu kadar"


Bu kadar ima yapıp üstüme gelirken ne yapabilirim ki nasıl kendimi savunacaktım vurmasaydım. Arkamda kimse olmadığı için vurmuştum zaten.


Cihan a dönerek " Ben gitmek istiyorum" dediğimde


ali " ağlamaya mı başladın şimdide" demişti alaylı çıkan sesi ile


Bu kadar üstüme gelirken hemde


Cihan " ali yeter artık çık dışarı" demişti.


Ali inat eser gibi ellerini göğsünde birleştirince cihan derin bir nefes alıp vermişti


" Rica etmiyorum ali!" Dediğinde ali ile cihan arasında anlamadığım fakat anlamlı bir bakışma geçtikten sonra ali dışarı çıkmıştı.


"Liyan orda ne işin vardı" bu kez soruyu cihan sormuştu ve ben bir kez daha aynı itham ile yargılanmaktan korktum.


Sustum. Orada ne işim vardı bende bilmiyordum. "Cevap vermek istemiyorum" dedim. Sanki okulda ki sorulan her hangi bir çalışma sorusuna cevap vermek istemiyorum der gibi


" Liyan bir şey söylemen gerek seni burda tutmayız ama gönderemeyizde bize kim olduğunu anlatman gerek" bu seferde kerim söylemem konusunda ısrarcı olmuştu


"Dün dedim işte, " Diye sızlandığımda cihan ve diğerleri umursamamıştı.


"Kim olduğumu anlatsam sadece" dediğimde kerim, cihan a baktı. Cihan ise derin bir nefes vererek kafasını salladı. " Tamam nerden istersen başla ama bize elle tutulur bir şeyler söyle sana inanmamızı ve güvenmemizi sağla, " dediğin de sebebini anlamasam da  başımı olumlu anlamda salladım.


" Soyadım eker. Ve 20 yaşındayım işte," dedim söyleyecek bir şey bulamayarak sahi ne demeliydim ki yarışmada gibi nereden katıldığımı mı söylemeliydim.


" Nerelisin" iç sesimi tercüman olan sinan a " mardin" dedim sadece


"seni evlendirdiler mi töre için berdel mi dediler. kuma mı getirdiler 10 çocuklu 2 de karılı memduh ağaya" dediğinde yüzümü buruşturdum. Ailem haddinden fazla geri kafalıydı ama bu kadarı fazlaydı üstelik kime mardin desem bana başka bakıyorlardı.


" Ben Mardin'e hiç gitmedim kütük orda ve dedem çok iyi biri beni hiç evlendirmedi. " demiştim. Asıl mardinli dedem olmasına rağmen babamlardan daha iyi kafa yapısı vardı.


Sinan " mardinliyede benzemiyorsun zaten" Dediğinde bende başımı sallayarak onayladım.


" Çünkü anneanemler Bulgaristan göçmeni. "


" Kimliğin yanında mı" diyen cihan a başımı olumsuz anlamda salladım. "ama tc mi ezbere biliyorum." Dediğimde cihan telefonunu çıkarmıştı " söyleyeyim mi" dediğimde başını olumlu anlamda salladı


Tc kimlik numarımı söylediğimde o da telefonuna not almıştı


" Telefonun nerde" dediğinde " kırıldı." dedim sadece


" Dün birinden mi kaçıyordun"


"Hayır"


"Seni bulduğum yere biri mi bıraktı. "


"Evet"


"Kim" dediğinde sustum.


Söyleyecek bir şey yoktu ama belkide çok şey vardı. Ne demeliydim ne diye hitap etmeliydim sevdiğim adam mı bıraktı demeliydim yoksa serkan mı ya da kim olduğunu " sustun" dediğinde başımı salladım sadece


" korktuğun için mi" dediğinde bu sefer olumsuz anlamda başımı salladım.


"Kuzenim bıraktı. " dedim sadece kafamdaki tüm gerçekleri atarak


"Birlikte şırnak a geldiğiniz kuzenin? " Dediğinde başımı salladım.


"o bıraktı. "


" Kuzeninin cinsiyeti"


" Erkek"


"Neden bıraktı"


"Bilmiyorum"


"Kavga etmiş miydiniz"


" Kavga değildi..." Diye mırıldandım. Ne söyleyeceğimi bilemeyerek "neydi?" Dediğinde bakışlarımı pencereden dışarı çevirdim.


"Bana kızmıştı kavga etmedik. " dedim sadece


" Şiddet oldu mu"


" Olmadı"


"Gece birini gördün mü seni bıraktığında" dediğinde bakışları mı ona çevirdim. " Kimi" dediğimde


"Herhangi birini" başımı olumsuz anlamda salladım.


"Kuzeninin adı soy adı" dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım.  "Söylemek istemiyorum"


" Zorundasın" dediğinde başımı tekrar salladım" değilim istemiyorum" demiştim belkide hayatım boyunca bir tek burda bu kadar sesim çıkmıştı


"Herhangi bir ilacın varmı" dediğinde ne diyeceğimi bilemedim ilk, vardı aslında ama eğer almak için soruyorsa çok utanırdım hemde mahçup olurdum


"Varmı bir ilacın" diyerek sorusunu yinelediğinde " var" diye mırıldandım.


" Ne ilacı"


"Sakinleştirici ve uyku ilacı bazende hava" Bakışlarımı cihan a çıkardım. "Anksiyeteden" diye ekledim. Başını olumlu anlamda salladı.


"Kuzeninle aranda herhangi bir şey varmı"


"Yok"


"Ailen biliyor mu onun seni buraya bıraktığını"


"Bilmiyorum."


"Ailen merak etmez mi? "


" Etmez" Ederdi aslında cihan ile konuşmamız boyunca pembe yalanlar a başvurmuştum.


"Neden" dediğinde ise bu sefer çokta düşünmeden " kuzenim bir yalan bulmuştur. Merak etmemelerini sağlamak için" dedim söylediğim yalanın akla yatkın olup olmadığını tartmadan.


"Arasan seni gelip almazlar mı"


"Gelemezler."


"Benden sabah kimi aradın" dediğinde sessiz kaldım..


"Seni buradan gelip alabilecek kim var. Hemen bugün gelebilecek. " Dediğinde derin bir nefes verdim.


"Sadece serkan. " Dediğimde "kuzenin." Diye mırıldanarak başını salladı.


"Ailenden birini aramamızda fayda var. " Diye bir mneride bulunduğunda başımı hızla iki yaba salladım. "Bu sefer bana  ne yapar Şırnak'ta olduğumu bilmiyorlar çok kızarlar. "


"Nasıl gitmeyi düşünüyorsun. " Dediğinde omuzlarım düşmüştü.


"Sen otogara bırakmaz mısın? " Diye sorduğumda kaşlarını kaldırıp indirdi.


"Şuan bu köyden ben ya da diğer askerler çıkamaz. " Dediğinde


sinan "Son otobüs dün mü kalktı." Diye sormuştu.


Onu kerim. "Ne kadar güvenli olur? " Diye yanıtlamıştı.  Araya cihan girerek " Kalktı çoktan biz gelirken onlar gidiyordu. " Demiş bana göz ucuyla bakarak tekrar onlara döndü. "Hem yetişseydi de Yanında kimse yok ve daha çok küçük. " Demişti.


"Bir daha geçmez mi otobüs seferleri ne zaman? " Diye sorduğumda kerim bakışlarını bana çevirerek


" Köyde bir süre için toplu taşıma girip çıkmayacak." Demişti.


Sinan da onu onaylarcasına "güvenlik için. " Demişti.


Cihan "liyan." Diyerek kerim ve sinan bakmış ardından vana dönmüştü1


"Burada bizimle kalabilecek misin" diye sordu bu sefer. Dün gece ölümüne korktuğum adam. Buradakilere zerre güvenmezken burada kalabilecek misin demişti. Yabancıların içinde ölecek gibi hissederken. Zihnimde dönüp duran ses buradan gidersen de ölürsün diyordu.


"Korkuyorum" dedim sadece, hayata korkuyla tutunurken her şeyden ölümüne korkarken bunu bir kez daha dile getirmiştim.


"Anlıyorum." Dedi sadece sonra sözü kerim devraldı "burada olduğunu dördümüz biliyoruz sadece ve burada kalman doğru değil seni birinin gelip alması gerek" demişti kafamı salladım sadece


" Burada senin başına bir iş gelse biz sorumlu oluruz ki-"


"Sana güvenmiyoruz" diyerek ali içeri girmişti. " yeterince sigara molası verdim. Bu kadarı kafi" demişti cihan a bakarak


" Sanki ben sana çok güveniyorum" demiştim duyamayacağı kadar kısık sesle "güvenmiyorsan kapı orda" dediğinde yüzüne bakmıştım.


O kadar kısık söylemiştim ki duymasının imkanı yoktu


"Dudaklarını okudu bakma öyle" demişti sinan.


Öyle dediğinde bakışlarımı yere indirdim. Pislik adam


"Şimdi me yapıyoruz." Demişti sinan


"Sonuçta göndermemiz de gerek" diye eklediğinde cihan hepsinden önce söze atlamıştı " dünden sonra birine emanet edemem." Benden mi bahsediyordu?


Sinan "Köyden birinden mi rica etsek ki götürür şehre kadar." Dediğinde


Kerim "Bu sefer o adamı riske atmış oluruz ki giden otobüs bile askerler eşliğinde gitti." Diyerek karşı çıkmıştı.


Ali duvara yaslanmış bizden uzak bize bakıyordu


" Başımıza iş alıcaz" diyerek elinin sırtını ağzının önüne koyarak esnedi


sinan "ne yapıyoruz şimdi" dediğinde cihan oturduğu yerden kalkıp pencere doğru gitti.


pencereyi açarak sigarasını yaktı "buluruz yapacak bir şey elbet" diyerek sigarasından uzunca bir nefes aldı.


"Tek sorun Biz dağa çıktığımızda ya da devriye atarken tek kalabilecek mi? "


Ali " Niyetlisin yani burada kalmasına" dediğinde sigarasınından tekrar bir nefes almış ve sigarayı dudaklarının arasından çekmeden Aralık dudaklarından dışarı üflemişti


Pencereden dışarı bakarken birine rahatça asker selamı verip elini hafifçe yukarı kaldırmıştı


" Çıkın" demişti ardından


Yüzünü bize çevirerek sigarasından son bir nefes çekerek yarım olan sigarayı pencerenin dibine bastırmıştı


Kerim ayağa kalkarak aliye başı ve kaşları ile hafifçe kapıyı işaret etti sinan önden gidip kapıyı açıp çıktığından kerim kapıda beklemiş ali çıktıktan sonra kendi de çıkarak kapıyı kapamıştı.


Cihan ile bir başımıza kaldığımızda yatakta öne doğru giderek ayaklarımı yataktan sarkıtıp ellerimi yatağın yanlarına koydum.


"Burda kalmak istiyor musun." Demişti bakışları bendeyken


"Başka ne yapabilirim." Dedim başımı kaldırarak ona dönerken " ailenden birini ara ona teslim edeyim seni" demişti " bir kez daha arayayım mı? " dediğimde cebinden telefonunu çıkararak yanıma gelerek bana uzattı


Telefonu elinden alarak serkanın numarasını bir kez daha tuşladım.


Kulağıma götürdüğümde meşgule atmıştı.


Tekrar aradım.


Sonra bir kez daha aramayı denedim.


Ve üç kez daha,


Sonunda ise aradığınız kişiye ulaşılamıyor sesi


Telefonu geri ona uzattım.


"Kalsın." dedi derin bir nefes vererek


Telefonu yanıma koyarak tekrar ona baktım.


Kafamı salladım sadece"kıyafet ayarlarım sana yarın tamam mı şimdilik benden giyersin. bu gece 3 ten 5 e kadar. devriyem var."


"Bu odada ben mi kalıcam" dediğimde başını salladı


"Başka" dediğim de "ali, ben,kerim" demişti "ama kerim i gönderirim zaten nöbeti var. Dediğinde büyük bir ciddiyetlik ile "Onu değilde Ali'yi göndersen" dediğim de dudaklarında hafif bir kıvrılma oluştu. Ama kafasını iki yana sallayarak eski ciddiyetine bürünerek


"Korkulcak bir şey yok tamam mı? Sana ayrı oda vermek isterdim ama askeriyedeyiz ve burası küçük personeller bile köyden gelip gidiyor." Demişti.


"Anladım."


"Ama bak bir gün dene biliyorum zor olmalı senin için ama halledicem ben kısa sürede" dediğinde kafamı salladım. Yine


Ayağa kalktı gel sana bir şeyler bulalım. Diyerek dolaplardan birinin yanına gitti. Bende ayaklanıp yanına gittiğimde bir kaç adım gerisinde durdum. Dolabı iyice karıştırıp bir şeyler aramaya çalıştı. Katlı kıyafetler birbirine karışırken eline alıp önünde tutarak bana olur olmayacağını gözünde canlandırmaya çalışıp geriye atıyordu


İki kapaklı dolabın bir kapağının içinde 4 raf bir tarafında da en üstte bir raf ve askılıklar vardı askılıkların altında ise çekmece


Arkasına dönüp bana baktı " sen bulsana kendine bir şeyler. Dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım.


" Yok sen bul"


"Bak işte bulamadım ben sen kendin beğen"


" Yok hayır ben karıştıramam"


"Neyi"


"Dolabını"


"Karıştırıyorsun ben izin veriyorum." Dediğinde başımı red ederek salladım.


"Olsun ben elleyemiyorum. Başkasının eşyalarını" dediğim ikna edercesine gözlerime baktı. " Seç hadi bir şeyler. Karıştırmıyorsun karıştırsanda bir şey yok zaten" diyerek kenara çekildiğinde ilk dolaba sonra ona baktım bakışları ile 'hadi' derken yavaşça dolabın önüne geldim. "Biraz geriye gider misin"


Kafasını sallayarak pencerenin kenarına gitmişti ben o kadar dememiştim ki bana alınmış olma ihtimali içimi acıtırken "seç sen " demişti ben dolaba baktığımda karma karışık dolabı düzenlemek istemiştim. Ama cihan ın özel eşyaları falan olabilirdi bu isteğimi içime bastırıp en üstte duran siyah tişört ü aldım.


"Aslında titizim ben" dediğinde ona dönmüştüm nasıl baktıysam cihan "titizim sadece düzenli değilim temiz ordakiler. Çıkardıklarımı dolaba koymam" dediğinde kafamı salladım.1


Tekrar dolaba dönerek nasıl alacağımı düşündüm kıyafetler birbirine karışmıştı ve altta bakmam için baya karıştırmam gerekiyordu ve bu da beni rahatsız ediyordu


"İstersen ben çıkayım daha rahat bak"


Dediğinde ona dönüp kafamı hızla iki yana salladım. Nedense bu bende tik olmuştu konuşmaya yetişmeyecek gibi ilk başımı sallıyordum. Sanki anlatmaya cümlelerim yetmeyecek gibi


" O zaman çekinirim ben hem bir şey kaybolur."


"Kaybolsun.  Kaybolsun boşver."


"Ben. Yinede rahat edemem."


"Tamam seç sen"


Elimi karışıklığa atarak. bir tişört ü katlayarak en üste koydum. Bir tişört bir tişörttür. Katlı dursundu orda


"Tişörtlerden birini atlet gibi giy altına hava soğuk" diyerek bakışlarını telefonuna çevirdi.


Hem üzerime bir şeyler ararken hemde bana bakmıyor oluşunun rahatlığı ile elime geçen bir iki şeyi katılıyorum. İçlerinde en küçüğünü bulduğum. Tişört ve üst taraftan bulduğum kapşonlu saks mavisi olan sweatshirt almıştım en küçüğü o gibiydi


Cihan a döndüğümde bana baktı


"Alt mı lazım" dediğinde kafamı salladım. Yanıma geldiğinde biraz çekildim dolabın önünden. "Ben burda kalmıyorum ondan çok yok burda kıyafet" demişti aslında baya da vardı ama çoğunluğu siyah sweatshirt ya da siyah tişört vardı.


Askıda da üniformaları asılıydı askeri ceketleri üstleri ve polarları


Eğilerek alt çekmeceleri karıştırmaya başladı. Eline aldığı siyah etiketli çorabı da bana uzatıp karıştırmaya devam etti karıştırırken gördüğüm iç çamaşırlarıyla bir kaç adım geri gittim. (Hayır hayır korkmadı iç çamaşırından) özeliydi sonuçta belki çekinirdi bakmamdan. Göz ucuyla bana bakarak görünen çamaşırının üzerine eşofmanlardan birini koydu1


Utanmıştım. Ya bilerek baktığımı düşünüyorsa ya da tiksindiğimi


"Ben bana olmayanları çocuklara dağıtıyordum yok hiç küçük ama  beli ipli var bağlarız tamam mı" diyerek elindeki gri eşofmanı bana bana verdi.


"Sen giy kapının önündeyim seslen bana" diyerek çıkmıştı


Bende perdeyi çekerek kapının arkasına giderek üzerimi ç çıkarıp önce siyah tişörtü ardından sweatshirt giymiştim.


eşofmanı da giydiğim de tişörtün eteklerini eşofman ın içine koyup ipini asılabilidiğim kadar asılarak sıkıca düğümlemiştim.


Kapının arkasından elbisemi alıp katlayarak yatağın kenarına koymuştum.


Tekrar kapıya bakarak seslenmekle açmak arasında kalsamda kapıyı açmak baskın gelerek kapıya adımlayarak yavaşça araladım. Karşı duvarda olan cihana "giyindim" dedim


Kapıyı aralık bırakıp içeriye girdiğimde yatağa oturarak ellerimi dizlerime koydum cihan odaya girdikten sonra ardından kapıyı kapatmıştı


Üzerime bir baktıktan sonra "yorgunsun uyu istersen" demişti kafamı olumsuz anlamda salladım.


" Yemek istediğin bir şey var mı?" Dediğinde ise "teşekkür ederim. İstemiyorum." Demiştim


Gelen mesaj ile Bakışları telefonuna düştü sonra bir şeyler yaparak yanıma geldiğinde ekranda açık olan google baktım. "İlaçlarını burdan bul ss al" dediğinde " tamam" diyerek telefonu alarak ilaçlarımın adını aratarak kutularını ss almıştım. Aslında bir de ağrı kesici iyi olurdu ama zaten bunları o bana alıcaktı daha fazla mahçup olamazdım.


"Başka var mı bir isteğin" dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım "hayır yok teşekkür ederim."


Telefonu alarak pencerenin kenarına gitti perdeyi aralayak camı açtı telefonu kulağına götürerek "attıklarımı al" demişti.


"Başka bir şey yok ama sen yine atıştırmalık bir şeyler al... Aynen kardeşim... Yok yok gerek yok yarın ben alırım onları senin alman yakışık olmaz." Telefon ile konuşurken gözleri bana değdi "meyve de al birde süt evet süt al sen... Evet tamam eyvallah koçum Allah a emanet" diyerek kapatmıştı telefonu


"Uyu dinlen biraz. Kapıyı kitlerim ben gece bitkin düştün gözlerin kıpkırmızı hep hasta olacak gibisin başın ağrır uyumazsan" diyerek yanıma gelerek yatakta serili olan battaniyeyi açmıştı


Bende ayağa kalkarak açtığı yere gittim "yat buraya " dediğini yaparak uzanarak bacaklarımı kendime çektim. Üstümü tekrar örterek geriye doğru gitti. "Gitmemi ister misin" dediğinde cevap vermedim. İstiyordum gitmesini ama git diyemedim. Onun odasında onun yatağında kalırken nasıl git derdim ki


Gözlerimi kapattım sadece uyumayacağımı bile bile


Aradan geçen tam 7 dakika sonra Hareketlilik olduğunda gözlerimi daha da sıkı kapattım. Bana yaklaşan adım sesleri Sonra üzerimde ki battaniye açıldı


Gözlerimi açarak "cihan" demiştim. Cihan elindeki çoraplarla bana bakıyordu "şşş yok bir şey uyandırdım mı " demişti uyumadığımı bilmeden çorap ın paketini yırtarak yatağa oturdu ayağımı tuttuğunda yüzüme tekrar baktı "dur dur titreme hemen ben çorabı giydiricem sadece tamam mı" diyerek yüzüme son kez bakıp çorabı ayağımdan geçirdiğinde yataktan doğrulmuştum. "Ben giyerim" dediğimde çorap ı bırakarak yataktan kalktı bende titreyen ellerimle hızlı bir şekilde çorap ı giymiştim.


"Bu hastalığın sürekli titretiyor mu evde de mi böylesin" dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım.


"Panik atakla birlikte tetikliyor."


"Neden" demişti bu sefer. "Bilmiyorum... Uykum var" dediğimde başını olumlu anlamda salladı önce pencereyi sonra perdeyi çekti ve kapıya yöneldi "kilitle kapıyı" diyerek çıkıp gitmişti.


Geldim geldim


Nasılsınız


Bölüm nasıl ve nasıl ilerliyecek sizce


Ve Doğum günleriz 👉🏻


03.06.2023


Bölüm : 22.07.2024 01:32 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...