16. Bölüm

Kütüphane

Luvswebr
luvswebr

Herkesin vardır yaşama sebebi benimde yaşama sebebim nevaydı.1

 

Gecenin bir yarısı evden çıktım. Ormana doğru ilerledim. Normalde gecenin bu saatlerinde tek başına çıkmak tehlikeliydi ama ben bir alfaydım ve hiç kimse bana zarar veremezdi.

 

Ağaçların arasından ilerledim. Uzun zamandır avlanmıyordum ve gücümü toplamak için avlanmam lazımdı. Adımları hızlandırdım ve koşmaya başladım.

 

Koşarken bir anda kurt formuna girdim ve daha da hızlanmaya başladım. İleride iki adam vardı. Onlardan başlaya bilirdim. Adımlarımı daha sağlam yere bastım ve daha fazla hızlanarak gitmek istediğim yere vardım.

 

Onları göre biliyordum. Biri arabadaydı diğeri ise yardım çağırıyordu. Bir anda dışarda olan adamın üzerine atladım ve ilk başta boynunu kopartıp sonrada geri kalan kısımları yemeye başladım. Adamın üstünden geri çekildim ve arabada ki adama sıra gelmişti.

 

Şimdi sıra ondaydı. Onunda işini halletikten sonra nehire gidip temizlendim ve eve doğru ilerlemeden önce kurt formundan çıktım.

 

Asla masumları avlamazdım. Kötü adamları ve kadınları avlardım. Tabi hayatıma neva girdikten sonra kadınlara yaklaşmamıştım. Yaklaşmazdımda.

 

Evin bahçesine girdiğimde havanın aydınlanmaya başladığını anladım. Neva uyanmadan odaya gitsem iyi olurdu çünkü onu korkutmak istemiyordum. Odaya girince onu sakince uyurken görmek içimi rahatlatmıştı.

 

Gülümsedim ve üstümde ki t-shirt çıkarıp kenara attım. Altımda sadece eşorfman vardı. Kendimi nevanın yanına bıraktım ve onu belinden tutarak kendime çekip kokusunu içime çektim.

 

Çok güzel kokuyordu ve bu kokuyu sadece ben ala biliyordum.

 

Elimi onun yanağına koyup yanağını okşamaya başladım. Yanağını okşamaya başlamamla kafasını göğüs kafesime koydu. Nefes alışverişini his ede biliyordum. Çok düzenliydi nefes alışverişi.

 

☆☆☆

 

Gözlerimi açtığımda hava çoktan aydınlanmıştı ve neva hala uyuyordu. Onu uyandırmamaya özen göstererek yataktan kalktım ve sıcak bir duştan sonra odaya geri dönüp üzerimi giyindim.

 

Giyindik ten sonra neva’yı uyandırdım. Uyku sersemliği şekilde banyoya girdi ve elini yüzünü yıkadık tan sonra geri odaya gelmişti. Üstünde dünden kalan kıyafetler vardı. Dolaptan kıyafet çıkartıp dolabın köşesine geçip giyinmeye başladı.

 

Üzerini giyindikten sonra yanıma geldi. Bende elinden tutum. Aşa indik. Aşa indiğimiz de kahvaltı çoktan hazırlanmıştı. Kahvaltıya oturduk diğerleri hala uyanmamıştı. Onları bekledik. Bir süre sonra diğerleri de gelince hep beraber kahvaltımızı etmeye başladık.

 

Kahvaltıdan sonra kaanlarla birlikte şehre inicektik. Alfaydım ve uzun zamandır halkımın yanına gitmemiştim. Onlara kıraliçelerini tanıtmak istiyordum ama bu aralar yeterince başımızda bela vardı ve neva’yı daha fazla tehlikeye atamazdım.

 

Çıkmadan önce neva’yı uyarmıştım en ufak tehlikede yüzüğüne vuracaktı ve bende yanına gidicektim.

 

Halkın arasında gezmeye başladık. Herşey çok iyi ilerliyordu kimsenin bir eksiği yoktu ve bunu öğrenmek beni mutlu etmişti. Sokaklarda yürümeye devam ederken ilerde dengesini kurmaya çalışan küçük bir kurt adam gördüm. Onu o halde görünce gülümsemiştim ve yanına doğru ilerlemeye başladım.

 

Tam karşısında durduğumu görünce dengesini kuramayıp geriye düşmüştü. Düştükten sonra kurt formundan çıkmıştı. Benim küçüklüğüme çok benziyordu.

 

Çınar. Merhaba alfam.

 

Ateş. Merhaba.

 

Dedim ve elimi saçlarına koyup saçından okşadım. Çocukları bu yaşlardan beri çalıştırıyorduk ki sonradan zorluk çekmesinler diye. Çınarın yanından ayrıldım.

 

Bir süre sonra eve doğru yürümeye başladık. Yürürken önümüzde bir teyze durdu ve yüzü görünmüyordu.

 

X. Merhaba evladım.

 

Kimse bana evladım demezdi bu gözümden asla kaçmamıştı. Teyzeye ters ters bakmaya başlamıştım.

 

X. Yanımda çok işinize yarıyacak iksirler var ister misiniz?

 

Remy. Hayır teşekkür ederiz, ayrıca sen kimsin seni daha önce burada görmediğime eminim.

 

Dedi remy ve öne bir adım attı. Teyzenin şapkasını çıkarmaya çalıştı ama teyze hemen geriye çekilmişti. Hareketleri çok tuhaftı. Teyzeyi arkamda bırakarak yürümeye başladım.

 

Remy ve ethan hala teyzenin yanındaydı. Ben ve kaan eve girer girmez kendimizi koltuklara atmıştık. Nevalar ortalıkta görünmüyordu.

 

Gözlerimi kapatıp nerede olduğunu his etmeye başladım. Kütüphanedeydi ve elinde benim en sevdiğim kitap vardı. Onu o halde görmek beni mutlu etmişti.

 

Onun iyi olduğunu bilmek her zaman bana iyi gelirdi. Yerimden kalktım ve merdivenlerden çıkarak üst kata çıktım. Kütüphaneye girince direk neva’yı kitaplıkla arama aldım. Neva yavaşça arkasına döndü ve beni görünce rahat bir nefes alıp vermişti.

 

Neva. Beni korkutun.

 

Dedi ve elinde ki kitabı yerine bırakıp bana döndü. Bir elimi beline dolayıp onu kendime çektim. Kafasını yere eğyidi. Utandığını anlamıştım ama utandığı kadarda hoşuna gidiyordu bunlar.

 

Elimi belinde gezdirmeye başladım. Ondan hiç beklemediğim bir anda kafasını kaldırdı ve boyu yetişmediği için parmak uçlarına basarak kolunu boynuma dolayıp bana sarılmıştı.

 

Ne oluyordu anlayamıyordum ama bu yaptığı hoşuma gitmişti. Belini okşayıp onu havaya kaldırdım. Ayakları yere deymiyordu ama benle aynı boydaydı şuanda. Gülümsedim ve onun yanağına öpücük kondurup arkamda ki masaya oturtum.

 

Gülümsüyordu ve onun bu haleri beni daha da fazla mutlu ediyordu. Yüzümü yüzüne yaklaştırdım ve tam yanağından öpecekem kafasını çevirdi ve dudaklarımızı birleştirdi.

 

Elimi çenesine koyup onu dudaklarından daha çok fazla öpmeye başladım. O da arada bir karşılık veriyordu ama ben ondan daha hızlı ve sert davranıyordum.

 

Nefes nefese kaldığını anladığım an geriye çekilmiştim ve nefesini düzene sokmasını bekledim. Nefes alışverişini düzene soktuktan sonra sırıtım ve boynuna öpücükler kondurmaya başladım.

 

Ben onun boynunu öptükçe o elini ensemde gezdirmeye başladı. Eli ensemi okşadıkça onu daha fazla istemeye başladım.

 

Boynunu emmeye başladığım sıra geri çekilmeye çalıştı ama izin vermedim. Durmayacağımı anladığında teslim oldu ve o da bana karşılık verdi. Eli hiç rahat durmuyordu. Ellerinden tutup arkasında birleştirdim ve geri çekilip yüzüne baktım.

 

Ateş. Rahat dur güzelim aksi taktirde sen zararlı çıkarsın.

 

Neva. Ben rahat duruyorum ateş.

 

Ateş. Öyle mi bana neden hiç öyle gelmiyor.

 

Neva. Bilmem.

 

Dedi sırıtım ve elini tutmaya devam ettim. Neva sırıtı ve dudaklarıma yapıştı. Bu hareketi ondan beklemiyordum.Bende ona karşılık verdim.

 

Arkadan bir elimle onun ellerini tutarken diğer elimlede bacağını okşuyordum. Neva fırsatan yararlanıp hemen elini çekti ve bir anda kendisini kucağıma atlaması bir oldu. Hemen onu bacaklarından tutum. Bacaklarını karnıma doladı ve boyu benden bir tık daha uzun görnümüştü ama bu tabiki de kucağımda olduğundan dolayıyıdı.

 

Sırıtı ve ellerini yanaklarıma koyup dudağıma yapıştı. Nevaya bu cesaret nereden geliyordu bilmiyordum ama pekte umrumda olduğu söylenemezdi.

 

Üstünde ki t-shirt yükarıya doğru sıyırdım ve elimi sırtında gezdirmeye başladım. Nevayı duvarla arama aldım ve öpüşüne o şekilde karşılık verdim. Nefes nefese kaldığında geri çekilmişti ve yüzüme bakıp derin nefesler alıp veriyordu.

 

Gülümsedim ve tek hamlede onun üstünde ki t-shirt çıkartıp yana attım. Şaşırmıştı ve yanakları kızarmaya başladı. Onun kızaran yanaklarıyla karşılaşmak benim gülmeme sebep olmuştu. Beni öperken utanmamıştı.

 

Önüne gelen saçlarını geriye ittim ve elimi yanağında gezdirmeye başladım. Sadece gözlerimin içine bakıyordu. Elini tekrardan enseme götürmeye başladığında bir anda üşüme geldi.

 

Onun yüzüne baktığımda sırıtıyordu. Onh bu halde görmek beni güldürmüştü. Hızlıca kendi odamıza getirdim onu ve kapıyı kitşeyip onu yatakla arama aldım.

 

Gözlerini kocaman açmış bir şekilde bana bakmaya başlamıştı. Sanırım bunu yapmamı beklemediği için şaşırmıştı.

 

Sırıtım ve boynuna ilerledim. Boynundan başlayarak aşa doğru öpmeye başladım. En son karnında durdum ve ona bakıp telrardan yükarıya çıkarak öpmeye başladım. Göğüs kafesinde durdum ve uzunca bir öpücükten sonra kafamı kaldırıp ona baktım.

 

Ateş. Yapma demiştim sen zararlı çıkarsın dedim güzelim ama beni dinlemedin.

 

Dedim ve sırıtım. Göğüs kafesin emmeye başladım o da ellerini saçlarımda gezdiriyordu. Kafamı kaldırıp ona bakmaya başladım. Çok güzeldi gözlerine her baktığımda kayboluyor gibiydim.

 

Elini vücudunda gezdirmeye başladım. Neva ise sadece beni izliyordu ve başka hiç bir şey yaşmıyordu. Nefesimi yüzüne verdim ve son olarak dudaklarına yapışıp uzunca öpmeye başladım. O da karşılık verdi. Onun üstüne bıraktım kendimi ama çokta ağırlığımı vermemiştim.

 

Ikimizde nefes nefese kaldığımızda geriye çekilmiştim ve kendimi nevanın yanına bırakıp derince ve uzunce nefes alılverişi yaptım.

 

Gözlerimi kapatım ve sakinleşmeye çalıştım. Neva kafadını göğüs kafesime koymuştu. Gözlerimi açıp ona baktım. Çok tatlıydı ve sanırım uykusu gelmişti. Onu daha çok kendime çektim ve azıcık dinlenseydik hiç bir sorun olmazdı diye düşünerek ikimizde kendimizi uykunun kollarına bırakmıştık.

 

Gözlerimi açtığımda hava hala kararmamıştı. Saate baktığımda 16.39 geçiyordu. Yataktan kalktım ve nevanın üzerini örtüp üstümde ki kıyafeti değiştirdikten sonra kütüphaneye gidip orada çıkartığım nevanın üstünü geri alıp odaya geri geldim. Dolaptan nevaya uzun ve kalın bir üst çıkartıp o uyurken ona giyidirip üzerini örtüm.

 

Çalışma odama girdim ve kalan son dosyaları hal etmeye başladım. Nevalar yanınıza geldiği andan beri doğru düzgün avlanmamıştık ve bu bizim için iyi bir şey değildi. Tekrardan avlanmaya başlamalıydık.

 

Nevanın anlatımı ile.

 

Gözlerimi açtığımda yanımda ateş yoktu. Saate baktığımda 16.55 geçiyordu. Yataktan kalktım sıra üstümün giyinik olduğunh gördüm. Uyumadan önce üstümde sadece sütyen ve yarım atletim vardı bunu ne zaman giyimiştim ki?

 

Belki de ateş giyidirmişti. Yatakta oturur pozisiyonhna geçtim ve uyumadan önce ateşle yaptıklarımız aklıma gelince kızarmaya başladım. O cesaret bana nereden gelmişti hiç bir fikrim yoktu. Ateşin yüzüne nasıl bakacaktım bilmiyordum.

 

Acaba o içtiğimde çay yüzünden mi bu kader cesaretlenmiştim. Ola bilirdi de bilemezdim. Duşa girdim ve sıcak bir duştan sonra odaya geri dönüp üzerimi giyinip odadan çıkıp aşa indim.

 

Saçlarım ıslaktı ve havalar soğumaya başlamıştı. Aşa inip salona indiğimde ateş dışında hepsi buradaydı.

 

Acaba nereye gitmişti.

 

Neva. Ateş nerede?

 

Diye sordum. Hepsi bana baktı. Kaan sırıtarak bana baktı. Neden sırıtığını anlayamamıştım.

 

Ethan. Seninle birlikte değil miydi yenge?

 

Neva. Evet uyuyorduk ama kalktığımda yanımda yoktu.

 

Kaan. Arkana bak istersen.

 

Kaanın dediği ile arkamı dönünce birine çarmam bir oldu. Kimin olduğuna baktığımda ateşi gördüm. Onu görünce nedense yanaklarım kızarmaya başlamıştı. Gülümseyereknona bakmaya başladım. Ateş elimden tutup beni kendisi ile birlikte koltuklardan birine oturttu.

 

Eylül. Sıkıldım ne yapalım.

 

Remy. Hiç bir fikrim yok.

 

Kaan. Çok mu sıkıldın bitanem.

 

Eylül başını olumlu anlamda sağladı ve kaan ayağa kalkıp eylülü omzuna alması bir oldu. Tam eylül bir şey diyeceken ortalıkta kayboldular.

 

Ethan. Bi bizim mühürlümüz ortaya çıkmadı.

 

Remy. Çıksa nolcak oğlum.

 

Ethan. Sanane.

 

Ateş. Susun ikinizde gidip avlanın hadi.

 

Ethan. Olur bayadır avlanmıyordum zaten.

 

Dedi ve ikisi de hızlıca evden çıktılar. Gene ateşle baş başa kaldık. Ateş ayağa kalktı. O ayağa kalkınca ona döndüm. Bana bakıyordu.

 

Ateş. Kalk saçlarını kurutalım bebeğim hava doğuk üşütürsün.

 

Neva. Gerek yok iyim böyle.

 

Ateş. Güzelim kalk dedim hadi.

 

Dedi. Oflayarak yerimdeb kalktım ve ateşe döndün. Elimden tutup kendisi ile birlikte odaya çıkardı. Odaya gelince kurutma makinesini takıp beni kucağına oturtu ve saçlarımı kurutmaya başladı.

 

Kalkmayı denemiştim ama izin vermemişti

 

Ateş. Rahat dur güzelim.

 

Neva. Ben rahat duruyorum ateş.

 

Ateş. Bana dön.

 

Ona döndüm ve dönmemle dudaklarıma yapışması bir oldu. Geri çekilip sırıtarak yüzüme bakmaya başladı.

 

 

 

Bölüm : 31.01.2025 16:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...