Neva. Kaana ne olmuştu, kaçırılmışmıydı?
Diye sordum. Ateş derin bir nefes alıp yüzüme verdi. Elini yanağıma koydu ve yanağımı okşamaya başladı.
Ateş. Bu işlere karışmanı istemiyorum bitanem.
Ateş. Zarar görmeni istemiyorum.
Dedi ve alnıma öpücük kondurup bana sarıldı. Bende sarılmasına karşılık verdim ve kafamı sol göğüs kafesine koyup kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah gözlerimi açtığımda ateş yanımda yoktu. Yataktan kalktım ve dolaptan eşorfman ile bir t-shirt çıkartıp üstüme giyidim. Son olarak saçımı güzelce taradıktan sonra aşa indim.
Mutfağa girdiğimde ateş dışında hepsi buradaydı. Acaba nereye gitmişti?
Dedi ethan sırıtarak. Görünüşe göre birilerin enerjisi yerindeydi.
Remy. Çalışma odasında onun biraz işi varmış sonra kahvaltı edecekmiş.
Kaan. Alfa ile ilgili bir kaç şey.
Bir kaç şey atıştırdıktan sonra koşarak üst kata çıktım ve ateşin çalışma odasının kapısının önünde durdum. Tam kapıya vurucaken içerden gelen sesle kapıyı açıp içeriye girdim.
İçeriye girdim ve arkamdan kapıyı kapattım. Ateş önünde bir kaç dosya ile ilgileniyordu. Masasının önünde ki koltuklardan birine oturdum ve ateşi izlemeye başladım.
Neden geldiğimi bilmiyordum ama içimden bir ses hep ateşin yanında durmak istiyordu.
Diye sordu hala elinde ki dosyalara bakarak. Bu hali bile çok yakışıklıydı. Ay ben ne diyordum kendine gel neva.
Dedi ve dosyayı kapatıp kenara koydu. Gözleri ile gözlerim buluştu ve yanaklarım kızarmaya başladı. Ateş bu halime sırıtı ve beni yanına çağırdı. Yanına gittim ve elimden tutup beni kendisine çekti ne yapmaya çalıştığını ilk başta anlayamamıştım ama sonradan anlamıştım.
Beni kucağına oturtu ve dudağıma buse kondurup belimi okşamaya başladı. Şuanda yerin dibine girmek istiyordum. Tamam dün kendim isteyerek kucağına oturmuş ola bilirdim ama dün ki cesaretim şuanda yoktu.
Önüme gelen saç tutamını geriye attı ve yanağımı okşamaya başladı. Kolumu omzuna attım. Koluma öpücük kondurdu ve bakışları dudaklarımı buldu.
Yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve tam öpeceken bir anda kaşlarını çattı ve duraksadı. Ne olduğunu anlamamıştım. Birden beni kendisi ile kaldırdı ve beni oturtup odadan çıktı. Çıkmadan önce bana döndü.
Ateş. Burda kal bir şey olursa ne yapman gerektiğini biliyorsun.
Dedi ve odadan çıkıp kapıyı kapatmıştı. Ne olmuştu anlayamıyordum. Bir anda neden kalkıp gitmişti.
Odadan çıkarsam ne olurdu? Bana kızar mıydı? Tabikide kızardı. Kendi kendime dönerken ateşin kitaplığında bir kitap dikkatimi çekti ve kitabı elime aldım. Sayfalarını karıştırırken bir fotoğraf gördüm. Bu benim fotoğrafımdı ve bu fotoğrafı ben ateşle tanışmadan önce çekmiştim.
Bir kaç sayfa daha çevirdim ve kitapta çizili bir kaç sözcükle karşılaştım. Okumaya çalıştım ama anlamamıştım ve bende kendimi zorlamadım ve kitabı yerine koydum. Tabikide fotoğrafı geri yerine koymuştum.
Aradan on dakika geçmişti ve ben çoktan sıkılmaya başlamıştım. Camdan dışarıya bakacağım sıra bir şey fark ettim.
Aşada lord vardı ve yanında bir kaç adamı vardı. Seslerini duyamıyordum. Keşke pencereyi aça bilseydim. Ateşlerde oradaydı ve daha önce ateşlerin yanında görmediğim bir kaç kişi daha vardı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Ateş bu yüzden mi bir anda kalkıp gitmişti. İyi de bana neden dememişti. Ben bakmaya devam ederken lordun bakışları bana döndü. O bana bakınca ateşlerde onun baktığı tarafa yani bana baktılar.
Bakışlarımı diğerlerin üstünden çekip ateşe odaklandım. Ne kadarda pek göremesem onun gözlerini bana geri çekil dediğini anlaya biliyordum ya da his ediyordum bilmiyordum ama o önüne dönünce bende geriçekilmiştim ve geri yerime oturmuştum.
Umarım kavga çıkmazdı çünkü ağırı çekecek değildim. Ateşinde canının yanmasını istemiyordum zaten. Kalkıp pencereden aşa bakmak istiyordum ama ateş kızar diye yapamıyordum.
Ben kendi kendime oturuken bir anda kapı açıldı ve kimin geldiğine bakmak isterken gördüğüm kişi ile şaşkına uğramıştım.
Karşımda Lucian vardı. Neden gelmişti ya da nasıl eve girebilmişti ateşin bundan haberi var mıydı?
Dedi ve bana doğru geldi. Oturduğum yerden kalktım ve ondan kaçmaya çalıştım. İçimden bir his bir şeylerin ters gittiğini söylüyordu.
Neva. Senin burada ne işin var neden geldin?
Diye sordum. Sadece sırıtı ve başka hiç bir şey yapmadı. Beni duvar ile arasına aldı. Kaçmaya çalıştım ama olmamıştı izin vermiyordu ve benden çok daha hızlı davranıyordu.
Lucian. İntikamımı almaya geldim.
Dediğinde ona anlamaz gözlerle bakmaya başladım. Ne saçmalıyordu bu biz ona hiç bir şey yapmamıştık ya da ben ona bir şey yapmamıştım.
Neva. Ben sana hiç bir şey yapmadım ayrıca git burdan!
Dedim. Biraz bağırmıştım ve sanırım bağırmam lucianın hoşuna hiç gitmemişti. Bir anda elini boğazıma geçirdi ve boğazımı sıkmaya başladı.
Lucian. Bir daha bana o güzel sesini yükseltme aksi taktirde o boynunu deşerim.
Dedim zar zorda olsa. Bırakmadı ve daha çok sıkmaya başladı.
Dedi. Tabikide istediği neyse yapmayacaktım. Zar zorda olsa yüzüğe vurmuştum yavaşça ve umarım ateş gelirdi.
İstesemde konuşamıyordum boğazımı çok sıkı bir şekilde tutuyordu ve artık nefes almam zorlaşmıştı.
Bir anda lucian geri çekilmişti ve dizlerimin üzerine çöktüm. Derin nefesler alıp veriyordum. Nefes nefese kalmıştım.
Ateş. Şu işe bak ben seni gökte ararken sen kendi ayaklarınla ayağıma kadar geldin.
Dedi ateş ve lucianın yüzüne yumruğunu indirmiştim. Yavaş yavaş kendime geliyordum.
Ateş üst üste luciana yumruklar atmaya başladı. Lucianın yüzü tanılmayacak bir hale gelmişti ve onun yüzüne baktıkça midem bulanıyordu.
Ateş. Oğuz al bunu buradan zindana götürün.1
Kapıdan içeriye bir çocuk girdi ona baktığımda aşada iken ateşin yanında olan çocuklardan biri olduğunu gördüm.
Çocuk lucian alıp gitti. Ateş bana döndü ve beni kucağına alıp odamıza götürdü. Beni yatağa yatırıp yüzümü avuçların içine alıp saçımdan öptü.
Ateş. Özür dilerim seni tek bıraktığım için.
Dedi ve alnıma öpücük kondurdu. Azda olsa iyidim ama hala şok içerisindeydim.
Başımı olumlu anlamda sağladım ve ateş tam gidiceken elinden tutum. Nedense tek kalmaya korkuyordum.
Dedi ve benle birlikte uzandı. Belimden tutup beni kendisine çekti ve saçıma tekrar öpücük kondurup boynuma hafif öpücük kondurdu.
Dedi ve dediğini yaptım. Gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım. Ateşin kokusu ile kolaylıkla uyuya bilmiştim ve onun kokusu bana hüzür veriyordu.
Nevanın uyuduğundan emin olduktan sonra saçından öpüp yataktan kalktım ve etrafına koruma büyüsü yapıp son kez ona bakıp odadan çıktım.
Çalışma odama girdim ve tekrar dosyalarımın başına oturdum ama aklım hep nevadaydı bu yüzden dosyalarımı alıp neva ile odamıza girip orada çalışmaya karar verdim.
Dosyalar ile ilgilenirken bir yandan da nevaya bakıyordum. Çok güzeldi ve yavaştan benden hoşlanmaya başladığınında farkındaydım.
Bu hayata kimseye çok değer vermem sanmıştım ama ona veriyordum ve ona ufacık bir zarar gelecek diye çok korkuyordum.
Aşka inanmazdım da ama nevadan sonra aşka olan inancım başlamıştı. Onun kokusu beni sakinleştiriyordu. Beni bu kadar kısa sürede kendisine bağlamayı başarmıştı.
Her dakika onunla birlikte olmak istiyordum. Bir dakika bile olsa ondan ayrılmak istemiyordum ve her dakika onu öpmek koklamak istiyordum.
O benim yaşama sebebim olmuştu...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |