14. Bölüm

Yakınlık

Luvswebr
luvswebr

Ateş üstümden kalkıp ethanın tam karşısında durdu ve elini omzuna koyup ethanın omzunu sıktı.

 

Ateş. Ne var ne istiyon?

 

Ethan. Hiç sadece sizi aşa da göremeyince bir şey oldu sandım abi.

 

Dedi sırıtarak. O sırıtıkça ateş daha da sinirleniyordu ve sinirli bir şekilde güldü.

 

Ateş. Öyle mi? Oğlum sen kurt değil misin koku alma duyun var ya hani?

 

Dedi ateş ve ethan son bir kez bizde gözünü gezdirip hızlıca ortadan kayboldu. Gülmemek için kendimi zar zoe tutuyordum. Ateş kapıyı kapatıp yanıma doğru geldi.

 

Kafam sanırım yerine gelmişti çünkü tam kaçmaya çalışacaktım ki ateş benden hızlı davranıp üstüme çıktı ve beni yatakla arasına aldı.

 

Ateş. Hiç boşa kaçmaya çalışma küçük hanım kaçamazsın.

 

Neva. Küçük değilim ben ayrıca kaçmaya çalışmıyordum.

 

Dedim yalan söyleyerek. Ateş inanmayan gözlerle bana bakmaya başladı.

 

Ateş. Emin misin?

 

Neva. Sanırım evet.1

 

Ateş gülümsedi ve gözlerini gözlerimden ayırıp dudaklarıma odaklandı. Elini belime koyup belimi okşamaya başladı. Kolumu kaldırıp boynuna doladım. Bu cesaretim nereden geliyordu gerçekten bilmiyordum ama umarım çok geçmeden tamamen kendime gele bilirdim.

 

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve dudaklarımız arasında azıcık bir mesafe vardı. Gözlerimi kapattmamla dudaklarımızı birleştirmesi bir olmuştu.

 

Gözlerimi açmadım ve bende arada yavaş yavaş ona karşılık vermeye başladım. Ben karşılık verdikçe o daha çok öpüyor ve kendisini bana bastırdı.

 

Onu omuzlarından ittecektim ki bileklerimden tutup kafamın üstünde birleştirip sıkıca tutu. Şuan da ona karşı gelmem çok zordu onu itmemde aynı şekilde zorlaşmıştı.

 

Nefessiz kaldığımda geri çekildi ve kafasını boynuma götürüp kokumu içine çekmeye başladı. Tam bir şey diyeceken boynumu hafif bir ısırdı ve bağıracaken diğer eli ile ağızımı kapatı.

 

Ateş. Şşş bişi yok sakin.

 

Dedi ve burnumun ucuna küçük bir öpücük kondurdu. Elini ağızımdan çekip boynuma yöneldi. Boynumu öpmeye başladı bense derin nefesler alıp veriyordum. Öpmeyi bırakmıştı ve emmeye başladı. Moraracak diye korkuyordum.

 

Neva. Ateş dur morartacaksın.

 

Dememe ramen beni dinlememişti ve hala devam ediyordu.

 

Ateş. Çok güzelsin neva ve kendimi durduramıyorum.

 

Dedi ve dudaklarıma yapıştı. Ne dediğini tam anlayamamıştım. Sert öpüyordu çok sert öpesi yüzünden canım yanıyordu. Sanırım kendine hakim olamıyordu ve ben onu nasıl durduracaktım bilemiyordum.

 

Ağızıma metalik bir tat gelince dudağımın patladığını anlamıştım. Kafamı yan çevirdim hızlıca ve normal olarakta ateşin dudakları dudaklarımdan ayrıldı. Nefes nefeseydim. Ateş bana bakıyordu.

 

Ona dönüp baktığımda o da bana bakıyordu ve aynı şekilde o da hızlıca nefes alıp veriyordu.

 

Ateş. Üzgünüm güzelim canını yakmak istemedim bi an kendime hakim olamadım.

 

Dedi ve üstümden kalktı. Bende tam kalkacaken beni kucağına alıp banyoya girdi. Banyoya gelince beni indirdi ve dolaptan pansuman malzemelerini getirip dudağıma pansuman yaptı.

 

Ateş. Acırsa söyle.

 

Dedi ve bende başımla onu onayladım. Çok nazik davranıyordu ve canımı yakmamaya özen gösteriyordu.

 

Ateş. Tamam bitti son olarak yara bandı yapıştırıcam dur.

 

Dedi ve çantadan küçük bir yara bandı alıp dudağıma yapıştırdı. Aynadan dudağıma baktım. Kızarmıştı. Çok sert öptüğünden dolayı.

 

Bir şey demedim ve önüme döndüm ateş elimden tutu ve odadan çıktık. Aşa indik ve salona geçtik. Salonda sadece remy vardı ethan ortalıkta görünmüyordu.

 

Ateş ile ikili koltuğa geçip oturduk. Kafamı ateşin omzuna koydum ve ateşte kolunu belime dolayıp beni kendisine çekmişti. İkili koltukta üç kişi otura bilirdi şuanda.

 

Remy. Kaan ortalıkta yok abi.

 

Kaan nasıl ortalıkta yoktu kayıp mı olmuştu iyi de nasıl?

 

Ateş. Ne demek ortalıkta yok?

 

Diye sordu ateş. Şaşırmışa benziyordu kaan ortalıkta yoksa eylül neredeydi? Ona bir şey olmuş ola bilir miydi

 

Remy. Bas baya yok ethan eylülü almaya gitti.

 

Ateş. Ne zamandan beri ortalıktan kayıp.

 

Diye sordu ateş. Acaba başına bir şey mi gelmişti?

 

Remy. Geceden beri.

 

Neva. Başına bir şey gelmiş ola bilir mi?

 

Remy. Ola bilir.

 

Ateş. Ethan ne zaman gelicek.

 

Remy. Birazdan gelir.

 

Ateş. Ethan gelince kaanı aramaya çıkalım.

 

Remy. Tamamdır abi.

 

Ateş. Bir şey olursa yüzüğe adımı söylemen yeterli.

 

dedi ve bana göz kırptı. O an gözlerim yüzüğe kaydı. Kırmızı taşta kendimi göre biliyordum.

 

On dakika sonra ethan geldi ve hepsi evden çıktı. Eylül ile baş başa kaldık. Eylüle sıkıca sarıldım ve saçından öptüm.

 

Eylül. Sence kaan iyi midir?

 

Neva. Bilmiyorum ama korkma o güçlü biri ona bit şey olmaz hem ne zamandan beri kurt adamlara bir şey oldu?

 

Diye sordum. İzlediğimiz kurt filimler gelmişti aklıma.

 

Eylül. Bilmiyorum.

 

Neva. Hem ona bir zarar gelmiş olsa bile sana da zarar gelirdi unuttun mu mühürlüsünüz.

 

Eylül. Haklısın ama ne yapıyım korkuyorum.

 

Neva. Korkma ateşler onu bulucak.

 

Eylül. Umarım.

 

Dedi ve kafasını omzuma koydu. Saçlarını okşamaya başladım. Ağlamamak için kendisini zar zor tutuyordu.

 

Neva. Bir şeyler içmek ister misin.

 

Eylül. Hayır teşekkür ederim.

 

Dedi ve bana sarıldı. Bende sarılmasına karşılık verdim. Şuan azda olsa onu anlaya biliyordum.

 

aradan baya zaman geçmişti ve hava çoktan kararmıştı. Ikimizde bir şey yememiştik.

 

Neva. Bare kalk bir şeyler hazırlayalım geldiklerinde yerler.

 

Eylül. Ben kaanı istiyorum neva.

 

Dedi ve gözünden bir damla yaş düştü. Hemen o göz yaşını sildim ve onu kendimle birlikte kaldırıp mutfağa soktum.

 

Neva. Ağlamak yok sen hep bana böyle yapıyordun şimdi sıra bende yemek hazırlayacaz.

 

Eylül. Ama neva...

 

Neva. Aması yok hem kaan senin yemek yemediğini öğrenirse sana kızmaz mı kızar o yüzden hadi.

 

Aslında bende yemek istemiyordum hiç bir şey yapasım da yoktu ama eylülün daha fazl düşünüp kendisini üzmesini izleyecek değildim. Yemek yaparak azda olsa düşünecelerini uzaklaştıra bilirdim.

 

İkimizde bir şeyler hazırlamaya başladık. Ben salatayı hazırlarken eylül düşüncelere dalmıştı.

 

Neva. Eylül güzelim düşünüp kendini daha çok üzme.

 

Eylül. Düşünmüyorum.

 

Neva. Emin misin.

 

Başını olumlu anlamda sağladı ve salona gitti. Bende elimi yıkayıp peşinden gittim. Koltuğa uzanmıştı. Bende üstünü örtüp tekli koltuğa oturdum. Onu izlemeye başladım o ise kendini uykunun kollarına bırakmıştı.

 

Saat 22.38 geçiyordu ama hala gelen giden yoktu ve bende endişelenmeye başlamıştım. Eylül hala uyuyordu bense pencereden dışarıyı izliyordum.

 

Nereye gittmişlerdi acaba iyilermiydi?

 

Kaanı bulmuşlarmıydı?

 

Telefonumda yanımda değildi ki ateşi arıyım. Salonda bir sağ bir sola gidip geliyordum. Endişelenmeye çoktan başlamıştım.

 

Bir anda eylülün bağırmadı ile ona döndüm. Eli ile karnını tutuyordu. Koşarak yanına gittim ve ne olduğunu anlamaya çalıştım.

 

Neva. Ne oluyor iyi misin.

 

Eylül. Kaan kaana bir şey oldu sanırım dövüyorlar ya da biri ile kavga ediyor.

 

Dedi. Tam kalkıp su getirecektim ki ona başıma sanki biri kafa atmış gibi bir darbe aldım ve yerimde sandeledim. Karnıma yumruk yiyormuşumcasına ağırılar girerken yere çömeldim.

 

Eylül. Neva iyi misin.

 

Başımı olumsuz anlamda sağladım. Canım çok yanıyordu ve bunun sebebini biliyordum. Ateş zarar görüyordu.

 

Neva. Onlar zarar görüyo.

 

Dedim zar zorda olsa konuşa bilmiştim. Bir anda geriye sendeledim ve sırt üstü uzandım. Ne oluyorsa hemen bittsin istiyordum dahayanacak gibi değildi bu ağırılar.

 

Bir kaç kez daha yumruk his edince ikimiz durdu. Benim kalkacak gücüm yoktu eylülse benden iyidi. Yanıma geldi ve beni kaldırıp koltuğa oturtu.

 

Eylül. Su ister misin.

 

Başımı olumsuz anlamda sağladım. Başım çok dönüyordu.

 

Eylül. Dinlen istersen.

 

Neva. Hayır seninle birlikte onları bekleyecem.

 

Dedim ve koltuğa yaslandım. Eylülde benim gibi aynı şeyi yaptı ve derin nefesler alıp vermeye başladım.

 

Bir süre sonra gözlerim yavaştan istem dışı bir şekilde kapanmaya başladı.

 

***

 

Gözlerimi ateşin sesi ile açtım. Eli saçlarımdaydı ve dibime kadar girmişti.

 

Ateş. Güzelim hadi uyan yemek yiyeceksin.

 

Neva. Siz ne zaman geldiniz?

 

Dedim uykulu çıkan sesimle. Beni kendisi ile birlikte kaldırdı ve mutfağa götürdü. Mutfağa girince boş olan ikili sandalyeye geçip oturduk. Ateş tabağıma bir şeyler doldurdu. Hala canım azda olsa yanıyordu.

 

Onlara ne olduğunu sormak istiyordum ama sormamıştım ne olur ne olmaz diye ya da cevap alamayacamı düşündüğüm için sormamıştım.

 

Tabağımdan bir iki kaşık aldıktan sonra geri çekildim ve ateş bana ters ters baktı. Sandalyemden tutup beni kendisine çekmişti ve tabağımdakileri bana yedirmeye başladı.

 

Neva. Tamam dur yiyecem.

 

Konuşmakta zorlanıyordum çünkü ağızımı doldurmuştu ve şuanda kendimi ağızı dolu bir sincap gibi his ediyordum. Yemekten sonra kendimi yorgun hiss ettiğimmiçin ateşle odaya çıktık. Ben yatağa uzandım ateşte yanıma uzanıp beni belimden kendisine çekti.

 

Ateş. İyi geceler güzelim.

 

Neva. Kaanı aramaya çıktığınızda bir şey oldu mu?

 

Diye sordum direk. Bana bom boş gözlerle bakmaya başladı. Cevabı zaten biliyordum evet olmuştu kavgaya karışmışlardı. Cevabı bildiğimi biliyordu zaten.

 

Ateş. Evet oldu, sorgulama ve uyu hadi!

 

Dedi. Neden sorgulamamı istemiyordu ki benden bir şey mi saklıyordu? Ne saklıyor ola bilirdi ki?

 

Neva. Ateş.

 

Ateş. Söyle mührüm.1

 

Bölüm : 16.01.2025 15:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...