8. Bölüm

İKİNCİ BÖLÜM DEVAM

Mustafa BAR
m.barr

Saffet anlattıkça Batur şaşırıyordu anlatılan ve olan şeyler gerçekten yalan mıydı? Diye kendisine soruyordu.

Sen neden bu adama Patron Hakkı seni öldürmeye kalkışmaz dedin. Bu kadar katiller varken.”

Batur sana tek bir şey söyleyeceğim ama bunu kimseye söyleme tamam mı? adamın adını dahi ağzına almayacaksın. Birisinden duyarsam senin derini yüzerim.”

Tamam Saffet Amca sözüm söz.”

Size anlatılan hikâye var ya şu şehrin girişine dikilen kazıklarla ilgili hikâye. İşte o hikâyede ki kişi o kimsenin şu an tanımadığı bilmediği ve hiçbir zaman bilinmeyecek kişi o hepsinin başını kesip kazıklara geçirdi ve yüzünde öfke dahi yoktu. Sadece gülümsüyordu.”

Batur inanamıyordu. Gerçekten onunla karşılaştığına inanamıyordu

Eskiden Sürmeli eski ve geniş yapıdan oluşan, ölüm kokan sokaklarla beraber korkunun ufak bir kenti haline gelmişti. Karadan sadece tek kontrol sağlanıyor ve çıkış ise izinsiz girilemez bir haldeydi. Atilla orayı terk etmeden önce, her zaman saklandığı çocukluk zamanından kalma eski bir mabet vardı kendi değimiyle. Huzur bulduğum yer.” Oraya doğru ilerledi kafasında:

Eski halinden eser kalmış mıdır, kimse bilmez orayı ama bilenler zaten öldüler ellerimde.”

İlerlemeye devam etti. Hakkının kendisi için yaptırdığı eski kırık dökük kendi heykelinin karşısında, sol sokağın ilerisinde genelevin yanında eski ve bakımsız bir mağara benzeri yer. İlerledikçe eski zamanı geliyordu aklına, çocukluk ve gençlik zamanı. İlk cinayetini orada işlemişti, düşünmek bile heyecanına yenik düşmesine neden oluyordu. Adımlarıyla sonunda varmıştı. Sokağa girdiğinde gözüne eski mazi geldi. Genelevin önünde sıra bekleyenler, içer girmek için yalvaranlar. Ellerinden Patron Hakkıdan gizli kasalardan çaldıkları alkol. Hepsi tek, tek gözünde duruyordu. Işıklı yolar ve mahalle içerisinde durmadan çalan şarkılar. Gözlerini açıldığı gibi kimsesiz bir sokak haline gelmişti, o eski şatafatlı ve renkli zamandan artık eser yoktu ışıksız kimsesiz bir sokak haline gelmişti.

Adımlarıyla mağarasına eski mabedine yaklaştığında artık oyuğu mağaranın girişini göremiyordu. Oyuk doldurulmuş haldeydi, eliyle duvara dokundu belki kırarım umudu ile baktı ama yok bildiğin taşlarla çimento ve diğer malzemelerle duvar haline getirilmişti. Aklına bunu yapabilecek iki kişi geliyordu. Birisi o şerefsiz diye adlandırdı İlhan diğeri eski mabedini korumak için uğraşan ve değer verdiği Saffet Abi yaptırmıştır diye düşünüyordu. Derim bir iç çekip, arabasına doğru geri yürüdü. Etraf geçekten sessizleşmişti ya ölüme doğru ilerliyordu ya da gerçekten bıraktığı şehir değildi burası. Arabasının önüne geldiğinde ufak çaplı sesleri işitti. Sürmeliye artık yabancılarda girebildiğini fark etti. Tanımadığı insanlar ve kendisi gibi düzgün takımlar ve elbiseler giyen kişilerin olduğunu fark etti. İçten içe bu adamların kim olduklarını merak ediyordu, yanlarına yaklaşıp kim olduklarını sormak geçse de içinden aklında sadece kendisine pusu kuran kişilerin kim olduklarını bulmak istiyordu.

Kalabalığın arasında birisi Atillaya doğru baktı. Gerçekten ona doğru mu bakıyordu yoksa Atilla göz yanılsaması mı yaşıyordu, adam gözleriyle Atillayı süzdükten sonra içeriye doğru ilerledi.

Bunlar mı beni öldürmek isteyenler?” diye kendi, kendine düşünmeye başladı.

Bunlar bana yetişebilecek birileri değil. Hakkı ile iş tutacak kişiler bana yetişemeyecek kadar uzaktılar.” Öldürmenin bir sanat olduğunu düşünüyordu. Gözlerini karşı kalabalıktan alıp arabasına doğru döndü.

Arabanın, etrafı büyük ölçüde çiziklerle sarılı olduğunu fark etti ama fazla umursamadı, arabasına bindi. Bu arabanın bir yere kadar ilerleyeceğini biliyordu yeni bir araca ve gidebileceği yeni bir adrese ihtiyacı vardı. Arabayı çalıştırıp Sürmelinin dışına doğru direksiyonu çevirdiği sırada, camını birisinin tıklattığını fark etti bir anda ürktü.

Ne oluyor lan?” diyerek kafasını çevirdiğinde Saffetin yanında gördüğü yeni yetme Baturu gördü. Yüzünde hafif bir tebessüm ile korku arasında bir tedirginlikle Atillanın yüzüne bakıyordu. Atilla camı aşağıya doğru indirdi.

Ne bakıyorsun öyle yüzüme. Öldürmeye geldiysen sık git ne bakıyorsun öyle ebleh ebleh?”

Atillanın sözleri Baturu daha tedirgin ediyordu. Elindeki kâğıdı Atillaya doğru uzattı.

Ne öldürmesi, amca, abi. Tövbe efendim. Saffet Amca size bunu iletti.” Hızlıca Atillanın yanından ayrıldı. Hızlı şekilde karanlığın içerisinde gözden kayboldu. Atilla şaşkın şekilde elindeki kâğıdı açtı.

Atilla, gitmeden sana söyleyeyim, Öldürmek her yolun sonunda kendi ölümüne giden yoldur.”

Bu kısa yazı Atilla için ne kadar çok şey ifade etse bile artık geri dönülmez bir yola doğru ilerlemişti. Hayattı bir girdabın ortasında sade ve tek başına ilerlemesi gerekiyordu.

İlginç adamsın Saffet abi. Halen umudun var.” Dedikten sonra arabayı tam tur çevirip yolla koyulmuştu. Aklının içerisinde durmadan aynı kelimeler ve yüzler dönüyordu.

Bu şerefsiz ve yanındaki değilse kim? Beni tanıyan, kim olduğumu bilen kimse yok. O zaman beni pusuya düşürmeye çalışan kişi kim.” Atilla ne kadar düşünmese de arkasından dolanan ve onu öldürmeye çalışan kişinin Hakkı olduğundan adı kadar emindi.

O adamlar da kimdi?” Kafasından gezen bu cümleler Hakkının arkasında ona yardın eden birilerinin olduğunu gösteriyordu. Yolda ilerlemeye devam ettiğinde Sürmeliden ayrılmıştı. Gideceği yolun az olması ya da gideceği yolun olmamasını daha fazla düşünüyordu. Son 10 yıl hayatının en derin korkuları içerisinde geçmiş bir sürgündü. Sürmeli ve çevresinde ismi olan korkusuz ve öldürmeye meyilli birisi Atilla. Bunu bilen herkes ondan ve olacaklardan her zaman kaçınırlardı. Sürmeliden ayrılmadan önce, eski bir olayı hatırasında canlandırdı ama sonra nedense hatırlamamak için kafasını hedeflerine doğru çevirdi. O eski anı belki de onu o yapan şeylerden birisiydi. Direksiyonu çevirip Sason İlçesine doğru sürdü. Hatırasında kalan ama sır perdesi gibi aralanmayan eski bir şey canlandı.

 

 

BÖLÜMLER OKUMANIZI VE YORUM YAPMANIZI RİCA EDİYORUM.

KELİMLERDE HATA BULURSANIZ LÜTFEN SÖYLEYİN BAZEN YÜKLERKEN BAZI KELİMELERDE KAYMA VE HARF SİLMELER OLABİLİR.

İYİ OKUMALAR DİLERİM.

Bölüm : 27.10.2024 14:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...