19. Bölüm

ATEŞ EJDERİ

M. P. K.
m.p_korkmaz

 

“Ilk olarak hepimiz birer tılsım hazırlayacağız ve bunu üzerimizde taşımaya özen göstereceğiz. Bu tılsım bizleri düşmanlarımıza karşı koruyacak. Önce ben kendi koruyucu tılsımımı yapacağım. Ardından siz de benim yaptığıma benzer bir şekilde kendi tılsımlarınızı hazırlayacaksınız.”2

Kusursuz bir daire içine çizilmiş dik açılı bir üçgen ve bu üçgenin içine birleştirilmiş bir çift el çizmeye başladı. Dairenin etrafında İbranice harfler ile bir takım yazılar yazdı. Üçgenin etrafına çizdiği sıralı ay ve yıldız figürleri bakanları tedirgin edecek cinstendi. Kurumaya başlayan siyah mürekkebin üzerinde bulunduğu sığır derisi parçası Asmar'ın elinde eski bir paçavranın lanetlenmiş bir bölümü gibi duruyordu. İtina ile katlama işi bittiğinde elindeki hayvan derisi kusursuz bir üçgene dönüştü.2

“Sizi karanlık tarafın entrikalarına karşı koruyacak ve size hayatta kalmak için büyük bir güç verecektir. Bir dahaki saldırının ne zaman ve nasıl gerçekleşeceğini bilmediğimiz için sürekli üzerinizde bulunmasını tavsiye ederim.”

“Bir dahaki saldırı mı? Yani yaşananlar tekrarlanacak mı diyorsunuz?”

“Bu bir ihtimal gençler, hem de kuvvetli bir ihtimal.”

“Yaşananları bize neden hiç kimse anlatmıyor? O gün neler oldu ve biz neden bunları yaşadık?”

“Bu sorunun muhatabı ben değilim gençler üzgünüm.” diyen Asmar gözlerini soruyu soran Özüm’e dikip öylece kaldı.1

“Peki Çisil nerede? Neden kimse bundan bahsetmiyor?”

“Çisil’in akıbeti ile ilgili gerekli araştırmaları Özel Birimler üstlenmiş durumda. O günün ayrıntıları ile ilgili geniş bir bilgilendirme yapıp yapmayacaklarını bilemiyoruz. Ama hepimizin bilmesi gereken önemli birkaç nokta var.” Asmar konuşurken gür bir ses yüksek topuklu ayakkabıların çıkardığı sese karışarak tüm alanı doldurdu. Gelen Flora’ydı.1

“Çisil’in karanlıktakiler tarafından kaçırıldığını düşünüyoruz. Onu arama çalışmaları sürüyor.”

“Peki sizce hayatta olma olasılığı nedir?”

“Ölmesi için bir sebep yok. Ona ihtiyaçları varken onu yok edemezler.” alana derin bir sessizlik hakimdi herkes pür dikkat Flora’yı dinliyordu. Çisil’i kaçıranlar Ateş Ejderi’nin peşindeler. Ateş Ejderi’ni çalma girişimleri bize ağır kayıplar verdirse de onları hezimete uğrattı. Çünkü çaldıklarını zannettikleri nesne bir replikadan ibaretti.1

“Ateş Ejderi de nedir?” Gizay'ın sesi umduğundan daha yüksek çıktı.

“Ateş Ejderi ona sahip olana mutlak bir yönetme gücü veren kutsal bir nesnedir. Pomerta'daki tüm kutsal nesneler yönetici klan olan Ateş Klana'nın himayesi altında özel bir alanda tutuluyor. Fakat Ateş Ejderi diğerlerinden daha tehlikeli olduğundan farklı bir alanda tutulur.”1

“Tehlikesi nedir peki? Ejder Ateş mi saçıyor?” Gizay’ın sözleri sınıfta gülüşmelere sebep oldu.1

“Ateş Ejderi insanların hayatlarına tümüyle etki edecek bir enerji seline sahip. Bu enerji akışını uyandıracak bir ritüel yapılarak insanların birer mankurta dönüşmesi sağlanabilir. Kitlesel olarak Ateş Ejderi’nin etkisine giren insanlar kutsal nesneyi elinde bulunduran kişiye hizmet etmek için her şeyi yapabilirler.”

“Peki ne elde etmek istiyorlar? Amaçları nedir?”

“Karanlık taraf eskiden kendine köle edinmek için insanları etrafında toplamak istiyordu. Artık değişen zaman içinde insanların yerini makineler ve yapay zekâ ile donatılmış robotlar alacak. Ateş ejderinin enerjisi ile etki altına alacakları insanları dünyanın çeşitli bölgelerine salarak toplu katliamlar yapacaklar. Ama korkmanız için herhangi bir sebep yok. Kutsal nesne güvende. Dahası emellerine ulaşacak olsalar bile iradesi güçlü olan cadı ve insanlar bu savaştan galip ayrılacaklardır.”

Birbirlerine iyice sokulmuş olan gençler korkmuş gözüküyorlardı. Herkes yeterince korkmuş iken Eva söz aldı. “Amaç insan ırkının sonunu getirmek değil mi? Etkisi altına aldıkları insanları önce birer katile dönüştürüp ardından onlardan kurtulacaklar. Asıl soru şu olmalı bence; bu kadar büyük etkiye sahip bir nesneyi neden elimizde bulunduruyoruz? Bu yok edilemez mi?”

“Aslında tam olarak bunun provası için buradayız.” Flora dudaklarını bastırıp lafa balıklama dalan Asmar’a sert bir bakış attı. Söylememesi gereken önemli bir sırrı ağzından kaçırmış olan adam durumu telafi etmek için bir şeyler geveledi.

“Hadi artık derse devam etmeliyiz. Kutsal enerjiyi göklerin enerjisi ile birleştirip, geldiği yer olan uzay boşluğuna doğru akışını planlamalıyız.”

Eski sunağın yanına doğru ilerleyip önünde diz çöktü. Bazı sözcükler mırıldandı. Latince ve İbranice olan karışık sözcükleri anlamak bu seviyedeki cadılar ve melezler için oldukça zordu. Kendi kanından birkaç damla akıtmak üzere kolunun iç tarafına ufak bir kesik atan Asmar'ın mırıltıları sessiz bir ilahiye dönüştü. Ayağa kalkıp tüm kızların saçlarından birer parça kesip, onları ayrı ayrı keselere koydu. İlahisi sessizce devam ederken kolundan akan kanlar yerlerde damla damla izler bırakıyordu. Her bir saç tutamını siyah deri kesesinden çıkarttı. Her saçın sahibinin ismini, okuduğu mantraya dahil edip saçları sunağın üzerine bıraktı. Kolundan akıttığı birkaç damla kanın üzerine sert kumlu bir karışım serpti. Döktüğü karışım kanların sunağın üzerinde ilerleyip bir yol oluşturmaya başlamasına sebep oldu. Yerde sıralanmış olan saç tutamlarını yavaş yavaş ardında bırakan kan birikintisi bir tutam kestane rengi saçın üzerine kadar akıp orada durdu.

İzledikleri karşısında nutku tutulan gençler bu saçın kime ait olduğunu ve kanın neden sadece bu saçın üzerine aktığını bir türlü anlayamadılar.1

“Zamanı geldiğinde” dedi Flora “Hepiniz gerekli olan bilgiyi gerektiği kadar öğreneceksiniz.” geldiği gibi gürültülü ve esrarengiz bir şekilde alandan uzaklaştığında herkesin aklına benzer sorular vardı.

Bölüm : 03.02.2025 02:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş