10. Bölüm

İLK BULUŞMA

M. P. K.
m.p_korkmaz

Rüzgarlı geçen günlerin ardından bugün hava Pomerta halkına kıyak geçermişçesine ılık ve güneşliydi. Dışarı çıkmak için ellerine muazzam bir fırsat geçen kızlar birlikte plan yapmış olsalar da bu planı akşam saatlerine ertelemek zorunda kaldılar.

“İnanamıyorum, Gizay Pamir'le konuşmayı ne ara ilerletti de onu buluşmaya ikna etti?”

“O ikna etmedi ki, Pamir kendisi davet etti Gizay'ı.” Özüm ve Çisil konuşurken uykusundan yeni uyanan Esen lafa daldı;

“Gizay kimseyi bir yere davet etmez, kendini davet ettirir.”

“Ben de onun kadar güzel olsaydım keşke.” dedi Çisil yüzünü buruşturarak.

“Zaten güzelsin şapşal” diyen Esen kollarını açmış geriliyordu.

“Peki şu korkunç çillerim?”

“Yüzlerce yıllık güzellik trenlerinden biri olan şu çilerin mi? Yüzüne çil dövmesi yaptıran insanlar tanıyorum tatlım.” dedi Esen dolabının karşısında durup kıyafet seçen Özüm’ü incelerken.

“Özüm kaçta buluşacaksınız Dora'yla?”

“Bir saat sonra canım.”

“O seçtiğin siyah pantolon ve siyah bluzu mu giyeceksin?” diye sordu Çisil elindeki küçük ayna ile yüzünü incelerken.

“Tabi ki bunları giyeceğim. Kötü mü sence?

“Hayır değil bence gayet iyi.”

“İkinizde saçmalamayın!” diye araya giren Esen ayağa fırladı. “Bu bir ilk buluşma. Daha özenli parçalar seçmelisin!"

“En özenli parçam bu ama.”

“Bütün kıyafetlerin birbirine benziyor zaten. Gizay olsaydı seni çiçek gibi hazırlamıştı çoktan.”

“Hey şuraya bakın kim geliyor?” camdan dışarı bakan 4 kız Gizay'ın okul kapısına doğru geldiğini gördüler.

“Neden bu kadar erken geldi ki?”

...

Okulun yakınlarındaki tek kafe olan HighLife Cafe siyah demir masa/sandalyeleri, gotik tarzda döşenmiş koyu ahşap renginde yer karoları ve duvar süslemeleriyle okulun öğrencileri için popüler bir mekândı. Pamir dışarıda buluşmayı teklif ettiğinde Gizay bu duruma memnun olmuş olsa da, kendi güvenliğini garantiye almak ve bu buluşmayı meşru kılmak adına mekân olarak burayı seçti.

Erken saatlerde tek tük müşterisi olan mekân sahibi Fero, Pamir ve Gizay ile fazlaca ilgilenip, onlarla uzunca sohbet etti. Salon kalabalıklaşmaya başlayınca yalnız kalabilen çift sonunda birbirlerini tanımaya fırsat buldu.

“Bugün senin doğum günün müydü? Sosyal medya hesabını stalklarken denk geldim de.” Pamir'in yüzünde yılışık bir ifade vardı.

“Evet.” derken yüzü hafif kızaran Gizay oldukça güzel görünüyordu. Saçlarını bugüne özel maşalayıp mavi gözlerini ortaya çıkaracak hafif bir makyaj yapmıştı. Daima iddialı olsa da bugün sade olmak istedi. Uzun fisto yakaları olan dizlerinin hemen üzerinde beyaz üzerine mavi çiçek desenli vintage bir elbise tercih etmişti. Pamir ise siyah saçlarını geriye doğru taramıştı. Sinek kaydı esmer yüzü Gizay’ın porselen beyazı teniyle tezat oluşturuyordu.

Masanın üzerinden Gizay’a doğru uzanıp eliyle terbiye sınırlarını aşan bir hareket yaptı.2

“Üfle!” yaptığı esprinin iğrençliği karşısında alaylı şekilde kısılan maviliklere kitlenince Pamir’in yılışık gülümsemesi son buldu.

“Ben bir lavaboya gideyim.” çantasını alan Gizay saçını hırsla diğer yana atıp ilerlemeye başladı. Buluştukları ilk anda masada oturmuş bir şeyler okuyan Gizay’ı gördüğünde sıradan bir kıza takıldığını düşünen Pamir hızla uzaklaşan bu alımlı kızın ardından hayran hayran bakakaldı. Su damlası gibi kıza yaptığı az önceki aptal espriden utanıp elleriyle yüzünü gizledi. Yan masalardaki insanlar olan biteni anlamasa da, kızın kalkıp gittiği yönün çıkış olduğu bariz görünüyordu. Pamir utanç çukurundayken bunu fark edememiş olacak ki garsonla bir şeyler konuştu. Durumu telafi edeceğini zannetmesi boş bir çabadan ibaretti.

 

“Terbiyesiz herif hayatında senin gibi bir kızı görmüş mü acaba?” dedi öfkeyle Özüm. “Ne kadar kalitesiz biriymiş. İyi ki ilk günden kendini gösterdi.”

“Kraliçe seni!” diyen Esen için için gülüyordu. “Gerçekten onu masada öylece bırakıp çıktın mı?”

“Tabi ki. Tuvalete gittiğimi sanıp beklediğine eminim.”

“Çok iyi oldu ona. Bir daha da karşısındaki kadınlara nasıl davranması gerektiğini öğrenmiş olur.”

Olaylardan pek etkilenmemiş gözüken Gizay gözünü Özüm’e dikti. “Bu siyah pantolon ve yuvarlak yaka siyah tişörtle Dora'yı etkileyeceğini düşünmüyorsun değil mi? Gel şuraya hemen.”

Dolabını açıp kendi giysilerinden bir parça seçti. Ardından Özüm’ün klasik ev topuzu kestane rengi saçlarına şekil vermek adına iri dalgalı saç maşasını çıkardı.

“O kadar vaktim yok.”

“Beş dakika geç kalman önemli değil. Ben erken gittim de ne oldu?” derken saçlar şekil almaya başlamıştı bile.

“Düğüne gitmiyorum zaten. Ne gerek var bu kadar şatafata?

“Ben de düğün saçı yapmıyorum canım. Üstten kalın bir kaç dalga yapıp önleri arkadan toplayacağım.”

“Alnımı kabak gibi ortaya çıkarma sakın.”

“Yüz hatların çok güzel, onu saklamak yerine sergilemelisin. Ayrıca alınları dar olan kadınlar artık alın botoksu yaptırıp güzelleşmeye çalışıyor. Güzelliğinin farkına var ve kendine güven. Ekranlardaki filtreli ve estetisyen elinden çıkma yapay afetlere kanmayı bırakıp kendimizi olduğumuz gibi sevdiğimiz zaman hayat daha keyifli bir hale geliyor, inan buna.”

Gizay'ın işi bittiğinde hafif pudralanmış beyaz yüzü, özenli saçlarıyla bakımlı ve sade görünen Özüm Dora ile buluşmak üzere okuldan çıkıyordu. Bahçede ilerlerken Alaz ile konuşan Dora koşar adım Özüm’ün yanına gelip onunla selamlaştı. Birlikte uzun bir yürüyüşe çıktılar. Dalgaların kayalıkları dövdüğü sahil şeridinde oturup Dora'nın hazırladığı termostan kahvelerini yurdumlarken keyifle konuşuyorlardı.

“İnanabiliyor musun kafede tam yarım saat Gizay’ı beklemiş. Sonunda gelmeyeceğini anladığında hesabı ödemek için Fero'nun yanına gidip Gizay’ın gitmeden zaten hesabı ödemiş olduğunu öğrenmiş.” gülmekten yanak kasları ağrımaya başlayan Dora Pamir'in düştüğü rezil durumdan bir hayli memnun görünüyordu.

“Çok büyük bir ayıp yaptığı hareket. Hem de Gizay gibi harika birine karşı bu yaptığı şey yenilir yutulur cinsten değil.”

“Doğru kimseye yapılmamalı böyle ergen şakaları ama inan bana sen Gizay’dan da diğer herkesten de çok çok güzelsin.”

Özüm boş laflara kanacak kadar saf bir kız olsaydı bu iltifat karşısında hemen gardını düşürür ve ipleri Dora’ya bırakırdı. Ama bu zamana kadar kendini herkese kapatmış olması ona ilk güzel diyen adama kendini kaptıracağı anlamına gelmiyordu. Karşısındaki kişi Dora olsa bile.

“Ben kendimin de diğerlerinin de farkındayım Dora. İltifatın için teşekkür ederim ama içi boş sözlerden hoşlanmam.”

Dora mavi gözlerini kocaman açmış, karşısındaki kızın kolay lokma olmayacağını idrak etmeye başlıyordu.

Bölüm : 10.01.2025 01:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...