Gergin geçen günün akşam üstünde gençler Fero’nun kafesinde toplandılar. Olan biten olaylar hepsini sarsmıştı ve neler döndüğünü anlamak istiyorlardı. Mekanın en kuytu köşesinde yer alan büyük yuvarlak masa etrafında oturan Özüm, Gizay ve Lavin’e; Dora, Alaz, Maya, Eva, Pamir, Pamela ve Kayra eşlik ediyordu. Olaylardan etkilenmek istemeyen çoğu cadı bu görüşmeye katılmak istemedi. Onları ne Çişil’in kayboluşu ilgilendiriyordu, ne de karanlık tarafın elde etmek istediği herhangi bir kutsal nesnenin koruyucusu olma fikri hoşlarına gidiyordu. Bölgesel güçte aktif olan bir çok aile kendi çocuklarını tarafsız bölgede korumak istiyordu. Konumlarını sağlam tutmak için ellerinden geleni yapacaklarına dair şüphe yoktu. Bu tavırları karanlık tarafın tüm eylemlerine tepkisiz kalmayı gerektirse bile bunu çoktan kabul etmişlerdi.2
Masanın etrafında oturmuş sessizliği bozmaktan korkarcasına önlerindeki içeceklerini dahi yudumlamamışlardı. Mavi gözlerini patlatarak konuşan Dora, Alaz’a çıkışırcasına sessizliğin garip girdabını delerek konuştu:1
“Bizi buraya susmak için mi çağırdın?”
Okyanus mavisi gözlere, tehditkar bir bakışla kitlenen siyah gözleriyle yanıt verdi Alaz.
“O gün yaşananlar hakkında bildiklerini paylaşarak ilk konuşan sen olabilirsin Dora. Mesela Özüm bir dolabın altında sıkışıp kalmışken onu neden bırakıp kaçtığını anlatmakla başlayabilirsin işe.”
Olaydan haberdar olmayan herkes dönüp Dora’ya bakarken, Lavin elini Özüm’ün elinin üzerine koyup fısıldadı:
“Sonra konuşalım.” diye fılsayıp arkadaşının elini sıktı Özüm.
Sarı benizli yüzü kızarmış olan Dora utançla karışık bir sinirle konuştu:
“Ben yalnızca yardım çağırmak için çıktım.”
“Oysa sana yardım çağırmak için çıktığımı söyleyip, Özüm’e göz kulak olman için seni uyardım. Ayrıca Salamon oraya bir daha hiç dönmediğini söyledi.”
“Çünkü oradan çıkarken sizi gördüm. Pek bir yakındınız.”
Gözünü Özüm’e dikip baktığında onun hışımına uğradı.
“Bu ne cüret! Beni o halde bırakıp tek kelime etmeden gittin. Şimdi beni kurtaran kişinin neden kurtardığının hesabını mı yapıyorsun?”
Sinirden çılgına dönen Özüm’ü arkadaşları sakinleştirmeye çalışırken Dora kalkıp masayı terk etti. Maya da peşinden hızlıca kalktı.
“Sanırım ben de gitsem iyi olacak.”
Pamir, Kayra ve Pamela olanlara anlam vermeye çalışıyordu. Herkes asıl toplanma nedenlerini unutmuş gibiydi. Dirseklerini masaya dayayıp başına ellerinin arasına alan Gizay daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladı. Durmadan akan gözyaşları Pamir'in ona usulca yaklaşmasına fırsat verdi.1
“Elimde olsa gözlerinden bir damla yaş akmasına izin vermezdim.” sessizce konuşup kendinden emin bir şekilde sözcükleri vurguladı. “Her şey düzelecek, Çisil’i bulacağımıza eminim.”
Aklı yeterince karışmış olan Gizay ona itiraz etmedi. Başını Pamir'in omzuna doğru kaydırmakla yetindi. Kalp atışları hızlanan Pamir bu heyecanını belli etme etmemek ve konuyu dağıtmak için sordu.2
“Asmar'ın bugün yaptığı tılsımı anlıyorum ama büyüyü ne için yaptığını bir türlü anlayamadım.”
“Çok basit.” dedi Alaz. “Bu büyü bir ayinde kullanılacak en doğru kişiyi seçmek için kullanılır.”
“Nasıl bir ayin?” diye merakla sordu Lavin. Kafasında oturmayan bir sürü şey vardı.
“Bilmiyorum ama olası bir kötü senaryoya hazırlık olabilir.” Alaz oldukça duygusuz görünüyordu.
“Peki o saç kimin saçıydı? Ben takip edemedim.” diyen Eva ilginç bir şekilde diğerlerine karşı arkadaşça yaklaşıyordu.
Alaz ateş gibi parlayan gözlerle Özüm’e baktı. Kanın neden Özüm’ü seçtiğini az çok tahmin ediyordu.
Güçlü bir ses tonuyla Eva’nın sorusunu cevapladı Özüm. Üzerine dönen meraklı bakışları susturmak için kendinden emin konuşmalıydı.
“Saç bana ait. Ama kanın neden beni seçtiğini bilmiyorum. Hatta merak da etmiyorum. Aslında neden burada olduğumu da bilmiyorum. Sadece güven duygumu yitirmiş olmanın verdiği bu berbat histen bir an önce kurtulmak istiyorum.”
İçlerinde en çok zarara uğramış olan Özüm’dü. En çok da Dora tarafından yalnız bırakılmanın yarattığı ihanete uğramışlık hissine içerliyordu.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.05k Okunma |
204 Oy |
0 Takip |
27 Bölümlü Kitap |