1. Bölüm

1. Bölüm

Mahmut Polat
mahmutpolat

ESKİ GÖLGEM


Şiraz’dan kalkan bir çift güvercin


Onsekiz çağımı getirsin benim


Varsa dünyada lokmanı hekim


Bu ilkel ağrımı dindirsin benim


Burda düz ikindi oralarda öğlen mi


Ufukta kayboldu gitti o gemi


Yıllardır sobada yaktığım hüzün


Istırabım kederim sana şölen mi


Ardı zemheridir bilirim güzün


Benimle yürüyen eski gölgem mi


EVLAT


Geçti öğlen, vakit dümdüz ikindi,


Dağlar gölgelendi, yollara akşam indi.


Şu fani dünyada, acep kaldı kaç günüm,


Yâ Râb!.. günahlarım için üzgünüm.


Ardımdan ağlanacak anı var mı geride?


Günahın nârı kaldı, gamı da kederi de,


Bahçemde hazan, gezinir acı rüzgar.


Kiraz mevsimi geçti, sonbahara sürgünüm.


Aynalardaki aksim, sanki bir hayal.


Taş kadar hissizim, kalbimde meyal.


Mazinin sokakları, sessiz ve tenha,


Yalnız gidişli yola, dönülmüyor bir daha.


Mührünü kırmış kalbe, sakın sır verme evlat!


Yaşamadan öğretmez, hiçbir şeyi bu hayat.


Dörtnala doludizgin, kaybolacak ufukta,


Zaman denen mefhum, say ki doru bir at.


KASABADA GÜZ


Rüzgar; tatlı bir ürpertiyle sarıyor akşamları.


Sahilde âşıkların veda izleri,


Yurdagül Abla'nın boynu bükük,


Yüreğinde yeni yaz umutları...


Çözüyor ekmek teknesi çadırını,


Anarak acı tatlı hatıralarını,


Gözlerinde derin bir hüzün,


Yüzünde ağdalı kederin tortuları.


Mümin Abi ıslık çalmıyor artık,


Asparagas şarkısı dolanmıyor diline,


İskorpit satmıyor çınar ağacı altında,


İskeleye yürümüyor salına salına.


Kediler acı acı miyavlıyor,


Kemerli Kilise nasılda yorgun,


Bir ses; "Aman bey sus sus"


"Bu ev perili!.. biliyorsun...".


MUHACİR KUŞLARI


bugün bayram


günün ilk ışıkları sızıyor odama


yıllar var şehrin sağır duvarlarıyla arkadaşım


kalbim kuytu bir göl yalnızlığı


bir orman ıssızlığı içimdeki gökyüzü


ağır ağır uyanıyor şehir


ceplerimde kül


ne vakit daralsam böyle


bir gökavuntusu yetişir imdadıma


açıl ömrümün tozduman haritası


kanasın gönlümün kırçıl yarası


kaçıncı mevsimidir bağımın târumar


kaçıncı geçişin ey nevbahâr


şehrin muhacir kuşları da yok artık


çıkrıklı kuyuları


yeleleri rüzgâr rüzgâr


toynakları kızıl kıvılcım beyaz atları


figân düşmemişti bülbülün diline henüz


kuyuların suyu çekilmemiş


komşumuzun kızı Meyra ölmemişti


sonra değişti dünya


hasret kaldık


cırcır böceklerinin dızdızlarıyla dalınan uykuya


artık kalabalıklar dolusu bir yalnızlıktır şehir


nâdan uğultular dolduruyor bulvarları


ne şadırvanları kaldı


ne çıkrıklı kuyuları


göçüp gittiler bir sabah


o muhacir kuşları


UZATMA ELLERİNİ


Uzatma ellerini sabahlara gelemem


Gelemem ölesiye bakma gözlerime


Belli ki sensiz


Yine seninle bitecek bu özlem


Belli ki bundan böyle


Sancılarla uyanacak içimde her bahar


Durup durup seslenme düşlerime


Kapılara kilit vurdular


Işıklarıda söndü ıssız kalbimin


Güçsüzüm


Ağlamaklı


Tutsak ve cılızdır haykırışlarım şimdi


Oysa yıkardım sana ulasan yolların bendini


Aşardım ateş çemberlerini


Bir avuç toz niyetine serperdim kendimi uğruna


Ama yine de gelemem


Gelemem artık


Uzatma ellerini sabahlara işte


Bölüm : 26.03.2022 23:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Mahmut Polat / Üveyik Kuşu / 1. Bölüm
Mahmut Polat
Üveyik Kuşu

10 Okunma

6 Oy

0 Takip
3
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...