1. Bölüm

Zarlar Atılmadan (Giriş)

Maia
maia

 

Bazı vedalar sessizce edilir.

Bazılarıysa hiç edilmez.

Benimkisi ikinci cinstendi.

 

O sabah siyah giyindim ama yas tutmadım. Saçımı topladım ama başımı eğmedim.Ve kalabalığa karışmadım. Çünkü o kalabalığın içinde bana yer yoktu. Ben, o adamın kızıydım. Ama kimse bunu bilmiyordu. Kimse bilmemeliydi.

 

Cenazesi devlet töreni gibi kalabalıktı. Mafya dedikleri şey, resmîymiş gibi davranıyordu. Tespih çeken eller, sahte gözyaşları, cep telefonuyla gizlice fotoğraf çeken gazeteciler... Hepsi oradaydı.

Ama ben... uzaktaydım.

 

Eski bir binanın çatısından izliyordum olanları.Karşı apartmanın en üst katı, kırık bir pencere, paslı demir parmaklıklar...

Burası onun defnedildiği yere en yakın olabileceğim tek yerdi. Çünkü bana yaklaştığım an, kurşunla cevap verirlerdi. Babamın tabutu siyah kadife örtüyle kaplıydı. Üzerinde gümüş işleme bir arma: iki kartal kanadı ve bir zar.

Zar.

O sembol, herkese güç anlamına geliyordu. Ama benim için... yalnızlıktı. Küçükken babam bana zarla hikâyeler anlatırdı. “Her zar bir kaderdir,” derdi. “Ama bazı zarlar atılmadan da hüküm verir.”

 

Şimdi o zarlar bende. Ve ben sadece izliyorum. Kalabalığın arasında annemi gördüm. Siyah tül içinde, dimdik. Ağlamıyordu.Yanında onlarca adam vardı. Hepsi babamın adamları. Ama aynı zamanda onun ölüm fermanını yazan eller. Her biri tek tek aklıma kazındı.

 

Benim orada olmadığımı düşünüyorlardı. Çünkü onlar, benim hiç var olmadığımı sanıyorlardı. O yüzden saklandım. O yüzden beni gizlediler. Koruduklarını söylediler ama aslında yok saydılar.

 

Şimdi o mezarın başında toprak atarken, her kürek sesi bana şunu söylüyordu:

“Sen yoksun.”

 

 

 

Ama ben oradaydım. Üstelik hepsinden daha diri, daha ayakta, daha farkında.Bir elim cebimdeki siyah keseye uzandı. Zarlar hâlâ oradaydı. O gece babamın bana bıraktığı son miras.

 

Islak rüzgar saçlarımı yüzüme savurdu. Boğazımda bir yumru. Ama ağlamadım. Çünkü bu şehirde gözyaşına yer yok. Bu şehirde kadınlar mezara konmaz. Onlar toprağın üstünde yürüyerek intikam alır.

 

Son bir kez aşağıya baktım. Kalabalık dağılmaya başlıyordu. Onların arkasından sadece biri dönüp geriye baktı. Kimi aradığını bilmiyorum. Ama yüzüme baktığında... içimde bir şey dondu.

 

Belki sezmişti. Belki sadece rüzgârdı. Ama ben o gün bir yemin ettim:

“O mezara çiçek koymayacağım. Oraya kan yağacak. Sonra çiçekler kendiliğinden açacak.”

 

 

 

Ve o gün, sadece babamı kaybetmedim. Kendi adımı da gömdüm. O günden sonra ne annem, ne masa, ne geçmiş…

Hiçbiri beni tanımadı. Ama ben hepsini tek tek tanıyacağım.

Ve zarlar…

Bir daha asla susmayacak.

Bölüm : 23.04.2025 16:32 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...