
Giderek artan hızım ile arkamdaki karartı da hızlandı. O anda beklemediğim şey ile durmak zorunda kaldım. Beni kovalayan kişi yere düşmüştü. Hızlıca yanına gidip kim olduğunu öğrenebilirdim . Adımlarım bu sefer o kişiye doğru gitmeye başladı. Yavaş yavaş görüş açıma giren kişinin katil olduğunu düşünerek hızlandım. Maske takan biriydi büyük ihtimalle katildi. Daha da yaklaşınca adımlarımı yavaşlattım. Artık yanına ulaştığım kişiyi görebiliyordum her zamanki maskesi yüzünde olan katildi. Kollarından tuttuğum gibi ellerimi maskeye doğru ilerlettim . Ben daha maskeye dokunamadan yandan gelen şey ile yere yuvarlandım. Bu sefer karşımda gördüğüm katildi ama diğeri kimdi? Karnıma oturan katil büyük bir neşeyle konuşmasına başladı. "Bir an beni bekleteceksin diye ödüm koptu ama iyi ki götümüz donmadan gelebildin. " bu lafına ufak bir kahkaha atarken bende konuşmak için biraz olsun doğrulmaya çalıştım. Ama karnıma olan baskısı giderek artmıştı nefesim kesilirken öksürmeye başladım. " Senin konuşmana lüzum yok bir şey verip gidicem. " elini cebine attığında küçük bir usb bellek çıkarıp bana uzattı. " Hiç bir şey bilmediğin için mal gibi boşu boşuna yırtınıyorum bari işin gelişme aşamasını gör dedim. Belki dafa fazla acı çekersin. Nasıl düşünmüşüm çok iyi değil mi? Gerçek eğlence işte bu." Biraz olsun karnımdaki ağırlığını azalttığında bunu fırsata çevirdim. İki kolundan tutup yüzüne doğru yaklaştım maske vardı ama bunu yapmama engel değildi. Büyük bir ciddiyetle katilin yüzüne tükürünce hiç bir tepki vermesine izin vermeden tuttuğum kollarını yana doğru ittirince yana doğru devrildi. Hızlıca tesise doğru koşmaya başlayınca arkada katile doğru bağırdım " Teşekkürler canım, mersi." artık kahkaha atan bendim kısaca katile baktığımda yüzünü temizlemeye uğraştığını gördüm ve daha çok kahkaha attım. Ben gülmekten yarılırken o daha da gülmeme sebep olan şu cümleleri kurdu " Bari cif ve çamaşır suyu masraflarını verseydin. " ben bir yandan hızlıca koşarken zor da olsa kahkalaramı kontrol altına aldım. Bundan böyle katile yapmayı sevdiğim en iyi aktivite yüzüne tükürmekti. Aslında katil kötü biri ve katil olmasıydı eğlenceliydi. Bütün bunlar olmasaydı belki çok iyi anlaşabilirdik . Ben bu düşünceme ufak bir kahkaha atarken koşmaya devam ettim. Tesisin ön tarafına yaklaştığımda kolumdaki saate baktım. Hava kararmaya yüz tutmuştu ve benim gitmem gereken bir yer daha vardı. Katilin böyle bir şeyi bana vermesi mümkün değildi. Kesin altında bir şey vardı. Bunu Volkan'a söylemek için yanına gitmek istiyordum. Ve o bu saatlerde ekibin yanında parkur alanında oluyordu. Bu aklıma gelince hemen parkur alanına doğru rotamı değiştirdim. Hızlı olmam gerekiyordu çünkü katil tesisin bahçesindeydi. Aslında aklımı karıştıran bir çok soru vardı mesela katil nasıl girmişti? İki seçenek vardı ya o da tesiten biriydi ya da tesiste bir hain vardı. Ben bunu düşünüp tartarken kafamı çarptığı sert şey yüzünden durmak zorunda kaldım. Tam arkaya doğru düşecekken çarptığım şey beni belimden yakalayarak düşmemimi engelledi. Karşımda gördüğüm yüzle bir an afallarken konuşmaya başladım " Bir an kafamı taşa çarptım sandım. Ölebilirdim niye karşıma çıkıyorsun. " " Aynen Ada ya karşıma çık göğsüme yapış diyen bendim zaten. " Ben buna ufak çaplı bir şekilde gülerken konuşmaya devam ettim " Harbi biraz yapıştım gibi oldu dimi ?" büyük bir ciddiyetle bir kaşını kaldırdı ve konuşmak için ağzını araladı " Evet hem de sümük gibi yapıştın. " Şimdi gülme sırası savcıdaydı. Evet savcıya çarpmıştım. O gülerken ben de bir yandan omzuna vurarak cevap verdim " Uyuz uyuz gülme ya ne var önemli bir şey söyleyecektim dalmışım işte. " o bunu desem bile kahkaha atmaya başladı. Bir şey demek için ağzımı açacağım sırada bizim ekibin yanına doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Onu takip ederken bir yandan da laf yetiştirmeye çalışıyordum" Savcı gel buraya söyleyeceklerim daha bitmedi. " dediğim an hızlanması bir oldu. Ona yetişmem için hızlı yürümem yetmiyordu o yüzden koşmaya başladım. Bunu gören savcı da hızlanınca onu kovalamaya başladım. Fark etmeden parkur alanına girmiştik parkur boyunca koşarken savcı parkurdaki koca çukurun içine düştü. Bunu görünce öyle bir kahkaha atmıştım ki tesistekiler bile duymuş olabilirdi. Çukura yaklaşınca savcının çamur olmuş yüzüne baktım. "Bana gülersen böyle olur işte . Her yerin çamur oldu ." arkadan duyulan kahkahalar giderek yaklaşıyordu gelen bizim ekipti ve bizi videoya çekiyorlardı . Çınar büyük adımlar ile önden önden geliyordu. O sırada savcının konuşmasıyla odağımı ona verdim "Çamur olduğuna emin miyiz bok gibi kokuyor da." Bunu demesi ile Çınar koca bir kahkaha attı ve savcıya cevap verdi. " Sence Volkan ne olabilir. Kesinlikle bu çukuru at boku ile doldurmadım ." " Lan!" artık gülen herkesti ama benim de acelem vardı ve bunu hatırlayarak savcının acele etmesi için çabaladım. "Hadi hadi sana çok önemli bir şey göstermem lazım. " Savcıyı oradan çıkarmamız neredeyse bir saati bulmuştu . Şimdi tesise giderken savcıyı Çınar'a bir şey yapmaması için zor tutuyorduk . O sırada savcı bağırarak Çınar'a doğru konuşmaya başladı. " Ya Çınar sen mal mısın ? Cidden soruyorum bak . Ya kıyafetleri yıkarız gecer onu anladım da yüzüm de bok oldu. " " Ya ne var abi işte millet cildini güzelleştirmek için bunu günlerce arıyor. " "Seni de güzelleştirmem için boka atmama ne dersin ?" "Yok ben almayayım. " ikisi de didişirken tesise varmıştık.
2 saat sonra
Savcı bir güzel kırklandıktan sonra odamdaki koltuklarda oturuyorduk. Hamama sokmak için zorlamıştık ama saat çok geç olmuştu. Önümdeki bilgisayara taktığım flaş bellek kalbimin daha hızlı atmasına neden oluyordu. Ne olabilirdi katil seni üzmek istemiyorum demişti beni üzebilecek ne olabilirdi? Savcıya anlattığımda o da şaşırmış ve az önce yaşanan çukur olayı yüzünden sövmüştü. Video 26 dakikalık bir videoydu mektupta gördüğüm tarihler ile bu sayının da aynı olması beni işkillendirmişti.Videoyu açmam ile karşıma karanlık loş bir ekran çıktı. Birden hareket eden kamera bir yere sabitlendi. Etraf aydınlandığında karşımda gördüğüm kişi ile ellerim titremeye başladı. Savcı elimden tuttuğunda hiç bir şey hissedemiyordum. Ağlamamalıydım şimdi olmazdı şimdi ağlarsam bir daha toparlanamazdım. Ekranda annem vardı katil de görüş açıma girince dik bir konuma geçtim güçlü olacak ve anneme verdiğim sözü tutacaktım. Katildi yine maske vardı ve yine yüzü belli olmuyordu video ilerlerken katil konuşmaya başladı. "Evet Seda şimdi bu videoyu Ada izliyor merhaba demek ister misin? Sana bir kaç soru soracağım ve sen cevap verip ölümünü bekleyeceksin." Koca bir nefes sesi " Evet şimdi ilk sorumla başlıyorum pişman mısın İkimizi de seçmek yerine Ada'yı seçtiğin için pişman mısın? " " Pişman olmadığım hiçbir an olmadı E…" annem konuşmasına devam edecekken katil saçından tutup kafasını geriye doğru çekti. " Bana o isimle seslenme . Neyse şimdilik seni affediyorum . Sıradaki sorumuz gelsin . Tarık iti bu yaptığın şey için ne dedi? " koca bir sessizlik. " İlk başta kızdı ama senin durumunu öğrenince bana hak verdi. " katil annemin tuttuğu saçını çektiğinde annem yere doğru düştü. "Demek o itte senin gibi acımasız." Video devam edecekken birden her yer karardı. Videonun bitmesine 5 dakika kalmıştı ve gördüğüm şeyle savcının elimdeki elini sıkıca tuttum . Katil annemi öldürüyordu kalbim kırk parçaya bölünürken geriye kalan tek şey kan gölünden başka bir şey değildi. Nefeslerim beni terk etmişti boğuluyordum. Gözlerim kararıyor damarlarımdaki kan çekiliyordu. Ağlamak istiyordum ama boğazımdaki düğüm buna engel oluyordu titriyordum. Savcı bu halimi görerek balkona çıkardı. Yaklaşık bir yarım saat sonra kendime gelmiştim ama hâla iyi hissetmiyordum midem bulanıyordu. Videoda genel olarak öğrenebileceğimiz önemli bilgiler yoktu. Tek öğrendiğimiz şey katilin adının E harfi ile başladığıydı ve katilin verdiği tepkiden bu ismi sevmediğini anlayabiliyordum. Bir süre sonra savcı beni yatağa yatırarak odadan çıktı düşüncelerim ile yanlız kalmıştım. Aklımda o kadar soru vardı ki kafayı yemek üzereydim . Ama o an benim için tek önemli soru Bahçede katil sandığım kişi kimdi katilin ortağı mıydı yoksa ihanet eden kişi mi?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 647 Okunma |
174 Oy |
0 Takip |
33 Bölümlü Kitap |