33. Bölüm

BİLİNEN YALANLAR

Elif Eylül Özmen
margaritga_okur06

Karşımda dimdik duran ve bakışlarından hiç bir duygu okunamayan bir adam vardı. Kendinden ve burada bulunduğu yerden o kadar emin duruyordu ki acaba doğru yerde yanlış zamanda mı buraya gelmişti diye düşünmeden edemedim. Belki de kendi isteğiyle bilerek burada bulunuyordu. İyi de amacı neydi?

 

Karşımdaki kişi babamın ta kendisiydi. Ama bana neden nefretle ve garip bir şekilde bakıyordu? Ben ne yapmıştım da böyle bir bakışa sahipti? Bakışlarının aksine yüzündeki mimikler oldukça yumuşak bir gülümsemeye ev sahipliği yapıyordu. Babamı tanımıyor olsaydım şu anda oldukça huzurla dolu olduğunu hatta mutluluktan havalara uçacağını falan düşünürdüm . Ancak yüzünde böyle düşünmem için taktığı bir maske vardı. Onun arkasında ise bana doğrultulmuş nefret dolu bir silah vardı sanki.

 

"Baba?"

 

Baba diyişim bana bile yabancıydı , istemeden de olsa sesim çatallı bir şekilde çıkmıştı . Artık karşımdaki adam gerçek babam gibi hissettirmiyordu peki neden? Bir anlığına aklıma bebekken babamla hiç fotoğrafım olmadığını hatırladım yoksa öz babam değil miydi?

 

Bu soru aklıma nasıl gelip yerleşmişti benim bile haberim yoktu sanırsam kendi kendime kuruntu yapıyordum ama şüphe içime bir kere düşmüştü gitme imkanı yoktu.

 

Ortamdan oldukça soyutlandığımı fark ederek donuk bakışlarımı babama yönelttim. Artık şüphe doluydum ama belli etmek istemedim araya bir sınır çekmiştim. Her bir taşını kendi ördüğüm duvar ile artık kendimi daha güvende hissediyordum.

 

" Ada senin burada ne işin var?"

 

Babamın sorusu normal gibi dursa da içindeki tedirginliği en derinimde hissettim bir şey dönüyordu.

 

" Asıl benim sana sormam gereken bir soru bu . Senin burada ne işin var? "

 

Babamın bakışları keskince bir yere sabitlenince ne diyeceğini düşündüğüne adım gibi emindim ama bahene bulmasına izin vererek sabırla bekledim.

"Güven benim eski bir iş arkadaşım. Şimdi iş yapmasak da sık sık görüşürüz . Bugün bir yemek vereceğini söyleyip beni davet ettiğinde kendisini kıramadım."

 

Bakışlarım şüpheyle babamı süzdü . Tabii ki de inanmamıştım. Benim ajan olduğumu tam olarak bilmiyor olabilirdi ama kendisini yıllardır takip ettiğimi tahmin etmesi gerekirdi. Annem öldüğünde herkesi bir suçlu olarak görmüştüm, kimi görsem katil olabilir diye yakasına yapışmışlığım bile vardı. Bu davranışlarım yüzünden bir çok ilaca ve tedaviye maruz kalmıştım.

 

Bu tedavilerden sonra biraz olsun da kendime gelince en ufak taşın bile altına bakmıştım. Artık mantığımı yeterince düzgün kullanabildiğimi fark ederek bunu fırsata çevirmiştim. Ve katili aramaya ilk önce yakın çevremle başlamıştım. Babam ticaretle uğraşıyordu her ne kadar ticaretle uğraştığını bilsek de ne yaptığı meçhuldü.

 

O zaman aklıma kazınan ajan olma isteği ve araştırmam gereken bilgiler birleşince babamın bütün gizli iş belgelerine ulaşmıştım. Bir kaç kere babam beni kendi odasında yakalasa da akıl sağlığımdan şüphelendiği için konunun hemen üzeri kapanmıştı. Tabii ben yapmıştım yapacağımı.

 

O zaman araştırdığımda Güven denilen bir adama hiç rastlamamıştım. Elbette ki düşmanları vardı. Sevmedikleri ve alacaklı ,verecekli olduğu bir sürü kişi vardı ama Güven ismini bırak bunu anımsatacak buna benzeyen hiçbir isme rastlamamıştım. Hatta oğlu Emre'nin ismi bile yoktu o bile dikkatimi çekmemişti.

 

Şimdi eskisi kadar ticaret ile iç içe değildi. Ticaret yapmayı azaltmıştı ama yapsa da yine takibim altında olduğu için yine birisini görememiştim. Hâla takip ediyordum ve yine Güven denen adam yoktu. Acaba gözden mi kaçırdım diye düşünsem de emindim hiç öyle bir şey yoktu . Babam bana yalan söylüyordu…

 

Ve bu hiç iyi değildi babam neyin peşindeydi ? Ne gizliyordu? Ve neden bu kadar nefret doluydu? Her şey çözülecekti kafayı yemezsem gerçeğe ulaşacaktım her şeye rağmen yine de içimde bir umut vardı . O anda aklıma nereden düştüğünü bilmediğim parıltılılar bütün vücudumuma hükmetti. Olabilme ihtimali yüksek olan bir şey düştü . Gözlerim koskocaman açıldığında bir şey olduğunu bir şey anladığımı belli etmemek adına sabit durmaya çalıştım.

 

F isimli imza yoksa babam olabilir miydi ? Bunu düşünmemin elbette ki basit bir nedeni vardı babamın ismi Fatih'ti ve imza da F harfi ile başlıyordu . Belki bu düşüncem saçma olabilirdi ama az önce babamın bana yalan söylemesi ve bu imzanın babamın adıyla uyuşması pek tesadüf gibi gelmemişti. Bu işte bir bit yeniği vardı .

 

Tesise gidip F denen kişinin mesajlarını tekrar okuyup onun hakkında bir çıkarım yapmam gerekiyordu? Babamı tanıyordum ya da ben öyle sanıyordum. Ama tanıdığıma göre genellikle cümleleri ve karakterine göre bu F imzalı kişiyi karşılaştırabilirdim. En azından buna bir çözüm yolu bulmanın sevinciyle aklımdaki düşünceler toparlandı .

 

Keşke katil içinde bu kadar çabuk bir tahminde bulunabilseydim. Babama inanmış gibi yaparak kafamı salladım belki de o an gerçekten inanmak istedim. İçimde az da olsa babama dair biraz sevgisi kırıntısı vardı inkar edemezdim bu beni nedensizce etkiliyordu duygularımı bu oyuna sokmamalıydım .

 

Buradan bir an önce çıkmamız ve tesise gitmemiz gerekiyordu süremiz azalmıştı Güven denilen adam bayıldığında herkes harekete geçecekti . Olayı uzatmamak adına babamın yalanını devam ettirerek Pelin'e bakarak konuştum.

 

" Sanki Güven denilen adamı birkaç kere eve getirmiştin yemek yemiştik. Tamam şimdi hatırladım. "

 

Tamamen yalandı yemek yemeye gelen admın adı Zekiydi ama babam bunu hatırladığımı asla bilemeyecekti. Derin bir nefes verirken o da bana merak ettiği soruyu tekrar sordu onu daha fazla sorgulamadığım için rahatlamıştı.

 

 

"Peki sen senin burada ne işin var Güven'i anlatmasam hatırlamıyorsun bile."

 

Evet şimdi ne desem bilemedim ama sallasam da önemsemezdi. Sonuçta aklı çevirdiği işlerin ortaya çıkmaması ile meşguldü o yüzden onun için mantıklı olabilecek ama alakasız olan bir bahane uydurdum. Babam ajan olduğumu biliyordu ama üstü kapalı bir şekilde. Bir ekibin lideri olduğumu bilmiyordu hatta göreve çıktığımı bile bilmiyordu sadece masabaşı işlerle ve evraklarla uğraştığımı filan sanıyordu. Ama ya biliyorsa ?

 

Ona olan bir gıdımlık güvenimi şu an paramparça etmişti. Ona artık hiç güvenemiyecektim. Belki de o benim ajan olduğumu bilirken ben ona saçma bir bahane uyduruyor olacaktım. Ve o içten içe ne kadar salak olduğumu düşünecekti hatta komik bir duruma düşecektim. İçimdeki en ufak bir ümide tutunup bu katille ilgili her hangi bir olayın altından babamın çıkmaması için dua ettim. Ama yine de şansımı deneyerek konuşmaya başladım .

 

 

"Şey bugün bir arkadaşım buradaki önemli davetlilerden birisiydi ve beni nişanlısıyla tanıştırmak için buraya çağırmıştı . Ben de kırmayıp geldim. Ondan sonra işimiz üst kata düştüğü için üst kata çıkmıştık . Ama onlar birkaç dakikalığına yanımdan ayrılınca bende kayboldum. Malum 15 tane oda var ilk dikkatimi çeken bu olunca da buna girdim ama sonra Pelin ile karşılaştım. Ben de ne olduğunu anlamadım biri Pelin'i buraya getirmiş."

 

Karşımdaki yüzü tanıdık olan ama artık bana yabancı bir hale gelen babam, gözlerindeki alayı gizlemeye bile çalışmadan bana yanıt verdi.

 

" Tamam kızım ben Pelin'e ne olduğunu bulmaya çalışayım hem de Güven'ne haber vereyim. Siz de aşağı inin arabada bekleyin sonra birlikte eve gideriz. Pelin çok iyi gözükmüyor."

 

Bana kızım demesi yabancı hissettirse de Şimdilik buna bir şey demeden Pelin'in kolundan tutup kaldırdım. Babam aslında bu dediklerinin hiçbirini yapmayacaktı zaten kaçmaya yer arıyordu. Benden kurtulmak için buradan toz olup gidecekti bir an önce . Pelin adeta bana muhtaçmışçasına koluma sıkı sıkı sarılırken babamın yanından geçtik.

 

Ona cevap verme tenezzülünde bulunmayıp sadece kafamı sallayıp oradan geçmek için hızlandım. Buraya öylesine gelmemiştim. Tabii ki de gizli bir şekilde tekrardan çıkmamız gerekiyordu. O anda üstümdekilerin bir hizmetçi kıyafeti olduğunu fark ettim. Tabii ki de anlamıştı babam .

 

Ama ikimizin de bu düzende kurduğu yalanlar vardı o yüzden fark etmiyordu. Eninde sonunda bu yalanlara rağmen bir kazanan olacaktı . Odadan çıkarken Pelin'in kulağıma fısıldadığı şeyler ile adeta donup kaldım. Ama ilerleme dürtüsüyle yürümeye de devam ettim .

 

"Ona güvenme Ada ,baban olsa da güvenme!" Pelin'in sesi iç sesimle bir olup ben de bir duygu karmaşası yaratırken dümdüz önüme baktım. Ve bomboş olan o hole doğru ilerleyip kapıya doğru adımladık.

 

Bölüm : 23.11.2025 09:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...