
23 yıl önce
"Ada hadi bak şimdi ben otuza kadar sayacağım sende saklanacaksın tamam mı?" Küçük kız karşısındaki kıza bakarak gözlerini kırpıştırdı. Yanında annesi ve babası yoktu o yüzden biraz olsun bu fikre korkuyla yaklaşmıştı . " Ama oymandayız ya kayboluysak. " diğer kız elini Ada'nın omzuna atarak güven verici bir şekilde karşısındaki kıza baktı . " Ben varım buyda akıllım bişey olmaz." Ada usulca başını salladığında diğer kız da saymak için seçtiği ağaca alnını yasladı. " Bir, iki ,üç ,dört , beş …" Ada hızlıca çalıların arasından geçerek bir ağacın arkasına saklandı. Arkadaşından uzaklaşmamaya çalışmıştı . Ama farkında olmadan bayağı bir uzaklaşmıştı. Her yer birbirine benziyordu o yüzden Ada'nın kafası karışmıştı. Hışıtılar duyuyordu ama görünürde kimse yoktu. Kaybolduğunu anlamadı belki de oyun arkadaşı gelir onu bulurdu. Beklerdi beklemesine ama artık korkmaya başlamıştı . Saniyeler dakikaları dakikalar saatleri kovalıyordu. Yine de ortalıkta hiç kimse gözükmüyordu . 'Belki de çok iyi saklandım o yüzden beni bulamadı.' diye düşündü Ada o anda çocuk aklıyla . Korkusu bir an olsun azalmıştı ancak artık hava kararmaya ve seslerde artmaya başlamıştı. Küçük kız duyduğu ulama sesleri ve hışırtılar ile oldukça korkuyordu .Ayrıca kararan havaya bir de soğuk rüzgar eklenmişti . Artık hem üşüyor hem de korkuyordu durum böyle olunca Ada gezinmeye başladı. Bir umut belki annesini bulurdu annesi onun her zaman yanında olmuştu . Şimdi de belki karşıma çıkar diye bir hevesle aramaya başladı. Lakin hışırtılardan başka ses duyamadı . Tek gördüğü şey ise ormanda birbirine benzeyen ağaçlardı . Artık arkadaşının sesini de duyamıyordu gittikçe korktu. Yakından gelen ve insan sesine benzeyen bir ses duyduğunda ise birden çığlık atmaya başladı . "Anne! " diye bağırdı . O anda kendi sesinden başka bir bağırış sesi daha duydu. " Ada neredesin ses ver ! " bu annesinin sesiydi ve oldukça endişeli geliyordu kızına bir şey olacak düşüncesi ile kendini yiyip bitirmişti. Ancak sonunda gelmişti Ada'yı yalnız bırakmamış ne olursa olsun yakınına gelebilmişti. Ada mutlu olurken hemen " Anne! " diye bağırmaya devam etti. Tam o sırada annesi de bir daha bağırdı "Ada , Ela neredesiniz!" Ada bu ismi duyunca birden kendini unutup arkadaşını düşündü. O neredeydi? Ne yapıyordu? İyi miydi? Hemen bu sefer "Ela, arkadaşım neyedesin!" diye havaya bağırdı sesi gökyüzüne karışırken uzaktan gördüğü bir ışık ile gözlerinin içi parladı. Sonunda onu kurtarmaya gelmişlerdi. Olduğu yerde zıplayarak yerini belli etti . Karşısında annesini beklerken Tarık amcasını görmeyi beklemese de tanıdık biri olduğu için mutluydu. Hemen Tarık amcasının kucağına atlarken sevinçle gülmeye başladı. Tarık ne olursa olsun kendisine benzeyen bu kıza dikkatlice baktı. Adeta bal küpü gibi bir kızdı annesine çekmişti bazı özellikleri. Tarık karşında gülen kıza dayanamayarak o da gülmeye başlamıştı. Ada farklı bir kızdı küçük yaşına rağmen aklı her şeye yetiyordu. Her şeye farklı bir cevabı ve açıklaması vardı. Ancak sadece tanıdıklarının yanında bu kadar rahat olabiliyordu. Tarık bunu düşünürken kızın yanağına uzun bir öpücük bıraktı. Ada daha sesli güldüğünde ormanın çıkışına doğru ilerlediler. Arkadaşı da annesinin kucağında çıkışa doğru ilerliyordu. Ormanın çıkışında karşılaşıp eve doğru ilerlediler. Az önceki bütün korkularını, üzüntülerini ormanın içine bırakıp yollarına devam ettiler. Bu mesele de bir daha açılmamak üzere kapandı.
Ada
Kafam sızlarken görüş alanım netleşmişti az önce hatırladığım anı kafamda büyük bir boşluk oluştururken karnımın üzerine basan katil ile nefesim kesildi. " Ah hadi kalksana ne oldu iki büklüm yerde kalakaldın." Bunları demesi için benimle dalga geçiyor olması gerekiyordu cidden bu kadar olmazdı. " Sen salak mısın! Karnıma basarken nasıl kalkmamı bekliyorsun." Bana gülerek baktığında hemen ayağını çekti. " Pardon canım unutmuşum şimdi kalk." İçimden söverek zor da olsa ayağa kalktığımda dengemi kurmakta oldukça zorlanıyordum . Karşımdaki katili iki kişi görmemin başka bir açıklaması olamazdı zaten. " Mersi canım çok işe yaradı . Ayrıca beni yenemeyeceğini anladığın için mi iki kişi oldunuz? Gerçekten yeter ben sana katlanamıyordum şimdi bir de iki kişisiniz dayanamıyorum galiba." Ufak bir şekilde gülerken bana garip bir bakışla baktı. Ne demiştim sanki deli miyim ben ? Bu bakış ne! Abartma o kadar . Tamam birazcık deli olabilirim ama birazcık. " Ya pardon alt tarafı kafana taş gelmesi gerekiyordu. Füze at dememiştim ortak ayıp ettin!" Son cümlesini bağırarak ortaya söylemişti sanırım ortağı da burada bir yerdeydi. Eline nereden aldığını bilmediğim suyunu yudumlerken hemen ona cevap verdim ." Tüh ölmedim görüyor musun Ela!" Son kısma baskı yaparak söylediğim şey ile ağzındaki suyu püskürtdü . Bir kaç kere öksürürken bana dehşet içinde bakıyordu. " Şıç. Vur dedik öldürüyorsun . Bir şey hatırla diye plan yaptım sen gittin bunu mu hatırladın gerçekten?" Oldukça zor durumda görünüyordu ama yine de gevşekliğini yapmadan da durmamıştı . Ben onun dediğine kısa bir gülümseme ile karşılık veririken ağzı açık kalmıştı. Bir kaç dakika sonra ben bir şey demeyince kendisi söylenmeye başladı . " Ay of ben çok sıkıldım al şunu da gideyim. İyi bak komadan komaya girebilirsin dikkatli izle ." Önüme fırlattığı flaşa oflayarak baktım . Yine aynı sahnenin tekrarlanması can sıkıcıydı . "Papağan gibi sürekli aynı döngü içerisinde döndüğümüzün farkında mısın ? Yeter artık sürekli aynı şeyleri yapıp durma!" bana en ters bakışıyla baktığında utanmasa alev fışkırtacaktı. "Merak etme bundan sonra zaten her şey hiç beklemediğin gibi olacak kim ölür kim kalır zamanla göreceğiz . Ama artık oyun vakti ve bilirsin ki ben oyun oynamayı çok severim kazanmayı da aynı şekilde. " yüzüne tükürdüğümde bunu ikinci defa yapmanın mutluluğu vardı içimde. " Bak bu iki oldu . İlkinde ne mutlu ki yüzümde maske vardı. Şimdi yarı bir şekilde maske varken niye böyle yapıyorsun Yüzümün yarısına değdi şu anda kusacağım galiba." Ona kahkaha atarak bakarken yüzünde yarım bir şekilde olan maskenin varlığını yeni fark etmiştim. Gerçi giderek bulanıklaşan görüntü açımdan dolayı da fark etmemem biraz normaldi. Şu anda yüzünün yarısını görebiliyordum ama yüzünü tam olarak görmediğim için bir şey söylemem pek mümkün değildi. bir kere tam olarak yüzünü görsem ne olurdu sanki? Ne olurdu en fazla ölürdüm ne olacak. Bu düşüncem ile gülerken bana delirmişim gibi bakıyordu ve oldukça komikti. " Sanırım gerçekten deliriyorsun O zaman biz gidelim şimdi bize de bir şey yaparsın filan aman sakın ha. " Ne var yani kendimce gülünce deli mi sayılıyordum? Bence gayet normaldi " Lan , beni burada bırakma yolu bilmiyorum. " Aynen aynen diye beni geçiştirirken ufaktan kaçmaya başlamıştı. Arkasından az da olsa yüksek sesle bağırdım " Görüşmemek üzere umarım yarı yolda geberirsin. Ayrıca bu flaşta işime yarayacak bir şey yoksa kötü olur ona göre ! " bana baktı ama bu iş burada bitmemeliydi. " Tabii tabii." Diye bu sefer o bana bağırdığında elime aldığım kocaman taşı tam kafasına hizalayarak ya hak diye fırlattım. Şanslıydım ki tam isabet kafasının ortasına denk gelmişti. Boşuna eğitim almamıştık Ela işte böyle yamulursun. Dengesini zor sağlasa da ban söverek hızlıca ormandan uzaklaştı. Bugün açığa çıkan bir gerçek ile biraz olsun huzur ile ilerlemeye başladım. Sanırım bir şeyler değişiyordu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 647 Okunma |
174 Oy |
0 Takip |
33 Bölümlü Kitap |