13. Bölüm

İLAÇLI YEMEK

Elif Eylül Özmen
margaritga_okur06

Dinleme kısmından bir şey çıkmamıştı anlaşılan katil mekanında değildi . Yanımdaki savcıya döndüm etrafımda saate bakabileceğim tek şey olan telefonum aklıma gelince bakışlarım cebimden çıkardığım telefonuma dönmüştü. Ekrandaki yediye yaklaşan saat ile az önce savcıda olan bakışlarımı tekrar ona çevirdim. " Saat yediye geliyor akşam yemeği için vakit yaklaşıyor birlikte yemekhaneye gidelim mi?" biliyordum beni kırmayıp benimle gelecekti tam düşündüğüm gibi bir cevap verince anlamsız bir şekilde yüzümde oluşan tebessüme engel olmaya çalıştım " Kurt gibi açım o yüzden çabuk gidelim. " zaten dudağımda olan tebessümüm daha da büyüyünce yan yana yürüdüğümüz koridorda omzuyla omzuma hafifçe vurunca konuşacağını anlayınca ona döndüm büyük ihtimalle az önceki gülüşümü yakalamıştı bir kere de şanslı olsam ne olurdu? " Bakıyorum da aç olmam hoşuna gitti. " " Ne alaka aç olman beni niye mutlu etsin? Mesela bende şu anda kurt gibi açım ama hiç mutlu değilim." verdiğim bu cevaba ufak bir kahkaha atarken ben oldukça ciddiydim. Ayrıca o toplantıdan sonra günün bu kadar sakin geçmesi de herkes için normalken benim içimde derinden gelen bir sıkıntı vardı bir şey olacak gibi hissediyordum. Bu düşüncemi aşmak için hâla gülen savcıya baktım bir süre sonra onun gülüşleri beni de esir alınca her şeyi unutmuştum. Biz gülüşürken ne ara geldiğimizi anlamadığım yemekhaneye kısa bir bakış attım. İçeri girince bizim ekipten bir kaç kişinin oturduğunu gördüğümüz masaya doğru ilerledik. Yerimize yerleşip oturunca yemeklerin servise açılmasını beklemek yerine konuşma başlatan Çınar ile ona döndük. " Ya Ada sakıncası yoksa senden bir tavsiye alabilir miyim?" bunu diyen Çınar'a derin derin baktım aynı yaştaydık ama yaptığı davranışlarından dolayı kardeşim olarak görüyordum. Ayrıca annesi ve babasını daha bebekken kaybedip yurtta büyümesi onun yaptığı bu hareketleri normal karşılamamı sağlıyordu. Bulamadığı sevgiyi böyle bulmaya çalıyordu onu anlıyorum bende sevgisiz kalmış ve sevgiyi Cihangir'de bulmuştum. Sonra bu ekiple koskoca bir aile olmuştum. Bu düşüncemi bir kenara bırakarak bıkmış bir nefes verdim. Çınar'a cevap vermek için gecikmedim "Yine ne yaptın Çınar. Ayrıca Pelin ve Kardelen varken neden ben?" cevabını bile bile bu soruyu sormuştum ve Çınar'ın verdiği cevap ile bu düşüncem netlik kazanmıştı. "Neden olabilir sence? Tabii ki bu iki süslü süslenmekten gerçek dünyayı bilmediği için olabilir mi." bu cevabı ile gülmüştüm şimdi burada Pelin ve Kardelen olsaydı masadaki çatalı Çınar'ın ağzından sokup başka yerlerinden çıkarabilirlerdi. Bunu dile getirmedim " Tamam anladım seni yine hangi kız? " " Ada şaşıracaksın ama bu sefer bir şey yapmadım. Sadece yıl dönümümüz yaklaşıyorda ne hediye alayım diye soracaktım. " ne yalan söyleyeyim şaşırmıştım çünkü sevgilisle kavga etmeden bir günleri zor geçiyordu. Şaşırdığımı belli etmeden aklıma gelen bir kaç hediye fikrini sıralarken eksik olan ekip üyeleri ile tamamlanmıştık. Tam bu sırada yemek dağıtımı başlayınca Çınar'dan kaçmak adına hızlıca yemek almaya gittim savcı da bir adım arkamdaydı. Kısa bir sürede yemekler yenmişti ve sohbet ediyorduk . Neden güldüğümüzü hatırlamadığım sırada birden ışıklar gidince yüzümdeki gülüşüm solunca etrafa bakındım ama koca nir boşluk vardı. Bir kaç saniyede ışıklar açılınca herkes az önceki rahatlığına geri döndü. Ancak kapının en başındaki masadaki kişilerin tek tek yere yığılması ile kısa süren rahatlık büyük bir tedirginliğe dönüştü. Ayağa kalktığımda amacım karşımdaki savcının yanına gitmekti ama daha iki adım atmışken bende ayakta duramadım ve yere yığıldım. Arkamdan Ada diye bağıran sesleri duysam da gözlerimi açamadım . Bu seslerin içinde hemen yanıma düşen bedenin savcı olduğunu anlamam ile karanlığa teslim oldum.

Bir süre sonra

Başımdaki ağrı gözlerimi açmamı zorlaştırırken büyük bir acıyla gözlerimi araladım . Gözlerimi açtığımda karşılaştığım beyaz bir tavan olmuştu. Kafamı sağa çevirdiğimde kendi odamda olduğumu anladım buraya nasıl geldiğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Odamda olduğumu fark ederek derin bir nefes alacaktım lakin rahat bir nefes alamadan boğazıma kapanan eller nefesimi kesti. Katil üzerimde bacaklarımı iki bacağının arasına almıştı ve giderek sıkılaştırdığı elleri boynumdaydı. Katilin mavi gözleriyle bir süre bakıştım lens olduğunu bildiğim gözler… Nefes almam giderek zorlanırken titrek bir nefes verdim konuşmak için ağzımı araladım ama katil buna izin vermedi. Kulaklarım çınlamaya başlarken katilin bağırışı kulağıma bir uğultu gibi geliyordu . "Evet Ada iki dakika yanlız bırakınca niye kaşındığını öğrenebilir miyim? Dinleme cihazını nereye yerleştirdin!" öğreneceğini biliyordum geç bile kalmıştı hatta. O halde biraz numaradan zarar gelmezdi. Ellerim hızlıca boynumdaki ellerine ulaşınca ellerini boynumdan uzaklaştırmaya çalıştım. Biraz daha yerimde çırpınınca son kozumu oynadım kenara düşen ellerim ve hareketsiz vücudum en büyük cevap olmuştu. Katilin vücudu gerilirken yerinde kıpırdamadan bir süre öylece kaldı .Yavaşça ellerini gevşetti ama çekmedi. Tam karşılık vermek için hazırladığımda dudaklarından dökülen fısıltısı beni bozguna uğrattı " Bu sefer göz göre göre ölmene izin vermeyeceğim ,ölemezsin. Benim ellerimde ölenler senin canınla can bulacak." Tam bir bacağını kaldırmıştı ki ondan hızlı davranarak diğer bacağını kavradım. Uğradığı şeyle afallarken hemen karşılık vermek için harekete geçti. Tuttuğum bacağını kendime çekerek yatakta yana devrilmesini sağladım. Hemen doğrularak bana bir yumruk atmaya çalıştı ancak son anda kafamı kenara çekerek bu darbeden kurtulmuştum. Elim her zaman yastığın altında olan bıçağa gitti ama yoktu.Tekrar yumruk atacakken yumruk yaptığı elinden tutarak bileğini ters döndürdüm. Kesik bir şekilde acıyla inlemesine rağmen saldırmaya devam etti. Bacağımın hassas noktasına bir yumruk atınca beklemediğim bu hamlesi ile yana savruldum. Elleri tekrar boğazımı bulunca aramızdaki boşluktan faydalanarak dizimi karın boşluğuna geçirdim. Bu darbemle nefessiz kalırken birden yatakta dönerek düşmemizi sağladım. O bir tarafa ben bir tarafa savrulurken ayağa kalmasına izin vermeden vurduğum karnının üzerine oturdum. Nefes almakta zorlanırken ard arda yumruklarımı yüzüne geçirdim. Koca bir inleme kaçtı dudaklarından. O acıdan kıvranırken hassas olduğunu anladığım sağ gözüne daha fazla yumruk attım . Tam bu sırada son kalan gücüyle beni kenara ittirdi. Kesik kesik nefes alırken hızlıca ayağa kalktım. O da ayağa kalkmıştı ama ona izin vermeden saç diplerini tuttum . Saçını çekmem ile elime gelen tek şey bir peruk olmuştu. Buna sinirlenirken bu sefer de gerçek saçlarının dibinden tuttum. Zaten yanında olduğumuz duvara ard arda kafasını vurdum. Saçlarından elimi çekince bedeninin yere yığılması bir oldu sarı saçları kana bulaşmıştı . Artık her şeyin sonuna gelmiştik . Yüzündeki maskesine yönelince kafama aldığım darbe ile bende katilin yanına düştüm. Kafam zonkluyor gözlerim bulanık görüyordu. Bir süre sonra gözlerim yavaşça kapanırken aklımda kalan tek görüntü katili sürükleyerek çıkartan bir adamdı. Aklımdaki son ses ise " İyi hırpalamış Ada seni. Ama merak etme tek bilgi kaynağı da ölmüş bulunmakta." ardından kocaman bir kahkaha bir sesi. Ama gözümdeki karanlık yavaşça beni ele geçirirken yatağın üzerindeki katilin düşürdüğü şey ile dudağımın kenarında bir tebessüm oluştu. Kafamdaki ıslaklık her gecen saniye artıyordu. Ancak katilin sarı saçlı olduğunu zihnime kazırken ne koktuğunu anlamıştım bunu öğrenmem her şeye değerdi. Beyaz gül kokusunu onca parfüm sıkmasına rağmen teninden kazıyamamıştı. Katille aynı kokuya sahip olmamdan iğrenmeye fırsat bulamayarak karanlığa teslim oldum. Kulağıma kesik kesik uğultular gelirken bir kaç ses sonra her şey anlamını yitirdi yok oldu.

Bölüm : 02.02.2025 21:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...