KANLI OYUN

Ada

2 gün önce yaşanan olay rezil bir olaydı. Savcı beni kucakladıktan sonra bizim için gelen arabanın arka koltuğuna oturtmuş tesise gelince de kucağına tekrar alarak odama kadar götürmüştü. En güzel pantolanlarımdan biri yırtılmıştı asıl sorun bana mı yapılmıştı yoksa başkası için yapılmış ama ben bula bula o yeri mi bulmuştum . Bunu çözmek için çok zamanım vardı ama sadece bu olaya yoğunlaşmamalıydım. Bugün yeniden okula gidecektik ve savcıya bir teşekkür etme fırsatım olmamıştı bugün hem teşekkür edecektim hem de o kızı bulacaktım. Bu sefer yine başka pantolon ile bir kombin yaptım umarım bir daha yırtılmazdı. Üstüme siyah deri bir ceket alarak odamdan çıktım . Bu sefer savcı ile karşılaşmadan aşağıya inebildim. Ekiptekilerin hepsi aşağıdaydı ve bilgi toplamak için okulun içindeki işlerine devam ediyorlardı. Bir hafta boyunca toplayabildiğimiz bilgileri toplayıp hep birlikte bu bilgileri konuşmak için toplantı yapacaktık. Herkes beni görünce binmesi gereken arabalara bindi ama etrafıma bakınca savcıyı göremedim. Birden iki elin gözlerimi kapaması bir oldu bu eller oldukça büyüktü ben daha ne olduğunu anlamaya çalışırken gözümdeki eller çekildi " Beni mi arıyordun?" diyen savcıya ters bir bakış ile baktım "Yok bir tane kara kedim kayboldu onu arıyordum kimi arayabilirim biraz daha gelmeseydiniz sizi arayacaktım. " " Birincisi bende numaran yok arayamazsın önce numaranı vermen gerekli ikincisi şu siz ve bizi kaldıralım." diyen savcı çok masum duruyordu. "Üçüncüsü numaramı istemediğiniz için vermeyi unutmuşum dördüncüsü de sizi bizi kaldırmak konusundan bu kadar istekli olduğunuzu bilmiyordum." diye cevap verdiğimde gerçekten de savcının numarasını almadığımı fark ettim bende akıl bırakmamışlardı. Telefonumu açıp savcıya uzatınca bana boş bir ifade ile baktı " Boş boş bakma da numaranı gir de kaydedeyim. " bende bunu akıllı sanmıştım ama tam tersi çıkacak gibi gözüküyordu. "Tamam, mesaj at da bende seni kayıt edeyim. " hemen bir mesaj attığımda telefonunu çıkarıp kayıt etti bende etmiştim ama acaba ismini degiştirsemiydim tabii ki değiştirecektim. İsmini değiştirince yeni kaydettiğim isme baktım " Uyuz Savcı" yazısını görünce memnun bir şekilde sırıtmaya başladım savcının bana aval aval bakması ile arabaya doğru ilerledim arkamdan arabaya yaklaşarak benim için kapıyı açtı " Çok kibarsın teşekkür ederim. " dediğimde bir baş hareketi yaparak diğer tarafa dolandı ve yanıma oturdu. Şoför arabayı sürmeye başlayınca bende savcıya döndüm "Bu arada pazartesi günü beni o durumdan kurtardığın için çok teşekkür ederim . Senin yerinde başkası olsa gülüp geçerdi ama sen hem güldün hem yardım ettin." " Rica ederim ne demek başkaları yardım etmiyorsa onların sorunu ayrıca bu teşekkürü kabul ettim ama okul çıkışı benimle bir çay içmezsen çok üzülürüm " ya fırsatçı savcıya bak sen acaba fırsatçı savcı diye mi kaydetseydim " Olur tabiki çok sevinirim ." dedim bende bu fırsattan yararlanmalıydım. Bir süre sonra okul kapısında durunca hızlıca okula doğru ilerledim. " Yine seni dersliğe bırakayım ister misin?" "Yok sağ ol benim işim var sen git ben başka bir yere gitmeliyim." diye karşılık verdiğimde kaşlarını çatarak bana baktı " İyi tamam ama haber ver ." diye cevap verdiğinde kafamı salladım ve tuvalete doğru gittiğini gördüğüm geçen ki kara kızın peşinden gittim. Tuvalete girdi ben biraz bekledim ve ondan sonra tuvalete girdim. Tahmin ettiğim gibi kabinlerden birindeydi . Biliyordum kızı hemen suçlamak doğru olmayacaktı ama bir kere içime kurt düşürmüştü hemen o çıkmadan getirdiğim kağıda kalem ile " Bir daha benimle uğraşırsan aklını alırım kendi işinle ilgilen" yazdıktan sonra kapısı kapalı tek kabinin altından attım ve koşarak tuvaletten çıktım ondan sonra geldiğimi görmemişti ama büyük ihtimalle tahmin edecekti notu benim gönderdiğimi hızlıca koşarak dersliğe doğru ilerledim ve rastgele bir yere oturdum nefeslerim düzene girince hemen kağıt ve kalemimi masanın üzerine çıkardım bir şey ile uğraşıyormuş gibi yaparken o kız içeri girdi. Gözleri adeta alev saçıyordu beni gördü tam üstüme gelecekken başka bir sıraya doğru ilerledi ve oturdu ona bakmamaya çalışıyordum anlamamalıydı. Bu kadar sinirli olduğuna göre istediğimi almıştım o yapmıştı yapmış ama saklayamamıştı. Yapmayan biri o notu görünce tedirgin bakışlar ile bakardı kızgın bakışlarla değil ve kızgın olmazdı . Ağzını açmasa bile beden dili her şeyi açıklıyordu. Önüme döndüm savcıya dediğim gibi dersliğe geldiğime dair bir mesaj attım ve önümdeki kağıda bir şeyler karalamaya başladım.

Katil 

Ada ben tuvalette girdikten sonra arkamdan girip bana kağıt atmıştı daha doğrusu benim piyonumu ben sanıp kağıt atmıştı . Ama ben o kadar salaklık yapma imkanına sahip değildim . Kendime taktığım maskeden ve peruktan yedek bir tane daha vardı ve bende paraya ihtiyacı olan bir kıza para vermiş ve maskeyi takıp tuvalete girmesini istemiştim kız bunu ilk başta sorgulasa da paraya ihtiyacı olduğu için kabul etmek zorunda kalmıştı. Okulun ilk günü de o dersliğin içindeydim ama Adaya sürekli bakan kız ben değil benim minik piyonumdu . Ben ise hep Ada'yı izlemiştim ama dikkatini piyonuma verdiği için beni fark etmemişti ve ben onu bütün gün izleme fırsatını yakalamıştım. Piyonum masum masum Adaya bakarken Ada o kızı ben sanmıştı ama benim başka maskem vardı. Piyon oyundan çıkınca oyuna yönetici girecekti . Bugün Ada'ya bir sürprizim vardı ayrıca artık Ada ile son günlerimdi savcı ile de artık tanışmam gerekiyordu . Savcıya da diğer maskemi gösterecektim. Ada piyonumdan şüphelenirken savcı diğer maskemden şüphelenecekti ikisi de tam beni bulduklarını sandıklarında üçüncü ve son maskem ortaya çıkacaktı. Benim gibi zeki bir katille uğraştıkları için şükretmeliydiler ama ben onlarla uğraşmaktan bıkmıştım ve mutlu değildim ama oyunun eğlenceli olması bunu tam tersi yapıyordu. ikisi de çok salaktı. Ben en köşede yüzümü gizlemiş bir şekilde otururken Ada sınıfa girdi . Yerine oturduktan kısa bir süre sonra içeri piyonum girdi oldukça kızgındı çünkü öyle olmasını söylemiştim. Ada'ya tam söylediğim gibi davranması planımı kolaylaştırıyordu. Tam Ada'nın üzerine gider gibi yaparken başka bir yere oturdu piyonum bile Ada ile oynuyordu Ada'yla oynamak çok eğlenceli . Bunu gören Ada önüne dönüp telefonundan bir şey yaptıktan sonra önündeki kağıtla uğraşmaya başladı. Bütün gün boyunca geçen yaptığı gibi etrafı inceledi. Ben ise son derse girmeyecektim ve Ada'yı savcının yanına gitmeden yakalayacak ve sürprizimi verecektim bunu sonsuza kadar unutamayacaktı. Son derse planladığım gibi girmedim. Hazırladığım sürpriz için bıçağımı bilemekle meşguldüm . Kendi sesimi şimdilik kullanamazdım o yüzden ses değiştirici bir uygulamayı kullanacaktım. Piyonuma Ada çıktıktan sonra çıkmasını söylemiştim böylece Ada piyonumun üzerinden bir nebze olsa da şüphesini çekecekti. Piyonum sadece Ada'nın ismini tam olarak bilmiyordu görünüş olarak tanıyordu. Bu da ayrı işime gelmişti. Her şey zamana değil bana göre işliyordu . Tam o sırada saatin geldiğini fark ettim dersliğin kapısının yanındaki çıkıntıya gizlendim ve o zıkkımın gelmesini bekledim. Tam tahmin ettiğim gibi zıkkım sona kalmayı tercih etmişti. Piyonum hâla içerdeydi ama Ada'nın onu bekleme gibi bir şansı yoktu. Kapıdan Ada'nın çıktığını görünce belimdeki silahın kabzasını kafasına geçirdim kollarıma doğru bayılınca onu kameralarını kırdığım koridorda kimsenin girmediği nadiren girilen temizlik deposuna doğru sürükledim tüm malzemelerim odada hazır haldeydi odanın ortasındaki sandalyeye zıkkımı oturttum kalın halatlarla sıkıca bağladım ve ağzını bantlamayı unutmadım. Çok vaktim yoktu o yüzden hızlı hareket ediyordum yüzümü kapatmak için oyun maskemi çıkarmıştım onun yerine hırsızların giydiği siyah maskeyi geçirmiştim sadece dudaklarım ve gözlerim gözüküyordu ama Ada'nın uzun bir süre beni bulamaması için tek kanıt olan kahverengi gözlerim yerine mavi lens takmıştım beni bulmaları çok zordu güç olarak denktik ama zeka olarak ben herkesten üstündüm. İlk önce hâla uyanmayan Ada'ya baktım ve yanımdaki dolabın ikinci rafındaki şu şişesini aldım ve yüzüne doğru fırlattım. Deri eldivenlerim hep su olmuştu bana yeni bir eldiven borçluydu deri olması bir şeyi değiştirmezdi. Su yüzünü ve saçını full ıslatmıştı. Kafasını hafiften hareket ettirmeye başladığında arkasına geçtim ve kafasını sağ elime aldım. Tamamen uyandığında sesler çıkarmaya başladı ama ağzındaki banttan dolayı ne dediği anlaşılmıyordu. Bende onu önemsemeden ses değiştirme uygulamasını açarak konuşmak için ağzımı araladım işte eğlence şimdi başlıyordu "Evet Ada hoş geldin seninle tanıştığıma memnun oldum daha doğrusu sen beni tanıdığına memnun olmalısın. " çünkü ben onu tanıyordum ama bunu o bilmiyordu Ada hareket etmeye çalışınca konuşmama devam ettim "Eğer biraz daha hareket edersen o boynun kırılır beni dinlemeyi öğreneceksin!" Ada hareket etmeyi kesince kahkaha atarak konuşmaya devam ettim "Bugün sana bir sürpriz vereceğim çok mutlu olacağına eminim sonra ne yapıyorsan yap." demem ile elime geçen ilk şeyi kapının önüne doğru attım Ada'nın dikkati dağılınca sol elime aldığım bıçak ile Ada'nın boğazına derin fakat küçük bir kesik attım tamam biraz uzundu ama onu öldürmezdi tabii uzun süre böyle kalmazsa .Boynundan oluk oluk kanlar akmaya başlarken Adanın önüne geçtim ve eğilerek elimdeki bıçağı kucağına bıraktım ve ardından çeketimin iç cebine yerleştirdiğim beyaz bir gülü de kucağının üstündeki bıçağın yanına bıraktım. Ada kucağına bakarken kafasını göz hizama getirdim ve doğrudan gözlerime bakmasını sağladım boynundaki kesiğe elimi bastırınca hafif bir inilti sesi çıkardı ben onun gözüne dikkatli bir şekilde bakarken "Bu çiçeğe iyi bak belki sana bir şeyler hatırlatır ama sen o kadar unutkansın ki ömrünün en güzel anılarını unuttun." Diyerek benimle göz temasını devam etmesini sağladım bir süre öylece kaldıktan sonra gitmem gerektiğini fark ettim . Hızlıca ayaklandım ve koşar adımlarla okulun yangın merdivenlerine doğru ilerledim kameranın olmadığı açıdan hızlıca geçtim ve merdivenlerin kapısını açarak hızlıca merdivenleri indim . Önceden yardım merdivenlerini gören kameraları kırdığım için rahatça oradan geçerek arabama ulaştım ve arabama binerek arabayı mekanıma doğru sürmeye başladım .