
Katil
Yaptığımız plan üstümüzden bir süre şüpheleri çekmişti. Yakaladıklarını sandıkları piyonum ile uğraşabilirlerdi. Piyonumu ufak bir tehdit ile ikna etmiş bir silah göstermem yetmişti. Ne yapacağını tek tek anlatmış yapacağı şeyler onun için zor olduğu için birçok kez provasını da yaptırmıştım. Ama piyonum olmasa yakalanma ihtimalimiz yüksekti. Salak Melih, çoğu şeyi mahvetmişti . Ayrıca Ada'nın piyonu gördükten sonraki şaşırmış yüz ifadesini görmek yerine kahkaha atan halini görmek canımı daha da sıkmıştı. Ada'ya salak filan diyordum ama bulunduğumuz kişilerin arasında tek akıllı olan oydu ve bu da herşeyi daha heyecanlı hale getiriyordu. Aslında planım Merih'i öldürmekti Melih'i bu kısa süre içinde olsa bile iyice gözlemlenmiştim. Melih kısa sürede kızlara kendini göstermek için değişik hareketler yapan ve merakı boyundan büyük olan salağın tekiydi. Onun eline bu adresi tutuşturduğumda sorgusuz geleceğini biliyordum. Ama ortalık yerde bu adresi bırakması canımı sıkmıştı kendi ölümünü daha da yaklaştırmıştı. Verdiğimiz bu adres benim mekanım olacaktı adresi nasıl verdiysem ölümüde aynı şekilde olacaktı sessiz ve korkunç. Ama o bu adrese gelmek yerine parti düzenlemişti . Ada ile Volkan ne yaptıysa içerideki kafası başka yerlerinde çalışan insanları kolayca kandırmıştı. Kandırmalarının sonucu bu adrese ulaşmışlardı. İyi ki onları izliyordum yoksa izlemesem mekana gidip delilleri temizleyemeyecek ve piyonumu gönderemeyecektim . Piyonumu önceden çalıştırdığım için sorun çıkmamıştı ortağım da sağ olsun işini iyi biliyordu. Bundan sonrası kolaydı Adalar adrese gidecekken kısa da olsa Ada'ya gözükerek hızlıca uzaklaştım. Artık şüphelenmeye başlamıştı ve içi rahat olmayacaktı. Mutlu mutlu mekana gidince olacakları izlemek için önceden hazırladığım yerime gittim. Onlar mekanımı bulduğunu sanıp mutlu olacaklardı ama benim asıl mekanım bambaşkaydı. Bunu bilmek ayrı bir rahatlık veriyordu. Ondan sonrasını da bildiğiniz için asıl olay Tarık'a gelelim. Aslında onun en başta ölmesi gerekiyordu. Ada bazı bilgilerin Tarık'la alakalı olduğunu öğrenmeden önce bile. Ama hiç bir fırsat olmamıştı tek gezmiyordu mal . Ada'nın eve gideceğini takip ederek öğrendiğimde içim rahattı çünkü bütün bilgileri yok etmiştim. Ada eve girip bir süre boş boş evi aradığında uzun bir süre boyunca Tarık'ın çalışma odasından çıkmamıştı sıranın bana geldiğini hissedip eve girdiğimde Mozart'ın Lacirimosa eserini açtım. Bu eseri Ada'nın annesi çok sevdiği ve Ada için önemi büyük olduğu için açmıştım . Belki aklına unuttuğu şeyler gelebilirdi. Ada'nın en büyük dezavantajı çoğu şeyi unutmasıydı. Herkes gibi aniden ve öylesine unutmuştu. Geçmişi özellikle de çocukluğunu hatırlamaması bütün parçaların bir araya gelmesini engelliyordu . Açıkçası benim de işime geliyordu. Herşeyi hatırladıktan sonra vereceği tepkiyi çok merak ediyordum . Her şeyi Ada'nın yavaş yavaş çözmesi için minik ipuçları bırakıyordum . Ama o bana hiç bir ipucu vermiyordu. Hayatının başından sonuna kadar herşeyi bilsemde Volkan ile arasında olan bağı çözememiştim. Hiç bir açık vermiyordu ya da bunu da unutmuştu çünkü Volkan'ın bakışları normal değildi önceden tanıyormuş gibi farklı bakıyordu. Bu aralarındaki bağı en yakın zamanda çözecektim. Ama öncelik yapmam gerekenlerdeydi. Herkes cezasını çekmeden ölmeyecekti. Hiç bir suçu olmasa bile Ada ile bağı olanlar da ölecekti. Yapılan haksızlık yakında cezasını bulacaktı. Şimdi ise sıradaki planımı uygulamak için hazırlanıyordum. Biraz kan dökülecekti ama her şey daha iyi olacaktı.
Ada
Bugün okul yoktu ve 2 gündür tesiste oturmuş bu olanları düşünüyordum. Bu iki gün içinde babamın gerçek babam olmadığını öğrenmiştim. Ayrıca yakaladığımızı sandığımız katilin o kişi olmadığını öğrenmiştik. Artık bazı şeyleri kendim halletmem gerekiyordu. Annemin yazdığı bir mektubu daha okuyacaktım. Hatta bugün hepsini okumayı düşünüyordum. Hızlıca mektupları koyduğum çekmeceye doğru ilerledim. Okuduğum mektubun dışında diğer mektupları alarak odamın ortasında bulunan yatağıma oturdum. Mektuplar belirli bir tarih ile yazılmıştı. İlk mektubun tarihi 26 Haziran iken ikinci mektup 26 Temmuz tarihine aitti. İşin ilginç tarafı bütün mektuplar bir ay arayla ayın 26'sında yazılmıştı . Ve 26 Ekim son mektubun tarihiydi. Hemen elime 26 Temmuz 2013 yazılı mektubu aldım. Dikkatle açtığım mektup tam düşündüğüm gibi bana yazılmıştı. Büyük bir heyecanla okumaya başladım
Sevgili Ada,
Kızım artık her şey giderek kötüleşmeye başlıyor. Baban bu olanları yavaş yavaş çözmeye başladı. Bir yandan ikinize de gizlice mektup yazmak beni zorluyor ama sizin için herşeyi yaparım . Babana mektup yazarken yakalanacağım diye çok korkuyorum yakalanmam demek her şeyin açığa kavuşması demek . O yüzden bu mektupları kısa yazıyorum belki de gerçekleri açıklamamak için bir bahane bu. Ne kadar istesem de gerçeklerden kaçamıyorum ama bu gerçeklerle sizi de yakamam yanacak biri varsa ben olmalıyım. Büyük ihtimalle birkaç ay sonra size veda edeceğim. Yaptıklarından pişman mısın diye soracak olursanız pişmanım hem de çok … Ama böyle olacağını bilemezdim. Ben de herkes gibi gençliğime yenildim . Her şey bir sabah başladı ve bir sabah da son bulacak. Oysa ki bu bir hatadan başka bir şey değilmiş .Artık kendime cesaret vermeye çalışıyorum . Mektuplarda Her şeyi sana söylemek için biliyorum yüz yüze yapamam bari mektuplarla yapayım .Eğer söyleyemezsem de affet beni gerçeklerle yüzleşemedim. Yıllar önce baban yurt dışına gidelim dediğinde düşünmeden kabul etmeliydim. Öyle yapsaydım böyle bir oyun oynamak zorunda kalmazdım. Ben düzeltemezsem Tarık amcan seni her şeyden çok sevecek ve koruyacak ona güvenmelisin . Diğer mektupta gerçekleri öğrenmen dileğiyle.
Seni her şeyden çok seven annen Seda.
Gerçekler her şekilde uzatılıyordu hemde bunu uzatan kişilerden biri de annemdi. Kafam günden güne daha çok bulanırken hiç bir şey öğrenmemek sinirlerimi iyiden iyiye geriyordu. Bu mektubun üzerinde daha sonra duracaktım şimdi ise yapmam gereken diğer mektuba geçmekti. Bir olay olmadan hemen okumalıydım. Diğer mektubu adeta yırtarcasına açtım. Okumak için tam yerime kurulduğum sırada bir tık sesiyle yatağımın iki ucunda da bulunan pencerelere baktım. Bok zamanda niye böyle şeyler oluyordu. İyi ki bir olay çıkmadan hızlıca mektupları okuyacaktım onda bile rahat yoktu. Umursamaz bir şekilde tekrar mektuba odaklandım. Tekrar duyduğum bu ses daha sert ve daha tok çıkmıştı. Bir sey yapmazsam cam kırılacaktı. Söve söve zorla ayağa kalktım ve arka bahçeye bakan balkonuma gittim . Kesinlikle giderek artan şekilde bir ses duyduğuma emindim delirmediysem eğer. Ama dışarıda hiç bir şey gözükümüyordu gerçi bahçe upuzun ağaçlar ile doluydu o yüzden birini görmemem çok normaldi . Hızlıca ağaçların dibine göz gezdirdikten sonra gördüğüm karartı ile tekrar aynı noktaya odaklandım. Biri olup olmadığını anlamam mümkün değildi o yüzden üstüme hızlıca bir mont alarak aşağı bahçeye indim. Bir-iki saate hava kararacaktı o yüzden hızlı olmalıydım. Tesisten arka bahçeye doğru hızlıca dolanmaya başladım. Tesis ve bahçesi o kadar büyüktü ki tesisin etrafını dolanmam neredeyse on dakika sürmüştü. Dikkatli baktığımda görünürde bir şey yoktu. Biraz daha bakınca kimse olmadığını düşünerek ayrılıyordum ki bir hışırtı sesi duydum. Etrafıma tekrardan bakınca balkondayken gördüğüm karartıyı tekrar gördüm. Hava giderek kararmaya başlamıştı ve karartı giderek bana doğru yaklaşıyordu . O beni kıstırmadan onu bahçenin ortalarına doğru çekmem lazımdı. Bahçenin ortası ajanların bol olduğu bir bölgeydi aynı zamanda parkur alanıydı . Orada bir şey olmazdı hızlıca oraya doğru yürümeye başladım.Bahçenin kenarlarında ağaçların gölgeleri tehlikeli bir labirent gibi duruyordu. Oraya sapmamalıydım . Yoksa kaybolma ihtimalim çok yüksekti ajanların çoğu bahçenin tamamını bilmezdi yani tesis o kadar büyüktü. Bildiğim rotadan ilerlemeye devam ettim. Biz bile bahçeyi bu kadar kapsamlı bilmezken beni takip eden kişinin de bilmediği kesindi. Ben hızlı adımlarla ilerlerken arkamdaki karartı birden hızlanmaya başladığında bende hızlandım. Ama artık koşmaya başlamıştım çünkü arkamdaki de son sürat peşimden koşuyordu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 647 Okunma |
174 Oy |
0 Takip |
33 Bölümlü Kitap |