
Aslında ölüm sadece bir adım uzaktadır ama sadece dışarıdakiler fark eder. Hızlıca arabaya bindiğimizde hâla etrafa bakınıyordum. Katili bir güzel pataklamama rağmen o hemen ayaklanmıştı. Buna sinir olurken savcıyı öptüğümü unutmuştum. O da bunu hatırlatmak istemiyor gibiydi. Düşüncelerim beni boğarken hava almak için camı indirdim ama etrafıma baktığımda oldukça tanıdık olduğunu fark ettim. Burası katilin beni kaçırdığı yerdi. Ufak çaplı bir şok yaşamıştım. Bu nasıl olabilirdi ? Burayı dışarıdan az çok görmüştüm. Ama bulduğumuz konumun buraya ait olabileceği aklıma gelmemişti. Ayrıca bu konumun Melih'in odasında ne işi vardı? Ya dikkatleri Melih'in üzerine çekmek için yapılan bir tuzaktı ya da ortak Melih olabilirdi. Bunlar kafamı karıştırıyordu ve etraftan soyutlanmama neden olmuştu. Bütün olasılıkları düşünürken mekana daha da yaklaştığımızı fark ettim.İyi ki tüm ekip olarak buraya gelmiştik. Yoksa katil elimizden kaçabilirdi . Kısa bir sürede araba durunca bulunduğumuz ortama dönmek şimdi aklıma gelmişti. Etrafa bir göz atınca katilin beni getirdiği yer olduğuna emin oldum . Belimdeki silahımı hızlıca alarak en öne geçtim. Herkes anlamamış bir şekilde bana bakıyordu bu yüzden açıklama gereksinimi duydum. "Burası katilin beni bir hafta boyunca sakladığı mekan." herkes bana şaşırmış bir şekilde bakarken toparlanıp yanıma gelen Kardelen olmuştu. Kardelen annesini babasını hiç görmeden ablası ile büyümüştü ve tanışmamız ablası sayesinde olmuştu. Anne baba konusunda kendimi en yakın hissettiğim kişilerden biriydi. Her zaman yanımdaydı ve beni desteklemişti şimdi de yaptığı gibi. Herkes bu söylediklerimden sonra silahlarına sarılmıştı . Ben yavaşça ilerlemeye başlayınca herkes arkamdan gelmeye başladı. Kapının önüne gelince kapıyı açmayı denedim . Kilitliydi sağlam bir kapıya benziyordu ama açabilirdik . Cihangir'e bakınca ne demek istediğimi anlayarak yanıma yaklaştı aynı anda geri geri gittik ve hızlıca kapıya doğru koştuk. Bunu bir kaç kere tekrar ettikten sonra hızlıca açılan kapı duvara çarptı. Biz içeri girerken diğerleri de arkadan geldi. Buraya gelmeden destek ekip istemiştik ama biraz geçikecekleri için beklememiştik . Eve girdiğimde ilk dikkatimi çeken şey kapının karşısındaki merdiven olmuştu çünkü dinleme cihazını merdivenin yakınına yerleştirmiştim. Benim bir hafta boyunca kaldığım yer olduğunu bildiğim bodrum katına inmeye başladım herkes farklı bir yere ayrılmıştı. Merdivenler gıcırdarken son basamakta durdum ve zaten aralık olan kapıyı sonuna kadar açtım. İçerisi görünmeyecek kadar karanlıktı. Bir adım ileri doğru adımımı attığımda bir şeyin beni çekmesi bir oldu. Ben daha ne olduğunu anlamamışken kapı arkamdan kapandı. Beni çeken şeyle kısa bir arbede yaşarken sert bir cisimle kafama vuruldu. Kafam zonkluyordu ama bu cisim beni durdurmaya yetmemişti. Tekrar harekete geçecekken arkamdan beni tutan kişinin cızırtılı sesi yükseldi "Otur şuraya canımı sıkma Ada ." ses bir o kadar sessiz bir o kadar da nefret doluydu. Bu katildi ve benim bir anlık dalgınlığımdan yararlanarak sandalyeye oturttu. Ellerimi kollarımı bağlayınca tam bağladığından emin olarak geri çekildi. Ve robot sesiyle konuştu " Ha şöyle bir uslu dur be Ada . Sizin kız da ne uğraştırıcıymış buna nasıl katlanıyorsun Rasim Bey ." ardından ufak bir kahkaha sesi duyuldu neler oluyordu. Katil Rasim derken neyi kastetmişti yoksa… Bir anlık olanları anlamaya çalışırken ışıklar açıldı. Kamaşan gözlerimi açıp hızlıca etrafa göz gezdirdim . Gördüklerim karşısında ağzım açık kalırken karşımdaki katile döndüm. Ekibim ve Rasim başkan da benim gibi sandalyelere bağlanmıştı. Bu nasıl olabilirdi ? Herkes farklı yerlere gitmişti nasıl buraya gelmişlerdi ? Bunların düşünürken katile doğru döndüm "Sen ne yaptığını sanıyorsun artık bizi rahat bırak!" diye bağırdığımda o bu çıkışıma gülerek yanıt verdi. " Şimdi yapacaklarımdan sonra zaten rahat olacaksınız. Ama ruhunuz rahat olacak. Evet artık ölme vaktiniz geldi. " Ben bu dedikleriyle bir an afallarken arkasını dönerek depodan çıktı. O gittiğinde etrafıma bakınca herkesin benim gibi sakin olduğunu gördüm. Bu sessizliği bozan Çınar'ın çıkışı oldu " Bir bok yapamaz o yüzden sorun yok." Evet bir şey yapamayacaktı çünkü akıllılık etmiştik. Elini kolunu sallayarak dolaşan bir katilin yanına biz de elimizi kolumuzu sallayarak gidemezdik. O bizi elde ettiğini sanarak harekete geçecerken destek ekip çoktan gelmiş olacaktı . Bunun için rahattık ve dalgaya vuruyorduk. Bu sırada aklıma Yavuz' la dalga geçeceğim geldi hemen sağ tarafıma dönerek konuşmaya başladım. " Yavuz bu arada şu oyundaki uydurduğun şeyin gerçeklik seviyesi ne ? Dur tahmin edeyim yüzde yüz demi ." gülerek söylediğim için çok anlaşılmadığı kesindi ama Yavuz dediğimi anlamıştı. Ben kahkahalarla gülmeye başlarken cevap için gecikmedi. " Ben bu kafama tüküreyim senin ağzına malzeme vermemeliydim. Ya iyiki bir iddiaya girdik onda da platoniğimiz oldu iyi mi. " o dert yakınırken ben daha çok gülmeye başladım. Üniversiteyden bir oyun oynuyorduk ve Yavuz'la iddiaya girmiştik çok saçmaydı ama o zaman bunu normal karşılamıştık. Bir hafta içinde kendine bir kız bulacaktı. Ama nasıl olduysa öğretmenini kendine aşık etmişti. Ve o zamanlar herkes Yavuz 'un o hocayı sevdiğini düşünmüştü ama ortada böyle bir olay yoktu. Ben biraz daha bu konuyla dalga geçerken herkes meraklanmıştı Rasim başkan hariç. O bu olayı biliyordu hatta o zamanlar en yakın takipçisiydi. Biz bunu konuşurken alttan alttan sırıttığını gözümden kaçmamıştı . Hemen ekibe olayı anlatmaya başlayacaktım ama Yavuz konuşmaya başladı " Çeneni açma bak . Bulunduğumuz duruma bakar mısın biz ne haldeyiz sen ne peşindesin." ona dönerek cevap verdim " Konuyu değiştiremezsin . Hem bulunduğumuz durum sıkıntılı olsaydı böyle konuşamazdım." Yavuz'un konuşmasına izin vermeden bu olayı herkese anlattım. Şimdi gülen sadece biz değil tüm ekipti. Tam Pelin, Yavuz 'a bulaşacakken kapı hızlıca açıldı. Katil peşinden sürüklediği biriyle içeri girdi . O kişiyi bir çuvalmış gibi önümüze attı. Yüzü görünmüyordu ama birine çok benziyordu. Katil en öne beni oturttuğu o adama yetişebiliyordum . Ayağımla adamı bir iki kere dürtükledim . Hareket etmiyordu büyük ihtimalle ölmüştü. Katil adamın üstüne eğilip yüzünü bize doğru çevirince gördüğüm yüzle irkildim. Bu annemin gerçekleri ondan öğren dediği Tarık amcamdı annemin en yakın arkadaşı. Bilgi kaynağım tam karşımdaydı. Kısa bir süre Tarık amcaya baktım. Yüzü kandan seçilmiyordu soluk teni bembeyazdı . Kollarında yer yer çizik ve morluk izi vardı. Üstündeki kıyafetlerden belli olmasa da dikkatli bakınca karnından da bir kaç bıçak darbesi aldığını gördüm . Yüzüne tekrar baktığımda dudağının patladığını ve büyük ihtimalle burnunun kırıldığını fark ettim. Ben şimdi öğrenmem gerekenleri kimden öğrenecektim? O anda aklıma gelen şeyle duraksadım Tarık amcanın evinin anahtarı bende vardı. Annem ölünce eğer bir şey olursa ona gelmem için anahtarını vermişti ve anajtar hâla bendeydi . Bu aklıma gelince artık biraz daha rahattım ama önüme bakmam midemi altüst etti. Odayı saran ceset kokusu ve kurumuş kan kokusu beni çok kötü yapıyordu. Bu hayatta bana ikinci babalığı yapan adamı kaybetmiştim. Kalbim sıkışıyor nefeslerim beni boğuyordu. Boğazımda ki yumru geri gitmiyordu ama ağlayamıyordum da. Ağlamak istiyordum ama hiç bir şey yapamadan sessizce beklemeye başladım. Tarık amcanın sonu böyle olmamalıydı. Katilin benimle uğraştığını anladıktan sonra Tarık amcayı başka bir yere göndermeliydim . Bununla kalbim sıkışırken birden duyduğum seslerle kafamı kaldırdım. Destek Ekip gelmişti ve bu katilin sonuydu . Katil ilk başta ne yapacağını bilemedi oradan oraya ilerledi. Ama depodan kaçmaya çalışırsa eninde sonunda yakalanacağını bildiği için anlamsız hareketlerini durdurdu. Ben ne yapacağını düşünürken o arakama geçti üstüme eğildi ve neresinden çıkardığını anlamadığım bıçağı boynuma dayadı. İçeri gelen ekip odayı çepeçevre sararak yerleştiler. Katil karşısındaki polislere odaklandığı için arkaya dolanan bir polisi fark etmemişti. Bize doğru bir adım atan polise yaklaşma diye bağırdı elleri titriyordu ve boynumdaki bıçağı sanki bana zarar vermemek için bastırmıyordu sık sık nesfesler alarak titriyordu. Bizi bu kadar uğraştıran bir katilin bu kadar korkması garibime gitmişti ama arkadan yaklaşan polis ile bu düşünceden uzaklaştım. Polis hızlıca katilin bıçak tutan elini tutarak hızlı bir hareketle yere yatırdı. Polis ters kelepçe yaparken katil sanki donmuş gibi hareket etmiyordu. Polisler katili kapıdan çıkarıp emniyete götürürken bir polis de ellerimizdeki ve diğer ipleri çözdü. Katili yakaladığımız için mutlu mutlu ilerliyordum. Artık yapmam gereken tek şey Tarık amcanın evine giderek ortada dönen bu oyunu netliğe kavuşturmaktı. Biz dışarı çıkınca yeni gelen olay yeri inceleme mekana giriş yaptı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 647 Okunma |
174 Oy |
0 Takip |
33 Bölümlü Kitap |