
Emre yere yığıldığında saniyelik bir sessizlik çöktü; kesik nefesler, kapıların çarpma sesi... Ben, yerde acı içinde kıvranan ama hareket edemeyen adama bakarken beynim kelimeleri sıralayamıyordu. Katilin balkonun köşesinden yaptığı o “göz kırpması” hâlâ gözümdeydi; elimdeki telefonun ekranı alev gibi parladıktan sonra o yavaşça gölgelere karıştı.Kulaklığımda rasgele bir uğultu:
“Ada, durum?”
Yavuz’un sesi. Cevap vermek isterken gözüm üst kata kaydı . Orada, bir perde aralığından kısa bir siluet ilerledi. Nasıl yani o kişi katil değil mi? Değildi de, yine de bana baktı. Bu kez minnet mi, alay mı, yoksa hesap mı vardı o bakışta, anlayamadım.
Telefonuma yeni bir mesaj gelmişti her şey o kadar hızlı gelişiyordu ki zaman kavramını yitirmiştim gözüm hızlıca zaten elimde olan telefon ekranına kaydı . Bu sefer ise hiç beklenmedik birinden mesaj gelmişti.
“İyiliklerim karşılıksız kalmaz. ”
İmza:F
Kalbim ikiye bölündü , bir tarafı “F” imzalı mesaj için bir tarafı ise bu sır perdesinde. Ve bir ses daha vardı, içimde: Bu kurtarma gerçek miydi yoksa bir oyunun parçalarından mıydı? Cevabı bilmiyordum ama bir şey kesindi. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Emre'nin durumuna bakmak için eğildiğimde nabzının atmadığını fark ettim. Önümde iki yol vardı ya katili takip edecektim ya da görevi tamamlamak için üst kata çıkacaktım. Şu anda durum ne kadar kötü olursa olsun profesyonelliğimi korumam lazımdı . Emreyi burada bırakmam gerekiyordu. O anda görevi eksizsiz bir şekilde tamamlamayı seçerek üst kata ilerledim. Az önce gözlerimin önünde biri ölse de artık yapabileceğim hiçbir şey yoktu . Sakin kalarak Yavuz'a durumu izah ettim.
" Her şey yolunda sadece bir ölü var onun dışında katil burada geziniyor tahmin ettiğimiz gibi. Şimdi ise üst kata çıkıyorum biraz daha zaman kazanın. Vip kartını almam lazım. "
Adımlarım tok bir şekilde ahşap ama şık olan merdivenlerde yankılanırken son bir kaç basamak kala durdum. Ahenkli bir kapının önünde duran İri yapılı uzun boylu bir adamla göz göze geldim. Eli belindeki silaha giderken ondan hızlı davranıp bacağımın üstüne sabitlediğim şırıngayı adamın bacak hizasına doğru fırlattım. Adam bakışlarını bacağına yöneltince ani bir hareket ile üstüne koşmaya başladım. Ellerinden tutarak şırıngadaki ilacı boşalttım. Adamın hafif sersemlemesine güvenerek onun tam olarak bayılmasını beklemeden bütün ceplerini aramaya başladım. VIP kartı sol cebinde çıkınca hemen alarak sağ çaprazındaki kapıya ilerledim. Güven ve diğer davetlilerin girdiği oda kapısından sonra en ihtişamlı olan kapı buydu o yüzden ilk dikkatimi bu kapı çekmişti. VIP kartı sisteme okuttuğumda bir tık sesi geldi. Kendimi hemen içeri atarak kasayı aramaya başladım. Kasa gizleniyordu o yüzden hangi odada olduğunu bilmiyorduk . Eğer bu odada çıkmazsa arayacağım tam tamına on beş oda vardı ve sürede kısıtlıydı . Bu odadan çıkmasını ümit ederek adımlarımı hızlandırdım bu kadar iyi korunan bir kasanın ortalık yerde durması pek de normal değildi. O yüzden en olmayacak, en değişik ve akla gelmeyen yerlere bakmaya çalışıyordum . Birkaç saniyeliğine elimi duvara koyup nefeslenmek için durdum. Daha tam elimi duvara bastırmamışken duvarın biraz içe çökmesi ile dengemi kaybettim. Az kalsın yere düşecekken dengemi sağlayarak az önce oluşan göçüğe baktım. Yanlışlıkla da olsa bulmuştum tam tahmin ettiğim gibi kasa bu odada saklıydı. Kasayı daha net görmek için o göçüğü büyüterek daha geniş bir alan elde etmiştim. Elimdeki eldivenlerle kasayı kendime biraz daha çekince kasanın elektronik bir kasa olduğunu fark ettim. Böyle korunaklı olmasını sağladıkları bilgileri içeren kasayı bu sitemle kilitlemek oldukça salakçaydı. Dikkatli bakınca kasanın arka panelinde küçük bir servis girişi vardı. Bu giriş Normalde teknisyenler için olurdu. Demek ki bu giriş normal kullanıcı için değildi …
60 saniye ekranda yanmaya başlayınca süremin başladığını fark edip hemen harekete geçtim .
Kasanın iç devresinde, uzun süre kullanılmamasından dolayı reset modülü arızalanmıştı. Bu durumda sistem kendini korumaya alıyor ve güvenlik seviyesini düşürüyordu. Bu yüzden biraz şanslıydım. Kasayı biraz daha inceleyerek diğer bir aleti kasaya bağlanmak için çıkardım. Bu cihaz hack aleti gibi bir işlevde kullanılıyordu çok amaçlıydı yani. Biraz daha ekranla uğraşınca bir süre sonra elimdeki cihaz ekrana bir hata kodu verdi.
ERR-47B – Güvenlik Kilidi Yeniden Kalibrasyon Modu
Bu moddayken kasa şifre istemez, çünkü sistem “arızada” zannederdi. Bunu da tamamlayıp yanıp sönen kırmızı saniyelere baktım tam olarak 25 saniye kalmıştı acele etmem gerekiyordu. Tekrar odaklanarak işime devam ettim . Arka taraftaki manyetik kilit tam kapanmamıştı. Bu, kasanın kendi güvenlik prosedüründeki açık noktayı tetikliyordu. Her elektronik kasanın, sadece bakım personeli için düşünülmüş bir mekanik acil durum kolu vardı.Bu kol yalnızca devre arızalandığında çalışıyordu. Ve şu anda çalışmaya başlamıştı sadece bulup o kolu çekmem ile kasa açılacaktı. Kasanın her yerini atlamdan dokununca sonunda o kolu bularak yavaşça çevirdim .
Klik diye bir ses odanın duvarlarına çarpıp bana geri ulaşınca derin bir nefes aldım kapak açılmıştı. İçinde almamız gereken bütün belgeleri alarak gömleğinin gizli bölmesine sokuşturdum . Özel tasarım bu gömlek bir şeyleri saklamak için işimize çok yarıyordu . Buradan hızlıca kaçmak için kapıya doğru adımladığımda bazı seslerin buraya doğru yaklaştığını fark ettim niye bu kadar tanıdıktı peki? Hem de iki ses birden tanıdık… kapı kolunun ufak gıcırdaması ile odadaki büyük gardolabın içine çabucak koştum. Zaten boş olduğunu tahmin ettiğim dolap gerçekten de boştu. Ben daha dolabın içine yerleşemeden kapı açıldı. Dolabın aralık olan kısmından dışarı bakmaya başladım. İçeriye siyah maskeli ve erkek olduğu iri vücudundan belli olan bir tane adam ve kafasına çuval geçirilmiş cılız, üstü başı harap olmuş bir kız girdi . Kızın eli ve ayakları kalın bir iple bağlanmıştı çok çaresiz görünüyordu. Bu az önce seslerini duyduğum adam ve kızdı . Adam kızı odanın ortasına doğru fırlatır gibi oturtturunca birkaç adım geriye çıkıp kıza doğru ürkütücü bir şekilde konuştu .
"Evet yolun sonuna geldin! Burada bekle iki dakika içinde her şey son bulacak."
Adam bunları söyleyip bir hışımla odadan çıktıktan sonra kız oturduğu yerde durup hızla nefes almaya başladı . Her ne kadar görevi bitirdiğimiz için çıkıp gitmek istesem de orada kızı bırakmak istemedim. Kulaklığa doğru "Dosyalar alındı herkes çıkmak için hazırlansın ! Birkaç dakika içinde burayı terk edin ama dikkat çekmeyin." diye talimat verdikten sonra tedirginlikle dolaptan çıktım kıza doğru yaklaştığımda kafasındaki çuvalı hızla çıkardım. Karşımda herkesi görmeyi beklerdim ama gördüğüm bu yüz çok şaşırtıcıydı. Karşımda yarım kapalı gözleriyle üzgünce bana bakan ve oldukça bitkin olan Pelin duruyordu.
Ağzım gerçekten neredeyse açık kalmıştı biraz daha böyle kalırsam ağzımın içine sinek bile girebilirdi . Pelin de derin bir nefesi verirken adeta bana minnet eder gibi bakıyordu. Az önceki adam her şeyi bitireceğini söylerken Pelin'i öldürmeyi mi kast etmişti? Az önce yanlışlıkla Pelin'i bulmuş ve onu kurtarmıştım. Tabii eğer buradan bir an önce çıkmazsak kurtulan kimse kalmayacaktı. Pelin'in elindeki ve ayaklarındaki ipleri çözdüm. Tam kaçış için planladığım yedek kapıya ilerleyecekken kapı açılınca bu sefer ikinci bir şok dalgası ile sarsıldım. Onun burada ne işi vardı? Neyin peşindeydi?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 647 Okunma |
174 Oy |
0 Takip |
33 Bölümlü Kitap |