" Kuyruklu yıldızlar vardır, dünyaya yetmiş yılda bir gelirler, insanlar onu hayatları boyunca ya birkez yada hiç görmezler. Ben gördüm. O da sensin birtanem... "
Yazar'dan
Ateş artık sabrının taştığını hissediyordu . Dört saat . Tam dört saattir haber yoktu .
Belirsizlik içinde dört saattir bekliyordu ve artık bir haber almak istiyordu .
Ruhu çökmüş , nefes almak zor geliyordu .
-" Ateş bari şu kahveyi iç . Kaç saattir öylece ayakta bekliyorsun . Ya otur şu koltuklara ya da iç şu zıkkımı kökünü artık . " tam karşısında dilikmiş bir vaziyette elindeki kahveyi gözüne soka soka ısrar eden Hüseyin'e öyle bakışlar atıyordu ki karşısındaki adamın cesaretinin kırılışını an ve an izlemişti .
-" Hiç bakma bana . Senin sağlıklı olman gerek . Hikaye uyandığında hasta Ateş'e kıyamaz ve sana eziyet edemez . Onun kalbi iyi niyetle dolu bazılarının aksine . O yüzünde senin domuz gibi olman gerek biladerr. " sıkıntı ile alıp verdiği nefesi Hüseyin'in yüzüne doğru üfledi .
-" Beni rahat bırak tamam mı ? O , o bu haldeyken ben ne bir şey yiyebilirim ne de içebilirim . Boğazımdan geçmez . " Hüseyin şaşkındı .1
Şu zamana kadar beraber büyüdüğü arkadaşı ağlıyordu . Belkide vicdanı rahat bırakmıyordu Ateş'i .
Ama yine de vazgeçmeyerek onun ağlamasından faydalanarak kahveyi eline bıraktı .
-" Herşey geçicek . O iyi olucak . " İki arkadaş birbirine destek olurken hastane koridorunda çıkan küçük bir kargaşa sesi ile bakışlarını oraya döndü .
Makbule Hanım , Hamdi Bey ve Ada telaşlı bir şekilde ordan oraya koşturup önlerine çıkan hemşirelere birşey soruyorlardı .
Ada'nın onları farketmesiyle onları da bu tarafa yönlendirerek yanlarına gelmişlerdi .
Kendisine gelecek olan soru yağmuruna tutulmak istemeyen Ateş kaşları ile onları göstererek işaret yapmıştı .
Tabikide bunca yıllık arkadaşının ne dediğini anlamıştı Hüseyin .
Daha fazla karmaşa olmaması için onları kafeteryaya götürmeye başlamıştı ki o sırada açılan ameliyathanenin kapısı ile herkes oraya toplanmıştı.
Makbule hanım ayakta zor durmasına rağmen elindeki bastona tüm gücünü vererek kaşısındaki doktora baktı .
-" Kızımın durumu nasıl doktor oğlum ? Hayırlı haberler getirdin inşallah ." ağzındaki maskeyi açan doktor karşısındaki tedirgin bakışlı insanlara burukça gülümesedi .
-" Ameliyat bitti ." yüzlerinde gülümseme oluşacakken doktorun konuşmaya devam etmesiyle başlamadan yok olmuştu .
-" Fakat çok zorlu bir ameliyattı . Hikaye Hanım başını çok sert vurmuş ve vurulma sonrası beyine giden kan akışı kısa süreliğine kesintiye uğramıştı ve hastane getirildiğinde de bu durum hala geçerliydi . Biz elimizden geleni yaptık Ateş Bey . Şu an da kendisi solunumunu yapamıyor ve bu yüzden solunum cihazına bağlı bir durumda. Şimdi hastayı yoğun bakıma alacağız . Geçmiş olsun . "3
Doktor zehir saçan kelimelerle konuşmasını yaptıktan sonra ameliyathane kapısı tekrar açıldı ve içerisinde Hikaye çıktı .
Başı sargılı , ağzında tüm yüzünü kapatan solunum cihazı ile çökmüş görünüyordu .
Kızıl saçları artık eski canlılığını kaybetmişti .
Ölüyordu galiba.2
Elindeki kahve sessiz ortamda çığ etkisi bırakacak bir şekilde yere düşüp ses çıkarmıştı .
Hikaye hemşireler tarafından yoğun bakım tarafına götürülürken Ateş gerisinde kalmıştı .
Yavaş yavaş bacağındaki yabancısı olduğu acı kendini belli ettiğinde yeni uykudan uyanır gibi kendine gelmiş , kulağı çınlamaya başlamıştı .
Etrafındakilerin ismini seslenişi , ayaklarının çekilirçesine kaymaya başlamasıyla buğulu gözleri tavandaki ışıklardan dolayı acıyordu .
Daha fazla bu aydınlığa dayanamayan gözleri karanlığa gömülmüştü .
*****
Ateş'ten
Kolumdaki acı ile gözlerimi araladım . Bana ne olmuştu ?
Her tarafım ağrıyor , sızım sızım sızlıyordu . Hafifçe bulunduğum odada göz gezdirdiğimde hastane odasında olduğumu farkettim .
Benim şu an burada değil Hikaye'nin yanında olmam gerekiyordu .
Elim ile kolumda bağlı olan serumu bir çırpıda çıkartarak üzerimde olan hastane örtüsünü açıp çıkacakken dikkatimi bacağım çekti .
Büyük ihtimalle kahvenin yere düşmesiyle bacağım yanmıştı .
Üzerindeki sargıyı çıkarıp atmaya hazırlanırken odanın kapısı açılmıştı .
İçeriye giren hemşire beni bu halde görünce çığlık atarak elindeki eşyaları yere düşürmüştü .
-" Ateş Bey siz ne yapıyorsunuz ? Lütfen yataktan kalkmayın . "
-" Ne yaptığımı görmüyor musun ? Benim hemen karımın yanına gitmem gerek . "
-" Ama efendim henüz serumunuz bitmedi . Bacağınızdaki sargı bezininde değiştirilmesi gerekiyor . Zorluk çıkarmadan lütfen yatmaya devam edin . " onun gözlerinin içine bakarak kolumdaki serumu sertçe çıkarıp bir kenara fırlattım .
O hala bana serumdan , yaralı bacağımdan bahsediyordu . Benim karımın yanına gitmem lazımdı .
Onun bana ihtiyacı vardı belkide . Ama ben lanet bir serumun bitmesini bekliyecektim öyle mi ?1
Ayağıma hemen yatağın kenarında duran hastane terliklerini geçirerek yataktan kalkarak odadan çıktım .
Hemen arkamdan da telaşlı bir şekilde hemşire geliyordu .
Yoğun bakımın önüne gelene kadar odada zırvaladığı şeyleri tekrar edip durmuştu .
Yoğun bakımın önüne geldiğimde sandalyede oturan ailemin hepsinin bakışları Hikaye'nin oda camından bana dönmüştü .
-" Ateş , oğlum ne yapıyorsun Allah aşkına burda ! Odaya dönüp dinlenmen gerek . " Babamın telaşla oturduğu sandalyeden kalkarak söylediği cümle beni sinirlendirmişti .
Ne dinlenmesinden bahsediyordu . Benim derdimin dermanı orada yatarken benden bunu bekleyemezlerdi .
-" Baba kalktığın sandalyeye geri otur . Ben de aynı sizin gibi karımdan gelecek en ufak bir bilgi için burada bekleyeceğim . " ses tonumdaki itiraz istemeyen tavır karşısında dediğim şeyi yaparak kalktığı koltuğa geri oturdu .
Bende Hikaye'nin yattığı odanın camına yaklaşarak onu izlemeye başladım .
Gözleri son gördüğümden daha da morarmıştı .
Onu öyle cansız bir şekilde yatarken görmek iğrenç bir duyguydu . Elimden bir şey gelmemisi ise beni kahrediyordu .
Ona çektirdiğim onca şeye rağmen güçlü duran kız şimdi öylece yatıyordu .
Hala çok güzeldi . Herşeye rağmen hemde . Ellerinde ve vücudunda bağlı olan kablolara , ağzında takılı solunum cihazına rağmen hala çok güzeldi .
-" Sakın beni bırakıp gitme Orkidem . Allahım lütfen ona bir şey olmasın . "
Hikaye'den
Kulağımın yanından geçip giden rüzgar rotasını sanki ezberlemiş gibi bu seferde saçlarıma uğramış saç uçlarımı okşuyordu .
Duyduğum haz öylesine mükemmeldi ki iyi hissettiriyordu . Çevremde duyduğum kuş sesleri , ağaçların rüzgarın da etkisiyle çıkardığı o hışırtılar ve en şahanesi de rüzgarın ta kendisiydi .
Gökyüzünü kaplayan pamuk şeklindeki bulutlarda buna şeker oluyordu .
En önemlisi ben buraya mı aittim ?
Hiç bitmesin bu his , bu duygu ve bu haz.Bu güzel havayı derin derin içime çekerken , bir yandan da uçuşan elbisemi ellerimle sabitlemeye çalışırdım ama o özgürcesine hareket ediyordu .
Önümden geçip giden kelebek ile elbiseme çevrili olan bakışlarım ona yöneldi bu nasıl bir kelebekti böyle ?
Gerçek olamayacak kadar mükemmel ve sınırları zorlayan bir renge sahipti bu canlı .
Hızla başka tarafa doğru uçmaya başlamasıyla bende peşinden gitmeye başladım .
O uçuyordu ben de onu takip ediyordum . Arada yakalamak için elimi uzatsam da her defasında benden bir tık daha uzaklaşıyordu .
Son bir defa daha elimi uzatmamla kendiliğinden elime konması bir oldu .
Herşey soyutlaşmış gibiydi . Sadece ben ve kelebek vardık .
İşte herşey o zaman oldu . Etraf kararmaya , gördüğüm o gökyüzü yutulmaya başladı. Gözümün önünde karanlık yutuvermişti gökyüzünü .
Ardından bir bahçe ve ev belirdi . Bu ev .. bu ev bizim evimizdi . Evlenmeden önceki evim .
Kabuslarla dolu 19 yıl geçirdiğim ev , kimisine göre yuvaydı belki de dışarıdan ama benim için cehennemin ta kendisiydi .
Buraya görmek bile tüylerimin diken diken olmasına yetmişti.
Gözlerim bir bir evin çevresinde dolanmaya başladı . Sanki birilerini arıyordu bu gözler . Kendime bile itiraf edemediği kişiyi .
Onu.
Bir zaman sonra yanında bir kaç kişi ile kapının önünde görüldü . Onlar kimdi ? Ne işleri vardı evimizde , dahasi babam neden bu kadar gençti .
Sanki, sanki bu görüntüsü o kara gündeki gibiydi .
İlk dayak yediğim ve annemi bir daha göremeyeceğimi ögrendiğim gün ki gibiydi .
Hızlı adımlarla babama doğru yürümeye başladım .
O karısını kaybetmişti . Yanlız ve kimsesiz hissediyor olmalıydı .
Bana ihtiyacı vardı belkide sarılmaya . Bir kaç adım kala kollarımı açtım ve ona sarılmaya hazırlanıyordum ki olmadı .
-" Baba !! " fısıltılı sesimle hemen kulağının dibinde konuşmuştum ama duymuyordu beni .
Karşındaki kadın ve adamla bakışıyordu sanki bir şey için kararsız gibiydi .
-" Ben ne diyeceğimi bilmiyorum . Karım bugün öldü ve bu bebek onun .. ahh alın onu yeter. " Kimden bahsediyordu ki ?
-" Emin misiniz beyefendi ? Gerçekten onu yetimhaneye vermeye razımısınız ?" Babam sadece kafasını sallayarak başını öne eğmişti .
Evin içinden gelen bebek ağlama sesleri ve hemen ardından evin içinden bir kişi daha çıkmıştı . Elinde bir bebek vardı .
Ben nereden hatırlıyordum bu bebeği ? Bana , sanki bana benziyordu .
-" Götürün . Ama adını değiştirmeyin . Onun adı PELİN . O hep Melek'in Pelin'i olarak kalsın ."
Tıpkı diğer rüyamda gördüğüm gibi annemin bana emanet ettiği kardeşim Pelin .
Onun o kişiler ile götürülüşüne ne kadar ağlasam da , bağırsamda kimse beni ne duymuş ne de görmüştü .
Yazar'dan
Kaç saat geçmişti Ateş artık saymayı brakmıştı . Öylece camdan sevdiğini izliyordu .
Hüseyin Makbule Hanım , Hamdi bey ve Ada'yı eve bırakıp gelmişti . Onların burada perişan oluşuna dayanamıyordu .
Son bir kez daha Hikaye'ye bakıp hemen yakınındaki sandalyeye oturdu .
-" Babaannem herhangi bir sıkıntı çıkarmadı değil mi ? "
-" Çıkardı çıkarmaz olur mu ? Tutturdu tekrar geleceğim diye son anda Hamdi Amca sayesinde gelmekten vazgeçti ." anladım dercesine başını sallayan Ateş etrafa dalgın dalgın bakışlar atarak sorularını cevaplayan Hüseyin'den bakışlarını çekerek Hikaye'ye çevirdi .
Gördüğü şeyle yutkunamamıştı .
-" Hüseyin Hikaye'ye bir şeyler oluyor . Doktor nerde lann !! Bir şeyler yapın . Ne oluyor ona Hüseyin ? " Ateş'in bağırarak söyledikleriyle dalgınlığından çıkan Hüseyin'in ne yapacağını şaşırmıştı .
Ateş koştura koştura gelen doktor ve hemşirelerle iyice tedirgin oluyordu . Ona bir şey olmamalıydı .
İçeriye giren doktorların ne yaptığına bakmak için cama yaklaşmıştı ki perde çekilmişti .
O öylece perdeye bakakalırken korkuyordu . Yavaşça yaslandığı camdan aşağı kayarak yere çömeldi .
Zaman hızla geçiyor odaya bir giren geri çıkmıyordu . Öylece ikili bir köşede oturmuş karşı duvara bakıyorlardı .
İkiside öylesine dalgındı ki odadan çıkan doktoru farketmemişlerdi. Doktorun hafifçe öksürmesi ile dalgın bakışları ona çevrilmişti.
İlk kalkan Ateş perişan bir halde doktorla göz göze geldi .
Doktor bile çok üzülmüştü karşısındaki adamın haline ve ayriyeten sevinçliydi de içeride ki kız sanşlıydı . Onu seven bir eşe sahipti .2
-" Hikaye Hanım artık kendi kendine nefes alabiliyor . Şu anlık sadece uyanmasını bekliyoruz . "
****
Öncelikle hepinize teşekkür ederim . Oy ve yorum yapmanız gerçekten beni mutlu ediyor.
Ateş'in haline üzüldünüz mü ? Pişman olmuş gibiydi .2
Hikaye'yi kimin ittiğini düşünüyorsunuz ?3
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
181.44k Okunma |
7.74k Oy |
0 Takip |
68 Bölümlü Kitap |