
-" Gönül sevdiğini sevmez , gördüğünü sever ... "
Hikaye'den
-" Kendinize dikkat ediyorsunuz değil mi kuzularım ? " bilmem kaçıncı kes sorulan soru ile yan yana oturan biz tekrar başımı sallayıp onaylayan cümleler mırıldandık . Tam önümüzde açık olan bilgisayardan Makbule Nine ve Zerrin anneyle konuşuyorduk .
Sabahın en erken saatinde kapımızın çalınması ile uyanmıştık Ada ile .Uzun uğraşların sonunda ben yataktan kalkarak mahsun adımlarla sürekli çalınan kapıyı açtım. Gelen Aşçı Nesibe abla idi . İlk başta ne olduğunu anlamadım .
Ardından bakışlarımı aşağıya doğru indirdiğimde tabi ki de bilgisayar ekranında bana sırıtan iki yüzü görmeyi beklemiyordum.
Sonra her şey bir anda gelişti . Nesibe odanın ortasında ki küçük sehpanın üzerine bilgisayarı koymuş ve depar atarcasına odadan kaçmıştı .
-" İyi kuzularım iyi . Hikaye kızım sen çok çok dikkat et tamam mı ? Hadi Allah' a emanet olun . Zerrin ben nereden kapatacağım aramayı ." gözündeki büyük numaralı olduğu her şekilde belli gözlükleri parmağıyla itmiş , ardından da yüzünü yaklaştırarak anlamaya çalışıyordu .
Bu görüntü ile istemsizce kahkaha atmıştım . Şu an ekranda sadece burnu gözü gözüküyordu .
-" Anne kırmızı butona bas . Bak şurada kırmızı telefon şekli var oraya bas . Hayır hayır oraya değil . Anne sen en iyisi bana ver ben kapatayım olur mu ? " Zerrin Anne en sonunda Makbule Nine'nin elinden telefonu almış ve bize şirince gülümseyip kapatmıştı .
-" Sabahın bu vaktinde uyumak yerine bizi merak etmeleri hiç normal değil . Benim çok uykum var " ellerinin hızından dolayı bir an demek istediğini anlamayacağım zannetmiştim .
-" Sadece büyükler olarak bizi merak etmişler o kadar . Bu kadar büyütme Adacım . " Omzunu büyükçe silkeleyip oturduğu koltuktan kalkarak kendini yatağa atmıştı . Kesinlikle bu kızın uykuya olan sevdası hiç normal değildi .
Çünkü nerdeyse her dakika uyukluyordu . Yemek sonrası , yemek öncesi yani kısacası her vakit .
Yatağın yanına dikilip omzunu dürtmeye başladım . Her dürtüşümde git gide benden uzaklaşıyordu .
-" Ada bence kalkmalısın artık . Çünkü ben çok acıktım ve neredeyse kahvaltı saati gelmek üzere . " beni hiç kaale bile almadan arkasını dönerek yatmaya devam ediyordu . Benim ise şu an durmaya hiç niyetim yoktu .
Bu sefer daha seri bir şekilde dürtmeye devam ettim . Ben dürtüyordum o uzaklaşıyordu . En sonunda tekrar uzanmıştım ki sert bir gürültü hemen ardından inlemeye benzer sesler duyuldu . Derince yutkunarak yataktan sarkıp ona baktım .
Bir eliyle poposunu diğer eliyle de başının arkasını ovalıyordu . Sanırım çok sert düşmüştü . Kapalı gözleri yavaşça açıldı ve benimle göz göze geldi . Gözlerinin içinde ki kıvılcımları görüyordum .
-" Adacım , tatlım benim . Bakma bana öyle ." şirince gülümsedim ona ama sanki hiçbir değişiklik yoktu . Biraz tırsmıştım galiba çünkü ne de olsa o Ateş'in kardeşiydi ve bu ikisinden de her şey beklenirdi . Tabi Ada daha iyi biriydi .
Ada yattığı yerden yavaşça kalktı ve dağılmış saçlarını elinin tersi ile düzeltti . Sonra bakışları bana döndü ve eliyle boğazını keser gibi yaptı . Bu şey demekti galiba ...
Sanırım şu an kaçmam gerekiyordu . İçimden üçe kadar sayıp kaçacaktım yoksa karşımda ki beni çiğ çiğ yerdi . Küçük adımlarla yavaş yavaş geriye doğru gittim . Tabi onun dikkatini çekmiş olmalı ki ayaklarıma baktı .
Tabana kuvvet koşarak kapıyı açtım ve merdivenlerden indim . Halbuki daha bir kaç dakika önce Makbule nine beni uyarmıştı dikkatli ol diye . Tam karşımda ki yemek salonuna girerek masanın arkasına geçtim.
Saniyeler sonra Ada'da odaya giriş yaptı .
-" Ölümünün kolay olmasını istiyorsan hemen teslim ol ve kaderine boyun eğ . "ellerini oynatmasıyla tüm dikkat onu izledim . Kötü kadın misali kahkaha atarak parmağımı olmaz dercesine sallayarak her adım atışında bende ondan uzaklaştım .
-" Asla , asla kaderime boyun e- " suratıma yediğim su ile şaşkınca kalakaldım . Ada masanın üzerindeki çiçek dolu vazonun suyunu bana dökmüştü . Ellerimle ıslanan yüzümü hafifçe sildim . Bulunduğumuz durum ister istemez beni güldürüyordu .
O da benim gülmem ile elindeki vazoyu masaya bırakarak yanıma geldi ve ortak oldu .Şu an deli gibi yemek salonunun ortasında gülüyorduk . Hem de sırılsıklam olmama rağmen .
-" Ayy sizin bu haliniz ne ? " kapı eşiğinde duyduğum sesle gülüşüm yavaş yavaş soldu , yok oldu . Nedense artık ona katlanamıyordum . Yavaşça kapı eşiğinde yanımıza gelişini izledim . Benim bu rahatsız durumumu Ada da anlamış olmalı ki bir bana bir de ona bakıyordu .
-" Hikaye neden sırılsıklamsın sen ? Şu haline bir bak . Kusura bakma ama ıslanmış sıçana benziyorsun . " sırıtarak söyledikleri ile içimde dolup taşan saldırma isteğini zar zor durdurdum ve yüzüme yalancı bir gülümseme takındım . Tam bir şey demek için ağzımı açmıştım ki
-" Karımla böyle konuşman ne haddine . Yerini bil ve ona göre hareket et . Kahvaltı saati geldi fakat hala masa hazır değil . Her şeyi vaktinde severim Hümeyra ." Beni mi korumuştu o ? Evet evet beni korumuştu . Duyduklarından sonra Hümeyra içine kaçmış sesiyle özür dilemiş odadan çıkmıştı .
Ama sanki bir terslik vardı Ateş'te .
Kızarmış yanaklar , tuhaf bakan gözler ve düşmüş omuzlar , hasta mı olmuştu o ? Ciğeri sökülürcesine öksürmesiyle tahminlerim doğrulandı . Yanına gidecekken Ateş arkasını dönerek odadan çıktı .
Çok mu kötüydü acaba ? Neden hasta olmuştu ? Gece o kadar da soğuk değildi halbuki . Üzerinden de ince bir kıyafet vardı . Hasta olmasına rağmen böyle ince giyinmesi çok sorumsuzca idi.
Koca adam bu halde yatağından kalkmıştı birde . Neyse banane canım , koskoca adam kendine bakırdı herhalde dimi ? Niye bu kadar endişelenmiştim o zaman .
İçimde ki o tuhaf , beni üzen duyguda neydi ?
Hafifçe öksürerek boğazımda ki yumruğu geçirmeye çalıştım . Ama git gide büyüyordu . Ateş belki de şu an yukarıda hasta hali ile kıvranıyordu . Islanan saçlarımı düzelterek Ada'ya döndüm . Pür dikkat beni izliyordu . Ne var dercesine dudaklarımı hareket ettirdim .
Bilmem dercesine ima dolu bakışlarla karşılık verdi . Şu an onunla tartışmak hiç istemiyordu zira hep o kazanıyordu .
-" Abim hastayken hiç çekilmez . Bir yandan da hastalandığı zaman çok ağır atlatır . " elleri ile kendini ifade ettikten sonra eliyle gel işareti yaptı . Sanki özel bir şey paylaşacaktı benimle . Hafifçe öne eğildim .
-"Öyle ki bir defasında ağladığına bile şahit oldum Hikaye. " dudaklarını bükerek hemen dibindeki sandalyeyi çekerek çökercesine oturdu .
-" O kadar ağır mı hastalanıyor Ateş ? " anında beni onaylarcasına kafasını salladı . Kısacık bir ziyaretin sıkıntısı olmazdı bence . Hemen yanına gidip bakacak sonrasında geri gelecektim .Evet evet öyle yapayım ben .
Yemek odasından ayrılarak merdivenleri koştura koştura tırmandım . En sonunda odasının olduğu kata geldiğimde nefes nefese kalmıştım . Nefesimi düzenleyerek tam karşımdaki kapıyı yavaşça açarak içeri adımladım ve arkamdan geri kapattım .
Koskoca yatağın tam ortasında bir sürü battaniye ve yorgana sarılı bir şekilde Ateş öylece yatıyordu . Gördüğü kadarıyla gözleri kapalıydı . Acaba uyuyor muydu ?
Küçük ve ses çıkarmayan adımlarla Yatağın yakınına geldim . Üzerinde bir sürü battaniye ve yorgan vardı . Üşüyordu . Ellerimi saç tutamlarının hafifçe dağıldığı alnına yasladım . Çok fazla ateşi vardı .
Ateşi olmasına rağmen böylesi sıkı sıkı yorganlara bürünmesi de ne demekti . İçimdeki endişe ellerime de vurmuştu .Titreyen ellerimle olabildiğince hızla sarındığı şeyleri üzerinden çektim .
Çekmemle beraber huysuzca kapalı gözlerini aralamıştı . Çok hastaydı gerçekten .
-" Ver şunları üşüyorum görmüyor musun ? " her kelimesinde yüzünde oluşan buruşukluk boğazının şiştiğini gösteriyordu . Onu duymamazlıktan gelerek battaniye ve yorganları uzağa taşıdım .
-" Ateşin olduğu için üşüyorsun . Hem bunları üzerine örtmene izin vermiyorum . " Huysuz huysuz yattığı yerde tepinmeye başladı . Hafif hafif ağlamaklı seslerde çıkartıyordu . Bu görüntüyle hafifçe sırıtarak tekrar yanına gittim .
-" Hadi kalk duş alman gerek . Ateşin gerçekten çok yüksek . " kolunda tutarak onu kaldırmaya çalıştım ama bir gıdım kımıldamadı .
-"Ateş ya kalksana . " hayır dercesine kafasını sallayarak geri yastığa gömmüştü . Yastığını tuttuğum gibi başının altında çektim ve yorganları koyduğum yere yerleştirdim .
-" Rahat bırak beni Orkide . " kelimelerini zor anlamıştım zira çenesi tir tir titriyor , dişleri zangırdıyordu . Havale geçirecekti neredeyse . Koluna girerek tekrar kaldırmaya çalıştım . Vücudu sımsıcaktı ve üzerine kazak giymişti .
Onu eski haline geri koyarak zorlasa da beni üzerindeki kazağı çıkarttım . Ardından bir tane daha kazak vardı . Bu adam kaç kat giyinmişti böyle .
-" Allah aşkına kaç tane kazak giyindin sen ? " sarhoş gibi gülümsemiş , dişleri titreye titreye parmakları ile 4 işareti yaptı . Şok olmuştum . Hepsini tek tek çıkardım . Bir an hiç sonu gelmeyecek gibiydi .
Sonuncusu da çıkmasıyla gözlerimin önüne çıplak gövdesi serildi . Anın verdiği utanç ile bende terlemiştim . Yanaklarımda ki sıcaklık ile ondan uzaklaştım .
Gövdesine bakmamaya çalışarak benden beklenmeyecek bir güçle yataktan az da olsa kaldırmıştım onu . Yalpalaya yalpalaya banyoya girdik . Mübarek tüm yükünü bana yaslanmıştı ve ezilmek üzereydim .
Onu duvara yaslayarak sabit durduğuna emin olduğumda duşa kabine girdim . Havale geçirmemesi için suyu ılığa ayarlayıp arkamı döndüğümde gördüğüm vaziyet çığlık atmama neden oldu .
İkinci bir çığlık daha atacağımda yaslandığı duvardan harekete geçerek yanıma geldi ve ağzımı kapattı.
-" Sesinin yüksekliği beynimi deldi Orkidem ." Dediklerine odaklanamıyordum . Üzerinde sadece bakın sadece siyah boxer vardı . Bir eli ağzımda hala onunla göz gözeydik . Her nefes alış verişinde inip kalkan göğsün ile tuhaf bir manzaraydı . İçeriye dolan güneş ışınları yüzünden Hafif bronz teni parıldıyordu .
Geniş omuzları , sağa sola savrulmuş siyah saçları , yüzünü çevreleyen hafif çıkmış sakalları , şişkin kolları ve hastalıktan dolayı büzülü dudakları ile karşımdaydı .
Ve ben manyak gibi onu süzmüştüm .
Gözlerimi kaçırarak ondan hariç her yere bakmaya başladım . Utanç dolu bir andı . Ve onun hafif kıkırtısını duyuyordum . Derince yutkunarak hafifçe geri adımladım . Adımı pek düzgün sağlayamasam da ikinciyi de atınca soğuk fayansta dengem bozuldu .
Ne yapacağımı bilmez bir şekilde salak saçma hareketlerle tutunacak yer aradım . İlk önce suyun başımdan aşağı süzülüşü , ardından da belimde ki sımsıkı tutan eller gözlerimin kapanışına neden oldu .
Sıcak nefesi tam kulağımın dibinde , boynumda da hissediyordum .
-" Sakin ol . Kalbin yerinden çıkacak ." cümlelerinin ardından beni doğrultarak ayakta dikelmemi sağladı . Tam gözlerimin içine baktı yeniden . Kirpiklerinden akan damlalar , çok yakınımdaydı .
-" Senin , senin gözlerinde bir şey var Orkide . Baktıkça çoğalası geliyor insanın , binlerce olası , binlerce olup yine sana bakası ... " başını geriye götürüp bir kaç kez öksürdü . Boğazında ki gıcığı giderdikten sonra tekrar bana baktı .
-" Benden başkası bakmasın bu gözlere olur mu ? Sende bakma sadece bana bak . Kimseyi de sevme ." Başını küçük omzuma yaslayarak gözlerini kapattı . Sudan dolayı mı gözlerim buğulanmıştı yoksa onlar benim akacak gözyaşlarımın habercisi miydi ?
*****
Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama ben bile üşümüştüm . Banyonun içi çok sessizdi . Sadece benim ve onu nefes alışları birde akan akan suyun sesi vardı . Uyuyor muydu yoksa sadece gözlerimi kapalıydı anlamıyordum .
-" Ateş sen şu duvara yaslan ben sana kıyafet getireyim bu kadar duş yeterli . " hiçbir tepki vermiyordu . Biraz daha ses tonumu yükselterek
-" Ateş lütfen . Hadi bak daha çok hasta olacaksın . " yasladığı omzumdan kafasını kaldırarak çocuk gibi mızmızlanarak duvara yöneldi .
-" Beni gerçekten sevmiyorsun . " ne dediğini anlamamıştım . Büyük ihtimalle hastalıktan saçmalıyordu .
Islak kıyafetlerimle banyodan çıktım . Giysi odasına girdiğimde bana en yakın olan kapağı açtığım da bir eşofman bir de kısa kollu t-shirt alıp geri banyoya girdim . Hala gözleri kapalıydı .
-" Ateş şuraya kıyafetleri koydum . Suyu kapat ve üzerini giyin . 5 dakika içinde odaya gel ." onunla ilk defa emredercesine konuşuyordum ve hasta olmasına rağmen benim konuşma şeklim bile dikkatini çekmişti . Hasta haliyle hiçbir şey yapamayacağı için tehditkar bakışlar atarak banyodan çıktım .
Ada ile kaldığımız odaya giderek hızlıca üzerimi değiştirip rahat şeyler giyindim . Saçlarımı da ıslak olduğu için bileğimde ki tokayla toplayarak geri Ateş'in odasına gittim .
Ateş Yatağın üzerinde oturmuş mahzunca yorgan ve battaniyelerin olduğu kısma kaçamak bakışlar atıyordu . Bu haline içimden kocaman kahkaha attım . Sanki elinden maması alınmış bebek gibiydi şu an .
-" Artık yatmak istiyorum ben . Tabi iznin olursa ." dur bir dakika o bana küsmüş müydü ? bana bakmayan gözler , elleriyle oynamaları ... yok artık .
-" Ateş açsana artık şu ağzını ya .Bak çorba buz gibi oldu . " artık çıldırmak üzereydim . Bildiğin bebek gibiydi . Her şeye alınması yok muydu ? Bir ters baktığım da hemen götünü dönüp yatıyordu .
-" Ateş koca bebek gibisin gerçekten . Sabahtan beri her istediğini yaptım . Bırak şu hallerini de iç şu çorbayı . "
-" Hayır içmek istemiyorum . Ben tarhana çorbası istiyorum mercimek değil . " saçlarını yolacaktım neredeyse . Derin bir nefes alarak gireceğim role odaklandım .
-" Ben sabahtan beri ağzıma bir lokma bir şey koymayıp burada aç halimle sana çorba içirmek istiyorum. Sen ise bana götünü dönüp yatıyorsun . Ben gidiyorum artık başka adama içiririm bu çorbayı ."
Işık hızı ile bana dönerek korku dolu bakışlarıyla boşta kalan elimi tuttu . Gitmemi istemiyordu.
-" Tamam , tamam içelim beraber . Hem sende açmışsın bir sana bir bana ."
Ateş'in halleri komikti değil mi ?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 222.14k Okunma |
8.71k Oy |
0 Takip |
68 Bölümlü Kitap |