
-" Oysaki siyahın da bir rengi vardı , vazgeçmiş insanların taşıdığı umutlar ... "
Yazar'dan
Savaş karşısında gördüğü adam ile istemsizce gülümsemişti . Onu görmeyeli baya uzun olmuştu .
Gerek sağlık durumlarından gerekse ailevi durumlardan ayrı düşmüşlerdi .
-" Yiğit Sancar hoşgeldin, seni buralara getiren nedir eski dostum ? " ellerini cebine yerleştirip biraz daha yaklaştı ona .
Her zaman ki gibi yüzünde gülümseme kendisine bakıyordu . Eski dostunu özlemişti .
-" Savaş Özdemir hoşbuldum. Eskisi gibi piyasaya geri dönmeye karar verdim . Epey oldu değil mi ? " kafasını sallayarak derin bir nefes koyverdi.
-" Epey oldu . Sen gittin gideli zaten pek tadı tuzu kalmadı piyasanın. Rekabetli günleri özledim . " Yiğit , Savaş'ın söyledikleri ile kahkaha atıp koridorda ki koltuğa oturdu .
-" Özlendiğimi biliyordum ! " Diliyle damağına vurup, hafif neşeli ses çıkarmıştı. Savaş'ta karşısında ki tekli koltuğa oturdu .
Onun burada olması iyiydi hoştu da neden gelmişti . Onca yıl sonra hem de ?
Yiğit kendisine bakıp duran arkadaşının hafif hareketlenip , geri çekilmesini anlıyordu .
O da farkındaydı merak ettiği şeyleri .
Zaten buraya dayısı ve dedesi için gelmişti . Onların ısrarı üzerine hem de . Neler olup bittiğini pek anlamasa da tahmin edebiliyordu .
Müberra , yıllardır unutulmuş kuzeni . Kaybolan , haber alınamayan belki de yaşıdığı bile belli olmayan kuzeni .
-" Savaş aslında nereden başlayacağım bilmiyorum. Anlatacağım şeyler önemli ve gizli . Burada anlatamam . " Arkadaşının her kelimesi merak üstüne merak uyandırıyordu .
-" Yiğit konu tam olarak ne ? Hem de gizli olacak kadar . " Yiğit onun meraklı sesine karşılık ellerini birbirine kenetleyip gözlerinin içine baktı .
Az sonra söyleyeceği her şekilde onu ve ailesini etkiliyordu .
-" Konu Narin yengem Savaş . Narin yengem ve kuzenim . " Duyduğu isim ile oturduğu yerden kalkıp koridor boyunca dolanıp durmuştu.
Narin demişti Yiğit .
-" Nasıl Narin yengen konu ? Yiğit herşey yıllar önce oldu ve bitti . Babaannem bunu duymamalı . Herşeyi yeni atlatmışken , kaldıramaz . "
Yiğit bu dediklerini biliyordu . Bildiği için ilk fırsatta gelmişti buraya .
Aslında sadece haber vermekti amacı ama onsuz yapamazdı . Hele de tahmin ettiği kişi ise kuzeni , Savaşsız olmazdı .
-" Savaş sakin ol ! Bu olayın sorunsuz bitmesi için sana ihtiyacım var . Bana yardım etmelisin . " Yiğit biraz olsun ortamı yumuşatmak için Savaş'ın yanına giderek, omzuna dokunmuştu.
Hızlı hızlı inip kalkan göğsünü görebiliyordu . Savaş bile bu derece etkilendiyse bu ismi duyması ile , Hatice nineyi tahmin edemiyordu.
-" Yiğit onca yıl geçti , bir kez olsun ne adı anıldı , ne de gelişen olaylar . Ben bile zar zor hatırlıyorum . Ne oldu da tekrar gün yüzüne çıktı herşey . Ne oldu ? " Yiğit aslında bazı şeyleri söylemeyi pek istemese de onun yardımına ihtiyacı vardı .
Bir şeyleri saklamak gereksiz ve saçma olurdu .
-" Dedem , atak geçirdiği an amcamdan onu affetmesini istemiş . Kendinden geçmeden öncede Narin diye sayıklamış . " Savaş duydukları ile daha da tedirgin olmuştu .
Bahsettikleri kişi koskoca Erkan Sancardı. Acımasız , istediği olmayınca yapacaklarının sınırı olmayan o kişi .
-" Ve galiba kuzenim yaşıyor . Narin yengemin ve Serkan amcamın kızı Müberra. Dedem hastaneden çıktığından beri bu ismi sayıklayıp durdu . " Müberra ismini defalarca içinden tekrarladı Savaş.
-" Hatice ninenin duymaması için elimden geleni yapacağım. Yardım et bana , onu bulmam için yardım et Savaş . "
Arkadaşının sonlara doğru kısılan sesini dinledi , dolmaya başlayan gözlerini izledi .
-" Ben ne yapabilirim ki ? Narin ; onun nerede olduğunu bilmiyorum . "
Yiğit bu sorular ile cebinde ki telefonunu çıkarıp , bir fotoğraf göstermişti .
Koskoca ekranı kaplayan doğum belgesi ortadaydı.
Yiğit yana doğru kaydırarak bir dosya resmi gösterdi . Bir sürü sayfaya sahip bir dosya .
-" Dedemin fenalaştığı gün ,bu dosya ellerindeydi . Saatlerce inceledi , okudu ve her ne gördüyse fenalaşarak hastanelik oldu . "
Uzaktan çekilmiş bu dosya fotoğrafına daha net bakmak için telefonu alıp yakınlaştırdı .
Dikkatini çeken tek şey büyük harflerle yazılı olan , kendilerine ait şirket logosu olmuştu .
-" Özdemir firmasının logosu . Bunu görünce aynı senin gibi tepki vermiştim . İşte yardımcı olacağın kısım bu Savaş . Narin , Müberra, dedemin öğrendiği bilgiler ... Her biri size çıkıyor . O dosyayı bulmalıyım Savaş ."
Savaş etrafın sessizliğinden kaynaklı yüksek çıkan ses ile Yiğit'i çalışma odasına götürmüştü .
İçeriye girer girmez kapıyı kapatarak , masasına geçip oturmuştu .
Zira az önceki duyduğu , öğrendiği şeyler fazla gelmişti.
-" Babaannem hiçbir şekilde öğrenmemeli . Herkesten çok etkilenmişti Narin olayında . Hatta babam , annem kısacası ben hariç kimse bilmemeli . "
Ellerini birleştirerek Yiğit'e baktı . Bir onay bekliyordu .
Başını sallayan arkadaşı ile derin bir nefes almıştı ki aniden açılan kapı ile , birleştirdiği ellerini ayırdı .
Kaan kısa şortu , kalın askılı beyaz atleti ile içeriye girmiş , rahatça karşı koltuğa oturmuştu.
Yüzünde ki o hiç görülmemiş ciddi ifade ile abisine bakıyordu .
-" Beni de say abi . Kaan Özdemir ile ufka yolculuk ederek gizli dosyaları bulup çözeceğiz . Hoşgeldin Yiğit . " Koca gülümsemesi ile Yiğit'e bakarak , hızlı kalkmış sarılmıştı.
-" Kapı mı dinliyorsun lan sen !! " her ne kadar sarılmaya devam etse de abisinin bağırtısı ile ayrılmıştı .
-" Odamın önünde herşeyi konuştunuz. Ne bekliyorsun acaba ? Aaaa abim gizli bir şey konuşuyor , kulaklarımı kapatıp dinlememeliyim dememi mi ? "
Daha da anlaşılır olmak için gözlerini açtıkça açmış , abisine yaklaşmıştı .
Dediklerinin üzerine hiç bir şey konuşmadan öylece kendisini izleyen abisi korkutuyordu kendisini .
-" Bir kişi bile anlatırsan kendine helva tarifi bak . " zafer gülümsemesi ile başlayan mutluluğu, helva lafı ile gitmiş kaybolmuştu.
-" Abi ben helva sevmem . Baklava tarifi baksam ! "
********
Gördüğü rüyanın etkisiyle kan ter içinde uyanmış , saatlerdir karşı duvara bakarak yatağın içinde oturuyordu .
İçini kaplayan o huzursuzluk uykularına bulaşmış gibiydi .
Eskiden rüya görmez iken şimdilerde uyuyamıyordu bundan sebeple .
Uykularına kötülük bulaşmıştı. Uyutmuyordu onu .
En kötüsü ise onu uyutmayan kabusu hatırlamıyor oluşuydu .
Boynundan akan teri elinin tersi ile silip yutkundu. Gözlerinin içi acıyordu.
Üzerinde ki yorganı ayağı ile itip yataktan kalktı . Odanın içinde yürürken etrafta ki eşyaları ayağı ile köşeye itiyordu .
En sonunda kapıya ulaştığında açıp , merdivenlerden aşağı indi . Her tarafın karanlık oluşu biraz korkutsa da kötü düşünmek istemiyordu .
En yakın düğmeye basarak koridorun aydınlatmasını açtı . Şimdi daha iyi olmuştu .
Mutfağa girerek su dolu sürahiden bir bardak su alıp masaya oturdu . Her bir yudumunda etrafa bakınıyordu .
En sonunda tekrar mürekkebe çevrilmişti . Sanki tuhaf bir şekilde kalbi andırıyor gibiydi .
Kalp...
Buruşuk , eğri bir kalp ...
Yarısı dolu bardağı o lekenin üzerine koyup o şekilde baktı . Her suyun dalgalanışın da lekenin şekli değişiyordu .
-" Hayatım da bu lekeye benziyor . Su bardağı olmadan bakınca bir anlamı var gibi gözükse de asıl olay bardağı koyup , suyun dalgalanışı ile başlıyor . "
Düşüncelerinin gidişatı ile bardağı alıp tek dikişte içmişti . Genzini bu ani yutkunma acıtmıştı.
Boş bardağı tekrar lekenin üzerine koyup mutfaktan çıktı . Odasına ilerleyecekti ki salonda ki bildirim sesi ile durdu .
Telefonuna durmadan mesaj geliyordu. Koltuğun üzerinde ki ışığı yanıp sönen telefonu alıp ekranına baktı .
Saat gecenin dördünde Bilmediği bir numaradan o kadar çok okunmamış mesaj vardı ki , tedirgince üzerine basıp okumaya başladı .
Hepsi aynı mesajdı .
Yatağın altına bak !
Yatağın altına bak!
Yatağın altına bak!
Sadece saniyeler önce atılmış mesajlar. Korku içinde profiline baksa da fotoğraf yoktu.
Kafasını çevirip merdivenlerden yukarıya baktı . Öylece karanlık gözüküyordu .
Sadece koridor ışığı etrafı aydınlatırken, yukarıya çıkmak pek de mantıklı değildi .
Yutkunuş sesi tüm odayı kaplarken ekranda ki yazıyor yazısı ile telefonu kendinden uzaklaştırmıştı .
Koltuğun üzerinde ki ceketini alıp , koşarak kapıya ulaştı . Hiç düşünmeden evden çıkmış, asansöre ilerlemişti .
Sık sık arkasına bakarak , binada çıkmıştı . Göğüs kafesine sığmayan kalbi ağzında gibiydi .
Evine birisi mi girmişti ? Yatağının altında ne vardı? Kim bu mesajı atmıştı ? Amacı neydi ?
Cevapsız sorular kendisini korkutuyor, ayaklarının titremesine neden oluyordu .
Elinde mesken gibi tuttuğu telefonun titremesi ile ekranı çevirdi .
Yatağın altına bak!
Bak ve gerçeklerin yüzüne çarptığı zaman ki acıyı hisset !
Gerçekler ?
Neyin gerçeği idi bu .
Sıklaşan nefesi ile kişilere girip, ilk numarayı aramıştı . Çaldıkça çalan telefon ile umudu tükenecekken duyduğu ses ağlamasına neden olmuştu .
-" Almira . " hıçkıra hıçkıra ağlamaktan cevap veremiyordu
-" Ne oldu güzelim ? Neden ağlıyorsun ? " ardı ardına sorulan sorulara cevap veremiyordu .
-" Tamam sakin ol . Hemen oraya geliyorum tamam mı güzelim ? " telefon ardından hışırtı sesleri artmış , onların arasından araba sesini duyabilmişti .
-" Ne oldu güzelim ? Neden ağlıyorsun? Bir şey mi oldu söyle bana . "
-" Ben korkuyorum . " Tek bir cümle ile kendini ifade etmeye çalışmıştı . Belki de bu numaranın sahibi hala evde idi .
Gözü yukarı katta ki evin pencerelerine takıldı . Orada kendisini izleyen birinin olduğu düşüncesi bile delirtmek için yeterliydi .
Elinde ki ceketi giymeye dermanı yokken , ayaklarının titreyişi ile olduğu yere çöktü .
Neden bu numarayı aramıştı ? En önemlisi de o neden bu kadar telaşlıydı, korku içindeydi .
-" Almira geldim , buradayım . O yerde oturan , siktir ! " Koca yolu aydınlatan araba farı genç kızın bedeninin gölgesini kocaman göstermişti .
Açılıp kapanan kapı ile koşar adımlar kendisine yaklaşmış , kısa süre sonra da yüzü kocaman eller tarafından avuçlanmıştı .
-" Savaş ."
-" Güzelim ne oldu ? Neden dışarıdasın ? " elleriyle genç kızın dağılan saçlarını geriye atıp , yüzünü açığa çıkartmıştı .
İkisi de tutmuştu nefeslerini .
Sonra da üzerinde ki ceketini çıkartıp yavaşça ona giydirdi . Aklını kaçıracak gibiydi.
Gecenin bir vaktinde onun aradığını görünce ilk başta yanlışlıkla olduğunu düşünmüş ama sürdürülen arama ile açmıştı .
O ağlama sesini ilk duyduğu an nefesi kesilmişti .
Hele de korkuyorum cümlesi ile onlarca kırmızı ışıkta geçip yarım saatlik yolu birkaç dakika da gelmişti .
Eliyle o kadar düzeltmesine rağmen hala dağılan kısa saçları bileğinde ki toka ile yavaşça toplayıp bağladı .
Kısalığından dolayı bir kaç tel tokadan kurtulsa da eskisine nazaran daha iyiydi .
Küçük bedeni yerden kaldırıp , eliyle belinden destek çıkıp arabanın ön koltuğuna oturttu .
Hala ağlayan Almira ya torpidodan su verip içmesini izledi . Titreyen elleri ile zar zor tutuyordu .
Ne olmuştu da bu eller titriyordu ?
Aklına bin bir tür senaryo gelse de şu anlık en doğru davranış onu dinlemek olacaktı .
-" Ne oldu Almira ? Neden korktuğunu söyledin güzelim ? Hadi cevap ver , ağlama artık . " derin nefes alıp veren Almira cevap vermeye dermanı yoktu .
Sakince telefonu ona uzatıp okumasını sağladı . Her ekrana bakış süresi uzayan Savaş'ın kaşları çatılmış , telefonu tutan eli yumruk halini almıştı .
O an sanki herşey yavaşlamış gibiydi . Savaş telefonu ona geri vererek, dışarıda olan ayaklarını içeriye sokup ,kapıyı kapattı .
Hızlı adımlarla binaya ilerliyordu ki az önce kapattığı kapı tekrar açılmış onun sesini duymuştu.
-" Hayır , hayır gitme . Hala evde olabilir Savaş . Lütfen gitme , polisi arayalım . Benim aklıma gelmedi ilk başta , hadi polisi arayalım . "
Durmadan ilerlerken koluna dokunan eller ile kalakaldı . Onu durdurmaya çalışsa da söyledikleri pek işe yaramamıştı .
-" Arabaya gidip bin ve kapıları kilitle Almira . Ben geleceğim ." Hayır dercesine kafasını sallayıp koluna daha da sarılmıştı .
-" Olmaz gitme Savaş . Mesajları görmedin mi evde olabilir . Ya silahı varsa , ya sana zarar verirse . Olmaz polisi arayalım . "
Onun bu direnişi ile kafasını sallayıp cebinden telefonu çıkardı . Polisi arayıp , olayı anlattıktan sonra Almira'ya dönüp bakmıştı .
İlk zaman ki gibi kötü değildi . En azından titremeleri durmuştu.
Polisin gelmesini beklerken hala mesajlara bakıyordu . Defalarca aynı mesajı atmıştı.
Sanki o telefona bakamayacağını düşünmüştü de en azından bildirim sesine dikkat kesilsin diye çabalanmış gibiydi.
Ya da işi daha da korkutucu yapmak için atılmış bir kaç mesajdan ibaretti .
Yatağın altına bak !
Orada ne vardı ya da ne konulmuştu da bu derece Almira'nın bakmasını istiyordu.
Bir kaç kez çaldırmasına rağmen telefona bakılmıyordu . Kullan at hattı olmalıydı .
Yan koltuğa baktığında uyuyan Almira ile yavaşça arabadan çıkıp , kapıları kilitledi .
En azından polis gelmeden gidip baksa iyi olurdu . Çünkü polis geldiği an o yatağın altında her ne var ise delil niteliğinde alınacaktı .
Asansörden indikten sonra kapısı açık daireye göz gezirdi . Almira'nın o korku ile kendini dışarıya attığı bariz belliydi .
Yukarı kata çıktığı an da etrafın karanlığı ile telefon fenerini açıp odaya girdi .
Herhangi bir yere dokunmak istemiyordu .
Yatağa ilerleyip , yere eğildi elini yere değdirip dolandırsa da boşluktan başka bir şey yoktu .
Diğer tarafa gidip oraya da baktığında eline değen şey ile durdu .
Hışırtı sesi ile az önce elinin değdiği şeyi tutup kendine çekti .
Ellerinin arasında gördüğü şey ile yutkunamamıştı bile . Boğazına takılı kalan tükürüğünü hissediyordu .
Bu nasıl olurdu ?

Sizce ;
⭐Almira'ya mesaj atan kişi kim ?
⭐Savaş yatağın altında ne buldu ki o kadar şaşırdı ?
⭐ Narin , Müberra hakkında ne düşünüyorsunuz?
⭐ Geçmişte ne olmuş olmalı ki Hatice hanım bu denli etkilenmiş ?
Sorulara cevap vermeyi unutmayın canolar . Seviliyorsunuz ❤️
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 8.31k Okunma |
665 Oy |
0 Takip |
34 Bölümlü Kitap |