10. Bölüm

~Ö.K 9.BÖLÜM ~

Mervenurzaa
marsmelegi

-" Yüz halin şapşal balıklara benziyor ."

 

Ömür'den

Bana bir kaç beden büyük gelen kabana daha da sarılıp , yumruk halini alan ellerimi uzun kolların içine soktum .

Başımda sürekli aşağı doğru kayan örgü şapkayı son an da düşmeden tutup geri taktım .

Hızlı hızlı yürüdüğümüz için sürekli bir şeyler düşme tehlikesi yaşıyordu . Tam önümde benden bir kaç adım ileride yürüyen koca bedene baktım .

Ara da esen rüzgar yüzünden saçları bir o yana bir bu yana savruluyordu .

İki elini cebine koymuş , bakışlarını bir kez olsun gökyüzünden çekmeden öylece yürüyordu . Kesinlikle derin düşüncelerdeydi .

Öyle ki ben şu an dursam arkasından benim gelmediğimi fark bile etmezdi . Adımlarımı daha da hızlandırıp hemen yanında yerimi aldım .

Gökyüzü her zamankinden daha da berrak bir haldeydi . Şimdi anlaşılmıştı neden izlediği .

Her yeri bir çil misali kaplayan yıldızlar , büyüleyiciydi . Arkamı dönerek orada ki yıldızlara da bakındım .

Başımı çok fazla hareket ettirdiğim için saçlarımdan kayan şapkayı durdurmak için ellerimi kaldırmıştım ki başka bir elin varlığı ile durdum .

İlk önce düşmesini engellemiş , ardından da beni kendine çevirerek şapkayı yavaşça takmıştı .

Tam karşımda , hemen yakınımda öylece şapkayı takmıştı.

-" Yüz halin şapşal balıklara benziyor . " duygusuz ses tonu ile elini başıma koyup gözlerimin içine bakmıştı . Eğilerek benimle aynı hizaya geldi .

Öyle tuhaf bakıyordu ki bana , sanki içimi okumak ister gibiydi .

Ya da hemen ne çabuk bu kadar kendime gelebildiğime şaşırmış , onu anlamaya çalışıyordu . Sahi ben ne çabuk eski halime gelmiştim ki ?

Az önce neredeyse şiddete maruz kalıp , onun da dediği gibi kar beyazı olan hayatım kirlenecekti .

İçimi bir bulut misali saran bu güvenin kaynağı karşımda , beni çözmek ister gibi bakan adam mıydı ?

-" Şimdi de şapşal kediler gibi oldun ." beni benzettiği şeylerin şaşkınlığı ile gözlerimi kısmıştım . Balık , kedi ama en tuhaf olanı ise şaşkın oluşumdu .

Derin bir nefes alıp benden uzaklaşmıştı . Ellerini tekrar cebine koyarak yandan bana baktı .

 

-" Hadi eve gidelim artık . Hava da baya soğukmuş , senin yüzünden hasta olursam Tarhana çorbası yaptırırım sana . " Tarhana Çorbası ?

-" Benim yüzümden niye hasta oluyormuşsun . Benim ne suçum var . " kaşları kaldırarak üzerime bakındı . Onları hiçbir şey söylemeden gözleriyle işaret edip susmamı sağlamıştı . Nasıl unuturdum ki ?

Üzerimde ki büyük kaban ve örgü şapka ona aitti . O sarılmadan sonra her şey kısa sürede olmuştu .

Kocaman bir araba ile bir sürü takım elbiseli adam gelmiş yerde yatan o pisliği alıp gitmişti .

Hiçbir şey diyememiştim , hatta soru sormama bile izin vermeden ;

-" Sana olanları unut demiyorum ama unut . " evet bunu söylemişti . Sonra da kabanı ve şapkayı giydirerek onu takip etmemi söylemişti .

İlk başta karakola gideceğimize kendimi o kadar kaptırmıştım ki bilindik sokaklara giriş yapınca bu düşünce puf olup uçmuştu .

-" Sen düşüncelere dalınca kesinlikle şapşal balıklara benziyorsun . O yüzünden , seni o düşüncelere boğmadan çık ! " hala aynı yerde dikili şekilde durmuş , onun tabiri ile düşüncelere dalmıştım .

 

O ise benden baya ileride duruyordu . Fark etmemiştim bile yürüdüğünü .

-" Şapşal deyip durma bana ! " daha fazla orada durmadan koşar adımlarla yanına gittim .

i

-" Balık olduğunu kabul ediyorsun yani . " söylediğim cümleden anladığı bu muydu yani ?

-" Ben ne şapşal bir kediyim ne de balık ! Benim bir ismim var , bunlarla hitap edeceğine Ömür de bana . Sadece Ömür , lakapsız ... " sürekli birileri tarafından lakap takılmıştı ismime.

Şişko Ömür , ayı Ömür ...

Bunlar yalnızca birer kelimeden ibaret değildi ki . Ruhumun , bedenimin birer katiliydi .

-" Tamam , şaşkın balık seven kedi Ömür . " Tamam dedikten sonra biraz ilerlemiş ardından da o saçma cümleyi kurmuştu .

Neden az önce dediklerimi kaale almıyordu . O kadar lakap takma derken , tüm sıfatlara sığdırmıştı iki dakika da .

-" Bak ben ciddiydim . Lakap takma bana , Hey kime diyorum ! " Hiçbir tepki vermeden öylece yürüyordu.

*********

Ardına kadar açık olan kapıya şaşkınca bakıp onun yanında dikilmeye devam ettim . O da aynı benim gibi kapıya bakıyordu .

Gelir gelmez ben pek fark etmesem de o pantolonun cebinden anahtarı çıkarıp kapıya uzattığında karşılaştığı manzara ile kalakalmıştı.ı

Aynı şekilde ben de , sanki o anahtarı kapıya uzatana kadar herşey yolunda gibi gelmişti .

İki koca insan olarak fark etmemiştik. Ama en önemli nokta ise ;

Gecenin bu vakti kapı açıktı . Evin içinden herhangi bir ses gelmese de kapı açıktı !!!

O mu açık bırakmıştı yoksa evin içinde hırsızcık mı vardı ?

Evin içinde herhangi birisinin olabileceği gerçeğini de göz önünde bulundurarak hafif kulağına yaklaşıp , sessizce içimi yiyip bitiren o soruyu sordum .

-" Kapıyı sen mi açık bıraktın ? "

Huysuz bakışlarını kapıdan çekip bana döndermişti . Sinirli bakıyordu . Sorduğum soru galiba düşüncelerini bozmuştu .

Ama ne yapabilirdim ki meraktı benimkisi de .

-" Evet ben bıraktım ! Ne de olsa şu son günlerde evime başkalarının girmesinden oldukça memnunum . " sesini yükselterek konuşmasından çok söyledikleriydi yüzümü düşüren .

Cümlede ki manayı anlamıştım . Dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi ondan çektim .

-" Bak , ben aslında ... " Sıkıntı dolu sesi kulaklarımı doldursa da dinlemeye mecalim yoktu .

-" Yakınlarda bir pansiyon görmüştüm . Güvenli bir yere benziyordu . Bu gece orada kalsam daha iyi olur . Hem sana da yük olmamış olurum . "Gerçi buralarda pansiyon var mıydı bilmiyordum ama o söylediğinde sonra da kalabileceğim bir yer değildi bu ev .

-" Pansiyon mu ? " Doğrulamak istiyor gibiydi . Yalnızca kafamı sallayıp bakışlarımı sokağa çevirdim . Saatin geç oluşundan dolayı pek ışığı yanık ev yoktu .

Daha fazla onun yanında durmak istemediğim için hızlı adımlarla gidiyordum ki kabanın yakasından tutulduğum gibi evin içine ilerletildim.

-" Ne yapıyorsun ? " Korkudan çok şaşkınlıktan yükselmişti ses tonum .

-" Pansiyonmuş ! Geç kız içeri , benim sinirimi bozma gece vakti . " Çocukmuşum gibi oturma odasına götürülüp , koltuğa oturmamı sağlamıştı.

-" Sen burada bekle . Sakın evden çıkıp gitmek gibi bir salaklık yapayım deme . Ben bir evi kontrol edeyim . " Yanımdan hızla geçip gitmiş , gözden kaybolmuştu.

Bildiğin gitmemi engellemiş , burada beklememi söylemişti . Hem de yaptığı imânın farkında olarak .

Asıl tuhafı ise benim de burada oturmuş onu bekliyor oluşumdu . Hem gitsem gecenin bu saatinde , bilmediğim bu yerlerde ne yapacaktım ki .

Bugünlük olay kotamı fazlasıyla doldurmuştum.

Merdivenlerden gelen adım sesleri oturma odasında son bulmuş , Hüseyin rahatça koltuğa yatarak gözlerini yummuştu.

-" Sıkıntı yok . Ben kapıyı örtmeyi unutmuşum. " Sertçe konuşmuş hemen ardından da öksürmüştü. Ciğerleri sanki sökülüyor gibiydi .

-" Sen iyi misin ? " Oturduğum yerden kalkıp yanına çömeldim . Elimi alnına koymak için hareketlendiğimde hemen tutmuştu.

-" Sadece ateşine bakacaktım. " Bileğimi ne kadar çekersem çekeyim bırakmamıştı . Hem gözleri kapalı olduğu halde nasıl görmüştü ki ?

-" Bir şeyim yok benim . " Bileğimi bırakarak koltuğa uzanıp bana arkasını dönmüştü .

Ee ben ne yapacaktım ? Onun uyanmasını mı beklemeliydim ?

 

 

Herkese merhaba canolar 🖤

Nasılsınız ?

 

 

Bölüm : 10.12.2024 02:28 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...