
Karanlığın En Derin Noktası
Ertesi sabah, gözlerimi Karan Ali’nin yanında açtım. Onun varlığı bana bir nebze cesaret veriyordu. Kahvaltı hazırlıkları yapılırken sessizce yanına sokulup, gerçeği söylemeye karar verdiğimi anlattım. İlk başta bana engel olmaya çalıştı. Gözleri korkuyla doluydu. Ama sonunda elimi tutup başını salladı.
"Yanındayım," dedi. "Ne olursa olsun..."
Kahvaltı masasında herkes yerini almıştı. Babamın gergin bakışları üzerimdeydi ama bu kez kaçmayacaktım. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım:
“Baba, anne… Sizlerle çok önemli bir konuyu paylaşmak istiyorum.”
Babam kaşlarını çattı. “Ne hakkında konuşmak istiyorsun?”
“Gerçek ailemi öğrendim…” dedim kararlılıkla. “Sizi her zaman ailem bildim. Ama gerçeği bilmek, kim olduğumu anlamak istedim.”
Babam öfkeyle ayağa kalktı. “Bu ne saçmalık! Ne demek istiyorsun sen?”
Annemin gözleri doldu, başını eğdi. Karan Ali hemen araya girdi:
“Kerem Bey, lütfen… Masal'ı dinleyin. Bu onun için çok önemli.”
Ama babam sinirle masaya yumruğunu indirdi. “Nereden çıkardın bu zırvaları?!”
Ablam hemen atıldı, “Baba, lütfen sakin ol!”
Babam bağırdı: “Sakin mi olayım?! Bu kız bizim ailemiz olmadığını söylüyor!”
Tam o anda abim içeri girdi. “Ne oluyor burada?”
“Bu kız artık bizim ailemiz değilmiş, öyle diyor!”
Abim şaşkınlıkla bana baktı. “Masal? Bu doğru mu?”
Evet… başımı öne eğerek, sessiz ama net bir sesle söyledim:
“Evet, doğru. Ama bu sizin benim için ne ifade ettiğinizi değiştirmiyor. Sizi hep sevdim. Kalbimde gerçek ailem oldunuz.”
Babam bir adım attı, sesi titriyordu ama hâlâ öfkeliydi:
“Bu kabul edilemez! Bu evde seni istemiyorum!”
O an elini kaldırdı. Tokat atmak üzereydi. Ama Karan Ali hızla yerinden fırlayıp babamın kolunu tuttu.
“Yeter! Kerem Bey, lütfen! Masal sadece gerçeği söylüyor!”
Babam, Karan Ali’ye dönerek bağırdı: “Sen kim oluyorsun da bana karışıyorsun!”
“Ben onun kocasıyım!” dedi Karan Ali kararlılıkla. “Onu korumak benim görevim!”
Tam o anda annem gözyaşları içinde, “Kerem, yeter artık! Masal’a bunu yapma!” diye haykırdı.
Babam bir adım atıp anneme döndü ve gözlerini bile kırpmadan ona tokat attı.
Annem yere düşerken, içim paramparça oldu. Karan Ali öfkeyle babama doğru yürüdü.
“Yeter! Bu şekilde davranamazsınız!” diye bağırdı.
Ardından kolumdan tutup beni hızla salondan çıkardı.
“Artık burada kalamayız Masal. Burası güvenli değil!”
Arabaya binip hızla uzaklaştık. Yolda kimse konuşmadı. Sadece sessizlik...
Bir süre sonra Karan Ali, direksiyona sıkıca tutunarak konuştu:
“Neden şimdi, Masal? Her şeyi daha da zorlaştırdın.”
“Gerçeği bilmeye hakkım vardı,” dedim sadece.
Derin bir nefes aldı. Ama söyleyecek bir şey bulamadı. Tam o sırada önümüzde bir araba aniden durdu. Karan Ali ani bir frenle durdu.
“Ne oluyor burada?” diye mırıldandı.
Arabadan inmek üzereyken cebinden bir silah çıkardı.
Gözlerim büyüdü. “Silah mı taşıyorsun?”
“Masal, şimdi konuşma. Kafan eğik dursun. Arabadan inme, tamam mı?”
Dudaklarıma hızlıca bir öpücük kondurdu… sonra kapıyı açıp dışarı çıktı.
Ve bir anda…
Silah sesi.
Tek bir patlama.
“KARAN!” diye haykırarak arabadan indim.
Yere yığılmıştı. Kanlar içinde...
Dizlerimin üstüne çöküp başını dizlerime aldım.
Hayır…
Hayır…
“Canım… bana bak, buradayım, Karan… Lütfen dayan, nolur dayan!”
Titreyen ellerimle yüzünü tutarken, o zor nefeslerle konuştu:
“Masal… git buradan… senin için de… gelecekler…”
“Aptal olma! Seni bırakmam! Hadi… kalk, hastaneye gidelim. Lütfen…”
Kanlar ellerime bulaşmıştı. Mide bulantısı, baş dönmesi… nefes alamıyordum.
“Karan… iyi misin? Özür dilerim… lütfen dayan!”
“Masal…” dedi gözleri titreyerek,
“Aşkım…”
Son kelimesi…
Titreyen eli elime tutundu… sonra o sıcaklık yavaşça kaydı…
Gözleri kapandı.
Ve eli elimden kaydı…
“KARAN ALİİİİİ!!!”
Bağırdım. Avazım çıktığı kadar. Ama kimse duymadı.
Zaman durmuştu. Dünya sessizdi.
Gözlerim kapandı. Kalbim yerinden söküldü.
Karanlığın Ortasında...
Karanlığın ortasında, yalnız bir gece,
Bir anda kesildi hayatın sesi.
Karan Ali'nin kanıyla sulandı zemin,
Kalbimde yankılandı çaresiz nefesi.
Ellerim titrerken, kanına bulanmış,
Sanki kendi canımdan vurulmuş gibi.
Gözlerinde gördüm acıyı, vedayı,
Ruhumda sonsuz bir yara açıldı.
Ve ben… kalbimi kaybettim.
Şimdi söyleyin bana…
Bir insanın kalbi durursa ne olur?
Ölür…
Peki, kalbin durmuş ama nefes almaya devam ediyorsan?
Ona ne derler?
Yaşamak mı?
Hayır…
Buna sadece: “Onsuzluk” derler…
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 22k Okunma |
1.1k Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |