
Aklıma o çocuğun gözlerinde gördüğüm o duygu geldi. Kaylee yabancı olduğu kadar zengindi. Biraz da saf. Onu kandırması kolaydı. Her ne kadar Kaylee zengin olsa da ben de zengindim ama ben onun kadar saf değil, kurnazdım. Kendi çıkarımı düşünürdüm çoğunlukla.
"Acaba çocuk doğruları söylesin diye bir şeyler mi yapsam?" Aklıma gelen fikirle ayağa kalktım ve hemen hazırlandım. Üzerime çekici olduğunu düşündüğüm elbiselerimden birisini giydim. Amacım onu etkilemek değildi.
Armina
Güzelim, müsait misin?
Seninle konuşmam gerek
Saf Kızım
Onun yanındayım
Eğer özel değilse buluştuğumuz kafenin
adresini atayım
İstediğim fırsat ayağıma geldi.
Armina
Özel değil güzelim
Adresi bekliyorum
💖
Adresi attığında hemen arabama atlayıp oraya doğru sürdüm. Gözlerim önümde kayıp giden yoldaydı. Kafenin oraya geldiğimde onun arabasını görmedim. Arabamı düzgün bir yere park ettikten sonra kilitleyip içeriye girdim.
"Armina, buradayız tatlım!" diye seslendi bana doğru. Ona bakıp gülümsedim ve masalarına oturdum.
"Kusura bakmayın buluşmanızı bozmuş gibi oldum." dedim yapmacık mahcubiyetle.
"Önemli değil, bir daha olmasın." dediğinde masanın altından yumruklarımı sıkıyordum.
"E, sen benimle ne konuşacaktın?" dedi Kaylee sağımdan.
"Sen bize oradan 3 türk kahvesi getirir misin?" diye seslendim garsona. Başını sallayıp gitti. "Merak etme senin parandan değil, kendim alıyorum." dedim onun yüzüne bakarak.
"Ne oluyor?" dedi sağımdan. Sol elimde tuttuğum kağıdı cebime attım.
Garson kahvelerle geldiğinde gülümsedim ve teşekkür ettim. Mahcub bir şekilde başını eğdi.
"Kahvelerimizi içelim. Sonra asıl konumuza geleceğim." dedim ve hepimiz kahvemizi içmeye başladık.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |