
Oy ve yorum ♥︎♡
♥︎•♥︎•♥︎
1 gün sonra..
Sevilmeyi bilmeyen bir insan sevildiği zaman nasıl da güzel çiçekler açardı. İnsanın ağlayabileceği birisinin olması ne kadar da güzelmiş. Küçük bir yarada çok acımasa da ona önem veren bir insanın olması... Eksikliğini hissettiğim tüm duygular bir bir beni buluyordu.
Derbeder etse de hissetmek ne hoşmuş ne garip değil mi? Küçücük bir kesikte ağlayabileceğiniz bir insanın olması canım yansa da onun da benimle beraber acı çektiğini bilmek, garipti ama çok hoştu.. Hayatıma bir bir dahil olan bu adama tutulduğumu kabullenmek belki zordu, belki de hevesli bir boşluktu yüreğime yerleşen.
Ne olursa olsun çok güzel bir şeydi. İstanbuldan mardine gelmiştik hatta yolu yarılamıştık bana acı veren bu şehri ne kadar da özlemiştim. Çok güzel bir şehirdi, ama insanın kaderi kötü ise herşey acınası olurdu, yaşamak çok zor gelirdi...
Kavurucu sıcaklığı tenime nüksettikçe tebessüm ettim. Ellerimin üzerinde el hissetiğim bakışlarım yanımdaki adama dönmüştü. Kara hareleri ile denk düşen kahve gözlerimin içindeki özlemi görmüş gibi gülümsedi. "Özledin mi?" Heyecanlıydım insanın sevildiğini bildiği bir ailesi olduğun da sevinçli olurmuş kavuşacağı için kalbinin içine yer edinirdi.
"Özlem cümlesi çok eksik kalır, garip bir duygu içime nüksetmiş ve pır pır ediyor yüreğimde." Halime gülümsedi elini yavaşça yukarıya kaldırarak dudaklarına bastırdı. Halimden anlıyordu, ailemin bana yaşattığı durumu ve anlayamadığım içimde yer edinen hevesi anlıyordu. Derler ya; seni anlayan bir adam olsun hayatınızda hayat o zaman güzeldir...
Yaşamak seni anlayanla güzeldir...
Seni anlamayan bir insan hayatında oldukça seni tüketirdi. Zaman geçtikçe solardın bir gül yaprağı bile açamazdın... Bu hem kadın için, hem erkek için geçerliydi. Hayat hep bizi anlayan insanlarla karşı karşıya getirsin zindan olmasın yaşadığımız bu hayat...
"Yine düşüncelere daldın gittin?" Berzan'ın meraklı sorusuyla bakışlarımı hızla ona çevirdim. "Ve sende sormaktan bıkmadın, değil mi?" Saniyelik bakışları bana döndüğün de geri yola dönmüştü. "Eee alışagelmiş bir konuşma." Dedi hafif alayvari başımı iki yana salladım. "Biliyorsun ki, sen sormazsan bu durumu sürekli olarak özet geçmeyiz." Dudaklarım kıvrıldığında başını iki yana salladı. Camdan dışarıya uzattığı elindeki sigaranın üzerine külleri için birkaç defa vurdu.
"Burda karımı merak edip sormam mı, yanlış anlayamadım?" Benimle uğraşma rutini belliki başlamıştı. "Yanlış olan sadece her defasında aynı konuyu tekrar etmemiz!" Bi anda yükselen sesime mani olamamıştım, elimde olan bir durum olmamıştı. "Karım da, karım!" Göz devirdim sinir yeminle yani ne alaka şimdi? "Kocam da, kocam!" Dudaklarım benden bağımsız olan repliği çıkartırken bi anda gür bir kahkaha doldurdu arabanın içini.
Evet bildiğin Berzan söylediğim şeye kahkahalar içerisinde gülüyordu! Ben mi? Sinir olmak yerine şaşkınlıkla yüzünü izliyordum. Kahkahasından dolayı esmer olan teni göz çerverinin hafif kısılmış hali beni şoka uğratırken haylaz bir çocuk gibi dudağının kenarında beliren gamzeleri ile kirpiklerimi hızla kırpıştırdım. Sert yüz hattı, yumuşamış bu halime kahkahalarla gülüyordu.
Garip ama çok güzeldi, bir erkek karizmatik güler çekici gülerdi belki. Ama Berzan çok güzel gülüyordu, dalmış halimi kendime getiremiyor, ona bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum... "Bana seni öpmem için sebep çıkarma." Bi anda kulaklarımı dolduran kendinden geçmiş sesiyle başımı hızla iki yana salladım. "O nasıl bir laf öyle!" Kaşlarım sinirle çatılırken bakışlarım kara harelerine çevirmiştim.
Gözlerinin arasında gezinen o saliselik duygu yüreğimi hoplatmıştı. Arzu saliselik gördüğüm tek şey buydu, kirpiklerimi hızla kırpıştırarak kendime gelmeye çalıştım. Çünkü başka çıkar yol yoktu adam açık açık yiyecekmiş gibi bakıyordu bana. 'Açıkça dedi ya; seni öperim diye, şaşmamalı!' İç sesimin haklılığı ile hızla önüme dönerek dut yemiş bülbüle döndüm.
Basan ateş ile elimle yüzümü yelpazeledim. "Klimayı açmamı ister misin?" Keyifli sesiyle bu halimden zevk alırken başımı hızla iki yana sallayıp bakışlarımı bir daha hiç ona çevirmemek üzere dışarıyı izlemeye başlamıştım. 'Adamın tek derdi bizi kızartmak!' İç sesimin haklılığı cümleleri beynimde yankı yaparken derin bir nefes aldım.
"Klima fayda eder mi, sence?" O benimle uğraşıyorsa bende onunla uğraşırım tek korkum bu savaşta galip gelmek isteyebiliceğim en son şeydi. "Ooo küçük hanım, ateşiniz varsa söndürelim." Evet yine ben kendi kendimi patlamaya hazır olan mayının ortasına koydum. Adamda utanma bekliyorsam bunu en başında kendimden kurtarmam gerek...
"Sende de utanma yok ha?" Evet sanki az önce ben geriden gelen cümlelerimi kurmamışım gibi bunları söylüyordum. "Bana diyene bak hele?!" Başını çevirip tek kaşını kaldırdığın da bu hali garip bir şekilde içimde heyecana sebebiyet verirken gülümsedim. Manyak diyebilirsiniz bana ama hoştu, demek birini sinir edince böyle mutlu olunuyordu...
Alt dudağımı dişlerimin arasına alarak hafif bir ısırdım. Göz göze geldiğimiz de hınzır bakışları baştan aşağıya beni süzdüğünde gözlerim irice açıldı. "Sapık! Komşular yetişin!" Biri ağzıma kilit vurabilir miydi? Yoksa konu atlamaktan mala dönmüştüm de az bişi... "Kocan sapık?" Başını ayıplar gibi iki yana salladı. "Nıç nıç nıç hiç yakıştıramadım sana bunu?!" Dediğin de haklılığını beynimde tartıya koymuş gibi kızarmaya başlayan yüzümle kendimi gizlemeye çalıştım.
"Mantıklı düşünür müsün, şuan hangi komşun sana yetişecek?" Bunu ciddi ciddi ilerleyen arabanın içinde bana sormaktan hiç çekinmeyen bu adamı şuan da yapmak istediğim şey araba kapısını açıp tekmeyi basmak. 'He sonra da o dışarı uçar birkaç çizik bizde öbür tarafa! Allah rahmet eylesin!?' Düşüncelerimin arasında kaybolurken gözlerimi sıkıca yumdum.
"Bu konuşmamız burda asılı kalsın, ben seni odamızda zevkle sorgulayacağım..." Bakışlarım dışarıya kaydığında konak kapısının önüne gelmiştik. Cümlesinin ardından araba sonuna kadar açılan kapıdan içeriye girmişti bizi gören ev ahalisi toplanırken başımı salladım ilk başta arabadan Berzan inince ailesinin ona olan özlemle sarılışı garip bir tebessüm peydah ettirdi dudaklarımda.
Değerin en güzelini yaşatan bir aile arabada daha fazla durmayarak bende inmiştim. Zühre hanımın bakışları beni bulduğun da yönü bana dönmüştü hızla bana doğru gelirken elimi uzanmıştım öpmek için ama o elini elimin içine koyup bedenimi yavaşça kendine çekti ve kollarını bedenime sıkıca doladı. Sertçe yutkundum bir annenin şefkatli kolları bedenime dolanmıştı, hızla atan kalbim tek şahidimdi.
Hayatımda yaşadığım bu duygu garip bir özlem içinde bırakmıştı beni... Özlemim vardı ama neyeydi? Bilmediğim bir duygu benim nasıl bir özlem içerisine atardı ki? Kollarımı beline doladım, sanki ilk ve sonmuş gibi ama belki de son olmazdı.
"Hoş geldin kızım, durumun nasıl?" Başımın üzerine bir anne şefkati gibi dudaklarını bastırdığında dolan gözlerime engel olamadım. Ve gözlerimin tek hedefi kara hareler olmuştu. Kolunun altına aldığı Zerda ile bizi izliyordu, sanki daha önce hiç nefes almamışım gibi koca uzun bir soluk çektim içime tüm havayı soludum galiba :)))
"Hoş bulduk, iyi çok şükür siz nasılsınız?" Evet çekiniyordum bana böyle güzel gelen bir anneye nasıl bir tepki vereceğimi bilmiyordum. Kime iyi gitsem sanki sonunda kötülüğü alacakmışım gibi hissediyordum. Bedeni bedenimden hafifçe ayrıldığın da aynı Berzan'ın gözlerine benzeyen bakışlarla göz göze geldim.
"İyiyiz kızım iyiyiz, siz iyi olunda biz her daim iyiyiz." Bu halimiz gurbetten dönen evlat özlem çeken annenin yüreğine ektiği miydi? "Aaa yeter ana bırakta biraz da ben sarılayım." Zerda'nın cümleleri ile Zühre hanım kaşlarını çatarak kızına baktı. "Sarılırsın şimdi yorulmuşlardır kızlara söyle sofrayı kursunlar, yiyip dinlensinler." Zerda annesinin bu durumuna bir an kızsa da haklı olduğu için başını sallamıştı.
Hızla bana doğru gelip kollarını bedenime doladı. "Hoş geldin Efnan!" Gülümsedim sarılışına karşılık vererek. "Hoş buldum Zerda." Saniyelik bir sarılmadan sonra hepimiz içeriye girmiştik içeriye girdiğimiz de direkt salona geçmiştik Xate hanım bizi gördüğün de gülümseyip hızla yerinden kalkmıştı.
Beni es geçerek Berzan'a sıkıca sarılmıştı. "Hoş geldin oğlum," Berzan'da sarılışına karşılık vermişti. Pardon sadece Berzan'ı gördüğüne sevinmişti beni değil! "Hoş buldum ana." Bir süre sarılmalarını bekledikten sonra bakışları hiç bana dönmese de tam önünde durarak elini uzatmasını bekledim. Bana saygı göstermesede beni sevmese de Berzan'ın aile üyesiydi annesiydi.
Elini uzattığım da yan bir bakış atarak. "Sende Hoş gelmişsin gelin!" O kadar isteksiz söylemişti ki, başımı salladım. "Hoş buldum." Berzan'ın kolundan tutarak yemek masasına ilerletirken. "Oralarda sana hiç iyi bakmamışlar, çubuk gibi olmuşsun oğlum." Kinaye dolu cümleleri ile beni vurmaya çalışırken hiç oralı dahi olmamıştım.
Zühre hanım eli koluma dokunduğun da bakışlarım hızla ona dönmüştü. "İstersen üzerini değiştir o zamana kadar da yemek hazır olur." Başımı sallayarak merdivenlere yöneldim tam bir basamağı çıkmıştım ki Berzan'ın sesini işittim. "Efnan bekle." Başımı ona çevirdiğim de oturduğu sandalyeden kalkmıştı. "Bende üzerimi değiştirip geliyorum." Yanıma kadar geldiğin de uzun boyundan dolayı başımı kaldırmıştım.
'Anan seni neyle besledi yiğidim?'
Başımı iki yana salladım, elini belime koyduğun da merdivenlerde bana destek olarak beraber yukarıya çıkmıştık. Odanın önüne geldiğimizde kapıyı açmıştı ilk benim girmeme izin verdiğin de oda hiç bir şekilde değişmemiş hep aynı kalmıştı. Ne zaman getirildiğini fark etmediğim valizlerden eşyaları çıkarıp banyoya ilerledim.
Berzan'da kendi için birkaç eşya çıkardığın da ben kapıyı kapatmıştım.
♥︎•♥︎•♥︎
Aşağıya inmiş ve yemeğimizi yemiştik fazla yorgunluk üzerime çöktüğü için daha fazla bekleyemeden herkese 'iyi geceler' diliyerek odama çıkmıştım. odanın sıcaklığı bedenimi kavururken üzerime pembe ve siyah kalpli bir gecelik giymiştim, ne yazık ki en usturuplu olanı buydu. üzerim de askılıklı ve hafif bir dantelliydi.
Yatağa geçerek üzerime ince çarşafı çektim. Açık saçık yatamayacağım malumdu, gözlerimi yavaşça kapattığım da bir süre uykunun bedenimi kendine çekmesine izin verdim. yatağımın hafif çökmesi ile uykulu olan tek gözümü açmıştım Berzan üzerindeki gömleğini çıkarmış ve yüz üstü yan tarafıma atmıştı kendini.
Kolunu uzattığın da bedenimi yavaşça kendine çekti. Yüzü boynuma denk gelirken çıplak olan bacağım bacağına çarpmıştı. Minik bir öpücük kondurdu yeni yeni fark ettiği açıklıkla karanlık odaya yansıyan ay ışığından bakışlarını fark etmiştim.
Değişmiş sesinin tını ile konuşmuştu. "Bu geceliği ilk defa görüyorum?" Meraklı sorusuyla başımı ağırca salladım. Sesim bir yerlere kaçmış gibiydi belime sardığı eli yavaşça bacağıma kaydığında baldırıma kadar olan açıklığı fark etmişti.
Bedenini biraz daha kaldırıp bana doğru yaklaştı hızla atan kalbim bana dokunuşları uykumu tamamen açmıştı, yüzü yüzüme denk geldiğin de bakışları bir süre yüzümde gezindi. Üzerimde olan çarşafı hızla bedenimden ayırdığın da sıcak olan havanın bile beni nasıl dondurduğunu anlayamamışıtım.
Bi anda dolgun dudakları dudaklarımı örtüğün de hoplayan kalbim ani hareketine tepkisiz kalamamıştı. Tecrübesizce karşılık vermeye çalışmıştım, hızla atan kalbimi bile duymuyor bu hayattan soyutlanıyorduk. Bi anda ayrıldığımız da ağırlığını üzerime gelmişti, hissettiğim şeyle bedenim dona kalırken bunu hissetmiş gibi güldü.
Dudakları kulağımın dibinde nefeslenirken. "Yuva yapacağım günü, sabırsızlıkla bekliyor olacağım." Fısıltılı sesi kulaklarımı ezip geçerken titreyen bedenimle garip bir sızı gibi midemde buluştu. "Ne!" Nasıl bir tepki vereceğimi dahi kestirememiştim bi anda çıkıvermişti. Yanağımın ve boynum arasına yerleştirdiği eli göğüslerimin arasından yavaşça aşağıya kayarak göbeğim de en sonunda en mahrem bölgemde durduğun da kuş gibi titreyen bedenim her dokunduğu yeri cayır cayır yakmıştı.
Parmağının birini bastırdığında dudaklarımın arasından mani olamadığım bir inleme firar etmişti. "Buraya zevkle yuva yapacağım." Ona tepki vermem hoşuna gitmişti. Kulak mememi ısırıp serbest bıraktı. "Uyu şimdi güzelim, daha erken bunun için!" Sert sesi ve bende bıraktığı etkiden memnun bir şekilde gülümsedi hızla yataktan kalktı.
Onun kalkması ile yatak sarılsa da şoka uğramıştım bedenim boşlukta kalmıştı. Yutkundum ben Berzan'dan fena halde hoşlanıyordum, ve bu hiç iyiye işaret değildi, gözlerimi sıkıca kapattım saniyeler önce yaşadığım duygu beni terk etmemişken sertçe yutkundum. Açık bacaklarımın arasından sızan garip bir şey vardı bedenimin verdiği tepkiyi hala çözmüş değildim...
♥︎•♥︎•♥︎
Ve sonunda bölüm sonu..
Fikir ve düşüncelerinizi eksik etmeyin.
Efnan, Berzan?
Zühre, Zerda, Xate hanım?
Bu bölümü sevdiniz mi? Düşüncelerinizi benimle paylaşın lütfen!
Allaha emanet..♥︎..
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 54.14k Okunma |
4.29k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |