41. Bölüm

Bölüm 39. 'İyiyim!'

Sunbaeee
matmazellyaziyorr

Oy ve yorum ♥︎♡

 

Oy sınırı ; ​​50

Yorum sınırı ; 50

 

​Öncek bölüm oy 40 olsun artık

Tamamlandıktan sonra bölüm gelecektir.

 

♥︎•♥︎•♥︎

 

Yargılamak ne kadar da basit bir cümleydi. Fakat yükü ağırdı insanı kahredici bir keskinliği vardı. Kolayca küçük bir cümle ile bi insanı yargılamak fazlasıyla kolaydı, aklıma geliyordu annemin Sezer denen adama inanıp beni yargılaması...

 

Dolan gözlerimi hızla parmak uçlarımla sildim. İçime yerleşmiş bir acı vardı, geçmek bilmeyecek kadar derinlere saplanmıştı beni. Ne bir adım ileriye gitmek için kendimi zorluyor, nede bir adım geriye gidebiliyordum. Sanki donup kalmıştım koca konağın önünde hızla atan kalbimle derin nefesler aldım.

 

Sakinleşip kendimi telkin eden beynimin içindeki savaşa galip gelmeye çalışıyordum. Mutlu ayrılmamıştım ki! Beni ateşe atan ailem beni bu konaktan mutlu mesut göndermemişlerdi. Bu bir yıl boyunca da hiç merak edip arayıp sormamışlardı. Yabancısı olduğum karşısında durduğum bu konak içerisinde olan yabancı insanlar...

 

İnsan ailesinin olduğu evde bir yabancı olur mu? Ben olmuştum, ailemin beni görmezden geldiği konakta onlar için yabancıdan başka değil, hatta yabancı insanlara bile daha iyi davranırlardı. Onların gözünde bir hizmetçi kadar değerim yoktu derin bir nefes alarak daha fazla bakışmak istemediğim konak kapısının demir kulplarını iterek içeriye girdim.

 

İlk adımın sağ ayağımı olmuştu. Çocukluğum gelmişti aklıma hiç dertsiz tasasız yaşadığım bir hayatta bana bahşedilen zorlukların bir başlangıcı olmuştu. Oysa sadece minik bir kız çocuğuydum büyüdükçe acılarım da benimle beraber artmıştı. Hep derdim; keşke küçüklüğümde kalıp tasasız yaşasaydım...

 

Gözlerim avluda buğulaştığın da derin bir nefes daha alarak parmak uçlarımda yanaklarımın üzerindeki ıslaklığı kuruttum. Ağlamayacaktım iyi olmaya çaba gösterirken acı çekmeyecektim, bu konakta yeterince acıyı yaşamıştım.

 

"Abla!" Rojbin'in heyecan için de olan sesi beni kendime getirirken merdivenlerin başında şaşkınlık içinde bana bakıyordu. "Geleceğini niye haber etmedin!?" Kızgın sesine nazaran adımları bana doğru koşar gibiydi. İşte bu konakta tek özleyen insandı Rojbin. "Yavaş düşeceksin." Öyle hızlı geliyordu ki bir ara adımları sekteye uğramış son anda kendini toparlayıp kollarını iki yana açmıştı.

 

Kolları belime dolandığın da buruk bir tebessüm yüzümde belirmiş bende kollarımı boynuna dolamıştım. "Abla telefonda görüşsekte çok özledim seni.." Özlem dolu sesi kulaklarıma ulaştığında gülümseyerek saçlarının arasına minik bir öpücük kondurdum. Koca soluklar çektim çiğerime dolan vanilya kokusu ile gülümsedim hala aynı minik Rojin'imdi...

 

"Bende seni çok özledim güzelim.." Başını hafif geriye attığın da bakışları ile denk düşmüştüm. "Keşke beni de götürseydin, evlendiğin zaman yakınsın diye umut ettim. Ama sen daha da uzağıya gittin..." Minik dudaklarını üzgün bir şekilde uzattığın da bu haline gülümsedim. "Büzme minik dudaklarını, seni de götürsem derslerin ne olacaktı?" Meraklı sorum ile iki kaşını kaldırıp indirdi. Haklılığımı tartar gibiydi.

 

"Olsun özledim ama.." Başı tekrar omzuma düşerken kolları biraz daha sarıldı belime. Birkaç defa öpücük kondurdum saçlarının arasına... "Bende çok özledim.." Bir süre daha sarıldıktan sonra kolları bedenimden ayrıldığın da birkaç adım geri gitmişti.

 

Bakışlarının hedefi ayağım olduğun da gülümseyen dudaklarının nazaran buğulu olan gözleri hedef kitlem olmuştu... "İyisin?" Birçok duygu barındırır hissi vardı. "İyimiyim?" Sol gözümden düşen yaşa engel olamamıştım. Başını hızla salladı, adımları geri geri gittiğin de onunda akan göz yaşları vardı. "Gel?" Küçük bir çocuğa yürümeyi öğretir hissi vardı. Anılar geliyordu aklıma iyileştiğim zaman bunu uygulanacaktık.

 

Biraz uzağımda durduğun da titreyen dudaklarımla derin bir nefes alarak yavaşça Rojbin'e doğru ilerledim. Sanki küçük bir çocuğun heyecan için de attığım adımlar vardı içimde... Heyecan için de atan kalbimin sesi ortamın sessizliğini yarıp geçiyordu.

 

Ağlayan gözlerine rağmen gülümseyen dudaklar mutluktan akıtılan göz yaşlarından başka bir şey değildi. Ellerini ellerimin arasına hapsettiğin de bakışları gözlerime denk düşmüştü. "Çok güzel yürüyorsun!" Heyecan için de kurduğu cümle ile haline gülümsedim. "Tabi bana değil enişteme yürümen gerekiyor!" Arada yaptığı soğuk esprisi ile kaşlarımı çatarak yüzümü buruşturdum. "Rojbin ben senin yapacağın espiriye..." Kendi yaptığına tek kendi gülerken başımı iki yana salladım.

 

"Keşke önceden haber etseydin, hazırlık yaptırırdım." Kızgın çıksa da sesi yanında durarak elimi eline sardım sıkıca tutarken konağın içine ilerlemeye başlamıştık. Nasıl bir heyecan hissi yerleşmişti, sanki her şeyi ilk defa yapıyordum. İlk defa bu konağa giriyordum, ilk defa adımlarım ikisi de eşitti. Onca geçen yıllara rağmen iyi olmuştum...

 

"Abla beni dinliyor musun?" Hızla kendime gelirken başımı salladım. "Dinliyorum canım." Halbuki çok fazla şeyi duymamıştım, salona doğru ilerlediğimiz de konağın hala aynı olduğu gerçeği vardı. Derin bir nefes alarak Rojbin ile içeriye girmiştim. Annem ordaydı, elinde tuttuğu işlemeyi işlerken biz içeriye girdiğimiz zaman bakışları beni bulmuştu.

 

Kaşları çatılırken bakışları yavaşça tüm bedenimi taramış en sonunda ayak bileğim de takılı kalmıştı. Huzursuz bir şekilde yerimde kımıldadığım da bakışları tekrar gözlerime ulaşmıştı. "Bi kusurun mu, oldu da geldin buraya?" Gülmek kahkahalar atmak istedim düz duran dudaklarımın aksine... "Anne o nasıl laf!" Rojbin'in kızgın sesiyle saniyelik ona dönse de geri hedefi ben olmuştum. "Kusursuz bir kul yok. Çok şükür eşime de ailesine de bir kusurum olmadı." Benim kusurum başkaydı, benim kusurum kendi ailemdi...

 

Zühre hanım nerde, benim annem nerdeydi? Beni tartar gibi tek kaşını kaldırdı. Elini kaldırdı, bana doğru uzattı adımlarım sert basarken onun bakışları gözlerimin hedefi olmuştu. Tutupta adımlarıma hiç bakmamıştı, nasıl olmuştum iyi miydim? Kötü müydüm? Kimin umrunda...

 

Yumuşak elleri parmaklarımın arasına alıp dudaklarımı ardından anlımı bastırmıştım. Yabancıymış benim ailem benim en yabancı yanımdı, kabullenmesi ne kadar da acı bir durumdu. Dolan gözlerim beni yenilgiye uğratırken hayatımda yaşadığım bu ağır yük boynuma dolanmış gibi bedenimi aşağıya doğru çekiyordu.

 

Birkaç adım geriye giderek bakışlarımın hedefi olan kadına çevirdim. Anne demek garipti ama artık içimden gelmiyordu, yabancısı olduğum ailem beni görmezken dilimden dökülecekler anlamlı olmamalıydı. "İyi bakalım, buraya neden geldin?" Gülmek istedim dolan gözlerimin sisli buğulu haline rağmen ardından kahkaha atmak ve bu hayatın bana sunduğu en acı şeyi gülerek ardımda bırakmak istedim.

 

Bunu çok isterdim, ailemin bana vereceği değer ile mutlu olmak çok isterdim. Oysa ben kendi ailemde en değersiz insanmışım gözüm ne zamana kadar açılacak diye düşünürken her defasında gözlerimin ağırlığı beni karanlığın en ücra köşesinde çömelip ellerimi bacaklarıma sarmış öylece küçücük kalmıştı.

 

"Evlendiğim zaman gelememiştim, şimdi geldim." Diyemedim evime geldim evim değildi ki benim, benim evim ŞahinKara konağı olmuştu. "Evlendin gittin adamın başına bela oldun!" Kızgın sesi bana uğrayıp kalbimi parçalara ayırırken başımı salladım, ne acınası bir insan olmuştum oysa ben hiç bir yere sığmıyordum.

 

"Haklısın, ailemin başına bela iken şimdi kocamın başına bela oldum." Bu dediğime oda şaşırdığın da benden bu tepkiyi görmeyi beklemiyor gibiydi. "Belki benim ailem beni sevseydi. Değer verseydi, burda başlarının tacı yapsalardı! İşte o zaman kocamın da başının tacı olur değer görmek için çaba sarf etmezdim. Değil mi?" Yutkundu annem gözlerimin içinden geçen acıya kayıtsız kalmamış ve yutkunmuştu.

 

Ben Berzan'ın beni sevmesi için çaba sarf etmemiştim, nasıl bir acı çekmişim ki rabbimin bana verdiği en güzel lütuftu. Sustu benim cümlelerimin ok misali saplamasını gömülü halde kabul edip arkasını döndü, kalktığı divana geçerek geri oturdu. Eline aldığı el işini tekrar yapmaya başladı bir insanın kalbi taşsa size hiç bir zaman yumuşatamazsınız...

 

"Abla hadi yukarıya çıkalım." Rojbin'in sesi ile kendime gelirken başımı salladım. 'Hoş buldum anne.' Sanki sondu içimde yanan mum sönmek üzereydi. "Tamam." Susturdum içimdeki sesi ve Rojbin ile yukarıya çıktık. Zorlamanın bir manası yoktu, acısını çektiğim bu hayatta daha fazla zorlamanın hiç bir anlamı yoktu.

 

Ailem tarafından hiç bir zaman mutlu olmayacağım gerçeğini bir kez daha kabullenmiş bir şekilde çıktım merdivenleri, yıllar geçmiş özlem çekmemişti, ben acı çekerken yanımda yamacımda kimse olmamıştı. Değer verilmeyen bir konağın içinde hapis kalmıştım, özgürdüm kanatlarım kırık döküktü, buna rağmen çırpıyordum.

 

Tüm acılarım kanatlarımı kanatırken her şey gelip geçiyor ben gün geçtikçe iyi oluyordum...

 

Rojbin'in odasında biraz sohpet ettikten sonra bir şeyler hazırlamak için aşağıya inmişti. Bu akşam burda kalacaktım, Berzan'da işlerini bitirir bitirmez yanıma gelecekti. Oturduğum yerden kalkarak ezberi kazıdığım konağın içinde ilerleyerek eski püskü olan tahta kapının önünde durdum ellerim heyecan içinde terlerken içimde yeşerttiğim bu merak neyin seni olduğunu bilmiyordum.

 

Yıllarını beklediğim kapının ardında acıların çoğunu yaşayıp çoğunu da mutluluğa dahil etmiştim. Derin bir nefes daha aldım, ne çok nefes alır oldum kendimi bir şeylere hazırlamak için yaptığım bir eylemdi. Oysa beni hiç rahatlatmıyordu, en azından içimde saniyelik bir ferahlama oluyordu. Etkisi çok olmasa da saniyelik bile olması benim için iyiydi.

 

Titreyen ellerimle kapıyı sıkıca tuttum, iyi olduğum ve yıllardır beklediğim bir zamanın içerisinde her defasında bu kapıdan girişimi hayal ederdim. Kabullenmek ne kadar zor olsa da hayatımın bir gerçeğiydi tüm çektiklerim kapıyı araladığım da hala olduğu gibi kalması beni şaşırtmamıştı.

 

Beklemediğim bir şeydi, belki kiler yaparlar diye düşünmüştüm ama aslında olduğu gibi bırakılmıştı. Dudaklarım benden bağımsız bir tebessüm peydah ederken dolan gözlerim tam zıttıydı. Hızla atan kalbimin sakinleştirmek hiçte kolay değildi, yıllarımın verdiği odaya göz gezdirdim.

 

Sanki küçük bir çocuk olup koştum önümden hafif bir rüzgar geçti, eteğimi uçuş uçuş olurken küçük Efnan'ın hayali artık gerçek Küçük Efnan'ın hayali tamamen gerçek olmuştu, ilk adımım protez olan ayağım olmuştu. Yatağımın üzerinde oturan küçük Efnan gözlerinin içi parıl parıl bana bakıyordu.

 

"İyi mi olduk?" Heyecan içinde olan sorusu ile hızla başımı salladım. "İyi olduk!" Sanki çocukluğuma bunu borçlu hissediyordum. Bunu onunla konuşmam gerekiyordu, yapmak istediği her şeyi bir bir yapacak. Çok mutlu olacaktık!

 

İnsan sanıyordu ki, olan mutlulukların sonunda hiç mutsuzluk uğramayacaktı! Kapının hep ardında kalacaktı. "Biraz yürüsene.." Heyecan için de çıkan sesi ile bir kez daha acı dolu gülümsememin ardından baktım gözlerinin içine. Birkaç adım attım, heyecan mıydı? Yoksa içim de verdiğim bir savaş, yenilgi miydi? İşte bunu bilemiyordum. Ama iyiydim, iyiydik! Kazanan biz miydik...

 

"Çok güzel yürüyorsun..." Bakışlarımı kaldırdığım da parıldayan buğulara denk düştüm. "Biz çok güzel yürüyoruz!" Sitemliydi sesim onu da kendime inandırmak istiyordum bir tek ben iyiyim diye değil ikimiz de iyiydik. Küçük bir çocuğun heyecanı ile kalktı ayağıya başını kaldırdığın da başımı eymiştim.

 

"Sana sarılabilir miyim?" İzin isteyen buğulu sesi yutkunmama sebep olmuştu. Kendimle mi barışıyorum, savaştığım günleri ardımda mı bırakıyordum... Hızla kollarımın arasına aldım onunda elleri vakit kaybetmeden belime sarılmıştı. Ağladık, onun göz yaşları üzerimi ıslatırken benim göz yaşlarım yanaklarımdan kayıp düştü...

 

♥︎•♥︎•♥︎

 

Evet bu bölüm de böyle bitti.

 

Efnan, Rojbin?

 

Dila hanım, Efnan'ın annesi?

 

Not 》 Kitabın Dremea'ya satma fikri vardı sonra hem okuyuculara hem de kendime haksızlık yaptığımı düşündüm. Çünkü bu kitabım da bir sonu hak ediyor...

 

Bu yüzden final burda olacak! Kitabı başlama tarihim.

 

18.07.2024 final ile aynı olacakkk.

 

Yeni bölüm de görüşmek üzere Allaha emanet olun. ♥︎♡

 

 

Bölüm : 02.06.2025 11:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Sunbaeee / NOKSAN (Geçmişin İzi) / Bölüm 39. 'İyiyim!'
Sunbaeee
NOKSAN (Geçmişin İzi)

54.14k Okunma

4.29k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Bölüm 1. 'Kader Oyunu'Bölüm 2. 'İsteme..'Bölüm 3. 'Kaçış..'Bölüm 4. 'Özgürlük vaati!'Bölüm 5. 'Gerçekliğin Tokadı.'Bölüm 6. 'Alışveriş!'Bölüm 7. 'Rezillik!'Bölüm 8. 'Anlaşma!'Bölüm 9. 'Efnan..'Bölüm 10. 'Hastahane'Bölüm 11. 'Mesaj'Bölüm 12. 'Salıncak!'Bölüm 13. 'Yırtılan Anlaşma!'Bölüm 14. 'İlk Yenilgi!'Bölüm 15. 'Gelinim...'Bölüm 16. 'Şoke Eden Gerçekler..'Bölüm 17. 'Düğün part 1'Bölüm 18. 'Düğün part 2'Bölüm 19. 'Mehir!'Bölüm 20. 'Kanlı Çarşaf!'Bölüm 21. 'Xate Hanım'Bölüm 22. 'Küçük Fare!'Bölüm 23. 'Bi Sen Eksiktin!'Bölüm 24. 'Kocacığım...'Bölüm 25. 'Her Yenilgi, Bir Başlangıç!'Bölüm 26. 'Yağmurun Altında!'Bölüm 27. 'Koca şehir..'Bölüm 28. 'Berzan..'Bölüm 29. 'Başkasının Hayatı..'Bölüm 30. 'Fransa'Bölüm 31. 'Bilinmeyen numara!'Bölüm 32. 'Duygu Karmaşası..'Bölüm 33. 'Öpücüğüm sana ait, sende bana..'Bölüm 34. 'Ameliyathane..'Bölüm 35. 'Zamanın Hızı..'Bölüm 36. 'Bir yıl!'Bölüm 37. 'Alev Alev ❤️‍🔥'Bölüm 38. 'Küçük Atışmalar..'Bölüm 39. 'İyiyim!'Bölüm 40. 'Güven!'Bölüm 41. 'Gerçek Rüya!'Bölüm 42. 'Kabullenmesi Zor Gerçekler!'Bölüm 43. 'Güvendiğin Adam!'Bölüm 44. 'Sezon Finali.'Bölüm 45. 'Affetme..'Bölüm 46. 'Berzan Ağam..'Bölüm 47. 'Kalbim Yabancı..'Bölüm 48. 'Yolumun Yolcusu..'Bölüm 49. 'Seni Almaya Geldim..'Bölüm 50. 'Kıskançlık!'Bölüm 51. 'Vuslat..'Bölüm 52. 'Çok Güzelsin!'Bölüm 53. 'Ölü Gibi..'Bölüm 54. 'Senin Azılı Katilinim!'
Hikayeyi Paylaş
Loading...