42. Bölüm

Bölüm 40. 'Güven!'

Sunbaeee
matmazellyaziyorr

Oy ve yorummm

 

Keyifli okumalar..

 

OY SINIRI ; 50

YORUM SINIRI ; 25

 

♥︎•♥︎•♥︎

 

Bazı savaşlar kaybedilmekten, çok kazanmayı hak ederdi. Ben bu savaşın galibi olmamış kazananı olmuştum, yakaladığım mutluluk rabbimin bana verdiği bir lütuftu. İnsan mutluluğun nerden geleceğini bilemezdi, belki benim bu kadar mutluluğumun sonunda hüzün ağır olacaktı.

 

Ama bunu düşünerek yaşayamazdım! Az da olsa yakaladığım bu mutluluğu sonuna kadar yaşamak istiyordum. Acısına razıydım... Bu hayatta zaten hep öleceğimizi bilerek yaşamıyor muyduk, çoğu insan nankörlük eder sanki hiç ölmeyecekmişcesine! Yaşıyordu yaşıyorduk...

 

Koluma dokunan elle bakışlarım sahibine çevrilirken merak dolu kara harelerin bakışlarına rastlamıştım. Ortam da çatal bıçak sesinden başka bir konuşma olmuyordu, yada ben düşüncelerimin arasından hiç duymuyordum. İyiyim demek için hafif tebessüm ettim, bugün ne kadar da çok iyi olmuştum.

 

"Torun ne alemde damat." Babamın anlamsız sorusu oturduğumuz bu masada çoğu insan için sıradan bir konuşma yerine geçiyordu. Berzan'ın bakışları benim üzerimden babama dönmüştü. "Allah ne zaman nasip ederse." Babam aldığı cevapta başta şaşırsada kaşlarını çatmış saniyelik bakışları bana dönmüştü. "Nasip, nasipte ağalar bekler mi?" Boş olan bu konuyu uzatmak babam için hiç sıkıntı değildi.

 

'Kocamız bizi iyi koruyor..' İç sesimin haklılığı ile göz devirdim. "Ağaların benim mahremimle ne işi olur?" Sinirlenmişti bunu masanın altında olan elinin hafif beyazlığından anlamıştım. Elimi uzatarak parmaklarımı parmaklarının arasına geçirdim. Bunu hissettiğin de elimi hafifçe tutmuştu. "Olur damat olur, bilmezsin birkaç gün geçsin hele başına üşüşürler, sonra kuma isterler çocuk yoksa!" Sanki sıradan bir insanın hayatından bahseder gibiydi.

 

İnsan kendi kızının üzerine kuma getirilmesi konusu üzerine sinir olması gerekmez miydi? Benim babam neden bu kadar sakindi, benim kocam tek sinir küpü olmuştu. Ailemin beni hiç umursamaması gerçekten de gözler önüne açık büfe gibi sermişlerdi.

 

"Karımın üstüne gül koklayacak kadar şerefsiz değilim!" Sinirli sesi hedefi sadece babamın gözlerindeydi, parmakları ellerimi bırakmıyor sinirli olsa da benim canımı yakmıyordu... "Baban da kokladı..." Alay eden babamın bıçak gibi cümlelerinin hedefi yine Berzan olmuştu. Berzan derin bir nefes alarak sabır diledi, babamın rahatlığı beni bile sinir ederken neden bu kadar sinir bozucu bir aileye sahip olduğumu gerçekten bilmiyordum.

 

"Ailemin konusu bam başka bir durum!" Hızla sandalyesini ittiğin de yerimden sıçrasam da onun ardından kalkmıştım. "Damat zoru-" babamın konuşmasına izin vermeden başını bana çevirmişti. "Eşyaların varsa al gidelim." Bu kadardı, benim aileme katlanmak buraya kadardı... Ben yirmi bir yıl dayanmıştım başımı salladım oturduğum sandalyeden kalktığım da babamın kızgın olan bakışları ile göz göze geldim.

 

"Bu ne hadsizlik!" Sinirle babam oturduğu yerden bağırdığında annemin eli hızla babamın kolunu tutmuştu. "Sakin ol Cevahir ağam." Onun da sesinin tınısında sinir vardı. "Sesinizin tonuna dikkat edin, eşimin babasısınız saygım var." Berzan'ın sert çıkan cümleleri ile bedenim korkuyla kasılırken o benim değil artık ben onun kolunu tutmuştum.

 

"Gidelim lütfen." Yalvarır gibi çıkan cümlelerimi bir tek o duymuştu. Bakışları bana döndüğün de sinirden iyice kararmış gözleri bedenimi ürpertmişti. Tam elimi çekeceğim sıra onun parmakları bileğime kanca gibi saplandığın da hızla inip kalkan yüreğim hoplamıştı. Ayrı ayrı geldiğimiz bu konaktan sinirle ayrılıyorduk, benim ailem bu kadardı işte...

 

Konaktan çıktığımız da arabaya binmek için elini bileğimden çekmişti. Berzan hızla arabanın şoför koltuğuna geçerken sus pus öylece ön koltuğa yanında yerini almıştım. Bir süre başını yasladığı direksiyonda nefes alışverişlerini dinledim, bu durumlarda ne yapılacağını bilmiyordum ama sinirli bir insana dokunmakta beni korkuturdu.

 

Hele ki, siniri benim ailem yüzündense. Yutkunarak kararmış havayı izledim bir süre Berzan'ın sakinleşmesini beklemekten başka çarem yoktu. İlk defa sinirine denk geliyordum bu adamın her duygusunu yavaş yavaş aklıma kazıyordum.

 

Direksiyondan kaldırdığı bakışlarını üzerimde hissederken yavaşça yutkunarak bakışlarımı kara harelerine çevirdim. Sinirliydi bakışlarından dahi anlayacak kadar sinirliydi. Korkmuş bakışlarımı bir süre baktıktan sonra elleriyle yüzünü sıvazladı arabayı çalıştırdığın da onun keskin bakışları yolu delip geçerken ben öylece onu izliyordum.

 

"Özür dilerim." Dudaklarımın arasından fısıltılı cümleler ona ulaştımı bilmiyordum yüzünde hiç bir mimik oynamıyordu. "Özür dileme." Hala yüzünde mimik oynamazken bakışlarının hedefi yol olmuştu. Ailemin yaptığı hadsizlik, evliliğime zarardan başka bir kazanç sağlamıyordu.

 

Kararmış havanın sonsuzluk gibiydi. Sanki saniyeler dakikaları dakikalar da bizi kovalarmış gibi araba hızlı ve sessiz gidiyordu. Ben kendimi mahcup hissettiğim için ağzımı açıp bir şey diyemiyordum utanıyordum babamın fütursuz cümleleri beni ayrı Berzan'ı ayrı yaralarken zamanla onunda alışacağına emindim.

 

Zaman neye alıştırmadı ki, bizi buna alışmayalım...

 

Arabanın anı freni ile kendime gelirken şoför koltuğundan inen Berzan'a kaymıştı bakışlarım, arabanın ön kısmına bedenini yasladığın da cebinden çıkardığı sigarasını görmüştüm. Çok sıklıkla içmese de bugün can sıkıntısını almak istediği için içtiğini biliyordum boğazımı temizleyerek arabanın kapısını açtım.

 

Onun hala dalmış halinden faydalanarak ayağıma dikkat ederek arabadan indim. Kapıyı kapattığım da adımlarımı ona yönlendirmiştim. "Orda dur!" Sert sesi beni şaşkına uğratırken adımlarım komutu ile durmuştu. Elindeki sigarasını derince içerek başını gökyüzüne kaldırdı. Ve çektiği dumanı dudakları arasından serbest bıraktı.

 

Adımlarım sarsak olsa da birkaç adım kala keskin bakışlarıyla kahve harelerim buluşmuştu. "Sen söz dinlemez misin?" Kızgın çıkan sesine nazaran iki omzumu da indirip kaldırdım. "Bazen dinlemem." Adımlarım tam önünde durduğun da bakışları hala üzerimde geziniyordu. Ayakkabılarına değen ayakkabılarım ile durdum uzun boyundan dolayı başımı kaldırdığımda ne yapmaya çalıştığımı anlayamamış bir şekilde kaşlarını çattı.

 

Elimi uzatarak tutmuş olduğu sigaraya uzandım ama geriye refleks olarak çekince kızgın bakışlarım kara harelerine çevirdim. "Sigarayı versene?" Tek kaşı ağırca yukarıya kalkarken boynunu bana doğru eymişti. "Ne yapacaksın?" Anlamaz bir şekilde yüzümü tararken bir kez daha uzandım. Ama uzun boyundan dolayı koluna yetişmek hiçte kolay değildi. "Sen kendini zehirlerken iyi, bende deneyeyim." Kaşları kara harelerinin üzerine düştüğün de.

 

Koca bir nefes daha alarak geri kalanını ayağının yakınına attı. Bakışlarım oraya kaydığında ayakkabısı ile ezdi. "Ben kendimi zehirliyorum diye sende mi peşimden geleceksin?" Her iki kolunu yanıma doğru yasladığında bedenim arabaya uzanır gibi olmuştum. Berzan söyleyince aslında bu durumda olduğumuzu hiç fark etmemiştim. Omzumu indirip kaldırdım, küçük bir çocuğu andırdığım gerçekti.

 

"Ne var yani, hem ne yapacağım tek başıma..." Hayrete girmiş gibi kaşlarını kaldırdığında kara hareleri hafif bir parıldama ile aydınlandı. "Hayatını yaşayacaksın?" Benim cümlelerime nazaran benim yaşamamı istiyordu. Buram buram gelen sigara kokusu ile sertçe yutkundum beni ona çeken bir güç vardı ve buna engel olamıyordum. "Sensiz mi?" Saniyelik bakışlarım dudaklarına kaydığında onun bakışları haylazlaşmıştı.

 

"Yeni bir hayat, yeni bir ev, yeni bir koc-" yarıda kesilen cümlelerim, onun dudakları sertçe dudaklarıma bastırmıştı. Sahiplenici dudakları kalbimi hızla araşa çıkarırken heyecan içinde titreyen parmaklarımla omuzlarına yerleştirdim. Dakikalar önce neler yaşamışken şimdi bu yaşadığımız neydi? Bir birimize çekildiğimiz bir gerçekti.

 

Kolları belime sıkıca dolandığın da dokunuşları bir elektrik akımı gibi bedenimi çarpıyordu. Hoyrat dudakları dudaklarımın arasında sanki yeniden doğruyor her defasında arşa çıkarıp bir uçurumdan atlar gibi bedenimizi savuruyordu. Her defasında aynı duygu içerisinde kayboluyorduk.

 

Bi anda bedenim havalandığın da arabanın üzerine oturmuştum. 'Belli ki kocamızın boynu yorulmuş.' İç sesimin haline hafif bir tebessüm ettiğim de Berzan'da bunu hissetmiş gibi dudaklarını dudaklarımdan koparırken anlını anlıma yaslamıştı. "Hayırdır?" Meraklı kara hareleri kahve harelerimde asılı kaldığında. Nefesimi düzene sokmak için saniyelik gözlerimi sıkıca yumdum.

 

Kokusu kokuma karışmıştı, bu garip bir şekilde çok hoştu... Ben ona o bana karışmış gibiydi. "Bir birimize karışmış gibiyiz." Dudaklarım kulağının dibinde fısıldadığım da gerilen bedenini hissetmiştim. "Ruhumuz bir birine karıştı, daha bedenimiz var." Söylediği cümlelerle ile kalbim sanki az hızlı atıyormuş gibi daha da bir hızlanırken yutkunarak kollarımı boynuna doladım.

 

Fazlasıyla cümlelerinden utanıyordum, bir yandan da bedenimde yaşadığım bu farklılıkla ona çekiliyordum. 'Zaten utanmaz, biz niye utanalım.' İç sesimin haklılığı ile derin bir nefes aldım bakışlarımı yüzüne çevirdiğim de halinden memnun olan yüzünü izledim.

 

"Bugün olanlar için özür dilerim." Mahcup bir şekilde bakışlarımı yüzünden çektim. İri eli çeneme yerleştiğin de bakışlarımı ona dönmüştü, "Özür dilememen konusunda anlaştık sanıyordum?" Kara harelerinin üzerine düşmüş kara kaşları ile yutkundum. 'Adamın yakışıklılığına dibimizde düştü!' İç sesim ile kirpiklerimi hızla kırpıştırdım kendime gelmeyildim yoksa aklım ve kalbimin savaşında kaybeden ben olacaktım.

 

"Ailemi artık tanıyorsun her sana zarar verdiklerinde kendimi kötü hissedeceğim." Kolları biraz daha bedenime dolandığın da "kötü hissetmeni önleyemem belki, ama emin ol baş edebilirim. Bu yüzden kendini üzmeni istemiyorum." Başımı hızla salladım. "Elimden geleni yaparım." Bakışlarımı etrafa çevirdiğim de bir uçurmun kenarında olduğumuzu yeni yeni fark etmiştim.

 

Serin esen rüzgar yüzüme savrulduğun da elimi kaldıracağım sıra Berzan'ın eli yüzümdeki saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırmıştı. "Saçların da olsa, yüzün hiç bir şeyin ardına saklanmasın." Kaşlarımı çattığım da başımı rüzgara doğru çevirdim ne ara geldiğimizi bile fark etmediğim bu uçurum kenarı karanlığa hapsolmuştu.

 

Ayın gökyüzündeki parlaklığı bizi yansıtırken halimiz çok güzel duruyordu. Arabanın üzerinde ben oturmuştum ve önümde duran iri bedeniyle Berzan bedenime mayışmaya başladığın da gözlerim ağırcana kapanmıştı.

 

Birine güveniyordum, ve onun yanında kendimi çok rahat hissediyordum. Başım Berzan'ın omzuna düştüğün de bedenim bi anda havalanmıştı. Birkaç tıkırtı sesi duydum ama uyku beni fazlasıyla kendine çekiyordu.

 

Bedenim yumuşak bir yere geldiğin de uyumak için daha çok yer açtım kendime...

 

♥︎•♥︎•♥︎

 

Ve bölüm sonu!

 

Oy sınırı geçmedi maalesef...

 

Neyse önemli değil şimdilik, bir dahakine artık.

 

Eeee ne dersiniz, artık asıl konumuza gelelim mi?

 

Bence fazla mıç mıç oldular.

 

Allaha emanet olun. ♡♡

 

 

Bölüm : 12.06.2025 23:10 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Sunbaeee / NOKSAN (Geçmişin İzi) / Bölüm 40. 'Güven!'
Sunbaeee
NOKSAN (Geçmişin İzi)

54.14k Okunma

4.29k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Bölüm 1. 'Kader Oyunu'Bölüm 2. 'İsteme..'Bölüm 3. 'Kaçış..'Bölüm 4. 'Özgürlük vaati!'Bölüm 5. 'Gerçekliğin Tokadı.'Bölüm 6. 'Alışveriş!'Bölüm 7. 'Rezillik!'Bölüm 8. 'Anlaşma!'Bölüm 9. 'Efnan..'Bölüm 10. 'Hastahane'Bölüm 11. 'Mesaj'Bölüm 12. 'Salıncak!'Bölüm 13. 'Yırtılan Anlaşma!'Bölüm 14. 'İlk Yenilgi!'Bölüm 15. 'Gelinim...'Bölüm 16. 'Şoke Eden Gerçekler..'Bölüm 17. 'Düğün part 1'Bölüm 18. 'Düğün part 2'Bölüm 19. 'Mehir!'Bölüm 20. 'Kanlı Çarşaf!'Bölüm 21. 'Xate Hanım'Bölüm 22. 'Küçük Fare!'Bölüm 23. 'Bi Sen Eksiktin!'Bölüm 24. 'Kocacığım...'Bölüm 25. 'Her Yenilgi, Bir Başlangıç!'Bölüm 26. 'Yağmurun Altında!'Bölüm 27. 'Koca şehir..'Bölüm 28. 'Berzan..'Bölüm 29. 'Başkasının Hayatı..'Bölüm 30. 'Fransa'Bölüm 31. 'Bilinmeyen numara!'Bölüm 32. 'Duygu Karmaşası..'Bölüm 33. 'Öpücüğüm sana ait, sende bana..'Bölüm 34. 'Ameliyathane..'Bölüm 35. 'Zamanın Hızı..'Bölüm 36. 'Bir yıl!'Bölüm 37. 'Alev Alev ❤️‍🔥'Bölüm 38. 'Küçük Atışmalar..'Bölüm 39. 'İyiyim!'Bölüm 40. 'Güven!'Bölüm 41. 'Gerçek Rüya!'Bölüm 42. 'Kabullenmesi Zor Gerçekler!'Bölüm 43. 'Güvendiğin Adam!'Bölüm 44. 'Sezon Finali.'Bölüm 45. 'Affetme..'Bölüm 46. 'Berzan Ağam..'Bölüm 47. 'Kalbim Yabancı..'Bölüm 48. 'Yolumun Yolcusu..'Bölüm 49. 'Seni Almaya Geldim..'Bölüm 50. 'Kıskançlık!'Bölüm 51. 'Vuslat..'Bölüm 52. 'Çok Güzelsin!'Bölüm 53. 'Ölü Gibi..'Bölüm 54. 'Senin Azılı Katilinim!'
Hikayeyi Paylaş
Loading...