44. Bölüm

Bölüm 41. 'Gerçek Rüya!'

Sunbaeee
matmazellyaziyorr

Oy ve yorum ♥︎

 

Oy sınırı ; ​​50

Yorum sınırı ; 25

 

Önceki bölüm oy sınırı geçmedi, orası ve burasının sınırı dolmadan yeni bölüm gelmeyecek.

♥︎•♥︎•♥︎

Karanlık hapsetmek için beni kendine çekerken hızla atan kalbimin, nefes soluklarımın ardından duyabiliyordum. Karmaşanın içine hapsolmuştum gözlerim açık olsa da sanki karanlığın içindeydim kendime gelmek için iki üç defa kirpiklerimi kırpıştırdım, ama bir faydasını göremiyor sanki körlük çekiyordum.

 

Bağırmak istiyordum, dudaklarımın üzerinde olan şey buna engel oluyordu. 'Allah kahretsin neler oluyor?' Zihnimde olan savaşı daha çözememişken şuan nerde olduğumu bilmiyordum. Sonra bir ışık aydınlandı minicik, köhne bir ışık gözlerim acısa da ışığa alışmaya başlamıştım. Bi anda aydınlanan etrafla gözlerim sekteye uğrasa da sonunda kendime gelmiştim.

 

Şaşkın bakışlarım etrafta gezindiğinde hiç bir şeyi hala net göremiyor karanlığın için de hapis gibiydim. Kaşlarım çatıldığında bakışlarımı her tarafta gezindi. 'Nerdeydim ben?' Zihnim de dolanan meraklı ses dudaklarımdan firar edemiyordum, bir bez parçası buna engel oluyordu.

 

'İmdat!' Zihnim çığlıklar içinde bağırırken dudaklarım susmuştu. Başımı hızla iki yana salladım, ellerim ayaklarım bir sandalye üzerinde bağlı bir şekilde kalmıştım çırpındıkça canım yanarken bakışlarımın her bir köşeyi didik didik ediyordu bir yüz, bir ışık görmek beni mutlu edecekti sanki. Ama yoktu hiç bir şey yoktu.

 

'Allah kahretsin! Öleceğim burda.' İnsanın sesi varken sessiz kalması ne kadar da zordu anlımdan terler sicim sicim dökülürken, kimsenin bana yardım etmeyeceğini kabullenmeye başlamıştım.

 

'Yardım edin!' Sessiz çıkan çığlıklarım zihnimde her yeri yıkıp dökerken sessizlik için de kaybolmuş tek sesim olmuştu. Bi anda başka bir ses yankı yaptığın da bakışlarım etrafta gezindi, neler oluyordu? Anlamadığım bir ses kulaklarımda yankı yaparken hızla gözlerimi açtım.

 

Bi anda nefes nefese gözlerimi açtığım da başlarım etrafta gezdirirken masanın üzerinde çalan telefonuma kaydı. Odam da yatağımdaydım, resmen kabus görmüştüm! Ter içinde olan bedenin hafif camdan ıçeriye esen rüzgarın bedenimi titremesine sebep olmuştu. Sakinleşmek için bir kaç saniye beklerken oturur pozisyonuna gelerek susmak bilmeyen telefonumu elime alarak ekrana baktım.

 

Şilan arıyor..

 

Ben açana kadar biliyorum ki çalmaya devam edecekti. Telefonu açarak kulağıma yerleştirdim. "Alo?" Birkaç hışırtı sesi yankı yaptığın da ardından çatlak olan arkadaşımın sesi gelmişti. "Anam bi telefonu açmak niye bu kadar uzun sürüyor?" Çemkiren sesinden dolayı yüzümü buruşturup telefonu hafif kendimden uzak tuttum.

 

"Sana da günaydın, sabahın köründe ararsan olacağı bu!?" Gördüğüm rüyanın etkisi biraz geçerken sabahın köründe derdinin ne olduğunu anlamadığım için bende karşılık olarak bağırmıştım. "Sabahın körü mü? Saat on Efnan?" Göz devirdim telefonu kulağımdan uzaklaştırıp saniyelik ekrana bakıp geri kulağıma dayadım.

 

"Olabilir, herkes erkenci mi olmalı? Ben bu saatte kalkıyorum!" Birkaç ses daha yankı yaparken. "Oh vallahi, hanımefendinin rahatlığına diyecek yok." Bu kızın benim rahatlığımla bir sıkıntısı mı, vardı? "Senin benimle derdin ne, dökül hele?" Hızla kendimi arakaya bırakarak yatağa geri uzandım. "Hazırlan hadi dışarıda kahvaltı yapalım. Özledim seni!" Birden bağırınca telefonu kulağımdan tekrar uzaklaştırdım.

 

"Bunu etrafındaki insanlara kanıtladığın için teşekkürler!" Dedim sinirle bu kızın ses telleri de hiç acımıyordu! "Etrafım da kimse yok, hem ben odamdayım kız!" Sabır diliyerek yüzümü sıvazladım. "Kocamdan izin almam lazım." Bir devrilme sesi geldiğin de kaşlarımı çattım. "İyi misin? Şilan?" Ses gelmeyince birkaç saniye bekledim. "İyiyim telefon düştü de, anam bi kocan var onuda her şeye dahil etme!" Ya boşuna salak demiyorum ben bu kıza beni cidden ayrı bir sinir ediyor.

 

"İzin almak için değil, haber vereceğiz herhalde! Seninde olsun sende haber ver." Dudaklarım hafif bir kıvrıldığında sinir bozucu sesi yine bana ulaşmıştı. "Ay götüm! Kıza bak ya kicimi hibir viricim sinindi ilsin sindi hibir vir!" Cümlelerimi taklit ederken küçük bir kahkaha attım. "Tamam sakin ol birazdan hıçkıra hıçkıra ağlayacak gibisin!" Eğlenen sesime rağmen onu sinir etmiştim. "Bahane istemiyorum! Enişte hayır derse bile geliyorsun, gerekirse ayrıl!" Şok olmuş bir şekilde ellerimi yumruk yaptım.

 

"Yakınımda olsan varya, ağzın burnun yer değiştirirdi." Dediğim de cevap geçte kalmamıştı. "Ne koca delisi oldun bacım sende ya!?" Buna laf anlatmak deveyle çölde ilerlemek gibiydi. "Şilan görüşürüz!" Cevap vermesine izin vermeden telefonu yüzüne kapatıp yatağın köşesine fırlattım.

 

'Bizim bir kocamız vardı, nerde o?' İç sesimin haklı sorusu ile bakışlarım etrafta gezindi. Yataktan ayaklarımı sarkıtarak bir süre daha öyle durdum gördüğüm rüya neyin nesi olduğunu bilmezken rüya olmasına şükrettim. Ayağıya kalkarak odada olan banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım, üzerimi değiştirerek geri odama dönmüştüm makyaj masasına ilerlediğim de gözüme çarpan aynadaki yapıştırılmış kağıt ile kaşlarım çatıldı.

 

Parmaklarımın arasına hapsettiğimde gözlerimin aceleci tavrı okumaya başlamıştım.

 

Acil işim çıktı, erken çıkmam gerekiyor kahvaltını yapmayı unutma! Kendine dikkat et güzelim. Akşam görüşürüz.

 

Berzan.

 

Garipti ama çok güzeldi bakışlarım aynaya kaydığında dudaklarımda yerleşmiş olan tebessüm ile bir şapşalı andırıyordum. Başımı hızla iki yana sallayarak notu aynanın köşesine geri yapıştırdım. Elime aldığım tarak ile saçlarımı bir güzel taradıktan sonra komidinin üzerine bıraktığım telefonu elime aldım Berzan yazan isme tıklayarak bir süre çalmasını dinledim.

 

Terleyen ellerimi üzerimdeki elbiseye sürttüm neden bu kadar heyecan yaptığımı bile bilmiyorum. "Güzelim?" Telefon açıldığında onun sesiyle kalbim yerinden hoplamıştı. "Günaydın." Onun dediğine benim dediğime hızla başımı iki yana sallayıp anlıma bir tane geçirdim. "Günaydın, iyi misin? Bir şey mi oldu?" Hafif esen telaşlı sesiyle bakışlarım aynada iken başımı tekrar iki yana salladım, sanki görüyormuş gibi.

 

"Yok bir şey olmadı, bugün arkadaşım aradı. Kahvaltıya dışarıya çağırdı. İzinin olursa gideceğim..." İç sesimin yankılanan kahkahası ile aynada yansıyan simama baktım. 'İzin mi istiyorduk, haber vermeyecek miydik?' Yanaklarım ısınırken onun sesi kulaklarıma tekrar ulaşmıştı. "Git güzelim, ama kendine dikkat et. Oraya varınca haber et bana." Sanki Berzan görüyormuş gibi tekrar başımı salladım.

 

'Süt önüne koyulmuş kediye dönüştün!' İç sesim yine araya girdiğin de kaşlarımı çattım. "Tamam canım, haber ederim. Görüşürüz." Evet bir 'canım' kelimesi dudaklarımın arasından ona ulaştırmıştım. "Görüşürüz." Telefon kapandığın da içime yer edinmiş bu heyecanın yine durulması Berzan'a bağlıydı.

 

Derin nefes alarak oturduğum yerden kalktım. Odadan ayrıldığım da etrafta Zühre anneyi aramıştım en sonunda mutfağa geldiğim arkası dönük sadece Gülizar abla vardı. "Günaydın abla." Dediğim de yerinden sıçradığın da sessiz geldiğim için kendine küfür ettim. "Kusura bakma abla." Göz göze geldiğimiz de elini yüreğine koymuştu. "Sorun değil kızım, Günaydın. Yaşlılık işte anı tepki verdim bende." Birkaç adımda içeriye girerek yanında durdum. "Yok abla ne yaşlılığı daha gençsin sen!" Dedim gülümseyerek, oda bana karşılık vererek gülümsemişti. "Abla ben Zühre anneyi arıyordum, nerde?" Başını sallayarak. "Mutfak bahçesinde canım, ordaydı bir bak istersen." Açık kapıya bakışlarımı çevirdiğim de.

 

"Tamam abla sağol, tekrar kusura bakma." Diyerek ordan ayrılmıştım aklıma gelen Berzan ile yağmurun altında sırılsıklam olduğumuz hallerimiz ile gülümsedim. Başımı iki yana sallayarak bahçede gözlerimi gezdirdim sol tarafta çiçeklerle ilgilenen Zühre anneyi gördüğüm de tebessüm ettim.

 

"Günaydın." Çok yaklaşmadan sesimi duyurdum. Gülizar abla gibi korkutmak istemedim. "Günaydın kızım gel." Yavaşça ilerleyerek yanında ayakta düşmüştüm ellerine taktiği eldivenler ile birinde küçük bir kürek varken diğeri toprakla kaplıydı. "Kolay gelsin." Dedim ne diyeceğimi bilemez bir şekilde. "Sağol kızım biraz dedim çiçeklerle ilgileneyim dikilecek vardı, onları da dikeyim dedim." Açıklamam yaptığın da bakışlarım diktiği çiçeklere kaymıştı. "İzniniz olursa bugün arkadaşım aradı, kahvaltıya çağırdı beni." Nasıl izin istenir onu bile bilmiyordum.

 

Ben hayatımda nerdeyse hiç izin isteyememiştim ki, annemin bana olan katılığından sertliğinden kolay kolay isteyememiştim... Ve şuan biraz çekiniyordum izin istemekte.

 

"Git kızım, kocan izin verdiyse bizim iznimize gerek yoktur." Böyle mi olması gerekiyordu? Kolayca hiç sıkıntı, stres yaşamadan... "Olsun sizden de izin almalıyım." Dedim ne dediğimi kendim bile farkında değildim. "Peki kızım git dikkat et kendine." Dudaklarımı bir birine bastırıp başımı salladım. Geri geldiğim yerden dönerek mutfaktan geçip içeriye girdim, ardından vakit kaybetmeden konaktan çıkmıştım. Dışarıda bekleyen Miraç'ı gördüğüm de kapısını açtığı arabaya kaymıştı bakışlarım.

 

"Berzan ağam haber etti." Kısa bir açıklama yaptığın da başımı salladım. "Teşekkürler." Kapıyı kapattığın da şoför koltuğuna geçmiş, arabayı çalıştırmıştı. Araba sessiz ilerlerken telefonuma gelen yer ile Miraç'ın bakışlarımız kesişmişti. "Zahter gideceğiz." Başını salladığın da bakışlarım dışarıya kaymıştı.

 

Hava bugün olduğundan biraz serin olsada sıcaklığı yakıyordu insanı. "Nasılsın yenge." Bakışlarım Miraç'a kaydığında aynadan denk düşmüştü. "İyiyim Miraç sen nasılsın?" Berzan'ın ona güvendiğini bildiğim için bir korkum yoktu. "İyi çok şükür durumun nasıl oldu, daha iyi misin?" Hafif bir tebessüm ederek başımı salladım. "Çok şükür iyiyim, Miraç." Bu kadardı konuşmamız sonrasında sessiz geçtiğin de araba durmuştu.

 

Başını bana doğru çevirdiğin de bakışlarım yine ona dönmüştü. "Bekleyeceğim, işin ne zaman biterse o zaman bana haber ver seni alayım." Başımı iki yana salladım, beni beklerse işim uzun sürebilirdi. "Gerek yok beni bekleme arkadaşımla döneceğim." Berzan'ın onu tembihlediğine emindim. "Peki!" Daha konumuz kalmayınca arabadan inip yavaş adımlarla Zahter mekanına girdim.

 

Etrafta göz gezdirdiğim de Şilan hala gelmemişti. Boş bir masaya geçerek oturdum garson geldiğin de arkadaşımı beklediğimi söyleyip yolladım. Elime aldığım telefona birkaç bir şey yazıp ekranı kapattım bir süre daha bekledikten sonra lavaboya gitmek için ayağıya kalktım.

 

Adımlarım düzenli olsa da bazen korkuyordum. Sanki yerinden çıkma durumu fazla varmış düşüncesi çok uğruyordu bana lavabonun kapısını geldiğim de kapıyı açacağım sıra dudaklarımın üzerine yerleşen elle gözlerim kocaman oldu.

 

Başımı çevirmek üzere olduğum sıra biri buna engel olmuştu. "Şşştt sessiz ol güzelim, canın çok yanmayacak." Boynumda hissetiğim minik bir acıyla yüzümü buruşturdum dönen başımla bedenim boşluğa düşerken birden havalanmıştım.

 

Gördüğüm rüya gerçek oluyordu...

 

 

♥︎•♥︎•♥︎

 

Ve bölüm sonu!

 

Oy ve yorumlarınızı hala eksik.

 

Bölüm nasıldı, artık konumuza girmeye başladık.

 

Efnan, Berzan?

 

Şilan, Zühre hanım?

 

Siz hangi karakterimi seviyorsunuz 👇

 

Allaha emanet olun.

 

Bölüm : 19.06.2025 21:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Sunbaeee / NOKSAN (Geçmişin İzi) / Bölüm 41. 'Gerçek Rüya!'
Sunbaeee
NOKSAN (Geçmişin İzi)

54.14k Okunma

4.29k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Bölüm 1. 'Kader Oyunu'Bölüm 2. 'İsteme..'Bölüm 3. 'Kaçış..'Bölüm 4. 'Özgürlük vaati!'Bölüm 5. 'Gerçekliğin Tokadı.'Bölüm 6. 'Alışveriş!'Bölüm 7. 'Rezillik!'Bölüm 8. 'Anlaşma!'Bölüm 9. 'Efnan..'Bölüm 10. 'Hastahane'Bölüm 11. 'Mesaj'Bölüm 12. 'Salıncak!'Bölüm 13. 'Yırtılan Anlaşma!'Bölüm 14. 'İlk Yenilgi!'Bölüm 15. 'Gelinim...'Bölüm 16. 'Şoke Eden Gerçekler..'Bölüm 17. 'Düğün part 1'Bölüm 18. 'Düğün part 2'Bölüm 19. 'Mehir!'Bölüm 20. 'Kanlı Çarşaf!'Bölüm 21. 'Xate Hanım'Bölüm 22. 'Küçük Fare!'Bölüm 23. 'Bi Sen Eksiktin!'Bölüm 24. 'Kocacığım...'Bölüm 25. 'Her Yenilgi, Bir Başlangıç!'Bölüm 26. 'Yağmurun Altında!'Bölüm 27. 'Koca şehir..'Bölüm 28. 'Berzan..'Bölüm 29. 'Başkasının Hayatı..'Bölüm 30. 'Fransa'Bölüm 31. 'Bilinmeyen numara!'Bölüm 32. 'Duygu Karmaşası..'Bölüm 33. 'Öpücüğüm sana ait, sende bana..'Bölüm 34. 'Ameliyathane..'Bölüm 35. 'Zamanın Hızı..'Bölüm 36. 'Bir yıl!'Bölüm 37. 'Alev Alev ❤️‍🔥'Bölüm 38. 'Küçük Atışmalar..'Bölüm 39. 'İyiyim!'Bölüm 40. 'Güven!'Bölüm 41. 'Gerçek Rüya!'Bölüm 42. 'Kabullenmesi Zor Gerçekler!'Bölüm 43. 'Güvendiğin Adam!'Bölüm 44. 'Sezon Finali.'Bölüm 45. 'Affetme..'Bölüm 46. 'Berzan Ağam..'Bölüm 47. 'Kalbim Yabancı..'Bölüm 48. 'Yolumun Yolcusu..'Bölüm 49. 'Seni Almaya Geldim..'Bölüm 50. 'Kıskançlık!'Bölüm 51. 'Vuslat..'Bölüm 52. 'Çok Güzelsin!'Bölüm 53. 'Ölü Gibi..'Bölüm 54. 'Senin Azılı Katilinim!'
Hikayeyi Paylaş
Loading...