7. Bölüm

7. Bölüm: Cehennem ateşi

Mavi duygu
mavi_su8

Mila korkuyla ellerimi sıkarken, bu yaptığının farkında olmadığının bilincindeydim. Soğukkanlılık ile nefesimi vererek,"o bez parçalarını giymeyeceğiz"dedim, kendimden emin şekilde.

 

O kadar kısalardı ki elbise demeye bin şahit lazımdı. Adam bir adım daha atarak odaya girdiğinde tek kaşını kaldırdı." Ha, demek giymeyeceksiniz?"alayla konuşması beni ürkütse de geri adım atmaya niyetim yoktu.

 

Başını ağır ağır sallayarak,"demek öyle"diye konuştu, sorarcasına. Ben daha ne olduğunu anlayamadan kolundan tuttuğu Mila'yı ayağa kaldırdı. Benden birkaç adım uzaklaştığında yanına gitmek istedim ancak cebinden çıkardığı çakıyı boğazına dayayarak,"sakın"dedi.

 

Adımlarım bıçak gibi kesilirken korkuyla Mila'nın boğazına dayanmış bıçağa bakıyordum. Mila'nın dinen ağlamaları tekrar şiddetlenirken onu kurtarmamı ister gibi gözlerime bakıyordu.

 

"Sakın yapma"diye konuştum tedirginlikle. Yanlarına yaklaşmak istiyordum ancak izin vermiyordu." Şimdi de giymeyecek misin elbiseyi?"diye konuştu, eğlendiği belli olurken.

 

Niyetini anladığım da gözlerimi sıkıca yumdum. Şuan çaresizliğin dibini görmüş durumdaydım. Gözlerimi araladığımda," sakın yapma"diyebildim.

 

"Hâlâ giymeyecek misin?"bıçağı biraz daha bastırdığında Mila'nın acı dolu iniltisi duyuldu." Tamam dur"diyerek bağırdım. Biraz daha bastırsa... Düşünmek bile istemiyordum.

 

"Güzel, şöyle yola gel"memnuniyetle bıçağı kapatarak cebine koydu. Mila'yı serbest bıraktığında bana koşarak kollarımın arasına girdi. Ona sıkıca sarılırken delici bakışlarım adamın üzerindeydi.

 

***

 

Üzerime giymiş olduğum kahrolası elbiseyi ne kadar çekiştirirsem çekiştireyim bir türlü uzamıyordu. Saçmalık olduğunun farkındaydım ancak sinirlerime hakim olamıyordum.

 

"Tamam Elizan, çekiştirmenin bir anlamı yok" Mila'nın bıkmış, ruhsuz ses tonunu duymam ile ellerimi boşluğa bırakarak yeşil gözlerimi ona diktim.

 

Biraz önce hıçkırarak ağlayan kız o değilmiş gibi bakışları çok boştu. Onun bu hâline içim acırken giydiği beyaz elbisesinin içinde olmak pek umrunda değil gibiydi.

 

İkimizin elbisesi aynı kısalıktayken tek fark onun ki beyaz benim ki siyahtı. Ama hâlâ onun bu boş vermiş tavırları beni korkutmuyor değildi.

 

Bulunduğumuz odanın kapısı tıklatılmadan açıldığında Kartal denen adam içeri girmişti. Biraz önce dediği gibi elbiseleri giymemiz için beş dakika vermiş ardından ne durumda olduğumuzu umursamadan içeri dalmıştı.

 

Bizi baştan aşağı arsızca süzerken,"verdiğim paraya değer"diyerek mırıldandı. İçimdeki mide bulantısı bastırmak ister gibi ellerimi karnıma bastırdım. Ama karşımda böyle insanlar varken pek mümkün olmuyordu.

 

Ardından ne ara geldiğini görmediğim iki adam girerken Kartal,"kızı alın"diyerek başıyla Mila'yı gösterdi. Korkuyla ona dönerken o başını iki yana sallayarak arkama saklandı."gitmem"

 

Kendi kendine mırıldanırken,"gitmem"diye art arda konuştu. Ellerimi ona siper ederek onu almalarına engel olmak istedim. Ancak birinin kollarımdan tutup sırtımda kelepçe yapması üzerine hareket edemedim. Kahrolası elbise hareket etmeme başlı başına engeldi zaten.

 

Diğeri Mila'yı kolundan tutup dışarı sürüklerken,"Mila"diye fısıldadım.'dediklerimi unutma' der gibi. En azından bunu yapmalıydı.

 

Kartal çıkmadan önce,"senin ki trafikteymiş"diyerek son sözlerini de söyledi. Beni tutan adam bırakarak kapıya yöneldi ve hızla kapattı. Olduğum yerde diz çökerken gözyaşlarım pnarlarımı zorluyordu adeta.

 

Derin derin nefes alarak yumruk yaptığım avucumu serbest bırakarak elimdeki yeşil çakmağı baktım. Biraz önce yaşadığımız arbedede aklıma gelen tek şey bu çakmaktı. Şükür ki kimse fark etmeden alabilmiştim.

 

Ayağa kalkarken, artık hiç bir şey umrumda değildi. Cama yaklaşarak hiç düşünmeden perdeleri ateşe verdim. Hızlı bir şekilde tutuşurlarken yanan ateşi izliyordum." Benimle beraber bu cehennemde yansın"

 

Burası başlı başına yanması gereken bir yerdi. Alevler büyürken hızla banyoya girerek eski kıyafetlerimi giydim. Öleceksem bile kefen olarak üstümde o lanetli şeyler olmayacaktı.

 

Odanın yarısı alevlere teslim olurken, kapıya yaklaşarak kulpu çevirerek aşağı indirdim. Kapı açılırken gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Bu kalabalıktan kaçmayacağımızı anlamış olacaklar ki kilitlememişlerdi.

 

Kapıya araladığım kadarıyla bir kaç mini elbiseli kadın kendi arasında konuşarak merdivenlerden aşağı iniyordu. Hızla odadan çıkarak kapıyı kapattım. Koridorda ilerlerken araladığım kapılardan Mila'yı arıyordum.

 

Açtığım her kapı da bir gurup insan görerek yüzümü buruşturuyor ardından geri kapatıyordum. En sondaki kapıyı açmak istediğim de kilitli olduğunu görerek sıkıntıyla nefesimi verdim.

 

Geri döneceğim sırada içerden gelen çığlık sesi yüzünden bir saniye bile düşünmeden kapıyı tıkladım. Art arda kapıya vururken en son kapı aralanmış üstü çıplak altından kot pantolon olan bir adam,"ne var"diyerek açmıştı.

 

Adamı parçalama hissi ile dolup taşarken sakin olma konusunda kendime telkin vererek," içerdeki kız yerine ben gireceğim"dedim cilveli boş tonda. Bu yaptığıma ben bile inanamazken, adamın omzu üzerinden içeriye baktım.

 

Mila'nın ağlama sesi dışında hiç bir şey görünmüyordu. "Adam kaşlarını çatarken beni baştan aşağı süzdü. Dudağı hafifçe kıvrılırken,"içeride ki çok asi zaten"diyerek kapıyı tamamen araladı. İçeriye girdiğim gibi adam arkamdan kapıyı kapatarak odanın ortasına doğru ilerledi.

 

Bir köşede sinmiş durumda olan Mila'ya yaklaşarak,"sen gidebilirsin"dedi, memnuniyetsizce. Gözlerimi etrafta gezdirirken komidinde duran melek figürlü bibloyu hiç düşünmeden akarak adama yaklaştım ve bütün gücümle kafasında parçaladım.

 

Adam saniyeler içinde kafası kanarken yüz üstü yere devrildi. Mila korkuyla ayağa kalkarken bana sarıldı." Beni kurtardın"diye sevinçle konuştuğunda içimden,'şimdilik' diye geçirdim.

 

Zira tamemen kurtulamamıştık. Mila'yı güven vermek isteyerek kollarımı ona doladığım da saçlarını okşadım yavaş yavaş. Dışardan bağırış sesleri geldiğin de birbirinden ayrılarak gözlerimiz kapıya çevrildi.

 

"Neler oluyor Elizan" Mila merakla bana bakarken, sesinde tedirginlik vardı. Aklıma çıkardığım yangın geldiğinde Mila'nın elinden tutarak kapıya yöneldim.

 

Hafif araladığım kapıdan bakarken yarı çıplak adamların ve kadınların çil yavrusu gibi kaçıştıgını gördüm. Etrafı yoğun bir sis bulutu almış, belli yerlerde alevler görünüyordu.

 

Kapıyı tamamen aralayarak çıktığımızda,"hadi gitmemiz gerekiyor" diyerek Mila'ya baktım. Ağzını eli ile kapatmış nefes almaya çalışıyordu. Duman gözlerimi yakarken boğazımı acıtıyordu.

 

Nefes almak gerçekten de çok zordu. Yüzümü dirseğime gömerek nefes almaya çalıştım ama bu bile işe yaramıyordu. Getirildiğimiz evi görmediğimiz için yolu bulmak çok zordu.

 

Mila'nın adımları yavaşlarken tek düşündüğüm onu burdan çıkarmaktı. Biraz daha ilerlediğim sırada merdivenlerin başına gelmiştik. İneceğimiz sırada," yardım edin!"diye bağıran ardından öksüren kadın sesi kulaklarımı doldurdu.

 

Gitmek istesem de mantığım kulaklarını kapatmış vicdanım bas bas bağırıyordu. Mila'ya dönerek," hemen aşağı in ve güvenli bir yer bul ben birzdan geliyorum" elini bırakacağım an öksürerek başını iki yana salladı ve elimi sıkı sıkı tuttu.

 

" Mila lütfen acele et vakit kaybediyoruz" Mila endişeyle yüzüme bakarken art arda öksürdüm. Kararsızlıkla,"acele et ve hemen gel lütfen" dedi, boğuk sesi ile.

 

Başımı sallayarak onun merdivenlerden inişini izledim. Vakit kaybetmeden sesin geldiği kapının önünde durarak," beni duyan varmı?"diye bağırdım.

 

Kapıya art arda vurulurken"yardım et lütfen beni buraya kilitledi"diye bağırdı kadın. Gözlerimi yoğun dumandan kısarak etrafa bakmaya başladım. Kapının üzerinde duran anahtar ile derin bir nefes vererek kilidi çevirdim ve kapıyı açtım.

 

Kadın öksürerek dışarı çıkarken bana sarıldı. Şaşkınca olduğum yerde kalakalırken" teşekkür ederim" dedi, minnetle." Sen olmasaydın yanarak ölecektim"

 

Kadından ayrılarak,"acele etmemiz gerekiyor"dedim, endişeyle. Alevler bu katı sarmış durumdaydı. Dumandan göz gözü görmüyordu bile.

 

Kadın söylediklerimin farkına vararak başını salladı. Art arda aşağı inerken nereye gideceğimizi bilmiyordum. Ev çok büyüktü ve yanan gözlerim ile duman sarmış salonu görmem mümkün değildi.

 

Ciğerlerim dayanamayacak duruma geldiğinde yere çökerek öksürmeye başladım. Artık nefes almam imkansız gibi geliyordu.

 

Durumumu anlayan kadın benden farksız değildi. Yine de koluma girerek," kalkman gerekiyor"diyerek beni kaldırmaya çalıştı." Hadi az kaldı birzdan çıkacağız"

 

Girdiğim öksürük krizlerinde onun söylediği sözlere odaklanamıyordum bile. Kapanmak isteyen gözlerime direnmek istiyor ancak kendimde o gücü bulamıyordum.

 

En sonunda kolundan tuttuğum kadına,"git"diyerek gözlerimi kapattım ve olduğum yere yığıldım.

 

 

Bölüm : 02.10.2024 22:21 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...