4. Bölüm

Görgü Tanığı

Elif
mavii_bulutt345

Arkadaşlarının zoruyla bekarlığa veda partisine gelen Emma oflayarak gözlerini kalabalığın üzerinde gezdirdi. Şu an kesinlikle yapmak istediği şey, o rahat koltuğunda oturup film izlemekti ama bunu yapamazdı çünkü arkadaşı Daisy bir hayli inatçıydı. Gitmek istesede onu göndermezdi. Ve eğer, gelmek istemediğini ona iletseydi Daisy'in apartmanı inletircesine bağırmasını ve kapısını kırıp -Daisy'de o potansiyel vardı- onu zorla çıkarmasının hayalini kurmak Emma için hiç zor değildi. O yüzden istemediği bir yerdeydi ve canı sıkılmaya başlıyordu.

 

"Öyle değil mi Emma?" diye kedisine sorulan soruyla beraber bakışları masadaki arkadaşlarının yüzünde gezindi. Masadaki konuşulan konuyla ilgli en ufak bir bilgisi yoktu,"Evet öyle," dedi ama kesinlikle neyi onayladığını bilmiyordu.

 

"Ben lavaboya gidip geliyorum," dedi ve masadakiler onu onayladıklarında masadan kalkıp lavaboya gitti. Elini yüzünü iyice yıkadı ve akan makyajını bir peçeteyle silip tekrardan güzel bir makyaj yaptı. Son kez kendine aynadan baktı ve bir sorun olmadığını düşünerek tuvaletten çıktı.

 

Uzun koridorda yürürken sağ tarafındaki odadan bir çığlık duyduğu için korkuyla yerinde durakladı ve sesin geldiği kapının aralık kısmından içeriye baktı. Kalbi korkuyla teklerken hıçkıra hıçkıra ağlamamak için elini ağzına kapattı.

 

Chirs, adamın kafasına tekrardan sert bir şekilde vurdu. "Konuşsana lan!" diye resmen kükredi. Sandalyede eli kolu bağlı, yüzü gözü dağılmış bir şekilde oturan adam ağızındaki kan birikintisini yere tükürdü. Pis pis gülerek, " Evet ben yaptım ve çok zevkliydi."

 

"Adi herif!" diye sinirle bağıran Chirs, Belinden bir silah çıkardı. Susturucusu olan silahın tetiğine bastığında sandalyedeki adamın kafasına gelen kurşun adamın kafasını patlattı.

 

Bu görüntü karşısında eli ayağı boşalan Emma, iri iri açmış olduğu gözleriyle birlikte ağzından çıkan çığlığa engel olamamıştı. Chirs, sesin sahibine döndü ve arkasında bir görgü tanığı bıraktığı için sinirle küfrederken hızla kapıya yöneldi.

 

Emma, hemen koştu. Parti alanına girdi ve arkadaşlarının yanına gidip, "Ablam bana gelmiş. Kapıdaymış, ben eve gideyim de onu karşılayayım," dedi ama sesi bir hayli titrekti. Daisy, "Emma, iyi misin?" diye sordu.

 

"İyiyim, sen beni merak etme," dedi ve parti alanından hızla çıkıp bir taksiye bindi. Evine geldiğinde ise etrafı iyice bir kolaçan edip içeri girdi.

 

Chris, kaçan kızın ardından hızla odadan çıktı. Bir masaya gidip masadakilere hızla bir şeyler anlatıp giden kızın peşine takıldı ve onu evine kadar takip etti.

 

Kızın içeri girerkenki haline gülüp, "Salak kız, senin peşini öyle kolay bırakacağımı mı sandın?" diye kendi kendine mırıldandı. Aradan yarım saat gibi bir zaman dilimi geçtiğinde, eve girmek için hareketlendi.

 

Emma, üzerideki kıyafetlerden kurtuldu ve banyo yapamayacak kadar yorgun ve korkak olduğu için üzerine sarı pijamalarını geçirdi. Battaniyenin altına girdi ve uyumayı bekledi ama gördüğü görüntüler gözlerinin önünden gitmiyordu.

 

Aradan bir müddet zaman geçmişti ama hala daha Emma uyuyamamıştı. Karanlıktaki hareketlilik dikkatini çekerken kalbi ağzında atmaya başladı.

 

Chris, kızın ağzını eliyle kapattı. Emma, onun elinde çırpınırken ne yapması gerektiği hakkında hiçbir fikri yoktu.

 

"Sen küçük kız, her işe karışmayacaktın!"

 

Emma dehşetle o an bakan bir çift yeşil gözebakıyordu. Chris, Tam Emma'nın üzerine eğilecekken kırılan camlarla birlikte Chris hızla doğruldu. Ağzından bir küfür kaçarken, yerdeki camaltin arasında bulunan taşa sarılmış kağıdı aldı ve okumaya başladı. Bu sırada ise, Emma yerinden kıpırdayamadı.

 

Bizden o kadar çabuk kurtulabileceğini mi sandın??

 

Kan ile yazılan bu yazı, Chris'in sinirlerini hoplatıp bütün kaslarını germeye yetti. Chris, hemen Emma'nın koluna yapıştı. "Kalk gidiyoruz."

 

"Nereye?" sesi titrek ve zayıftı. Korkudan nefes almayı bile unutmuştu. Chris, "Çok soru sorma ve düş önüme, yoksa sende ölürsün!"

 

Emma belli belirsiz başını salladı. Kolu, sıkı tutulduğu için acısada o an için hiç önemli değildi.

 

Hızla evin arka tarafından çıktılar ve Chris'in gelmiş olduğu siyah arabaya bindiler. Chris, hızla arabayı sürüyor, araba bir daha bir sola savruluyordu.

 

Onların peşinde olan adamlar, onaltı fark ederek hızla aracalrian binip Chris'in sürmüş olduğu siyah aracı takip ettiler. İki- üç kişi arabaya ateş ederken Chris ne yapacağını çözemiyordu.

 

Bu kovalamaca devam ederken, Chris kontrolünü kaydetti. Emma'nın çığlıkları ve Chris'in küfürleri havaya karışsada ikisi de aldıkları darbeler yüzünden bilinçlerini kaybederlerken araba bir ağaca çarpıp durdu.

 

Chris'lerin arabayı kovalayan arabadan iki kişi indi ve onların öldüklerini düşünerek arabaya tekarardan bindiler ama Chris ve Emma'nın öldüklerini düşünerek çok yanlış bir hamle yaptılar.

 

Üç Ay sonra

 

Chris, elindeki odunlarla birlikte eve girdiğinde hemen şömineyi yakmaya başladı.

 

Emma, kirpiklerini aralarken gözüne gelen güneş yüzünden kısıldı gözleri. Yavaş yavaş hareket etmeye çalışsa da bütün uzuvları acıdığından küçük bir inleme kaçtı ağzından. Chris, onun sesini duyup onun yanına gitti. Yüzünde oluşan gülümseme ile ona bakıp, "Sonunda uyanabildin," dedi.

 

Emma ne olduğunu anlayamazken Chris, onun yanına oturdu." Seninle kaza yaptığımız gün, bir kişi bizi kurtarmış. Arkadaşım sayesinde buraya geldik ama sen üç aydır uyuyorsun. "

 

Emma'nın gözleri büyüdü."Üç ay mı?!"

 

Chris, onun tiz çıkan sesi yüzünden yüzünü buruşturup, "Evet ve artık süs başımı şişirdin iki dakikada."

 

"Ben gitmek istiyorum," dedi Emma.

 

"Öyle kolay değil güzelim," dedi Chris. Her ne kadar içinden bu düşünce yüzünden bile kafayı yiyebileceğini düşünerek.

 

......

 

Chris, kollarını göğüsünün üzerinde birleştirip, buzdolabına yaslanmıştı. Gözleri yemek yapan Emma'nın en ufak bir hareketini bile kaçırmamak için çabalıyordu.

 

Emma, tabi ki de ona yemek yapmayı reddetmişti ama aldığı tehtid ile beraber sonu yemek yapmak olmuştu.

 

Emma, sırtında hissettiği bakışlar yüzünden arkasını döndü. Chris'in gözleri ile gözleri kesiştiğinde utancından yanakları kızardı. Chris, onun bu hâline içten içe güldü ama suratındaki tek bir mimik dahi hareket etmedi ama arkadaşıyla olan konuşması aklına geldiğinde gülümsedi.

 

.....

Emma uyanmadan birkaç gün önce

 

Chris, oturduğu koltuktan donuk bakışlarıyla Emma'nın soluk yüzüne bakıyordu.

 

İçinde bir yerlerde derin bir acı hissediyordu. Daha önce bilmediği, tatmadığı bir acıydı bu ve bunun nedenini hiç bilmiyordu.

 

"Sen ona aşıksın,"dedi Arthur. "Onu seviyorsun."

 

"Saçmalama onu sevdiğim felan yok."

 

"İster inan ister inanma ama sen onu seviyorsun. Sizi kurtarmaya geldiğim gün bile kendini bırakıp kızı kurtarmaya çalıştın." Chris, konuşacakken devam etti Arthur. "Sakın vicdan yaptım deme inanmam. Bir katil olduğundan değil. Bir kadını bu kadar önemseyeceğine inandığımdan inanamam sözlerine."

 

Ve Chris, o gün Emma'ya âşık olduğunu bütün kalbiyle kabul etmişti...

 

.....

 

Telefonuna mesaj gelmesiyle mesaja baktı Chris.

 

Tik tak... zaman doluyor. Bize istediğimizi ver...

 

Chris'in bütün uzuvları gerildi. Bakışları Emma'ya kaldığında en cook da aşkı bu kadar erken bulup kaybetmesine yandı yüreği.

 

.....

 

İkiside masada yemek yerlerken Chris,"Senin adın neydi?" diye sordu. Emma, başını kaldırıp," Emma,"dedi.

 

Chris, kahkaha attığında, Emma masum bakışlarıyla onu süzdü. "Ne oldu?"

 

"İnsanlar genelde ilkisimlerini öğrenirler."

 

"Belki de bir katille konuşmak istemediğimden, adımı verme gereksinimi duymamışımdır. "

 

Chris, dondukça ona baktı. Yemeğine devan ederken Emma'ya her şeyi anlatacağını çok iyi biliyordu.

 

.....

 

Chris, elindeki kumandayı hızla sehpaya fırlattı. Bu konuşmadan çok sıkılmıştı. Emma onun yüzüne katil olduğunu iğneleye iğneleye demektek başka bir şey yapmıyordu.

 

"Kes sesini!" diye tısladı Chris, sinirle. "Madem çok merak ediyorsun anlatayım o zaman," diyerek oturduğu koltuktan kalkıp Emma'nın üzerine eğildi. Emma, korkuyla geriye gitmek istesede oturduğu koltuk buna pek izin vermiyordu.

 

"Tam 4 yıl. Tam 4 yıl önce ben kız kardeşimi toprağa verdim! Neden? Ona tecavüz eden biri arkasında delil kalmasına diye öldürdüğü için!" Chris'in gözleri dolu doluyken Emma'nın gözleri sonuna kadar açılmış bu dehşet dolu anları dinliyordu.

 

"Benim öldürdüğü kişilerin hiçbiri masum değil. Hepsi katil o adamların," Emma'yı daha fazla sıkmamak için geri çekildi. Kalbini yakan cümleler ağzından firar etti. "Şimdi benim katil olup olmadığıma karar vermek senin elinde. "

 

....

 

Emma, yattığı yatakta cenin pozisyonunu almış bir şekilde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Duyduğu şeyler yenilir yutulur şeyler değildi ve onun bir seçim yapmasını istemişti ama Emma ne düşüreceğini bile bilmiyordu.

 

Emma'nın evinde olduğu gibi camlar taşlanırken Emma korkuyla çığlık attı.

 

Chris, sinirle küfretti ve silahını alıp hemen Emma'nın yanına gitti.

 

Emma, korkuyla,"Ne oluyor?" diye sordu.

 

Chris, önü umursamadı ve onun koluna yapışıp kendiyle bir içeri sürüklerken Emma, dejavu hissine kapıldı.

 

"Chris! oğlumu öldürmenin bedelini ödeyeceksin. "

 

Emma korkuyla karışık fısıldadı."Bunlar kim?"

 

"Öldürdüğüm bir itin babası!"

 

Emma sessiz kaldı. Gözyaşlarını yanaklarını ıslatırken yapılabileceği en iyi şey buydu.

 

Evden çıktıklarında, Emma gördüğü 10'a yakın adamla derince yutkundu.

 

Chris, normalde bu kadar adamdan korkmazdı ama lanet olasıca bir aşka yakalanmıştı! TeK düşündüğü Emma'ydı.

 

Arkalarındaki on adam onlara ateş etmeye başladı. Silah sesleri kulakları delecek reddedeydi ama kimse o an için bunu düşünmüyordu.

 

Chris'in kolundan vurulamsıyla Emma ardı ardına çığlık attı. Chris ona korkuyla bakarken,"İyi mısın?" diye sordu.

 

Emma, kekeleyerek,"Evet," dedi.

 

İkiside kendilerini arabaya attılar ve Chris gaza köklendi. Emma korkuyla yerine sindi. Chris gülümseyip," Hayatımız boyunca kaçmak zorundayız buna hazır mısın?" diye sordu.

 

Emma onun gözlerine bakıp, "Hazırım," dedi ve aşk, bu iki gencin etrafına yavaş yavaş yayılmaya başladı.

 

 

 

Bölüm : 12.06.2025 14:21 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...