Zaman Meselesi

Randevu saatinden önce gelen adam nedeniyle Eren Bey, şirketi adeta alarma geçirmişti. Mücevher ticaretiyle ilgilenen bu misafir, Eren’e göre kaçırılmaması gereken büyük bir fırsattı. Sürekli korumaya ihtiyaç duyacak biri olması, potansiyel bir uzun vadeli iş demekti. Bu fırsatı değerlendirmek istiyor, şirket adına önemli bir kazanç sağlamayı hedefliyordu. Bu yüzden Alparslan Bey ve ailesini kapıda bizzat karşıladı.

“Hoş geldiniz, sizi daha geç bekliyorduk.”

Alparslan, elleri cebinde, rahat ama otoriter bir duruşla cevap verdi:

“İşlerim erken bitti. Bir sıkıntı mı var?”

“Hayır efendim, hiçbir sıkıntı yok tekrar hoş geldiniz. Ben bölüm yöneticisi Eren. Dilerseniz size şirketi gezdirebilir, ekibimizin nasıl çalıştığına dair bilgi verebilirim.”

Eren ters bir duruma mahal verip müşterisini kızdırmak istemiyordu. Normalde randevu saatinden önce gelen kişiler bekletilir, kimse için çalışma düzeni bozulmazdı. Fakat Eren bir istisna yapabileceğini düşündü. Alparslan’ın beklemeye niyeti yok gibi görünüyordu.

“Lütfen,” dedi Alparslan, sakin ama sorgulayıcı bir tonla, “zaman ayırmaya değer olup olmadığınızı görmek isterim.”

“Pişman olmayacaksınız.” Dedi Eren “Bizler işimizi titizlikle yaparız, bundan dolayı piyasanın en iyisiyiz.”

Şirketi gezerken, koruma ekiplerinin eğitim ve görev sistemini açıklamaya başladı:

“Ay yıldız güvenlik, eğitim seviyesi ve yetenekleri bakımından korumaları beş guruba ayırır; Altın, Platin, Gümüş ve Bronz Bu guruplar talep edenin fiyat teklifi ve içinde bulunduğu tehlikenin durumuna göre görevlendirilir.”

Alparslan’ın yanındaki kızlardan biri erenin sözünü bölerek konuşmaya dahil oldu.

“Beş grup var dediniz ama birini söylemediniz.”

Eren hafifçe gülümsedi “Evet haklısınız. O guruptan bahsetmedim beşinci gurup Ay Yıldız güvenliğin kurucusu için çalışır. Onun verdiği görevleri yaparlar.”

Genç kız heyecanla sordu. “Peki o gurubun adı ne? Ay çok havalı kurucu kim.”

“Gurubun adı Kurşun kuruluştaki en yetkili gurup onlardır. Maalesef kendisine danışmadan kurucumuz hakkında bilgi veremiyorum. Başka merak ettiğiniz bir şey var mı?”

Kız aldığı cevaptan hoşnutsuz omuz silkti. Alparslan, konunun dağılmasına müsaade etmeden konuştu:

“En iyi korumalarınızı görmek isterim. Sanırım bu altın gurubunuz oluyor öyle değil mi?”

“Evet altın gurubu en iyileridir. O halde buyurun odama geçelim. Orada devam edelim.”

Odaya geçip oturdular Eren sekreterini arayarak altın gurup korumaların odaya göndermesini istedi. Kısa süre içinde korumalar sırayla içeri girerek hazır ol da beklemeye geçti. Disiplinli ve güçlü görünüyorlardı. Alparslan hepsini tek tek gözlemliyor, yeteneklerini anlamak için sahada görmeyi arzuluyordu.

Bu esnada, üçüzler kendi aralarında konuşmaya başlamıştı. Açelya, Beliz ve Arda Alparslan’ın sevgili kardeşleri. Beliz ve Açelya, korumaların dış görünüşüne bakarak hangisinin daha yakışıklı olduğuna dair tartışıyorlardı. Ona göre seçim yapacaklardı. Buraya gelmeden önce abileri ile pazarlık yapmışlardı. Korumalarını kendileri seçeceklerdi. Yedi yirmi dört yanlarında dolaşacak kişinin yakışıklı olmasını istiyorlardı. Daha fazla onlarla uğraşmak istemeyen Alparslan bu isteklerini korumalarına karşı laubali olmamaları şartı ile kabul etmişti. Arda ise hayranlıkla korumaların fiziksel kondisyonunu inceliyor, kaslarına bakıyor. “Keşke bende de böyle kaslar olsa” diyerek hayranlık ile seyrediyordu.

Melek hanım ise kızlarına ayıplar bakışlar atarak oğlunun bir an önce işini bitirmesini istiyordu. Artık yaşlanmıştı kafası bu kadar gürültüyü kaldırmıyordu. O sırada odada ritmik bir tıkırtı duyuldu. Eren sesi duyar duymaz kendine çeki düzen vermiş, korumalar gibi hazır ola geçmişti. Bu odadakilerin gözünden kaçmadı.

Merak ile sesin geldiği yöne döndüler. Karşılarında genç bir kadın duruyordu. Üzerinde siyah bir takım elbise, elinde ay - yıldız işlemeli baston vardı. Sol gözünün altındaki derin yara izi, keskin mavi gözleri ve simsiyah saçlarıyla etkileyici ve sert bir izlenim bırakıyordu. Onlara doğru gelirken kızgın görünüyordu.

“Burada neler oluyor Eren Bey?” dedi set ve otoriter bir ses tonuyla. “Herkesin şuan plana uygun şekilde eğitim sahasında olması gerekmiyor mu? Sizden bir açıklama bekliyorum?

Eren tedirgin bir şekilde odadakileri göstererek

“Efendim önemli misafirlerimiz gelmişti, onları bekletmek istemedim. Gerekli görüşmeyi yaptıktan sonra eğitim planına katılacak…”

Erenin sesini yere sertçe inen baston kesmişti. Alparslan ise kadının otoriter tavrından şirket için önemli bir mevkide olduğunu çıkarmıştı. Kadın tekrar konuşmaya başladığında Alparslan’a da laf çarpmıştı.

“Çok önemli misafirlerimiz gelmeden randevu almadılar mı? Ben gelmeyeli kural kaide mi değişti?”

Eren durumu açıklamaya çalışsa da kadın onu net bir şekilde susturdu.

“Beklenenden önce geldiler Alparslan beyi bekletmek is...”

“Eren Bey, biz kimse için kurallarımızı değiştirmeyiz. Herkesin zamanı kıymetli, zaman kavramına dikkat etmeyenin zamanı gider. Biz aynı programımıza devam edeceğiz. Beklemek isterler ise eğitimi izleyebilirler. Gitmek isterlerse de yolu gösterin. Daha sonra dilerler ise zamanında gelirler.”

Bastonunu yere üç kere vurup bir baş hareketi yapması odadaki korumaların odayı terk etmesi için yeterli olmuştu. Ayrılmadan önce içeridekilere bir göz attı.

Kendisine merakla bakan gençleri ve olayı anlamaya çalışan yaşlıca bir kadın gördü, saygı gereği küçük bir baş selamı verdi. Gözleri elleri ceplerinde yarım bir gülüş ile ona bakan adama takıldı, başkalarının vaktine kıymet vermeyen sevgili önemli misafir! Görmezden gelir bir tavır ile bakışlarını Eren’e çevirdi, sert bir üslup ile söyleyeceklerini söyledi ve oradan ayrıldı.

“Tekrarı olmasın Eren!”

Eren Alparslan’a bugün ki eğitim programından bahsetmiş ve isterler ise izleyebileceklerini söylemişti. Ay yıldız güvenlik her ay düzenli olarak koruma personelini belirli eğitimlere tabi tutuyor, performansı düşenleri alt seviyeye çekiyordu. Bu sayede personeli düzenli olarak çalışmaya ve daha iyisini yapmaya teşvik ediyordu. İnsanlara kaşı sundukları koruma hizmetini de korumaları bu şekilde düzenli denetimden geçirerek güvenli hale getiriyorlardı.

Her koruma, yeteneklerine göre dört kategoriye ayrılmıştı: *Bronz, Gümüş, Platin ve Altın.

- Bronz: Standart koruma görevleri için yeterli olan, temel seviyede askeri ve savunma eğitimi almış personeller.

- Gümüş: Orta riskli görevler için özel becerilere sahip deneyimli askerler.

- Platin: Çoklu tehdit analizleri yapabilen ve çoklu hedefleri etkisiz hale getirme yeteneğine sahip profesyoneller.

- Altın: Yüksek riskli ve tehlikeli düşmanlara karşı hazır bulunan elit birimler.

Ve en önemlisi, sadece kurucunun özel emirleriyle harekete geçen grup: Kurşun Takımı. Bu ekip, şirketin karanlık gölgesiydi. Yasalığı tartışılabilir ama etkinliği tartışılamaz bir grup.

Alparslan için bu eğitim, kendisine sunulan korumaların, niteliğini görmek açısından büyük fırsattı. Üçüzler izlemeye dünden razıydılar. Melek hanım ise onlara göre hareket ediyordu. Tek isteği bir an önce bu işin bitmesiydi. Oğlu bu duruma kafasına bu kadar takmasa bu korumalara da pek sıcak baktığı söylenemezdi.

Eren’in rehberliğinde birlikte eğitim sahasına geçtiler. Eren onları alanı iyi görebilecekleri bir yere oturttu.

Korumalar tek sıra halinde dizilmiş hazır ol da bekliyorlardı. Onları birbirinden ayıran tek şey yakalarına takılmış rozetlerdi. Eğitim belirli bir parkur üzerinde gerçekleşiyordu. Kimin ne kadar sürede bu parkuru tamamladığı not ediliyordu.

Atış talimleri ve refleks değerlendirmeleri yapıldı. Eğitimler oldukça sıkı denetimli yapılıyordu. Denetmenler arasında az önce karşılaştığı genç kadın da bulunuyordu. Eğitimi dikkatle izliyor yanında ki sekreterine zaman zaman notlar aldırıyordu. Bazen dövüşenlere müdahale edip talimatlar veriyordu. Bu kadının kim olduğunu merak etmişti.

Son aşamada teke tek dövüşler başladı. Kura ile eşleşen korumalar acımasız bir şekilde dövüşüyordu. İnkar edilemez bir gerçekti bu korumaların bronz seviyesi bile profesyonel bir asker gibi. Askerlerden eğitim almak böyle sonuçlar veriyordu demek. Altın rozetlileri söylemeye gerek bile yoktu. Övüldükleri kadar iyi iş çıkarıyorlardı.

Gönül rahatlığı ile onlara güvenebileceğini bilmek Alparslan’ı rahatlatmıştı. Eğitim bittikten sonra Eren Bey ile konuşup anlaşmayı yapmıştı. Kız kardeşlerinin koruma seçmesi biraz uzun sürse de imzalar atılmış, güvenlik personeli görevleri hakkında bilgilendirilip işe başlamışlardı. Erene yanlarına gelen kadın hakkında soru sormak istemiş fırsatı olmamıştı. Herkesi tek hareket ile hizaya getiren kadının kim olduğunu merak etmişti.