11. Bölüm

11. Sapık

Mavi Yazar
maviyazarr

 

Dizdar 'dan

 

Kardeşim, bir telefonla ayılıp yola düştüğüne göre

 

Fena halde tutulmuş aşk ateşine.

 

İnşallah intikam için yanıp tutuşması böylelikle

 

Biter. Uzun zaman sonra onu gülerken görmek en iyi

 

şeydi benim için.

 

Herkes dağılınca ben de ayılmak için soğuk bir duş

 

Aldım. Yasmin öldüğünden beri, evim olan bu dağ evinde

 

Yalnızlığında boğuyordu beni.

 

Duştan çıktıktan sonra uyuyorum diye ümit etsem de

 

uyku gözüme girmedi. Tekrar birini beğenmiş

 

Olmam, karıma ihanet etmiş gibi gelmeye başladı b

 

Önüme çektiğim paketle iç çeke çeke ağzını açtım

 

erkekler ağlamaz derler ya, işte yıllardır gözümden

 

durmayan yaşlar tekrar yanaklarımı ıslattı.

 

Sabaha kadar oturmuş, kafam yerine gelmişti.

 

Çok geçmeden çarşıda olan dükkana abimin yanına gitmeye

 

Karar verdim; beni bir tek o anlıyordu çünkü.

 

Saat on biri geçmişti, arabaya binip çarşıya doğru

 

Yola koyuldum. İki saat süren araba yolculuğundan

 

sonra çarşıya vardım.

 

Abimin yanına gittim. Normalde şirkete çıkmayan

 

Abim bu aralar dükkandan çıkmıyordu. Abim beni

 

Karşıladı, aramızda koyu bir sohbet vardı.

 

Çayımı yudumlarken yine onu gördüm, kalbim

 

Yerinden çıkacak gibi olmaya başladı. Bu defa ne

 

Yaparsa yapsın, kaçmayacaktım ondan.

 

Sen bekle, yine karşılaştık bead.

 

(boncuk)

 

sen de o sapıksın.

 

"Sapık mi? Benim kim olduğumu biliyor musu

 

"Bilmem mi gerekiyor?"

 

"Ben Dizdar Bozdağlı, küçük hanım. "

 

"Kim olduğun umrumda değil, benden uzak du

 

yeter.

 

"Durmam, karım ol bead.

 

(Boncuk)

 

Olmam, Dizdar Bozdağlı. Aklında da, kalbinde

 

paşka kadın olanın karısı olmam. Ölen karına olan

 

sevdanı bilmeyen yok bu diyarada.

 

"Kim olduğunu söyle, önce onu öğrenelim."

 

"Kim olduğumun önemi yok, sapık ama çok merak ettiysen söyleyeyim,Elif Aldanoğlu, ben Mahmut Aldanoğlu'nun Kızıyım."

 

Zümra'dan

 

bir telefonumla çıkıp gelmesini beklemiyordum

 

Eminim o da benim kadar şaşkındır bu yaptığına.

 

İntikam için benimle evlenmese, aşık olduğunu düşünürdüm.

 

Ama bu hayatta annem babam beni sevmemiş

 

düşmanım mı sevecekti beni? Ama yine de yanımda

 

olması dünyaya bedeldi benim için.

 

On üç yıl önce verdiği tokayı hala saklıyor olmam ona karşı hislerim olması sinirlerimi bozuyordu.

O gün kan davası için değil, Allah'ın emriyle ben

İstemiş olsaydı, her şey ban başka olabilirdi.

"Bu saatte neden uyanıksın, Bedewiya min?"

"Uyuyamadım, Bervan."

"lyi alıştın bana, Aldanoğlu. Ben olmasam ne yapacaksın?"

"Bir yere mi gideceksin?"

"Boş ver şimdi bunları, bu gece iyice dinlen. Sabah konağa döneceğiz."

"Peki, Bervan ağa, nasıl istersen."

Ne demek istemişti ki, şimdi beni bırakıp gidecek

Mi ya da babamın evine mi gönderecekti diye

Düşünmeye başladım.

Ben bunları düşünürken, o çoktan yatağa geçmişti

Kolunu açmış, beni çağırıyordu. Gücümü toplayıp

Göğsüne sindim.

Onunla burada her şey yolunda gidiyordu. 0nunla

Konağa dönmek istesem de mecburdum; sonuçta evde bekleyenler vardı.

Bu düşünceler arasında uykuya dalmıştım.Kokusunu sineme çeke çeke, "Uyan artık tembele teneke" diyen sesle gözümü araladım.

"Üzerini değiştir, kahvaltı yapıp edip çıkalım.

" Peki, ağam.

"Ağam diyen diline,kurban, çavên min ên zimrûdi

(Zümrüt gözlüm.)

Ağam odadan çıktıktan sonra üzerimi değiştirip bende

yanına gittim. Birlikte kahvaltı ettikten sonra eşyaları

alıp arabaya koydu..

İki hafta sonra sağ kolu olan Seyyid gelmişti biz

almaya. Ben arabaya bindikten sonra Bervan'ın öne

oturmasını beklerken, arka koltuğa gelip yanıma oturdu

Şaşkın şaşkın yüzüne bakınca, göz kırıp kafamı

göğsüne bastırdı. Kafamı çekmeye çalışsam da, daha da bastırdı.

Yol boyu saçlarım öpüp kokladı ellerim, elleri

içinde kafam ise göğsündeydi. Bu yaptığı hoşuma gitse

de kendime kızıyordum.

Bana yaptıkları bunca şeyden sonra onu affetmek

istemiyor, her şeyi burnundan getirmek istiyordum

bu pek mümkün görünmüyordu.

Galiba ben fena tutuldum bu dağ ayısına. Onun

kolları arasında uykuya dalmıştı m, araba durunca

de uyandım.

" Geldik mi ağam

"Günaydın yavrum."

Ellerimden tutup arabadan indirdi. Ben elimle

çekmek istesem de bırakmıyordu. Avlunun kapısı açıldı

annesi sedirde oturmuş telefonla konuşuyordu.

O sırada kardeşi, yeğeni de merdivenden aşağı indi

Berfin ve Melek koşarak Bervan'a sarıldı. Vicdansızın oğlu bir tek bana karşı. Zalim

" Kurê zaliman "

 

​​​​​( zalımın oğlu )

"Ne dedin sen

"Bir şey demedim ağam "

Sıritarak yüzüme baktı; ilk defa ondan utanmıştım,

yanaklarım yanmaya başladı. Yüzü ciddileşti, tok bir

sesle konuşmaya başladı.

Bervan'dan

Karımın dediği lafa sıritsam da, bu zalımın oğlu

ona neler yapmak istiyordu bir bilse, elli ellimin içinde

terlemeye yanakları ise kipkırmızı olmuştu.

Ona bakmaya doyamasam da, işlerimi hızla

halledip odaya çıkarmak için harekete geçtim.

"Dayê, telefonê qut bike û bi baldarî guhdarî bike ka

ez çi dibệjim." (Anne, kapat telefonu diyeceklerimi iyi

dinle.)

"Bi xêr hati kurê, ji te re baş e ku tu dev ji diya xwe

berdi?"

(hoş geldin oğul ananı bırakıp gitmek Yakıştımı

sana)

"Buna sen mecbur ettin beni dayê, bundan sonra

zümra ya tek bir laf eden olursa karŞISinda beni bulur."

"Soysuzun kızını bir de baş köşeye oturt."

"Oturacak dayê, o bu konağın sahibi benim karım,

herkes haddini bilecek."

"Sütümü helal etmem, kuremin."

"Unutma dayê, o bir hanım ağa, bundan sonra her

 

Bölüm : 26.12.2024 19:28 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...