
Dizdar 'dan
Kardeşim, bir telefonla ayılıp yola düştüğüne göre
Fena halde tutulmuş aşk ateşine.
İnşallah intikam için yanıp tutuşması böylelikle
Biter. Uzun zaman sonra onu gülerken görmek en iyi
şeydi benim için.
Herkes dağılınca ben de ayılmak için soğuk bir duş
Aldım. Yasmin öldüğünden beri, evim olan bu dağ evinde
Yalnızlığında boğuyordu beni.
Duştan çıktıktan sonra uyuyorum diye ümit etsem de
uyku gözüme girmedi. Tekrar birini beğenmiş
Olmam, karıma ihanet etmiş gibi gelmeye başladı b
Önüme çektiğim paketle iç çeke çeke ağzını açtım
erkekler ağlamaz derler ya, işte yıllardır gözümden
durmayan yaşlar tekrar yanaklarımı ıslattı.
Sabaha kadar oturmuş, kafam yerine gelmişti.
Çok geçmeden çarşıda olan dükkana abimin yanına gitmeye
Karar verdim; beni bir tek o anlıyordu çünkü.
Saat on biri geçmişti, arabaya binip çarşıya doğru
Yola koyuldum. İki saat süren araba yolculuğundan
sonra çarşıya vardım.
Abimin yanına gittim. Normalde şirkete çıkmayan
Abim bu aralar dükkandan çıkmıyordu. Abim beni
Karşıladı, aramızda koyu bir sohbet vardı.
Çayımı yudumlarken yine onu gördüm, kalbim
Yerinden çıkacak gibi olmaya başladı. Bu defa ne
Yaparsa yapsın, kaçmayacaktım ondan.
Sen bekle, yine karşılaştık bead.
(boncuk)
sen de o sapıksın.
"Sapık mi? Benim kim olduğumu biliyor musu
"Bilmem mi gerekiyor?"
"Ben Dizdar Bozdağlı, küçük hanım. "
"Kim olduğun umrumda değil, benden uzak du
yeter.
"Durmam, karım ol bead.
(Boncuk)
Olmam, Dizdar Bozdağlı. Aklında da, kalbinde
paşka kadın olanın karısı olmam. Ölen karına olan
sevdanı bilmeyen yok bu diyarada.
"Kim olduğunu söyle, önce onu öğrenelim."
"Kim olduğumun önemi yok, sapık ama çok merak ettiysen söyleyeyim,Elif Aldanoğlu, ben Mahmut Aldanoğlu'nun Kızıyım."
Zümra'dan
bir telefonumla çıkıp gelmesini beklemiyordum
Eminim o da benim kadar şaşkındır bu yaptığına.
İntikam için benimle evlenmese, aşık olduğunu düşünürdüm.
Ama bu hayatta annem babam beni sevmemiş
düşmanım mı sevecekti beni? Ama yine de yanımda
olması dünyaya bedeldi benim için.
On üç yıl önce verdiği tokayı hala saklıyor olmam ona karşı hislerim olması sinirlerimi bozuyordu.
O gün kan davası için değil, Allah'ın emriyle ben
İstemiş olsaydı, her şey ban başka olabilirdi.
"Bu saatte neden uyanıksın, Bedewiya min?"
"Uyuyamadım, Bervan."
"lyi alıştın bana, Aldanoğlu. Ben olmasam ne yapacaksın?"
"Bir yere mi gideceksin?"
"Boş ver şimdi bunları, bu gece iyice dinlen. Sabah konağa döneceğiz."
"Peki, Bervan ağa, nasıl istersen."
Ne demek istemişti ki, şimdi beni bırakıp gidecek
Mi ya da babamın evine mi gönderecekti diye
Düşünmeye başladım.
Ben bunları düşünürken, o çoktan yatağa geçmişti
Kolunu açmış, beni çağırıyordu. Gücümü toplayıp
Göğsüne sindim.
Onunla burada her şey yolunda gidiyordu. 0nunla
Konağa dönmek istesem de mecburdum; sonuçta evde bekleyenler vardı.
Bu düşünceler arasında uykuya dalmıştım.Kokusunu sineme çeke çeke, "Uyan artık tembele teneke" diyen sesle gözümü araladım.
"Üzerini değiştir, kahvaltı yapıp edip çıkalım.
" Peki, ağam.
"Ağam diyen diline,kurban, çavên min ên zimrûdi
(Zümrüt gözlüm.)
Ağam odadan çıktıktan sonra üzerimi değiştirip bende
yanına gittim. Birlikte kahvaltı ettikten sonra eşyaları
alıp arabaya koydu..
İki hafta sonra sağ kolu olan Seyyid gelmişti biz
almaya. Ben arabaya bindikten sonra Bervan'ın öne
oturmasını beklerken, arka koltuğa gelip yanıma oturdu
Şaşkın şaşkın yüzüne bakınca, göz kırıp kafamı
göğsüne bastırdı. Kafamı çekmeye çalışsam da, daha da bastırdı.
Yol boyu saçlarım öpüp kokladı ellerim, elleri
içinde kafam ise göğsündeydi. Bu yaptığı hoşuma gitse
de kendime kızıyordum.
Bana yaptıkları bunca şeyden sonra onu affetmek
istemiyor, her şeyi burnundan getirmek istiyordum
bu pek mümkün görünmüyordu.
Galiba ben fena tutuldum bu dağ ayısına. Onun
kolları arasında uykuya dalmıştı m, araba durunca
de uyandım.
" Geldik mi ağam
"Günaydın yavrum."
Ellerimden tutup arabadan indirdi. Ben elimle
çekmek istesem de bırakmıyordu. Avlunun kapısı açıldı
annesi sedirde oturmuş telefonla konuşuyordu.
O sırada kardeşi, yeğeni de merdivenden aşağı indi
Berfin ve Melek koşarak Bervan'a sarıldı. Vicdansızın oğlu bir tek bana karşı. Zalim
" Kurê zaliman "
( zalımın oğlu )
"Ne dedin sen
"Bir şey demedim ağam "
Sıritarak yüzüme baktı; ilk defa ondan utanmıştım,
yanaklarım yanmaya başladı. Yüzü ciddileşti, tok bir
sesle konuşmaya başladı.
Bervan'dan
Karımın dediği lafa sıritsam da, bu zalımın oğlu
ona neler yapmak istiyordu bir bilse, elli ellimin içinde
terlemeye yanakları ise kipkırmızı olmuştu.
Ona bakmaya doyamasam da, işlerimi hızla
halledip odaya çıkarmak için harekete geçtim.
"Dayê, telefonê qut bike û bi baldarî guhdarî bike ka
ez çi dibệjim." (Anne, kapat telefonu diyeceklerimi iyi
dinle.)
"Bi xêr hati kurê, ji te re baş e ku tu dev ji diya xwe
berdi?"
(hoş geldin oğul ananı bırakıp gitmek Yakıştımı
sana)
"Buna sen mecbur ettin beni dayê, bundan sonra
zümra ya tek bir laf eden olursa karŞISinda beni bulur."
"Soysuzun kızını bir de baş köşeye oturt."
"Oturacak dayê, o bu konağın sahibi benim karım,
herkes haddini bilecek."
"Sütümü helal etmem, kuremin."
"Unutma dayê, o bir hanım ağa, bundan sonra her
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 46.21k Okunma |
2.32k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |