14.Acı Yürek

Dul olarak babamın kapısına dönmüştüm, ben

hayatımın en zor anlarını gurbet de çektim sanarken.

Bu üç ay içinde daha büyük acılar çekmiştim,

canım çıka çıika, ölsem belki daha iyi olurdu.

Babamın karşısında durdukça, benim bu hale

düşmemin nedeni olduğunu düşündükçe, ne gözümde

yaş ne de öfkem dinmiyordu.

Altı evlat verdin, hayatlarının baharında olan altı

evlat, birini de diri diri gömdün be baba, niye? "

Susma baba, yıllardır sustun. Susma, benim

günahım ne?

Ne yaptım da bu kadar nefret ettin benden, Allah

aşkına? "

" Bunların yaşamının tek suçlusu ablamdır."

" Yillar önce ölen ablamla ne ilgisi var?"

Ne demeye çalıştı, neden ablam suçlu? Anneme

döndüğümde gözleri sel olmuş, başını yere eğmişti.

Benden sakladıklari şey neydi, anlatsın diye

anneme sordum, o da cevap vermedi.

Şimdi değilse de elbet öğrenecektim. Ablam ne

yapmiş olabilirdi ki?

Bervan'dan

Kendimi nereye atsam içimdeki öfke diner diye

düşünmeye başladım.

Ne demek alacak verecek kalmamıştı, nasıl böyle

bir karara itiraz etmemişti.

Yüreğime düşen acı, varlığı dert yoklu zulüm,

kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı.

Kendimi dağ evine atmak en iyisi olacaktı. Şu an

isteğim tek şey acı yüreğimin sesini dindirmekti.

Sevda dedikleri bu iletmiydi, dert gibi sarmıştı her

yanimı.

Dağ evine gittiğimde kan kardeşim sedirde

oturmuş, ayakta uyukluyordu.

Geldiğimi duyunca ayaklanıp yanına geldi, onun

acısı benimkini yaninda hiç bir şeydi.

"Ne bu hal dizdar ağa?"

"Yanan yüreğimi söndürmeye geldim ağam. Benim

yüreğim hep yanıyor da seni yakan nedir?"

"Buraya gelmek için illa yürek mi yanması lazım?"

"Geç otur önce ağam."

Sedire oturduktan sonra, öğle vakti içmezken

sarhoş olup her şeyi unutmak istedim.

Önüme çektiğim küllükle düşünmeye başladım.

"Aldım haberini ağam."

"Ne haberi dizdar?"

"Ağalar Meclisini toplamışsın yengeyi boşamak

için, biz Aldanoğullari'ndan kız alamaya çalışıyoruz, sen

de boşuyorsun ağam."

"Ne kızı dizdar, ne diyorsun sen?"

"Benim dediğimi boş ver ağam, sen niye böyle

karar verdin onu söyle hele."

"Sen önce lafını tamamla, hangi kız bu?"

"O gün sana anlattığım biri vardı ya."