18. Bölüm

18. Hanım Ağa

Mavi Yazar
maviyazarr

Zümra' dan

Annem kendine gelince beni karşısında görünce

boynuma sarılıp ağlamaya başladı.

Kiyamet kopmuştu ama annemin hiçbir şeyden

haberi bile yoktu.

Babam annemi alıp odasına götürdü, ben de sedire

oturup kafamı geri yasladım.

Babamın söyledikleri aklıma geliyor; ben olmadan

malını üstüme yapmişti.

Bervan nereden öğrenmişti, neden gelmişti?

Düşünceler arasında kaybolup gittikçe içime çöken

kötü bir his iyice her tarafımı sarmıştı.

Herkes etrafı toparlayıp odalarına çekilmişti, ben

hala sedirde oturup.

Canımı yakan dağ ayısını düşünüyordum, gözüme

babamın paketi çarptıi.

Önüme küllüğü çekip içinden bir dal alıp yaktım.

Onsuz durmuyor, onunla da olamıyordum;

gözümden akan yaşlar durmuyor, elimdeki duman

sönmüyordu.

lç çekerken, onu her zaman düşündüğümde

söylediğim şarkı aklıma geldi.

"Bu tepe pullu tepe neni de yarim neni, su gelir sere

serpe eski de yarim hani, dediler yar uyumuş neni de

yârim neni, uyardım öpe öpe eski de yârim hani, dediler

yar uyumuş neni de yârim neni, uyardım öpe öpe eski

de yârim hani.

Altinı bozdurayım neni de yârim neni, gerdana

dizdireyim eski de yârim hani, ipek mendil değilsen neni

de yârim neni, cebimde gezdireyim eski de yarim hani.

Altındır alay değil neni de yârim neni, gümüştür

kalay değil eski de yârim hani, kınamayın aaa dostlar

neni de yârim neni, sevdadır kolay değil eski de yârim

hani, kınamayın aaa dostlar neni de yârim neni,

sevdadır kolay değil eski de yâim hani."

Söylediğim şarkı avluda inlerken, benim yüreğim kor

ateş gibi yanıyordu.

Söylediğim her cümle gözümde yaş, yüreğimde

ateş oluyordu.

Önümdeki paket bitince gözümdeki yaş da bitti.

Odaya geçip kafamı yastığa koydum; yaşadıklarım

artık bünyeme ağır geliyordu.

Kafam yastığa koyduğumda bir dakika içinde

uykuya daldım. Üç aydır alıştığım koku yoktu;

yalnızlığımın esiri olmuştum.

Gözümü açtığımda sabah olmuştu, kendimi duşa

sokup iyice yıkandıktan sonra banyodan çıktım.

Üzerimi giydikten sonra elimle telefonu alıp

Mahmut amcamın kızı Elifi aradım.

"Günaydın avukat hanım, rahatsız etmedim

umarım."

"Zümra, sabah sabah bir şey mi oldu, hayırdır?"

"Konağa gel, seninle işlerim var. Acele et, kahvaltını

burada yaparsın."

"Peki, keça mamê." (amca kızı)

 

Odadan çıktım, kahvaltı sofrası kuruluyordu.

Annem babam sedirde oturmuştu.

"Sofraya bir tabak daha koy Asiye."

"Baş üstüne, hanımım."

"Misafirimiz kim, Zümra?"

"Elif gelecek, anne."

"Hayrola inşallah, keça min." (kızım)

"Hayırdır anne, merak etme, Bervan Arslanoğlu'nu

boşayacağım."

"Şaşırma, öyle baba, beni dün gece hanım ağa ilan

ettin, malını üstüme yaptın, ben de üstüme düşeni

yapacağım."

Babamın susması bir defa olsun işime yaramıştı.

Arada fazla mesafe olmadığı için on dakika sonra

Elif geldi. Ayaklanıp onu karşıladım.

"Hoş geldin amca kızı."

"Hoş bulduk, hanım ağam, hayırdır inşallah.!

"Sofraya geçelim, önce açsındır."

"Ee, yani hanım ağam, sabah sabah diktin beni

buraya."

Hafif tebessüm ettim, gösterdiğim yere geçip

oturdu. Kahvaltı yaptıktan sonra sedire geçtik.

"Ne olduğunu söylemeyecek misin, ne oluyor Allah

aşkına?"

"Boşanma belgesini hazırla Elif, maddi manevi

tazminat istemiyorum, ilk celsede hallet bu işi."

"Emrin başım üstündedir, hanım ağam."

"Emir değil, rica ediyorum."

Başını sallayıp işlemler için gidiyordu. Onu kapıya

kadar yolcu ettiğim sIrada korumalardan birinin telefon

konuştuğunu gördüm, galiba aradığım köstebeği

bulmuştum.

Elif arabaya binip gittikten sonra Şahin'i yanıma

çağırdım.

"Buyurun hanımım, bir şey mi oldu?"

"Şuradaki korumayı al, avluya getir."

"Bir saygısızlık mi yaptım, hanımım, ben cezasını

keserim."

Söylediği şey öfkemi iki katına çıkarmıştı. Sinirli bir

şekilde yüzüne bakınca tek kelime etmeden gidip iki

dakika sonra korumayla geldi.

"Gel bakalım aslan parçası, adın ne senin?"

"Murat, hanımım, bir kusurum mu oldu size karşı?"

"Ne kusuru demek, adın Murat, Bervan Ağa'nın

bahsettiği köstebek sensin demek."

"Bervan Ağa mı size söyledi?"

"Söylediğim yemi bu kadar çabuk

yutacağını tahmin edemezdim."

"Duydun mu, Şahin, olan bitenin Bervan'a nasıl

ulaştığı belli oldu."

Sedirden kalkıp Şahin'in silahını alıp kor

bacağına sıktım. Babam salondan çıkıp hesap sorar

gibi yüzüme baktı.

Ona cevap verecek zaman değildi, yere çöküp

korumayla arkamdaki mesafeyi kapattım.

"Seni öldürmüyorsam gidip sahibine Zümra Aldanoğlu, senin için de gelecekmiş demen için."

" Gözüm görmesin Arslanoğlu konağına atıp gelin.

"Sana yakışır bir evlat olabildim mi baba?

Karıncaya zarar vermeyen Zümra, senin sayende sana

benzedi, gurur duy benimle."

Bölüm : 28.12.2024 15:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...