
Zümra' dan
Annem kendine gelince beni karşısında görünce
boynuma sarılıp ağlamaya başladı.
Kiyamet kopmuştu ama annemin hiçbir şeyden
haberi bile yoktu.
Babam annemi alıp odasına götürdü, ben de sedire
oturup kafamı geri yasladım.
Babamın söyledikleri aklıma geliyor; ben olmadan
malını üstüme yapmişti.
Bervan nereden öğrenmişti, neden gelmişti?
Düşünceler arasında kaybolup gittikçe içime çöken
kötü bir his iyice her tarafımı sarmıştı.
Herkes etrafı toparlayıp odalarına çekilmişti, ben
hala sedirde oturup.
Canımı yakan dağ ayısını düşünüyordum, gözüme
babamın paketi çarptıi.
Önüme küllüğü çekip içinden bir dal alıp yaktım.
Onsuz durmuyor, onunla da olamıyordum;
gözümden akan yaşlar durmuyor, elimdeki duman
sönmüyordu.
lç çekerken, onu her zaman düşündüğümde
söylediğim şarkı aklıma geldi.
"Bu tepe pullu tepe neni de yarim neni, su gelir sere
serpe eski de yarim hani, dediler yar uyumuş neni de
yârim neni, uyardım öpe öpe eski de yârim hani, dediler
yar uyumuş neni de yârim neni, uyardım öpe öpe eski
de yârim hani.
Altinı bozdurayım neni de yârim neni, gerdana
dizdireyim eski de yârim hani, ipek mendil değilsen neni
de yârim neni, cebimde gezdireyim eski de yarim hani.
Altındır alay değil neni de yârim neni, gümüştür
kalay değil eski de yârim hani, kınamayın aaa dostlar
neni de yârim neni, sevdadır kolay değil eski de yârim
hani, kınamayın aaa dostlar neni de yârim neni,
sevdadır kolay değil eski de yâim hani."
Söylediğim şarkı avluda inlerken, benim yüreğim kor
ateş gibi yanıyordu.
Söylediğim her cümle gözümde yaş, yüreğimde
ateş oluyordu.
Önümdeki paket bitince gözümdeki yaş da bitti.
Odaya geçip kafamı yastığa koydum; yaşadıklarım
artık bünyeme ağır geliyordu.
Kafam yastığa koyduğumda bir dakika içinde
uykuya daldım. Üç aydır alıştığım koku yoktu;
yalnızlığımın esiri olmuştum.
Gözümü açtığımda sabah olmuştu, kendimi duşa
sokup iyice yıkandıktan sonra banyodan çıktım.
Üzerimi giydikten sonra elimle telefonu alıp
Mahmut amcamın kızı Elifi aradım.
"Günaydın avukat hanım, rahatsız etmedim
umarım."
"Zümra, sabah sabah bir şey mi oldu, hayırdır?"
"Konağa gel, seninle işlerim var. Acele et, kahvaltını
burada yaparsın."
"Peki, keça mamê." (amca kızı)
Odadan çıktım, kahvaltı sofrası kuruluyordu.
Annem babam sedirde oturmuştu.
"Sofraya bir tabak daha koy Asiye."
"Baş üstüne, hanımım."
"Misafirimiz kim, Zümra?"
"Elif gelecek, anne."
"Hayrola inşallah, keça min." (kızım)
"Hayırdır anne, merak etme, Bervan Arslanoğlu'nu
boşayacağım."
"Şaşırma, öyle baba, beni dün gece hanım ağa ilan
ettin, malını üstüme yaptın, ben de üstüme düşeni
yapacağım."
Babamın susması bir defa olsun işime yaramıştı.
Arada fazla mesafe olmadığı için on dakika sonra
Elif geldi. Ayaklanıp onu karşıladım.
"Hoş geldin amca kızı."
"Hoş bulduk, hanım ağam, hayırdır inşallah.!
"Sofraya geçelim, önce açsındır."
"Ee, yani hanım ağam, sabah sabah diktin beni
buraya."
Hafif tebessüm ettim, gösterdiğim yere geçip
oturdu. Kahvaltı yaptıktan sonra sedire geçtik.
"Ne olduğunu söylemeyecek misin, ne oluyor Allah
aşkına?"
"Boşanma belgesini hazırla Elif, maddi manevi
tazminat istemiyorum, ilk celsede hallet bu işi."
"Emrin başım üstündedir, hanım ağam."
"Emir değil, rica ediyorum."
Başını sallayıp işlemler için gidiyordu. Onu kapıya
kadar yolcu ettiğim sIrada korumalardan birinin telefon
konuştuğunu gördüm, galiba aradığım köstebeği
bulmuştum.
Elif arabaya binip gittikten sonra Şahin'i yanıma
çağırdım.
"Buyurun hanımım, bir şey mi oldu?"
"Şuradaki korumayı al, avluya getir."
"Bir saygısızlık mi yaptım, hanımım, ben cezasını
keserim."
Söylediği şey öfkemi iki katına çıkarmıştı. Sinirli bir
şekilde yüzüne bakınca tek kelime etmeden gidip iki
dakika sonra korumayla geldi.
"Gel bakalım aslan parçası, adın ne senin?"
"Murat, hanımım, bir kusurum mu oldu size karşı?"
"Ne kusuru demek, adın Murat, Bervan Ağa'nın
bahsettiği köstebek sensin demek."
"Bervan Ağa mı size söyledi?"
"Söylediğim yemi bu kadar çabuk
yutacağını tahmin edemezdim."
"Duydun mu, Şahin, olan bitenin Bervan'a nasıl
ulaştığı belli oldu."
Sedirden kalkıp Şahin'in silahını alıp kor
bacağına sıktım. Babam salondan çıkıp hesap sorar
gibi yüzüme baktı.
Ona cevap verecek zaman değildi, yere çöküp
korumayla arkamdaki mesafeyi kapattım.
"Seni öldürmüyorsam gidip sahibine Zümra Aldanoğlu, senin için de gelecekmiş demen için."
" Gözüm görmesin Arslanoğlu konağına atıp gelin.
"Sana yakışır bir evlat olabildim mi baba?
Karıncaya zarar vermeyen Zümra, senin sayende sana
benzedi, gurur duy benimle."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 46.2k Okunma |
2.31k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |