
Elif 'den
Zümra'nn boşanmaya bu kadar kararı olması
canimı siksa da artık kendi için bir şeyler yapması içimi
rahatlattı.
Yillardır çekmediği, hak etmediği şeyler yaşadı;
kararına saygı duyup belgeleri hazırlamak için konaktan
ayrıldım.
Aldanoğlu şirketinin avukatı olduğum için önce
şirkete gidip Mervan abimin zimmetine geçirdiği her
şeyi geri almam gerekti.
Mervan abim, babamdan çok Mehmet amcama
benziyordu; huyu onun gibi, gaddardı.
Çok geçmeden şirketteki işlerimi halledip boşanma
belgelerini hazırlamıştım.
Şirketten çikıp Bervan Ağa'nın şirketine gitmek için
arabaya bindim.
O sirada Mervan abim, Cihan Arslanoğlu ile şirkete
girdiğini gördüm.
Onlara ayıracak vaktim yoktu; önce gidip Bervan
Ağa'yı verdiği karara pişman etmem gerekiyordu.
İkisinin bir arada olması hiç iyi değildi; daha fazla
vakit kaybetmeden Bervan Ağa'nın şirketine geldim.
Kapıdan içeri girdiğim anda, karşıma ayı gibi bir
adam dikildi. Galiba korumasıdır.
" Kimsiniz buyrun yardımcı olayım size
Ben Zümra Arslanoğlu un avukatıyım,
Bervan beyle görüşücektim. "
"Ağam müsait mi bir bakayım, avukat hanım siz burada bekleyin. "
Sanki ağasını yiyecekler, bu nasıl bir tavIr?
Yaptıkları beni ilgilendirmiyordu.
Beş on dakika bekledikten sonra sonunda ayı aşağı
inebilmişti.
"Ağam sizi bekliyor, avukat hanım, buyurun."
" Zahmet etti, ağanız bir yarım saat daha
bekleyebilirdim.
Söylediğim şeyle yüzüme öfkeli bir şekilde bakıp
yol gösterdi.
Bir şey daha söylemeden gösterdi, yolda ilerledim
çünkü enerjimi Bervan Ağa'ya saklıyordum.
Sonunda Bervan Bey'in ofisinin kapısının önüne
gelmiştik. Koruması kapıyı çalıp içeri girdi.
Ben de arkasından girdim. Bervan Ağa beni
görünce ayağa kalkip selam verdi.
Sonra korumasına çıkması için işaret etti.
Koruması kapıyı kapatınca ben de konuşmaya
başladım.
Fazla vaktim yok Bervan Bey, ben Zümra
Arslanoğlu'nun avukatı, Elif Aldanoğlu.
"Gelmenizi ne borçluyuz, avukat hanım? "
" Bu dosyalar boşanma evrakları Bervan Bey,
anlaşmalı boşanma istiyoruz. Maddi, manevi tazminat
istemiyoruz.
"Ne boşanma evrakı, avukat hanım? Ne diyorsun
sen?"
Öncelikle sesinizi alçaltın Bervan Bey. Zümra imzaladı, siz de imza atarsanız bu iş ilk celsede
halledilir.
"Üç ay beklemesi gerektiğini bilmiyor mu
müvekkilin?"
"O dini nikah için geçerli Bervan Bey, işleri
zorlaştırmayın lütfen."
Söylediklerimle iyice öfkelense de geri adım
atmaya niyetim yoktu. Zümra için ilk defa bir şey
yapacaktım.
" Git söyle o Aldanoğlu'na, ben istediğim zaman
boşarım onu, o istediği zaman değil. Çıkın dışarı şimdi,
elimden bir kaza çikmadan."
"Elinden geleni ardına koymayın Bervan Bey.
Zümra'nin bir an önce tekrar Aldanoğlu olmasI
gerekiyor. Yoksa darp raporu çıkarır, hakkınizda dava
açarim."
" Haddini bil avukat, karşında maraban yok senin.
" Karşımda adam da yok, onu ne yapacağız Bervan
Bey? Bunca yıl çektikleri yetmezmiş gibi bir de senin
gibi bir ayıyla evlendi. Öyle ya da böyle boşarım sizi,
bunu bilin."
Söylediğim cümle ile yerinden kalkıp karşıma
dikildi.
"Senin haddine mi benimle böyle konuşmak?
Elimde kalacaksın, si..me belgeni çık odadan."
"Ağzınızı toplayın, karşınıza da bir devlet memuru
var Bervan Bey."
"Madem beni boşamak istiyor, müvekkilin git söyle, bir ay sonra yeniden evleniyor Bervan Ağa. O zamana
kadar bekleyecek."
" İsabet oldu Bervan Bey, Zümra da artık
Aldanoğlu'nun hanım ağası olduğuna göre, sizi
boşadıktan sonra yanına adam, baba yiğit birini bulur."
Söylediğim lafla silahını çekmesi bir oldu,
gözünden ateş püskürüyordu âdeta.
" Gitmeden önce son bir şey söylemem gerek: ya
seve seve ya da si... e si... e boşanacaksın, iyi günler
Bervan Bey."
Söylediğim sözle ateş etti, canım yanmadiğına
göre kendini vurmuştu diyip kafamı çevirdim. Ama
havaya ateş etmişti.
Yüzümde tebessümle dışarı çıktim, sesi duyanlar
odaya girmeye başladı.
Ben de şirketten çıkıp Zümra'nın yanına gitmek için
arabaya bindim.
Zümra' dan
Onca olaydan sonra bir de birinin caninı
yakmıştım.
Yıllardır hiç acımadan beni harcıyan insanların esiri
ve sürgünü olmuştum.
Savrulduğum bu topraklarda tekrar sürgün
olmuştum.
Şirkete gidecek zaman değildi, önce Aldanoğlu
aşiretinin benim neler yapabileceğimi görmeleri
lazımdı.
Babam da bugün evde kalmişti, sedirde oturmuş
sigarasını içiyordu.
Ben de yanina oturdum, yüzüme bile bakmıyordu,
ne diyeceğim diye beni bekliyordu.
"Eee baba, nasıl, sana yakışır bir evlat miyım
artık?"
Birini vurdun diye bana yakışır bir evlat mı
olduğunu sandın Zümra?"
"Haşa Mehmet Ağa, ben sana evlat olamadım ki
yakışır evlat olayım."
Söyledigim şeyle yüzü allak bullak olsa da daha
fazla konuşmadı, ben de yapacaklarım için babamdan
onay almak için konuşmaya devam ettim.
"Ee madem beni hanım ağa ilan ettin, bundan
sonra yapacaklarımdan sen sorumlusun ağam."
"Ne demek bu Zümra, yapacağın şeyler neymiş de
hele?"
"Söyleyim baba, canimı sikmanın canini alacağıim.
Kim olursa olsun, bundan böyle bütün aşirete beni
savunacaksın.
Soyun benim soyumla devam edecek oldu ki
ölürsen aşiretin başına ben geçeceğim."
"Hanım ağa ilan ettim seni, aşiretin başına geçmek
nedir, kadından aşiret ağası mi olur, kendine gel
Zümra."
"Ben kendimdeyim baba, parası olan düdüğü çalar
ve Aldanoğlu serveti benim.
bundan sonra ben ne dersem o olacak Mehmet Ağa, bu da sana sözümdür."
Söylediğim şeyle öfkelense de kararlı olduğumu
görünce susup gitmekten başka bir şey yapmadı.
Söylediklerime yaptıklarımla kendimle gur
duymaya başladım sonunda.
Yüzümdeki tebessüm, içimdeki huzur yetiyordu
bugün bana, babamın arkasından öyle sıritır bir şekilde
kaldığımı fark etmemiştim.
Elifin sesi ile kendime gelene kadar.
"Çok mutluyuz, bakıyorum da hanım ağam."
"Ooo hoş geldin keça mamê (amca kızı), neye
borçluyuz bu gelişinizi acaba?"
"Karı koca aynısınız, o da aynı lafı dedi."
" Anlamadım amca kızı."
"Boş ver şimdi, Bervan Ağa'nın yanindan
geliyorum, boşanma belgelerini imzalatmak için."
" imzaladı mı peki?"
"Onu boşamak istiyordum ama imzalasa canim
yanacakmış gibiydi, sesim tedirgin çıkıyordu."
"imzalamadı Zümra ama."
"Aması ne, Elif, konuş."
"Bir ay sonra evleniyormuş, o güne kadar beklesin
dedi, evlendiğim gün boşarım dedi."
Söylediği şey kalbime kor ateş gibi çöktü, daha bir
kaç gün olmuştu ama o evlenmeye karar bile vermişti.
İstemsizce gözümde yaşlar süzülmeye başlamıştı,
Elif bana sarılıp sarmalasa da canım çok yanıyordu.
Kendimi toparlayıp Elife döndüm, o da benimle
birlikte üzülmüştü.
"Bir an önce hallet bu işi Elif, ne gerekiyorsa yap."
Elif başıyla onay verdikten sonra avlunun ortasında
Mehmet Ağa diye bağırdım.
"Babaaaaaa, duymuyor musun beni?"
"Ne var deli kız, yine ne istiyorsun bu saatte?"
"Tüm aşirete haber sal baba, Zümra Aldanoğlu'nu üç ay sonra yeniden evlenecek diye."
Instagram hesabı @maviyazarr_
Okuduktan sonra yorum yapmayı unutmayın ♥️
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 46.2k Okunma |
2.31k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |