19. Bölüm

19. Avukat Hanım

Mavi Yazar
maviyazarr

 

Elif 'den

 

Zümra'nn boşanmaya bu kadar kararı olması

 

canimı siksa da artık kendi için bir şeyler yapması içimi

 

rahatlattı.

 

Yillardır çekmediği, hak etmediği şeyler yaşadı;

 

kararına saygı duyup belgeleri hazırlamak için konaktan

 

ayrıldım.

 

Aldanoğlu şirketinin avukatı olduğum için önce

 

şirkete gidip Mervan abimin zimmetine geçirdiği her

 

şeyi geri almam gerekti.

 

Mervan abim, babamdan çok Mehmet amcama

 

benziyordu; huyu onun gibi, gaddardı.

 

Çok geçmeden şirketteki işlerimi halledip boşanma

 

belgelerini hazırlamıştım.

 

Şirketten çikıp Bervan Ağa'nın şirketine gitmek için

 

arabaya bindim.

 

O sirada Mervan abim, Cihan Arslanoğlu ile şirkete

 

girdiğini gördüm.

 

Onlara ayıracak vaktim yoktu; önce gidip Bervan

 

Ağa'yı verdiği karara pişman etmem gerekiyordu.

 

İkisinin bir arada olması hiç iyi değildi; daha fazla

 

vakit kaybetmeden Bervan Ağa'nın şirketine geldim.

 

Kapıdan içeri girdiğim anda, karşıma ayı gibi bir

 

adam dikildi. Galiba korumasıdır.

 

" Kimsiniz buyrun yardımcı olayım size

 

Ben Zümra Arslanoğlu un avukatıyım,

 

Bervan beyle görüşücektim. "

 

"Ağam müsait mi bir bakayım, avukat hanım siz burada bekleyin. "

 

Sanki ağasını yiyecekler, bu nasıl bir tavIr?

 

Yaptıkları beni ilgilendirmiyordu.

 

Beş on dakika bekledikten sonra sonunda ayı aşağı

 

inebilmişti.

 

"Ağam sizi bekliyor, avukat hanım, buyurun."

 

" Zahmet etti, ağanız bir yarım saat daha

 

bekleyebilirdim.

 

Söylediğim şeyle yüzüme öfkeli bir şekilde bakıp

 

yol gösterdi.

 

Bir şey daha söylemeden gösterdi, yolda ilerledim

 

çünkü enerjimi Bervan Ağa'ya saklıyordum.

 

Sonunda Bervan Bey'in ofisinin kapısının önüne

 

gelmiştik. Koruması kapıyı çalıp içeri girdi.

 

Ben de arkasından girdim. Bervan Ağa beni

 

görünce ayağa kalkip selam verdi.

 

Sonra korumasına çıkması için işaret etti.

 

Koruması kapıyı kapatınca ben de konuşmaya

 

başladım.

 

Fazla vaktim yok Bervan Bey, ben Zümra

 

Arslanoğlu'nun avukatı, Elif Aldanoğlu.

 

"Gelmenizi ne borçluyuz, avukat hanım? "

 

" Bu dosyalar boşanma evrakları Bervan Bey,

 

anlaşmalı boşanma istiyoruz. Maddi, manevi tazminat

 

istemiyoruz.

 

"Ne boşanma evrakı, avukat hanım? Ne diyorsun

sen?"

 

Öncelikle sesinizi alçaltın Bervan Bey. Zümra imzaladı, siz de imza atarsanız bu iş ilk celsede

 

halledilir.

 

"Üç ay beklemesi gerektiğini bilmiyor mu

 

müvekkilin?"

 

"O dini nikah için geçerli Bervan Bey, işleri

 

zorlaştırmayın lütfen."

 

Söylediklerimle iyice öfkelense de geri adım

 

atmaya niyetim yoktu. Zümra için ilk defa bir şey

 

yapacaktım.

 

" Git söyle o Aldanoğlu'na, ben istediğim zaman

 

boşarım onu, o istediği zaman değil. Çıkın dışarı şimdi,

 

elimden bir kaza çikmadan."

 

"Elinden geleni ardına koymayın Bervan Bey.

 

Zümra'nin bir an önce tekrar Aldanoğlu olmasI

 

gerekiyor. Yoksa darp raporu çıkarır, hakkınizda dava

 

açarim."

 

" Haddini bil avukat, karşında maraban yok senin.

 

" Karşımda adam da yok, onu ne yapacağız Bervan

 

Bey? Bunca yıl çektikleri yetmezmiş gibi bir de senin

 

gibi bir ayıyla evlendi. Öyle ya da böyle boşarım sizi,

 

bunu bilin."

 

Söylediğim cümle ile yerinden kalkıp karşıma

 

dikildi.

 

"Senin haddine mi benimle böyle konuşmak?

 

Elimde kalacaksın, si..me belgeni çık odadan."

 

"Ağzınızı toplayın, karşınıza da bir devlet memuru

 

var Bervan Bey."

 

"Madem beni boşamak istiyor, müvekkilin git söyle, bir ay sonra yeniden evleniyor Bervan Ağa. O zamana

kadar bekleyecek."

" İsabet oldu Bervan Bey, Zümra da artık

Aldanoğlu'nun hanım ağası olduğuna göre, sizi

boşadıktan sonra yanına adam, baba yiğit birini bulur."

Söylediğim lafla silahını çekmesi bir oldu,

gözünden ateş püskürüyordu âdeta.

" Gitmeden önce son bir şey söylemem gerek: ya

seve seve ya da si... e si... e boşanacaksın, iyi günler

Bervan Bey."

Söylediğim sözle ateş etti, canım yanmadiğına

göre kendini vurmuştu diyip kafamı çevirdim. Ama

havaya ateş etmişti.

Yüzümde tebessümle dışarı çıktim, sesi duyanlar

odaya girmeye başladı.

Ben de şirketten çıkıp Zümra'nın yanına gitmek için

arabaya bindim.

Zümra' dan

Onca olaydan sonra bir de birinin caninı

yakmıştım.

Yıllardır hiç acımadan beni harcıyan insanların esiri

ve sürgünü olmuştum.

Savrulduğum bu topraklarda tekrar sürgün

olmuştum.

Şirkete gidecek zaman değildi, önce Aldanoğlu

aşiretinin benim neler yapabileceğimi görmeleri

lazımdı.

Babam da bugün evde kalmişti, sedirde oturmuş

sigarasını içiyordu.

Ben de yanina oturdum, yüzüme bile bakmıyordu,

ne diyeceğim diye beni bekliyordu.

"Eee baba, nasıl, sana yakışır bir evlat miyım

artık?"

Birini vurdun diye bana yakışır bir evlat mı

olduğunu sandın Zümra?"

"Haşa Mehmet Ağa, ben sana evlat olamadım ki

yakışır evlat olayım."

Söyledigim şeyle yüzü allak bullak olsa da daha

fazla konuşmadı, ben de yapacaklarım için babamdan

onay almak için konuşmaya devam ettim.

"Ee madem beni hanım ağa ilan ettin, bundan

sonra yapacaklarımdan sen sorumlusun ağam."

"Ne demek bu Zümra, yapacağın şeyler neymiş de

hele?"

"Söyleyim baba, canimı sikmanın canini alacağıim.

Kim olursa olsun, bundan böyle bütün aşirete beni

savunacaksın.

Soyun benim soyumla devam edecek oldu ki

ölürsen aşiretin başına ben geçeceğim."

"Hanım ağa ilan ettim seni, aşiretin başına geçmek

nedir, kadından aşiret ağası mi olur, kendine gel

Zümra."

"Ben kendimdeyim baba, parası olan düdüğü çalar

ve Aldanoğlu serveti benim.

bundan sonra ben ne dersem o olacak Mehmet Ağa, bu da sana sözümdür."

Söylediğim şeyle öfkelense de kararlı olduğumu

görünce susup gitmekten başka bir şey yapmadı.

Söylediklerime yaptıklarımla kendimle gur

duymaya başladım sonunda.

Yüzümdeki tebessüm, içimdeki huzur yetiyordu

bugün bana, babamın arkasından öyle sıritır bir şekilde

kaldığımı fark etmemiştim.

Elifin sesi ile kendime gelene kadar.

"Çok mutluyuz, bakıyorum da hanım ağam."

"Ooo hoş geldin keça mamê (amca kızı), neye

borçluyuz bu gelişinizi acaba?"

"Karı koca aynısınız, o da aynı lafı dedi."

" Anlamadım amca kızı."

"Boş ver şimdi, Bervan Ağa'nın yanindan

geliyorum, boşanma belgelerini imzalatmak için."

" imzaladı mı peki?"

"Onu boşamak istiyordum ama imzalasa canim

yanacakmış gibiydi, sesim tedirgin çıkıyordu."

"imzalamadı Zümra ama."

"Aması ne, Elif, konuş."

"Bir ay sonra evleniyormuş, o güne kadar beklesin

dedi, evlendiğim gün boşarım dedi."

Söylediği şey kalbime kor ateş gibi çöktü, daha bir

kaç gün olmuştu ama o evlenmeye karar bile vermişti.

İstemsizce gözümde yaşlar süzülmeye başlamıştı,

Elif bana sarılıp sarmalasa da canım çok yanıyordu.

Kendimi toparlayıp Elife döndüm, o da benimle

birlikte üzülmüştü.

"Bir an önce hallet bu işi Elif, ne gerekiyorsa yap."

Elif başıyla onay verdikten sonra avlunun ortasında

Mehmet Ağa diye bağırdım.

"Babaaaaaa, duymuyor musun beni?"

"Ne var deli kız, yine ne istiyorsun bu saatte?"

"Tüm aşirete haber sal baba, Zümra Aldanoğlu'nu üç ay sonra yeniden evlenecek diye."

 

 

 

 

 

Instagram hesabı @maviyazarr_

 

Okuduktan sonra yorum yapmayı unutmayın ♥️

Bölüm : 28.12.2024 16:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...