23. Bölüm

23. Kara Gün

Mavi Yazar
maviyazarr

Zümra 'dan

 

Hayatımda bana yanlış yapmayacağını

düşündüğüm en son kişi Elifti ama o da beni arkanmdan

vurmuştu. Bu yaptığıma nasıl şımarıklık derdi, aklım

almıyor.

Kalbini kırmamak için yolcu bile etmedim. Elif

gidince ben de sedirde oturmaya başladım.

Aklımdan çıkmayan sikıntılar, yüreğimde bitmeyen

sevda.

Iç çeke çeke oturduğum sedirde uyuya kalmışım.

Çalan telefonla gözümü açtım.

Arayan amcamın oğlu Boran'dı. Aradiğına mi yoksa

aradiğı saate mi şaşırsam bilemedim. Telefonu açtım,

konuşmasını bekledim.

"Abla, yardım bize."

"Ne yardımı Boran! Siz kim ayrıca?"

"Ben Bozdağlıların kızinı kaçırdım."

"Ne dedin sen? Ne yaptın, aklını mı kaçırdın

Boran?"

"Artik geri dönüşü yok abla, Berivan için yaptım."

"Doğru düzgün anlat şunu Boran."

"Abla, Mervan abim kızı Berivan'ı Cihana kuma

olarak verecekmiş. Ben de iclấ'yı seviyordum, kaçırdım.

Berdel yoluyla Bozdağlılara verin, amcama söyle,

yardım et bize."

"Konağa geçin Boran, elimden geleni yaparım.

Telefonu kapattıktan sonra babamın odasına dayandım. O da haber almişa benziyordu.

" Bozdağlılar konağı basmış. " Zümra diyince

hemen hazırlanıp babamla birlikte yola çıktım.

Aklımdan sadece Mervan pisliğinin yapacağı Şey

geçiyordu. Nasıl olur da kızını otuz küsur yaşındaki

adama kuma verir?

Boran'ın söylediği kafamı allak bullak etmeye

başladı. Daha ne kadar ileri gidecekti?

Babama dönüp gözlerine baktım. Bir şey

söyleyeceğimi anlayınca o benden önce konuşmaya

başladı.

"Derdin ne yine Zümra, ağzından çıkar."

"Mervan, Berivan'ı Cihana kuma olarak verecekmiş

baba."

Söylediğim şeyle dehşetle yüzü değişti çünkü biz

Aldanoğlları hiçbir kızimızı kuma olarak vermemiştik

ve almamıştıik.

"Ağzından çıkanı kulağın duysun Zümra, emin

olmadıiğın şeyle sakın konuşma."

"Eminim baba, berdel isteyelim. Arkamda dur, bu

defa lütfen o kızın başında yakmayın."

Söylediğim şeyle başını sallayarak onay verdi. Biz

de konağın kapısına gelmiştik.

Bütün Bozdağlılar ve yüreğine yandığım kapının

önünde duruyordu. Kendimi toparlayıp konağın

kapısına doğru yürüdüm.

Beş dakika sonra kapılar açıldı. Herkes olan bitene

bakarken Boran içeri girdi, temiz bir dayak yedikten Sonra.

Kızın abisi kafasına silah dayadı. Ben de kardeşine

aynı şeyi yapınca Bervan yanıima geldi.

Kulağıma fisıldayarak konuştu. "Katil olmaya

niyetin mi var?" deyince bir an gözlerinin içine baktım.

"Sen benim katilimsin," dedim. O da kafasını yere

eğdi. Tam o sirada "Sana gerek yok, ben sıkarım," diye

bir ses geldi.

Üzerimize doğrulttuğu silahla Bervan önüme geçti.

Silahtan çıkan kurşun Bervan'a gelmişti.

O dakika onu kaybetme korkusu beni benden

almışti. Elim ayağım titremeye başladı.

Bana doğru dönüp "ilyiyim" dememesi, bu yaptığı

için ona aci çektirmek istiyordum. Benim yüzümden

canı yanmış, kolundan vurulmuştu.

Yarısına baktıktan sonra kurşunun siyırdiğını

gördüm. Kendimi toparlayıp konuşmaya başladım.

"Bana bak Bozdağlı, heves ettiğin şeye dikkat et.

Kan akmasinı bu kadar mı çok istiyorsun? İsterseniz

berdel yapmayı kabul ederiz, yeter ki kimsenin canı

yanmasin artık."

Söylediğim şeyle Behzat Ağa konuşmaya başladı.

"Biz bizden evlenmeye uygun birini bulalım" deyince

herkes bir rahat nefes almışti.

Ama oğlu öne atılıp "Ben evleneceğim" diyince

herkes itiraz etse de Behzat Ağa kabul etti.

Bizden evlenecek kişi belli, "Siz kimi vereceksiniz?"

deyince babam konuşmaya başladı.

"Mervan'ın kzı Berivan, hayırlı uğurlu olsun" dedi.

Bozdağlılar Berivan't alıp gidince Mervan iyice

çığrından çıktı, babamın üstüne yürümeye başladı.

"Benim kızımı nasıl olur da önlerine atarsın, amca?

Nasıl hepsini, gerekirse öl...üm ama kızımı birakmam."

"Ben ablamın yaptığı şeyin bedelini ödüyorsam,

senin kızin da amcasının yaptiğı şeyin bedelini

ödeyecek Mervan."

Söylediğim lafa sinirlense de artik çok geçti,

Berivan Bozdağlılara gelin gitmişti.

Kapıdan çıktiğımda Bervan'ın arabasını gördüm,

gitmemişti. Etrafa bakıp onu aramaya başladım.

Karışma çıkınca korkudan irkildim, geri geri adım

attım. Düşmemem için kolumdan tutup kendine doğru

çekti beni.

"Neden gitmedin, neyi bekliyorsun? Laf söz çıka,

bilmiyor musun?"

"Sen benim karımsin Zümra, kim ne söylerse

söylesin."

"Tamam, ne istiyorsun, söyle dinliyorum."

"Bir daha hiçbir şekilde bu kadar erkeğin içinde

bulunma, bana laf söz getirme."

" Ne demek istiyorsun, Bervan Ağa, açık konuş."

"Yakında halamın kızını konağa getireceğim

Zümra. 0 güne kadar bana laf getirme diyorum."

"Yeniden evleniyorsun yani, anladım. Bervan Ağa,

hayırlı olsun sana. O güne kadar yemin olsun çıkamam

ama sen de şunu unutma,seni boşadığım gün yeniden evlenmesem bana Zümra demesinler."

Kolumdan tutup sıkmaya başladı. Canım yandıkça

O daha çok acıtıyordu ama yüreğime bıraktığı acı daha

çoktu.

"O düğün günün senin kara günün olur Zümra."

Kolumdan tutup savurunca yere düştüm.

Arabasına binip arkasına dahi bakmadan gitmişti.

Ben de yerden kalkıp arabaya bindim, babamı

beklemeden konağa doğru yola çıktım.

*

Dizdar'dan

Zümra yengemin söylediğiyle elimi yüzüme

götürüp ovuşturdum.

Ben evlenirim demeden Ferhat öne atılınca Elifi

verirler korkusu yüreğime oturdu.

Ama başka biri diyince yüreğime su serpildi; onca

olay olmuş, yeğenini almıştık, kardeşi kız kaçırmıştı.

Boncuk gözlüm ortada yoktu, aklımdan bir türlü

çıkmıyordu.

Arkada ağlama sesi kesilmiyordu; korktuğu her

halinden belli olan küçük yengem titriyordu.

Ferhat öfkeyle gaza bastıkça onun da korkusu

artıyordu.

Konağın önüne gelince arabadan inmeye bile

korkak bir çocuk gibiydi.

Ferhat kolundan tutup arabadan indirdi, öfkesi

daha da artmıştı.

Konağa girdiğimizde yengemler bizi karşıladı.

Berivan'ı gören, berdel yaptığımızı anladı.

Herkes güzelliğinden bahsetmeye başladı; halasını

görseler dillerini yutarlar, ama onun da zamanı

gelecekti.

Çok geçmeden imam da gelmişti. Nikâh kıyıldıktan

sonra Ferhat bırakıp gitmişti.

Küçük yengemin gözlerindeki yaşlar, benim için bir

çağrı gibiydi. "Abim, lütfen onu koru," der gibiydi. Abim,

"Sen de benim bir kızımızın artık, kimse sana zarar

veremez," diyerek ona sarılınca, içim bir nebze olsun

rahatladı.

Ferhat'ın ne kadar öfkeli olduğunu görünce içimde

bir korku büyümeye başladı. Bu öfkenin hedefi kim

olacaktı? Yüreğimde bir kaygı vardı.

Konağın içinde yürürken, herkesin gözleri

üzerimdeydi. Ferhat in nikâhını dan sonraki bu gergin

atmosfer, her şeyin ne kadar karmaşık olduğunu

gösteriyordu. "Boncuk gözlüm nerede?" diye

düşündüm, ama yanımda olmasını dilediğim anları

hayal etmek, içimi daha da acıttı.

Ama Ferhat'in öfkesi hala havada asılıydı. Onun bu

durumu kontrol altına almasını istemek, benim için her

zaman zorlayıcı bir görevdi. "Bu evde kimse zarar

görmeyecek" diye kendime söz verdim.

Bölüm : 28.12.2024 23:32 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...