
Zümra 'dan
Hayatımda bana yanlış yapmayacağını
düşündüğüm en son kişi Elifti ama o da beni arkanmdan
vurmuştu. Bu yaptığıma nasıl şımarıklık derdi, aklım
almıyor.
Kalbini kırmamak için yolcu bile etmedim. Elif
gidince ben de sedirde oturmaya başladım.
Aklımdan çıkmayan sikıntılar, yüreğimde bitmeyen
sevda.
Iç çeke çeke oturduğum sedirde uyuya kalmışım.
Çalan telefonla gözümü açtım.
Arayan amcamın oğlu Boran'dı. Aradiğına mi yoksa
aradiğı saate mi şaşırsam bilemedim. Telefonu açtım,
konuşmasını bekledim.
"Abla, yardım bize."
"Ne yardımı Boran! Siz kim ayrıca?"
"Ben Bozdağlıların kızinı kaçırdım."
"Ne dedin sen? Ne yaptın, aklını mı kaçırdın
Boran?"
"Artik geri dönüşü yok abla, Berivan için yaptım."
"Doğru düzgün anlat şunu Boran."
"Abla, Mervan abim kızı Berivan'ı Cihana kuma
olarak verecekmiş. Ben de iclấ'yı seviyordum, kaçırdım.
Berdel yoluyla Bozdağlılara verin, amcama söyle,
yardım et bize."
"Konağa geçin Boran, elimden geleni yaparım.
Telefonu kapattıktan sonra babamın odasına dayandım. O da haber almişa benziyordu.
" Bozdağlılar konağı basmış. " Zümra diyince
hemen hazırlanıp babamla birlikte yola çıktım.
Aklımdan sadece Mervan pisliğinin yapacağı Şey
geçiyordu. Nasıl olur da kızını otuz küsur yaşındaki
adama kuma verir?
Boran'ın söylediği kafamı allak bullak etmeye
başladı. Daha ne kadar ileri gidecekti?
Babama dönüp gözlerine baktım. Bir şey
söyleyeceğimi anlayınca o benden önce konuşmaya
başladı.
"Derdin ne yine Zümra, ağzından çıkar."
"Mervan, Berivan'ı Cihana kuma olarak verecekmiş
baba."
Söylediğim şeyle dehşetle yüzü değişti çünkü biz
Aldanoğlları hiçbir kızimızı kuma olarak vermemiştik
ve almamıştıik.
"Ağzından çıkanı kulağın duysun Zümra, emin
olmadıiğın şeyle sakın konuşma."
"Eminim baba, berdel isteyelim. Arkamda dur, bu
defa lütfen o kızın başında yakmayın."
Söylediğim şeyle başını sallayarak onay verdi. Biz
de konağın kapısına gelmiştik.
Bütün Bozdağlılar ve yüreğine yandığım kapının
önünde duruyordu. Kendimi toparlayıp konağın
kapısına doğru yürüdüm.
Beş dakika sonra kapılar açıldı. Herkes olan bitene
bakarken Boran içeri girdi, temiz bir dayak yedikten Sonra.
Kızın abisi kafasına silah dayadı. Ben de kardeşine
aynı şeyi yapınca Bervan yanıima geldi.
Kulağıma fisıldayarak konuştu. "Katil olmaya
niyetin mi var?" deyince bir an gözlerinin içine baktım.
"Sen benim katilimsin," dedim. O da kafasını yere
eğdi. Tam o sirada "Sana gerek yok, ben sıkarım," diye
bir ses geldi.
Üzerimize doğrulttuğu silahla Bervan önüme geçti.
Silahtan çıkan kurşun Bervan'a gelmişti.
O dakika onu kaybetme korkusu beni benden
almışti. Elim ayağım titremeye başladı.
Bana doğru dönüp "ilyiyim" dememesi, bu yaptığı
için ona aci çektirmek istiyordum. Benim yüzümden
canı yanmış, kolundan vurulmuştu.
Yarısına baktıktan sonra kurşunun siyırdiğını
gördüm. Kendimi toparlayıp konuşmaya başladım.
"Bana bak Bozdağlı, heves ettiğin şeye dikkat et.
Kan akmasinı bu kadar mı çok istiyorsun? İsterseniz
berdel yapmayı kabul ederiz, yeter ki kimsenin canı
yanmasin artık."
Söylediğim şeyle Behzat Ağa konuşmaya başladı.
"Biz bizden evlenmeye uygun birini bulalım" deyince
herkes bir rahat nefes almışti.
Ama oğlu öne atılıp "Ben evleneceğim" diyince
herkes itiraz etse de Behzat Ağa kabul etti.
Bizden evlenecek kişi belli, "Siz kimi vereceksiniz?"
deyince babam konuşmaya başladı.
"Mervan'ın kzı Berivan, hayırlı uğurlu olsun" dedi.
Bozdağlılar Berivan't alıp gidince Mervan iyice
çığrından çıktı, babamın üstüne yürümeye başladı.
"Benim kızımı nasıl olur da önlerine atarsın, amca?
Nasıl hepsini, gerekirse öl...üm ama kızımı birakmam."
"Ben ablamın yaptığı şeyin bedelini ödüyorsam,
senin kızin da amcasının yaptiğı şeyin bedelini
ödeyecek Mervan."
Söylediğim lafa sinirlense de artik çok geçti,
Berivan Bozdağlılara gelin gitmişti.
Kapıdan çıktiğımda Bervan'ın arabasını gördüm,
gitmemişti. Etrafa bakıp onu aramaya başladım.
Karışma çıkınca korkudan irkildim, geri geri adım
attım. Düşmemem için kolumdan tutup kendine doğru
çekti beni.
"Neden gitmedin, neyi bekliyorsun? Laf söz çıka,
bilmiyor musun?"
"Sen benim karımsin Zümra, kim ne söylerse
söylesin."
"Tamam, ne istiyorsun, söyle dinliyorum."
"Bir daha hiçbir şekilde bu kadar erkeğin içinde
bulunma, bana laf söz getirme."
" Ne demek istiyorsun, Bervan Ağa, açık konuş."
"Yakında halamın kızını konağa getireceğim
Zümra. 0 güne kadar bana laf getirme diyorum."
"Yeniden evleniyorsun yani, anladım. Bervan Ağa,
hayırlı olsun sana. O güne kadar yemin olsun çıkamam
ama sen de şunu unutma,seni boşadığım gün yeniden evlenmesem bana Zümra demesinler."
Kolumdan tutup sıkmaya başladı. Canım yandıkça
O daha çok acıtıyordu ama yüreğime bıraktığı acı daha
çoktu.
"O düğün günün senin kara günün olur Zümra."
Kolumdan tutup savurunca yere düştüm.
Arabasına binip arkasına dahi bakmadan gitmişti.
Ben de yerden kalkıp arabaya bindim, babamı
beklemeden konağa doğru yola çıktım.
*
Dizdar'dan
Zümra yengemin söylediğiyle elimi yüzüme
götürüp ovuşturdum.
Ben evlenirim demeden Ferhat öne atılınca Elifi
verirler korkusu yüreğime oturdu.
Ama başka biri diyince yüreğime su serpildi; onca
olay olmuş, yeğenini almıştık, kardeşi kız kaçırmıştı.
Boncuk gözlüm ortada yoktu, aklımdan bir türlü
çıkmıyordu.
Arkada ağlama sesi kesilmiyordu; korktuğu her
halinden belli olan küçük yengem titriyordu.
Ferhat öfkeyle gaza bastıkça onun da korkusu
artıyordu.
Konağın önüne gelince arabadan inmeye bile
korkak bir çocuk gibiydi.
Ferhat kolundan tutup arabadan indirdi, öfkesi
daha da artmıştı.
Konağa girdiğimizde yengemler bizi karşıladı.
Berivan'ı gören, berdel yaptığımızı anladı.
Herkes güzelliğinden bahsetmeye başladı; halasını
görseler dillerini yutarlar, ama onun da zamanı
gelecekti.
Çok geçmeden imam da gelmişti. Nikâh kıyıldıktan
sonra Ferhat bırakıp gitmişti.
Küçük yengemin gözlerindeki yaşlar, benim için bir
çağrı gibiydi. "Abim, lütfen onu koru," der gibiydi. Abim,
"Sen de benim bir kızımızın artık, kimse sana zarar
veremez," diyerek ona sarılınca, içim bir nebze olsun
rahatladı.
Ferhat'ın ne kadar öfkeli olduğunu görünce içimde
bir korku büyümeye başladı. Bu öfkenin hedefi kim
olacaktı? Yüreğimde bir kaygı vardı.
Konağın içinde yürürken, herkesin gözleri
üzerimdeydi. Ferhat in nikâhını dan sonraki bu gergin
atmosfer, her şeyin ne kadar karmaşık olduğunu
gösteriyordu. "Boncuk gözlüm nerede?" diye
düşündüm, ama yanımda olmasını dilediğim anları
hayal etmek, içimi daha da acıttı.
Ama Ferhat'in öfkesi hala havada asılıydı. Onun bu
durumu kontrol altına almasını istemek, benim için her
zaman zorlayıcı bir görevdi. "Bu evde kimse zarar
görmeyecek" diye kendime söz verdim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 46.53k Okunma |
2.32k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |