
Zümra' dan
Bervan gittikten sonra bende konağa gittim
kendimi sedirin köşesinede çökünce, ağır bir boşluk
hissettim.
Kalbim, geçmişte yaşadığı her anıyı ve hayalini
sorgularken, gözlerim duvara sabitlendi. lçim içime
sIğmazken, bir yandan da bu kaosun içinde nasıl var
olacağını düşünüyordu.
Aklımda Berivan'ın durumu, onun berdele
evlenmesi ve Bervan'ın sert sözleri yankılanıyordu.
Bervan'ın gidişi, benim ruhumda derin bir yara
açmıştı; ama bunun yanında bir uyanış hissi de
taşıyordu.
Kendi hayatımı, kendi irademle şekillendirmek için
bir fırsat bulmuştum.
Geleneklerin ağırlıği ve ailemin beklentileri, benim
kafasmada dönüp duruyordu.
Ne kadar mücadele etsem de, içimde bulunduğum
durumdan kaçamayacağımı biliyordum.
Aklımda yalnızca bir düşünce belirdi: Kendini
bulmak ve kendi hikayemi yazmak.
Kapının gicırtısıyla kendime geldim. Babam odaya
girdiğinde yüzümdeki endişe ifadesini hemen fark etti.
"Neden bu kadar dalgındın?" diye sordu.
Ben gözlerimi kaçırmadan, babama döndüm
Şu boşanma işini hemen halledelim üç ay
beklemeye lüzum yok ben geri dönücem geldiğim yere
yoruldum "
Bir an sessizlik oldu. Babam, benim kararlılığımı
görünce, derin bir nefes aldı.
Ben, kalbimin hızla çarpmasına aldırmadan, yeni
bir sayfa açmaya hazır olduğunu hissettim. Artik
geçmişin zincirlerinden kurtulmanın vaktinin geldiğini
biliyordum.
Her şeyin bir bedeli olacaktı, ama bu bedeli
ödemeye hazırdım. Kendimi bulmanın yolculuğuna
çıkmak için bir adım atmanin zamanı gelmişti.
" Her yaptiğınıza sustum bunca zaman, artık
kimseye harcayacak ne vaktim ne de zamanım kaldı,
baba.
Gitme işini unut Zümra, burada benim yanımda
kalacaksın. Boşanma işine gelince, bekleyip
beklememek senin kararındır. "
" Baba, son zamanlarımı kendim için yaşamak
istiyorum. Artik yoruldum sizin yüzünüzden, oradan
oraya savrulmaktan yoruldum. Bunca yıllardır
ölümlerden döndüm, kan kustum, dayak yedim, aç
bırakıldım. Şimdi de ölüyorum, ne olur birakın beni
artik "
Söylediğim şeyle babam yüzüme baka kaldı.
Yillardır gözümden akan yaşlar durmazken, artık
ağlamak bile yoruyordu beni. Gözümden bir damla yaş
bile akmıyordu.
Evlatlarını toprağa verirken ağlamayan babam,
benim aksime ağlıyordu.
İlk defa ağladığını gördüm. Üzülse bile sinirlenen
babam, ilk defa benim için ağlamıştı.
Kanı çekilmiş gibi ayakta durmakta bile
zorlanmaya başlamıştı.
Ben ondan cevap beklerken, arkasını dönüp gitti.
Üzerine daha fazla gitmemek için ben de odama
çıktim. Onun o haline şaşırmıştım, kendi derdimi bile
unutmuştum.
Eliften gelen telefonla aklımdaki her şey de uçup
gitmişti. Onca olay olurken o, hiçbir yerde yoktu.
Telefonu açar açmaz bağırarak konuşmaya başladı.
"Nasıl yaptın Zümra? Nasil? Berivan daha on dokuz
yaşındaydı. Kim olduğunu sanıyorsun da hakkında
berdel istiyorsun sen?"
"Ses tonuna dikkat et. Ayrica ben değil, Mehmet
Ağa Berivan dedi. Yani amcan, hesap soracaksan ona
sor, bana değil."
"Senin başının altında çıktığını biliyorum Zümra.
İntikam almak için mi yaptın? Eğer birinden intikam
almak istiyorsan, gidip ölmüş ablandan al."
"Ne dedin sen Elif...?"
"Dediğimi duydun. Senin Berivan Ağa ile
evlenmenin, abilerinin ölmesinin tek suçlusu ablan
olacak o fah.."
"Lafını bil, haddini aşma Elif. Bana bak, eğer çok
istiyorsan git Bozdağlılara, Berivan yerine beni alın de
ama sakiın bir daha ablama laf etme."
"Senin o korumaya çalıştiğın ablacığın, Afran
Arslanoğluna kaçtı. Üstelik Afran ağa evliydi, yani kuma
olarak gitti. Üstelik bir pi... peydahladı, şimdi ye
kendini.Zümra düşün bakalım kimi yüzünden bunca
şeyi yaşadın "
Söylediği şeyle elim ayağım titremeye başladı.
Canımdan çok sevdiğim ablam, birinin yuvasını yıkmış,
kuma olarak gitmişti
bizim Bizim namusumuzu ayaklar altına almişti.
Bizim bu hale gelmemizin nedeni ablam miydı?.
Bervan 'dan
Konağı terk ettiğimde, adımlarım ağırlaşmiştı.
Kendimi kaybolmuş hissediyordum. Sırtimda geçmişin
ağırlığı, içimde tarifsiz bir boşluk vardı.
Dişarıda hafif bir rüzgar esiyordu ama içimdeki
fırtina dinmek bilmiyordu.
Konağa gittiğimde odama geçtim; Zümra olmadan
yalnızlığın soğuk duvarlarıyla çevriliydi. Onunsuz oda..
Gece olunca, gökyüzündeki yildızlar bile bana
yabancıydı. Zümra ile geçirdiğim o güzel günler aklıma
geldikçe içim burkuluyordu.
Onu birakmanın ağır bedelini ödüyordum.
"Belki de bunu yapmamalıydım,"
diye düşündüm ama aramızdaki çatışmalar bir
türlü sona ermiyordu.
Yalnız kaldiğımda, Zümra ile yaşadığımız anılar
zihnimde dönmeye başladı.
Onun gülen yüzü aklımda canlandıkça kalbim daha
da ağırlaşıyordu. Gece yarısı uyuyamadım.
Zümra'ya karşı hissettiğim karmaşık duygularla
boğuşuyordum âdeta.
an hem nefret edip hem de yokluğu canımı
yakıyordu.
bütün her şeyi geçmişte bırakıp onu da özgür
bırakacaktım. Şu isteme işini bir an önce halledip
Zilan'a nikâh kıymalıydım.
Ben bunları düşünürken meleğin "Anne!" diye
bağırmasıyla odadan fırladım.
Merdivenlerden inip meleğin yanına gittim; hiçkıra
hiçkıra "Anne!" diye ağlıyordu.
Ağzının içinde bir şeyler geveliyor ama ağladığı için
anlamıyordum.
"Melek ne oldu, amcam yengeme söyle."
Hiçkıra hiçkıra anlatmaya çalışıyordu. Berfin ve
dayê de Roza yengemin yanına gitmişti.
"Amca, annem ölü gibi yerde yatıyor, kurtar onu
amca, nolur!"
Yengemin odasına doğru izin almak için dayê'ye
seslendim. "Destur var midır dayê?"
"Gel, kuremin."
Dayê'nin gel demesiyle odaya girdim. Yengem
yerde yatıyor, her taraf kan içindeydi. Canına mı kIydı
diye düşünmeye başladım.
Daha fazla beklemeden kucağıma alıp arabaya
bindik. Melek annesinin başını kucağına alıp ağlayarak
dua etmeye başladı.
Yollar tenha olduğu için son sürat hastaneye doğru
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 46.27k Okunma |
2.32k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |