34. Bölüm

34. Zülüm

Mavi Yazar
maviyazarr

 

Zilan'dan

 

Bervan'ın gözünde Zümra'nın yerini almayı

 

düşünmek, içimde karmaşık duygular uyandırıyordu.

 

Onun dönüşünü engellemek, aşiretteki dengeleri

 

değiştirebilir, benim için yeni bir yol açabilirdi. Ancak

 

bunun bedeli ne olurdu?

 

Bu düşünceler zihnimde dolaşırken, Bervan'ın

 

gözünde kendi yerimi nasıl sağlamlaştıracağımı

 

hesaplamaya başladım.

 

Görevlerimi kusursuz yerine getirip, onun güvenini

 

kazanmak zorundaydım. Ama tüm bunlar yetmezse?

 

Zümra konağa dönerse, bana biçilen rol yine gölgede

 

mi kalacaktı?

 

Zümra'nın dönüşüyle tüm dengelerin yeniden

 

kurulacağını biliyordum. Konağın içinde Bervan'ın

 

desteğini kaybetmek, beni bir kez daha Zümra'nın

 

gölgesinde bırkabilirdi.

 

O yüzden, onun dönmesini engellemenin yollarını

 

düşünmek, aklıma en mantıklı çözüm gibi geliyordu.

 

Aşiretteki yerimi sağlamlaştırmak için sadece daha

 

fazla sorumluluk almak yetmezdi; Bervan'ın gözünde

 

değerimi artırmak, onun güvenini kazanmak

 

zorundaydım.

 

Bunu yapabilmek için ne gerekiyorsa, yapmaya

 

hazırdım. Fakat aklımdaki bu planın beni nereye

 

sürükleyeceğini, içimdeki boşluğu doldurup

 

doldurmayacağını kestiremiyordum.

 

Bu düşünceler arasında kaybolurken, her şeyin sadece Zümra'nın dönüşüne bağlı olmadığı gerçeğiyle

 

yüzleştim. Asıl mesele, Bervan'ın bana nasıl baktığını.

 

Zümra dönse bile, onun yanında mı olacaktım

 

yoksa arka planda kalmaya devam mı edecektim?

 

Zümra'ya olan bağI, aşiretin gözünde onun

 

konumunu sarsılmaz kılıyordu. Ama ya ben? Benim

 

yerim nerede olacaktı?

 

Kendimi, Zümra'nın boşluğunu doldurmaya hazır

 

hissetmek bir yana, bunun için yeterli olup olmadığımı

 

sorgulamaya başlamıştım.

 

Eğer Bervan'ı kendime çekmeyi başarabilirsem,

 

Zümra ne kadar güçlü olursa olsun, konağa dönmesinin

 

bir anlamı kalmazdı.

 

Aşiretin yeni düzeninde, Bervan'ın yanında sadece

 

ben olabilirdim. Ancak bu hedefe ulaşmak için ne kadar

 

ileri gitmeye hazırdım?

 

Bervan Ağa'nın günlerdir konağa gelmemesi,

 

kafamdaki planı uygulamaya başlamak için bana yeterli

 

zamanı tanımıştı.

 

Sessizlik ve onun yokluğunda, düşündüğüm her

 

dikkatlice attım. Artık geri dönülmez bir yola

 

girmiştim ve attığım her adım, beni hedefime biraz

 

daha yaklaştırıyordu.

 

Konağın içinde adımlarım yankılanırken, planımın

 

her detayı aklımdan bir film şeridi gibi geçiyordu.

 

Herkesin gözünden kaçırdığım ufak hamleler, zamanla

 

büyük bir fark yaratacaktı.

 

Bervan Ağa'nın dönüşüne kadar her şey tam

 

yerinde olmalıydı. Sessizlik ve yalnızlık bana güç veriyordu; çünkü onun yokluğu, aslında benim en büyük

 

fırsatımdı.

 

Konağın diğer tarafında, odaların birinde

 

sakladığım küçük sırlarım vardı. Kimse farkında değildi,

 

herkes kendi telaşındaydı.

 

Ama ben, bu telaşın içinde kendi yolumu

 

çiziyordum. Gözlerimi pencereden dışarı çevirdim,

 

uzaklardan gelen bir rüzgar esiyordu.

 

Rüzgarın serinliği yüzüme vururken, içimdeki

 

heyecanı bastırmaya çalıştığım. Her şeyin kusursuz

 

gitmesi gerekiyordu.

 

Bu noktada hata yapmaya yer yoktu. Bervan

 

Ağa'nın ne zaman döneceğini bilmiyordum ama onun

 

gelmeden önce planımın son aşamasına geçmek

 

zorundaydım. Her şey kontrolüm altındaydı.

 

Sessizce konağın alt katına indim. Karanlık köşeler,

 

beni olduğum gibi saklıyordu. Günlerdir hazırladığım

 

detayları gözden geçirdim, içimde hafif bir huzursuzluk

 

kıpırtısı vardı.

 

Ama bu huzursuzluk beni yolumdan çeviremezdi.

 

Elimle kapının tokmağını kavradım, bir an duraksadım.

 

0 an, geçmişin ağırlığı ve geleceğin belirsizliği

 

omuzlarımda hissettim. Ama geri adım atmak mümkün

 

değildi artık.

 

Kapıyı açtım ve son hazırlıkları yapmaya başladım.

 

Konağın derinliklerinde saklanan o gizli odanın varlığını

 

bilen biriyle karşı karşıya kalmak, kalbimi hızlı çarptırdı.

 

Karanlık bir köşeden çıkan figür, yüzünde gizemli

 

bir gülümseme ile bana baktı. içimde bir anlık korku belirdi, ama bu kişi kimdi?

 

"Ne istiyorsun?"

 

sesimdeki titremeyi bastırmaya çalışarak. O,

 

gözlerini derinlere daldırdı ve içten bir sesle.

 

"Bu konakta her şey göründüğü gibi değil, bazı

 

sırlar açığa çıkmak için bekliyor."

 

Gizli odanın neyi sakladığını merak ederken, içimde

 

bir gerilim oluştu. Oraya gitmem gerekebilirdi, ama

 

bunun bedeli ne olacaktı?

 

Konağın karanlığında, o kişinin sert sesi yankılandı.

 

"Sen hanım ağa olacaksan, ben de ağa olacağım.

 

Zilan, Bervan'ı öldürüp seni nikahıma almamı

 

istiyorsan, benim çocuğuma hamile kalacaksın."

 

Bu sözler, içimde bir soğuk rüzgar gibi estikçe,

 

nefesimi kesti. Gözlerimi ona dikerek,

 

"Bunu nasıl düşünebilirsin?,"

 

sesim sarsıla da kararlılığımı korumaya çalıştım.

 

O gülümseyerek,

 

"Güç ve iktidar için her şey mubah, Zilan. Seninle

 

birlikte olduğumda aşiretin tüm gücünü kazanacağım.

 

Ama bunun için beni takip etmelisin,"

 

Bu tehdit ve vaadler arasında bir çıkmazda

 

hissettim kendimi. Bervan'a olan bağlılığım ve

 

Zümra'nın geleceği aklımı karıştırıyordu.

 

içimdeki ses, ne yapmam gerektiğini söylemekten

 

kaçınıyordu. Ama bu kişiyle işbirliği yapmak, yalnızca

 

daha büyük bir tehlikenin kapısını aralamak olacaktı.

 

Ama ben tehlikeyi seven biriydim; söylediği şey

 

hoşuma gitmişti. İçimdeki karanlık bir kıvılcım,

 

karşı bir çekim oluşturuyordu.

 

"Yani, beni gerçekten istediğini düşünüyorsun,"

 

"Eğer bunu istiyorsan, Bervan'ın ortadan kalkması

 

gerek. Ama bunun için ne yapman gerektiğini biliyor

 

musun?"

 

"Elbette, Zilan. Zümra'yı da düşünmne gerek yok;

 

O da karnındaki piçte yok olucak ben seni istiyorum o

 

yüzden. Bu işte bana yardımcı olursan, ikimiz de

 

istediğimiz güce ulaşabiliriz."

 

içimde bir isyan duygusu kabardı. Bervan'a olan

 

bağlılığımı bir kenara bırakmak zorundaydım. Yavaş

 

yavaş, beni karanlık bir geleceğe sürükleyen bu teklifi

 

kabullenmeye hazırdım.

 

"Tamam, "Bervan'in sonunu getireceğiz. Ama

 

bunun riskleri olduğunu unutmamalısın."

 

0, gülümseyerek yanıtladı,

 

"Risk her zaman vardır, Zilan. Ama zaferin tadı, her

 

şeye bedel."

 

Bütün düşüncelerden sıyrılıp kendimi ona teslim

 

ettim. O an, kalbimdeki korku ve tereddüt yerini güçlü

 

bir kararlılığı bıraktı.

 

Gözlerimi kapattım ve onun sözlerinin etkisi altında

 

kaybolmaya başladım. İkimizin arasında yükselen

 

gerilim, sanki beni sarhoş eden bir büyü

 

gibiydi.

 

"Beni takip et,"

 

Sesindeki alaycı tanıyı hissederek. Onun arkasında

 

yürüdüm, konak boyunca ilerlerken içimde bir ateş

 

yanmaya başlamıştı.

 

Konağın derinliklerine doğru ilerlerken, karanlık

 

düşünceler içimi kemirmeye başladı ama bu yeni

 

yolculuğun getireceği olanaklar beni çekiyordu.

 

Bervan'a karşı duyduğum sadakat, yerini bu

 

tehlikeli oyunun vaatlerine bırakmıştı. Belki de bu

 

karanlık yolda ilerlemek, beni gerçekten

 

özgürleştirecekti.

 

Oda içinde oda olduğunu bilmiyordum. içeri

 

girdiğimde beni karşılayan büyük bir yatak vardı. 0 an,

 

içimdeki merakla birlikte bir anlık huzursuzluk belirdi.

 

Fakat daha fazla düşünmeme fırsat kalmadan,

 

kolumdan tuttuğu gibi yatağa savurdu beni.

 

Vücudum yatağın yumuşaklığına çarparken, kalbim

 

hızla çarpmaya başladı. Yüzümdeki şaşkınlıkla

 

gözlerime baktı; kararlılığı ve arzusu onun yüzünde

 

belirgindi.

 

"Bunu istemediğini biliyorum, ama bu oyunun

 

kuralı bu,"

 

Sesi sert ama bir o kadar da çekiciydi,

 

gözlerimi onun gözlerinden ayırmadım. içimdeki

 

savaş devam ediyordu;

 

bir yandan bu duruma karşı koymak isterken, diğer

 

yandan onun büyüsüne kapılmanın verdiği çekim beni

 

etkiliyordu.

 

"Ona karşı durmak zorundayım,"

 

 

ama sesimdeki tereddüt bunu pek inandırıcı

 

kılmadı.

 

"Bervan'ın sonunu getireceğiz, ama önce bunu

 

anlaman lazım: Güç, yalnızca teslim olmakla elde

 

edilir."

 

0 an, kararımın sonuçlarını tam olarak

 

kavrayamadan, içimdeki karanlıkla isteğin daha da

 

güçlendiğini hissettim.

 

Beni yatağın üzerine savurduktan sonra, o da

 

yanımda durdu. Gözlerinde bir meydan okuma vardı.

 

"Hayatını değiştirmek için bir adım atmalısın,

 

Zilan,"

 

Sesi, bir yandan güven verici, diğer yandan

 

tehditkar bir ton taşıyordu.

 

Düşüncelerim karmaşık bir şekilde dolaşırken,

 

ruhumda bir değişim yaşanıyordu.

 

Kendi seçimlerimle Bervan'ın dünyasına son

 

vermek, beni özgür kılabilir miydi? Beni yönlendiren

 

karanlık düşünceler, içimdeki tereddütü giderek

 

alevlendirdiyordu.

 

Yavaşça, "Eğer bu yolda ilerleyeceksem, tamamen

 

teslim olmalıyım,"

 

ve buna kendimi hazırlamaya çalıştım.

 

0, bu sözlerime karşılık gülümsedi.

 

"işte bu! Duygularını serbest bırak. Şimdi bana

 

güven ve beni izle."

 

O an, onun yanında olmakla beraber, kendi içsel

 

savaşımı kazanma isteğim, arzuladığımız güce ulaşma

 

tutkumla birleşmişti.

 

Kendimi ona daha da kaptırırken, elini belime

 

koydu ve yaklaşarak,

 

"Bervan'ın geleceği tehlikede. Ama biz, birlikte

 

güçlü olabiliriz,"

 

Gözlerimde beliren kararlılık, bu karanlık

 

anlaşmanın içinde kaybolmama neden oldu.

 

Tam o an, içimdeki isyanla karışık bir tatmin

 

duygusu hissettim. Artık geri dönüş yoktu;

 

Bervan'a karşı bir plan yapmaya başlamıştık ve bu

 

yolda ilerlemek için her şeyi göze almıştım.

 

"Ne yapmam gerekiyor?"

 

diye sordum, kararlılığımın sınırlarını zorlayarak.

 

"öncelikle, Bervan'a olan bağlılığını sorgulamalısın.

 

Ona karşı olan duygularını bastır, ve beni dinle,"

 

O an, onun sözleri bende yankılandı; bu yeni yolda

 

ilerlemek için tüm engelleri aşmam gerektiğini anladım.

 

O an, odayı saran gerilim ve arzu, beni ele

 

geçirmeye başladı. İçimdeki karmaşık duygular, ona

 

karşı duyduğum çekimi daha da artırıyordu.

 

Gözlerimiz birbirine kenetlendiğinde, kalbimin hızla

 

çarptığını hissettim.

 

Yavaşça yanımda beliren bu karanlık figür,

 

parmaklarını belime koyarak beni kendine çekti.

 

"Bunu yapmalısın, Zilan. Gücün ve iktidarın

 

kapıları, yalnızca arzu ile açılır,"

 

O an, içimdeki isyanla karışık bir arzu patladı.

 

Duygularımın ve düşüncelerimin karmaşası içinde kaybolmuşken, kendimi ona teslim etmem gerektiğini

 

anladım.

 

O an, aramızdaki gerilim bir kıvılcım gibi alevlendi

 

ve kendimi onun kollarında buldum.

 

Gözlerimdeki belirsizlik yerini kararlılığı bıraktı.

 

Onunla bir bütün olmak, Bervan'a karşı bir adım

 

atmanın yolu olabilirdi.

 

"Ne gerekiyorsa yapacağım,"

 

sesimdeki cesaretle.

 

0, yüzünde bir gülümsemeyle yaklaştı ve dudağını

 

benimkine bıraktı. O an, tüm düşüncelerimin dışına

 

çıkıp yalnızca bu anın tadını çıkarmaya başladım.

 

Karanlık arzular ve geçmişin zincirleri ardımda

 

kalırken, yeni bir geleceğe adım atmak üzereydim.

 

Kollarında kaybolurken, düşüncelerim silikleşti ve

 

yalnızca anın tadını çıkarmaya odaklandım. Beni etkisi

 

altına alan tutkuyla, her şey yavaş yavaş

 

bulanıklaşmaya başladı.

 

0, bedenimi sarmalayan bir ateş gibi, içimdeki tüm

 

karanlık hisleri alevlendiriyordu.

 

Yavaşça, parmaklarını omuzlarıma yerleştirerek,

 

beni kendine çekti. Derin bir nefes alarak, ona karşı

 

koymadım;

 

bunun yerine, hissettiklerimin derinliğine dalmaya

 

karar verdim. Gözlerimdeki korku yerini, içimdeki

 

arzuya bıraktı.

 

"Ona karşı bir şeyler yapmalıyız, Zilan," dedi,

 

gözlerindeki yoğunluk beni daha da etkiliyordu.

 

"Bervan'a yaklaşmalısın, her adımında ona karşı

 

güvenini sarsmalısın."

 

Bu sözler, beni daha da hirslı hale getirdi.

 

"Evet, onu zayıflatmalıyım. Ama bunu seninle

 

yapacağım,"

 

kararlıliğınmi pekiştirerek.

 

0, yanımdan kalkmadan, bana daha da yaklaştı ve

 

tekrar dudaklarıimı yakaladı. Duygularımın yoğunluğu

 

içinde kaybolmuşken, aramızda oluşan bağ beni iyice

 

sarhoş etti.

 

Bu ilişki, sadece bir arzu değil, aynı zamanda

 

planlarımıza giden yolda bir güç kaynağı olacaktı.

 

"Bu gece, her şey değişecek,"

 

"Bervan'in güvenini kazanırken, ona karşı olan

 

duygularımızı bir silah gibi kullanmalıyız."

 

Bunu anlamıştım; birlikte olmanın gücü,

 

planlarımıza yön verecek ve bizleri yeni bir geleceğe

 

taşıyacaktı.

 

Kendimi ona daha da kaptırdım, o anın tadını

 

çıkarırken, zihnimde Bervan'a karşı stratejiler

 

tasarlamaya başladım.

 

Bu gece, SIradan bir gece olmayacaktı; hem

 

aramızdaki bağı güçlendirirken, hem de gelecekteki

 

zaferimize ilk adımımızı atacaktık.

 

Yatakta kaybolmuşken, aramızdaki gerilim daha da

 

yoğunlaştı. Her bir dokunuşu, vücudumda alevler

 

yaratıyordu.

 

Duygularım, karşı konulmaz bir tutku haline dönüşmüştü. Onun sicak nefesi, boynumda gezinirken,

 

içimdeki tüm korkular yavaşça silinmeye başladı.

 

Ellerim, onun beline sarılırken, onu kendime

 

çekmek için daha da kuvvetli bir şekilde hareket ettim.

 

Gözlerimiz birleştiğinde, aramızdaki çekim her

 

şeyin ötesindeydi. O an, zihnimdeki tüm düşünceler

 

kayboldu ve sadece ikimizin arasında yükselen arzunun

 

etkisi altında kaldım.

 

Yavaşça, parmaklaryla vücudumda gezindi. He

 

dokunuşu, beni derin bir sarhoşluğa sürüklüyordu.

 

Sırtimi geriye yaslarken, ondan gelen sicakliğı

 

hissetmek, beni daha da sersemletti. Aramızdaki

 

mesafe yok oldu; bedenlerimiz birbiriyle uyumlu bir

 

dansa başladı.

 

0, bana yaklaştığında, dudaklarımız buluştu. ilk

 

başta hafif bir temasla başlayan öpüşme, kısa sürede

 

tutkulu bir hal aldı. Kalbimin hizla çarptiğını hissettim;

 

bu, hem korkutucu hem de büyüleyiciydi. Aklımda

 

Bervan'a karşı kurduğumuz planlar olsa da, o an her

 

şeyin önünde duruyordu.

 

0, parmaklarını saçlarımda dolaştırırken, içimdeki

 

tüm hislerin yükseldiğini hissettim. Gözlerimi kapatıp

 

ona teslim oldum;

 

bedenim onun dokunuşlarına tepki veriyor,

 

aramızdaki bağın güçlenmesine neden oluyordu. Her

 

anı daha yoğun yaşıyor, tutkularımızın derinliklerine

 

dalıyordum.

 

Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım; yalnızca

 

ikimiz vardık, birbirimizin sıcaklığında kaybolmuş

 

halde.

 

Her nefes alıişverişimizde, aramızdaki bağı daha da

 

güçlendiren bir enerji hissediyordum. Geleceğe dair

 

belirsizlikler ve kaygılar, yerini bu yeni arzulara bıraktı.

 

Böylece, her ikimiz de bu karanlık yolda ilerlemeye

 

hazırdık. Bu birliktelik, sadece bir anlık tatmin değil,

 

aynı zamanda gelecekteki planlarımızın temel taşını

 

oluşturuyordu.

 

İkimizin de amacı, Bervan'a karşı bir güç elde

 

etmekti ve bu an, o yolda atılmış önemli bir adım

 

olmuştu.

 

Artık benim kadınımsın zilan bekaretini ben aldım

 

şimdi odadan çık kanlı bezi de al unutma Bervan'ın

 

koynuna girdiğin de o seni bozmuş gibi plan yap"

 

O an, söylediği kelimeler ruhuma bir hançer gibi

 

saplandı.

 

"Artık benim kadımsın, Zilan. Bekaretini ben

 

aldım,"

 

derken sesi, bir yandan zaferle dolup taşarken,

 

diğer yandan içimdeki karanlık düşünceleri besliyordu.

 

Gözlerindeki ışıltı, bu anın yalnızca bir başlangıç

 

olduğunu işaret ediyordu.

*

 

Zümra' dan

 

Bervan'ın Zilan'dan çocuk yapacağım demesi,

 

içimde derin bir yaraya sebep oldu adeta zulüm gibiydi.

 

Kalbim, yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyordu;

 

Bu, bir tehdit değil, bir ihanet gibiydi. Onun

 

gözlerinde, Zilan'a duyduğu sevgi ve bağlılıkla birlikte,

 

benim varlığımı nasıl görmüştü? Beni, sadece bir

 

sorumluluk olarak mı düşünüyordu?

 

Söylediği şeyle yüzüne indirdiğim tokat, odada

 

yankılandı. Sesin yankısı, içimdeki öfkenin dışa vurumu

 

gibiydi; sanki tüm duygularım bir anda dışa fırlamıştı.

 

Bervan'ın gözlerindeki şok ifadesi, beni bir anlığına

 

duraksattı. Ama bu an, benim içimdeki yangını

 

söndüremedi.

 

Kendi içimdeki çatışmayı, onun yüzüne vurduğum

 

o tokatla ifade etmekten başka çarem yoktu.

 

"Zümra karnındakine dua et yoksa burda ölün

 

çıkardı"

 

" Değil sen senin sülalen gelse hiç bir şey yapamaz

 

artık bana şimdi defol burdan"

 

Bervan ağa odadan çıktıktan sonra, kapının

 

ardında bıraktığı sessizlik içinde kayboldum.

 

Yüzümdeki öfke soğuyordu, ama içimdeki acı hâlâ taze

 

kalmıştı.

 

Tokat'ın yankısı hâlâ kulaklarımda çınlıyordu;

 

sadece fiziksel bir darbe değil, aynı zamanda kalbime

 

indirilmiş bir darbe gibiydi.

 

Gözlerim, boş duvara dikilmişken, düşüncelerim

 

birbirine karışıyordu. Bervan'in söyledikleri, benim

 

içimdeki savaşın alevini daha da körüklüyordu.

 

Onun Zilan'dan çocuk yapma isteği, sadece bir

 

niyet değil; benim kimliğime, onuruma ve aşiretimizin değerlerine bir saldırydı.

 

İçimdeki mücadele, artık yalnızca onunla değil,

 

kendi içsel kimliğimle de ilgiliydi.

 

Odanın dört duvarı, beni boğuyor gibiydi. Her şey

 

ağırlaşmıştı; duvarlar üzerime gelirken, nefes almakta

 

zorlanıyordum.

 

Bervan'ın ardında bıraktığı sessizlik, beni kendi

 

düşüncelerime baş başa bırakmıştı

 

Kendimi toparlayıp odadan çıktım. KapIda dut

 

Şahin'e döndüm. Onun gözlerindeki merak ve endişe,

 

içimdeki kararsızlığı daha da derinleştiriyordu. Şahin,

 

her zaman benim yanımda olan biriydi.

 

"Hanım ağam iyimisiniz?"

 

" Şahin bana avukat ayarlayın Elif olmasın başka

 

bir avukat istiyorum ayrıca ne yapıp edin Mervan' ı

 

bulun "

 

" Emrin başım üstündedir hanım ağam "

 

Şahin'e söyleyeceklerimi söyledikten sonra

 

hastaneden çıkıp arabaya bindim. Yol boyunca aklımda

 

sadece ablamın bıraktığı emaneti düşünüyordum.

 

Onun ne kadar değerli olduğunu biliyordum; bu

 

sadece fiziksel bir nesne değil, aynı zamanda ailemin

 

geçmişine ve ona duyduğum sevgiye dair bir parçaydı.

 

Hızla geçip giden manzaralar, düşüncelerimi daha

 

da derinleştiriyordu. Abla, her zaman güçlü duruşuyla

 

bilinen biriydi;

 

şimdi onun emanetiyle birlikte onun mirasını

 

taşımanın yükü üzerimde ağır bir baskı oluşturuyordu.

 

Yolda ilerlerken, onun sesi kulaklarımda

 

yankılanıyordu:

 

"Bunu doğru bir şekilde taşımalısın."

 

Ne demek istediğini biliyordum, ama bunun nasıl

 

olacağını bilemiyordum. içimde bir kararsızlık vardı;

 

acaba bu emaneti gerçekten hakkıyla taşıyabilecek

 

miydim. ?

Bölüm : 02.01.2025 11:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...