36. Bölüm

36. Çalınan yıllarım

Mavi Yazar
maviyazarr

İnat uğruna alınan bir karar, şimdi yük gibi

omuzlarımdaydı. Konağa gitmek istememek, ondan

kaçmak değildi belki ama onunla yüzleşmemek için

bahaneydi.

Ona duyduğum öfke ve pişmanlık birbirine

karışıyordu. Göğsümde, ağırlığını her geçen gün daha

fazla hissettiren bu yükle ne yapacağımı bilemez

haldeydim.

İnat etmiştim, evet; ama bu inat bana huzur değil,

sadece derin bir sessizlik ve acı bırakmıştı.

Beni bu hale getiren şeyin ne olduğunu anlamaya

çalışıyordum. Kimi zaman gururum ağır basıyor,

yaptığımın doğruluğuna kendimi inandırmaya

çalışıyordum.

Ama yalniz kalıp da düşüncelerimle baş başa

kaldığım anlarda, içimde bir huzursuzluk beliriyor,

yaptığım hatanın ağırlığını taşıyamayacak gibi

hissediyordum.

Her ne kadar kendimi haklı çıkarmaya çalışsam da,

içimde büyüyen bu huzursuzluğu susturamıyordum.

Bazen gece yarısı uykularımdan uyanıyor, derin bir

nefes alıp boşluğa bakıyordum.

O anlarda, bu evliliğin benim için ne anlama

geldiğini sorguluyordum. Bir anlık öfke ve gururun beni

nerelere sürüklediğini görmek, ağır geliyordu.

Bu evlilikle belki kendime, belki de aşirete bir şeyler

kanıtlamak istemiştim. Ama sonunda yalnızca kendimi

kandırdığımı anlıyordum. Yaptığım her hata, taşıması

daha zor bir yük olarak sırtımda birikiyordu.

Gururuma yenilip de aldığımdan daha fazla bir

şeyler kaybetmek istemiyordum. Fakat nasl dönerdim?

Dönmek... Ama hangi yüzle? Gururumla girdiğim

yoldan geri dönmek, zayıflık gibi geliyordu. Sanki her

şeyin ağırliğı altında ezilen ben değilmişim gibi, başım

dik kalmaya çalışıyordum.

Ancak içimden bir ses, bu böyle devam ederse

elimde kalanları da kaybedeceğimi fisıldıyordu.

Aşiret ne der, başkaları ne düşünür korkusuyla

kendi içimde boğuluyordum. Halbuki başkalarının

sözleri değil, kendi vicdanımın sesi beni daha çok

yaralıyordu. Bu yalnızlık, yaptığım her yanlışı yüzüme

vuran bir aynaya dönüşmüştü.

İçimde kırılmaya yüz tutmuş bir şeyler vardı, ama

onları onaracak gücüm var mıydı?

Gururumu bir yana koyup, kendimle yüzleşmeye

hazır mıydım?

Kafamda dolaşan düşüncelerle konağın yolunu

tuttum. Gururla ve inatla karşıma dikilen o bakıŞI

hatırladıkça, içimdeki öfke alevleniyordu.

Kendine olan bu güvenin altında yatan zayıflığı

ortaya çıkarmak ve bana boyun eğmesini sağlamak,

belki de en büyük zaferim olacaktı.

Konağa girdiğimde avludan annemin ve kuma'nın

sesleri yükseliyordu. Annemin sesi, her zamanki gibi

sert ve otoriterdi:

"Bu aşiretin hanim ağası olmak kolay değil.

Zümra'nın inadı, bizi zora sokacak. Ne yap et biran önce ağa'nın koynuna gir"

Kuma ise daha nazik bir tonda, ama yine de

temkinli bir şekilde yanıt verdi:

"Daye koynuna girsem bile Zümra yok olmadığı

sürece hanım ağalık bana kalmaz."

Dinlerken, içimdeki öfkenin alevlendiğini

hissediyordum. Bu sözler içimdeki alevi daha da

körüklüyordu.

Zümra'nın varlığı, aşiretimizin dinamiklerini alt üst

ediyordu. Ne olursa olsun, bu duruma son vermek

zorundaydım.

Zümra'nın inatçılığını kırmalı, ona boyun eğmeyi

öğretmeliydim. Artık bu durumu daha fazla

sürdürmemin imkanı yoktu; ya ben ya da Zümra

kazanmalıydı.

Onların söylediklerini dinlemeye niyetim yoktu;

sabrım tükenmişti. Avlunun ortasına doğru adım attım,

kendimi göstermek ve bu tartışmanın merkezinde yer

aldım.

içimdeki öfke, volkan gibi patladı. "Kes sesini!" diye

haykırdım, sesim avluda yankılanırken herkesin

dikkatini üzerime çekti.

"Senin haddine mi destursuz hanım ağanın adını

ağzına almak zilan"

Ağam ben "

" Kes sesini sen kimsin de onu ortada

kaldıracaksın"

"kuremin karşında anan var süs bebeği diye almadın Zilan'ı karılik yapacak sana o soysuz bu

konağa gelmeyecek"

" Dayê çok beğendiysen sen koynuna al ben zaten

karım var

Söylediğim şeye öfkelense de, gözlerindeki öfkenin

ardında bir tereddüt sezdim. Zilan, bu durumu

kaldıramıyordu. Kendi yerini bilmesini istiyordum;

benim için Zümra ve benim ailem arasında bir denge

kurmak şarttı.

 

_*_

 

Zümra'dan

Ben bunları söyledikten sonra babam oturduğu

yerden kalktı onunla birlikte bende ayağa kalkıp

karşında durdum yüzündeki öfke her halinde belliydi.

"Haddsiz" deyip yüzüme indirdiği tokatla bir iki

adım geriye gittim.

Babamın öfkesinin gözlerindeki sert ifade, avludaki

havayı geriyordu. Tokatın acısı henüz geçmemişken,

onunla karşı karşıya duruyordum.

Avlunun soğuk zemininde ayağımın altında

hissettiğim taşların sertliği, içimdeki tüm korkuları

kabartıyordu. Kendimi savunmasız hissetsem de, geri

adım atmak istemiyordum.

"Senin söz hakkın yok Zümra sen bu konakta bir

hiçsin "

"Öyle mi, Mehmet Ağa? Madem bir hiçsem, ne

demeye yıllarımı benden çaldın? On üç yıllımı aldın

benden! Çalınan yllarımın bedeli olsun canın!"

Bu sözler avluda yankılanırken, içimde bir şeyler

kırılıyordu. Öfkem, yillardır bastırdığım duyguların

patlamasına neden olmuştu.

Babamın gözlerindeki sert ifade, her zaman olduğu

gibi beni korkutuyordu ama bu sefer geri adım

atmayacaktım.

"Ne kadar süredir içimde birikiyor bu acı biliyor

musun? Her gün, senin beklentilerin altında ezilerek

yaşadım. Ben de bir insanım, benim de hayallerim

vardı! Ama sen bunları hiçe saydın."

Babam, gözlerini avlunun toprak zeminine dikmişti.

Gözlerinde beliren boşluk, onun da bu çatişmanın

içinde kaybolmuştu.

"Şimdi sen düşün, Mehmet Ağa, Canın mı, Mervan

mi? Bu kadar yılın sonunda benim için neyin daha

değerli olduğunu bilecek misin?"

Ben babamdan cevap beklerken, korumalardan biri

gelip kulağıma avukatın geldiğini söyledi.

Bunu duyduğumda, babama alaycı bir gülüş

atıverdim. içimde bir huzursuzluk belirdi, ama bunu

göstermemek için kendimi zorladım.

Avludan çıkarken, güneşin sıcak ışıkları yüzüme

vurdu. Dışarıda bekleyen avukat, bir şeylerin ters

gittiğini hissettiren bir tavırla duruyordu.

Adım attıkça içimde bir merak büyüyordu; ne

olacağını bilmiyordum ama kesin olan bir şey vardı: Bu

karşılaşma, hayatımda yeni bir dönüm noktası

olabilirdi.

Gözlerimi avukattan ayırmadan yanına doğru ilerledim, sorular kafamda çalkalanıyordu.

Avukatın yanına yaklaşıp başımla selam verdikten sonra.

 

Bölüm : 02.01.2025 12:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...