Doktorun söyledikleri zihnimi bulandırsa da tedavisi için elimden geleni yapacağım, bu kadar kolay kurtulamaz benden.
Gerekirse bebek gibi bakacağım, Uyandım diye odaya girdim, kalkmıştı.
"Destur ağa, ya çıplak olsaydım."
"Görmediğim bir şey mi, Aldanoğlu?"
"Aşarsam ne yaparsın, ac mı bırakırsın, odaya mı kitlersin, yoksa sürgün mü edersin?benden alacağın tek bir şey kaldı, o da canım onu da sen yapamazsın"
Neyine güveniyor bu kadar? İstesem gözümü bile kırpmadan yapacağımı biliyordu; bu kibri beni deli ediyordu.
asi oluşu, yaptığım onca şeye rağmen bana itaat etmesi gerekirken, daha da kibirlenmesi onu öldürmem için beni kışkırtıyor adeta. Hastaneden çıkış çek arabaya binmiştik.
Yol boyu susmuş, etrafı iç çekerek izlemişti. Hastalığını benden saklaması ise hesabını verecekti bana.
"İn artık, bu kadar ne düşünüyorsun, Aldanoğlu?"
Zümra merdivenleri çıktığında bende Seyyide döndüm
" Seyyid hastaneye gittiğimizi kimse bilmeyecek, adamları tembihle "
Dayê' nın elline koz veremezdim, odaya çıktım ilk defa lafımı ikiletmeden dediğimi yapmıştı. Bende üzerimi değiştirip yatağa uzandım .
_*_
Banyodan çıktıktan sonra dağ ayısı uyumuştu, ben de kanepeye kıvrılıp uyudum.
Kaç saat uyudum bilmiyorum, dağ ayısı her zamanki gibi forumundaydı.
"Aldanoğlu, ne bu kanepe sevdan? Ben sana bir daha seninle uyuma demedim mi?"
Orada uyumak istemiyordum çünkü dağ ayısı yanında olmasını neden istiyordu.
Zorda olsa gözümü açtım, elinde kahvaltı tepsisiyle başımda dikilmiş bekliyordu.
"Canım istemiyor ağa, rahat bırak beni."
Sanki çok umrundaydım senin. Dağ ayısı işte. Ne olacak?
"Otur Aldanoğlu, borcun çoğaldı, nasıl ödeyeceksin?"
"Hastaneye götürdüm, odaya kahvaltı hazırlattım, şimdi de benimle kahvaltı yapıyorsun."
"Ben mi istedim? Bunları yapmasaydın, Arslanoğlu yaparken bana mı sordun?"
"Eğer borcunu tahsil etmemi istiyorsan, ne kadar ödeme yapacağım, söyle, ne kadar istiyorsun?"
"Borcunu başka türlü ödeyeceksin bana, tohumlarımı taşıyarak."
"Duydun, bu gece hazırlan, karımsın, yapacaksın."
Ölsem de bir daha koyuna girmeye niyetim yoktu. O dağ ayısının pi...ni taşımaya hiç niyetim yoktu. Ne yapacaktım, nasıl kaçabilirdim? Kaderim ablam gibi mi olacaktı yoksa ben de mi kendimi asacaktım.
O kadar çaresizdim ki ne yapacağımı düşünürken Berfin geldi, abisinin aksine çok merhametliydi.
"Annem seni avluda bekliyor, yenge."
Ne istiyordu acaba? Fazla bekletmek iyi olmazdı, hızla ben de avluya indim.
Berfin'in arkasından Dilan Hanım sedirde oturmuş, Elliyle gel dedi bana
Ona doğru yürüdüm, sedirden kalkıp bir tokat indirdi yüzüme ne olduğu bile anlamadım
"Keça dejenere" (soysuzun kızı).
Elinde tuttuğu odunla temiz bir dayak yedim. Berfin ne kadar "Yapma" dese de, o da nasibinden birkaç pay almıştı.
Sanki tüm kemiklerim kırılmıştı, kafamı yerden kaldıramıyordum.
Berfin ve yardımcıları beni yerden kaldırmış, odaya taşıdılar. Yüzüm, gözüm kan içinde kalmıştı.
Narin, yüzümü yıkayıp yatağa uzandırdı beni.
"Ellerin kırılsın, gelin ağam, iyi misin?"
Dediğini duydum, cevap verecek halim bile yoktu. Oğlu ayrı, annesi ayrı, derdi başıma. O ikisi dışında yardımcıları, Narin bile bana karşı şefkatliydi. Berfin bana çorba ve ağrı kesici getirmişti. Zorla da olsa biraz yedikten sonra ağrı kesici içip uyudum. Oğlu değilse de annesi öldürecekti beni belli. Ağrılarım artınca uykum da bölünmüştü. Bervan ağa gelmiş, akşam yemeği için beni çağırıyordu. İnmeyince odaya geldi.
"Aldanoğlu, ben sana lafımı ikiletme demedim mi, yemeğe in."
Bu kadar bağırmasının gerektiriyor neydi sanki? Keyfimden inmiyordum. Kafamı yorgandan çıkarıp yüzüne bakınca gözleri kocaman açıldı.
"Ne oldu sana, ne bu yüzünün hali, kim yaptı? Bağırma lütfen, senin emrini yerine getirdiler. Sadece niye şaşırıyorsun? "
Üzerime gelip kolumu tutunca istemsiz bir şekilde acıdan inledim.
Canım o kadar yanmıştı ki gözlerime yaş süzüldü. Şaşkın şaşkın yüzüme bakarken.
"Soyun, dedim , vücuduna bakacağım."
Gerek yok desem de bir çırpıda kazağımı üstümden çıkarmıştı. Vücudumdaki morlukları da görünce gözlerinde ateş fışkırdı adeta.
" Kim yaptı bunu sana? Cevap ver"
" Cevap mı istiyorsun? Git annene hesap sor neden yaptın de "
" Evet Arslanoğlu annen olacak o kadın yaptı "
Öfkeden gözleri yerinden fırlayacaktı sanki. Odadan çıktıktan sonra bütün konak onun " dayêeee" diyen sesiyle inledi âdeta.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
42.64k Okunma |
2.16k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |