12. Bölüm

12. Dağ ayısı

Mavi Yazar
maviyazarr

Karımın söyledikleri ile düşüncelerim allak bullak

olurken şirkete geldiğimin farkını da bile değildim.

Seyyid'in seslenmesiyle kendime geldim.

"Geldik ağam."

Kendimi toparlayıp arabadan indim, odama çıkıp

Cihan'ın yaptığı pislikleri temizlemeye başladım. Sonra

da kara para aklama çalışmasının hesabını soracaktım.

Kimlerle ne imzaladıysa hepsini geri almıştım.

Yaptığı şeyin bedeli ağır olacaktı; arayıp şirkete

çağırdım.

yaklaşık bir saat sonra kapım çaldı, gelen Cihanı dı.

Ona konuşma fırsatı vermeden yüzüne yumruk attım. Kendini toplamaya izin vermeden devam ettim

Bu yaptıklarının hesabını ödeyecekti; ağzı yüzü kan

dolmuş, yüzü dağılmıştı. Ayakta zor duruyordu.

Zorluk da olsa açıklama yapmasını bekledim, sonra

buradan sürgün edecektim.

"Bana hesap soracağına, karım diye koynuna aldığın o yılına hesap sor Bervan ağa."

"Ne diyorsun lan sen, açık açık konuş.

"O yılan neden seninle evlendi sanıyorsun, ağam?

Babası olacak o şerefsiz ile seni öldürmeyi düşünüyor.

"Kendini aklamak için yapıyorsan, öldürürüm seni Cihan. "

"Video var, Bervan ağa ayakta uyutuyor o yılan seni."

Çıkardığı telefonla, Mehmet Ağanın "Bervan'ın sonu ölümdür kızım" diye bir ses yankılandı odada.

Arkaya doğru bir iki adım atıp koltuğa oturdum;

sanki kalbime hançer saplanmıştı.

" Seyyid alın şunu karşımdan."

"Baş üstüne ağam."

Gözlerimde ateş çıkıyordu. Oturduğum koltuktan

kalkıp arabaya bindim. Bunu bana nasıl yapardı,

hesabını soracaktım.

Cihan'ın izletiği video gözümün önüne geldikçe

gaza basıyordum. Arkamdan çıkan toz duman bile

umrumda değildi.

Yarım saatlik yolu on dakikada gelmiştim.

Burnumdan çıkan nefes değil, ateşti âdeta. Konaktan

içeri girer girmez dayê, bir şey olduğunu anlamıştı.

"Çi ye lawo?"

( Neyin var oğul )

"Aldanoğlu nerede dayê "

"Odasında ne olduğunu de hele önce ne bu öfke kuremin."

dayê ye açıklama yapmadan merdivenlerin

koşarcasına çıktım, kapıyı açmamla yerinden fırladı.

Zümra'dan

gün boyu yazdığım kitabı tamamlamak için yemek

bile yemeden sonunda kitabımı yazmıştım.

tam uyumak üzeriyken kapının açılmasıyla

yerimden irkildim, gelen ağam dı. yüzünde anlam

vermediğim bir öfke vardı, aldırış etmeden tebessüm ettim.

"Ödümü kopardın ağam, bir şey mi oldu?"

nefes alışverişi bile öfkeyle doluydu, kapıyı sesli bir

şekilde örtüp üzerime doğru geldi. ben ne olduğunu

anlamaya çalışırken o bana tokat attı.

geldiğimden belli kötü davranış olsa bile bana

vurmayan adam neden vurmuştu, ne yaptım diye

düşünürken bir kez daha vurdu.

"demek korkuyorsun benden, korkmaya devam et

Aldanoğlu."

"ne diyorsun Bervan, Allah aşkına."

daha sabah öpüp koklayan adam şimdi beni

öldürecekmiş gibi bir hali vardı. neye sinirlendi diye

düşünmeye başlarken "soyun" demesiyle kanım dondu.

yine mi diye bildim sadece.

"'sana soyun dedim Aldanoğlu."

Kanım donmuştu. İstemeden gözlerimde yaşlar

süzüldü. Çırılçıplak bir şekilde yatağa oturmuş, kibirli

bir ses tonuyla konuştu.

"Benim gibi bir dağ aynısından ne bekliyordun ki? Zaten aldanoğlu sabah severim, akşam s.....rim."

"Haklısın, senin bir dağ ayısı olduğunu

unutmuşum. Hatırlatman iyi oldu.

Bu söylediklerime daha da sinirlendiğini gördüm.

Hemen yerinden kalkıp karşıma geçti, üzerimdekileri

çıkarıp fırlattı.

"Geç yatağa, Aldanoğlu. Bu söylediklerine pişman olacaksın."

Ben zaten buraya gelerek pişman olmuştum. Ben

bunları hak edecek hiçbir şey yapmamıştım oysaki.

Sanki acelesi varmış gibi üzerime çöktü. Ben

istemediğim sürece bana dokunmayacağını söylemişti

oysa ki.

gözlerimde yaşlar süzülüyordu, ellerimle yorganı

sıkıyordum. kalbimin acısı, nefes alamayışımı bile

umursamadan devam ediyordu.

kaç defa oldu, kaç defa yaptığını bile bilmiyordum.

başım dönüyordu, karnım ağrıyordu ama yine de dur

diyemedim; neden böyle yapıyorsun bile diyemedim.

Bervan'dan

Karşımda masum bir kedi gibi durması beni daha

da öfkelendirdi, öpüp okşamaya vaktim yoktu, bana

olan borcunu ödemesi gerekiyordu.

Hastalığını düşünmeden, yüzüne bakmadan,

tohumlarımı bedenine bıraktım.

Bir, beş, yedi..

Başta ağladığı sesi yerine acI çeken sesi ilişti

kulağıma. Durmam gerekiyordu ama benden sakındığı

ne varsa alacaktım.

Çarşafı geçen kırmızı lekeler, ve nefes alamayışı,

fazla zorlandığını gösteriyordu ama benim ona karşı

öfkem dinmemişti.

Ta ki beni karşılayan kuruluğu ikimizin canını daha

fazla yakarken durmam gerektiğine karar vermiştim.

Bana yaptıklarının bedelini ödetene kadar

durmamıştım.

Yarı baygın bir şekilde yatağın öbür ucuna

savrulduğumda gözlerimdeki öfke de yavaş yavaş

dağılmaya başladı.

Kafamı çevirip bıraktığım enkaza baktım; yastığı

gözyaşlarıyla ıslanmış, hâlâ ağlıyordu. Gözlerini tavana

dikmiş, yanında yokmuş gibi bakıyordu.

Beynim bu yaşananları algılamaya çalışıyor, ben

öfkeme yenik düştüğüm için vicdanım sIzlıyordu.

Onu kollarımın arasına alıp çektiği acıları

unutturmak istiyordum.

Ama beni öldürmek için geldiği aklıma gelince

öfkem yeniden alevlendi. Daha fazla ileri gidip canını

almak istemediğin için kendimi toparlayıp konuştum.

" Üzerini giy, Aldanoğlu," dedim.

Söylediğimi yapıp üzerini giydi, nefes bile almaktan

zorlanıyordu. Öfkeli bir sesle devam ettim.

Bana borçluydun, Aldanoğlu; borcunu tahsil

ettin."

Ne borcu dercesine baktı yüzüme, öfkem

sevdamdan büyüktü. Ona karşı öfke duyuyordum artık.

"Babanı hayatını bağışladığım için borçluydun bana, Aldanoğlu.Şimdi gidebilirsin babanın evine. Eğer bir daha karşıma çıkacak olursanız, bu defa affetmem."

Bizde boşanma yoktu ama koynumda bir yılan

besleyecek değildim. Ağlaması kesilmiş, otoriter bir ses

tonuyla bana karşılık vermişti.

Bizde boşanma yoktu ama koynumda bir yılan

besleyecek değildim. Ağlaması kesilmiş, otoriter bir ses

tonuyla bana karşılık vermişti.

" Bu işin dönüşü yoktur ağa, yemin olsun bana "

yaptıklarının acısını senden alacağım. Ağlar meclisini

topla, boşa beni.

Yalvarır diye beklediğim Aldanoğlu'nun boşanmak

için "ağlar meclisini topla " demesi beni şaşkınlığa

uğratsa da, dediğini yapacaktım.

Bitirecektim bu işi; ne kan davası ne de Aldanoğlu artık umrumda değildi.

Bölüm : 27.12.2024 13:41 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...