8. Bölüm

8. Bölüm

Medine_Öztürk
medine_ozturk

​​​​​

 

8 bölüm.

 

Amberden...

 

Adamlar önünü ilikleyerek içeri girdiler. "Patroniçe"oturduğum koltukta döndüm ve adamla yüz yüze geldim. "Evet" adam korkar gibi bakıyordu. "Şey..." Adama hala dik dik bakıyordum. "Ee?" Adam derin bir nefes aldı. "Patroniçe bugün gideceğimiz yere pırıl derede geliyormuş" adama anlamayan gözlerle baktım. "Yani?" Adam tekrar derin bir nefes aldı. "Patroniçem biri bilgi uçuruyor yani hain var aramızda" adamın bunu demesiyle hidetle ayağa kalktım. "Çabuk bulun o s*k***" adamlar kafasını sallayıp çıktılar.

 

Kimdi bu p**. Ve en önemlisi düşmanlarımı nereden biliyordu, içimizden biri olduğunu biliyordum.Temiz iş yapardım ben girmemle çıkmam bir olurdu.

 

Aklıma tek isim olarak pusat geliyordu. Yaparmiydiki? Yapardı ne ona inanıyordum ne sevgisine eminim yapar.

Yapmazzz

Olmayabilirdi. Lanet olsun böyle işe. Aşk uzmanını aradım. "Eros buldu mu haini?" Eros bu cümlemi beklemiyor gibi titrek bir ses verdi. "Hainmi hainmi var vanilin?"erosta biliyordu aşkı başına bela olmuştu.Telefonu masanın üzerine koydum. "Ne bekliyordun ha! Demedim mi tembihli ol diye şimdi uğraş dur bir s*k****" Eros yine bir titerk nefes verdi. "Tamam vanilin geliyorum"

 

Pırıl acaba mafya olduğumu biliyormuyduki? Biliyordur. Adamları çağırdım. "Bizim çocuklardan haber alın pırıl mafya olduğumu biliyormuymuş?" Adamlar kafasını sallayarak çıktılar. Yarım saat sonra haber geldi bilmiyormuş. Çok üzüldüm. Dudaklarım keyifle yana kıvrıldı.

 

Masamda otururken Silah sesleri gelmeye başladı, kapıya uzandı elim "Noluyor lan!" Kapı hidetle kırıldı, yere düşmem bir old. "Selom" içeri giren drewdi. Hayallerimin katili Ve pırıl drewin karısıydı. Pusatı bana drew unutturmuştu. Pusata olan aşkım yıllar sürmüştü keşke hala sürseydide drewi tanınasaydım. "Selommu?" Drew bana hayranlıkla bakıyordu.

İntikam soğuk yenir derler bilirmisin drew?

"Oha!" Ağzı beş karış açıktı. "Yuh ne kadar güzelleşmişsin!" Kaşlarım çatıldı. Sonra topraladım. Drewin karşısında durdum. "Selam" elini uzattı. Tutmadım. Elimin pislenmesini istemezdim. "Tamam tutma" sadece durdum. "Demek mekanımı bastın!" Güldüm. Bu cümlemle yüzü düştü. "Burası seninmi?" Şaşırmış ördek yavrusu gibi bakıyordu. "Benim yada değilim Allah bilir. Güzel bir sorgu seni bekliyor drew" Sadece sorgu değildi drew buraya gelerek ölümünü hızlandırmıştı drewin kaşları çatıldı. "Kim olduğumu biliyormusun?" Güldüm sadece. Ellerimi gögüsümde birleştirdim. Derin bir nefes aldım. "Kimsin?" Bana adımlamaya başladı. "Ben ajan drew" bu cümlesiyle gür bir kahkaha attım, adamlarımda bıyık altından gülüyorlardı., Adımlarını kesmedi. Ben gülünce oda güldü. Bu sefer geri adımlamadım. "Ben kendimi tanıtayı. !" Drew adımlamayı kesti. "Ben en ünlü yer altı mafyası amber çakır" drew sadece durdu. "Sen-" pusat gibi konuşamamıştı. Drewin bacak arasından hızlıca geçtim. Topuklu ayakkabımın topuğunu dizinin ortalarına geçirdim. Yere düşmesine fırsat vermeden ayağa kalktım. Ellimin yanını kafasına vurdum. Büyük bir ihtimal boynu kırılmıştı ama bananeydi. Keyfim yerine geliyordu Bu sefer bodoslama yere düştü ne olduğunu bile anlamadı,Bayılmıştır yada ölmüştür. İçeri bu sırada pırıl girdi. Yerde drewi gördüğüyle çığlığı bastı. "Drew kalk!" Drewi sarstıgında drew tepki vermedi. Pırıl bu sefer ağlamaya başladı. "Hadi kalk zırlak!" Bu sitemim ile ağlamaktan kızaran gözlerle bana döndü. "Naptın ona!" Kaşlarım çatıldı. "Senin kocana ne yapmışım!" Pırıl üzerime yürümeye başladı. Ellerini saçıma atmaya çalıştı. Elini tuttuğum gibi ters çevirdim. Kırıldı. Diğer bileğinde kırdım. "Bana bak zırlak, bir adam için beni suçlayamasın! Kocanın tasmasını sıkı tutsaydın!" Pırılın gözleri kocaman oldu. Ellerimi pırılın saçlarına daldırdıgım gibi çektim. Pırıl çığlık attı. Ellerimi saçlarından çektim. Pırılın saçlarının yarısı elimdeydi. Pırıl bir katile bakıyormuş gibi bakyordu. En sonda bakışları drewe düştü. "Ölmedi, onun daha beynini çıkarıp köpeklere yedirecegim!" Pırıl irkildi. adamlar alkışlamaya başladı. "İşte patroniçemiz" gülerek bana bakıyorlardı. "Kesin gevezeligi götürün şunları" adamlar dediğim hızla götürdüler.

 

Bir saat sonra Eros ve pusat gelmişti. Pusat yanıma yaklaştı. Beni kendi etrafımda döndürdü. Bu hareketine kıkırdadım. O ise önce kaşlarını çatı sonra güldü . Gözlerinin içi yumuşadı diyebilirim. "Ay sen banamı güldün!" Bu sefer kaşlarımı çattım. "Yo" pusat hala gülüyordu. "Ay çimenim bana güldü bayılı-" demeden bayıldı, lanet olsun içimde birşeyler oluyordu!

Pusatı koltuğa koydum yanında durdum derin nefesler aldım tarçın gibi kokuyordu istemeden güldüm, yıllar sonra bile kokusu aynıydı, ellerim saçlarında gezindi İpek gibi yumuşaktı ve sıcak ev gibi, "affetmiş gibisin?" Kafamı erosa çevirdim. "Öyle bir kelime kullanmadım?" Bana baktı Pusatın saçındaki ellerime "hareketlerin açıklıyor amber!" Sesini hafif yükselti, "onu affetmedim ama sevmiyorumda demedim Eros" Eros inanamıyorum sana der gibi bakıyordu, inanmasına gerek yoktu. Pusatın saçlarından tekar tarçın kokusu aldım istemsizce güldüm Eros bize bakıyordu. "Bulundumu hain?" Birden şaşırdı, "ne?" Erosa çatık kaşlarla baktım. "Hain bulundumu?" Hayır anlamında kafasını salladı ve tek kelime etmeden çıktı.

 

 

Bölüm : 18.08.2024 16:51 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...