9. Bölüm

​​​​​

9 bölüm.

(Yazarın anlatımıyla):

"Patroniçe, bulamadık" amber koltuğunu yavaşça döndürdü. "İyi" amberin sesi çok soğuk kanlı geliyordu. Adamlar tırsarak geri çekildiler. "Patroniçe?" Amber sakince ve yavaşça ayağa kalktı. Çekmecesini açtı. Ve elinde renkli zarflar çıkardı. Adamlara yürüdü. Elindeki kağıttan uzattı. "Seçin çocuklar!" Adamlar önce tereddüt ettiler ama her biri aldı. Amber geri çekildi. "Başla okumaya!"

Birinci adamın seçtiği kağıt siyahtı. Adam zor zar yutkunarak okudu. "Bedeni kesilecek, o kesilen yere kovalarca tuz basılacak!" Adam gözlerini kocaman açarak ambere yalvarmaya başladı. "Patroniçem nolur tıranğının arasındaki pisliği yiyim nolur yapma"

Acıma duygusu olmayan birine yalvarmak ne kadarda acizler!

"Kes!,Adam iki oku!"

İkinci adam titreyen elleriyle zarfı inceledi. Zarf kırmızıydı. "Boynunun derisi kızgın bıçakla soyulucak eğer ölmezse asılacak!" Adam yutkunamadı. Sok içinde bir karta bir ambere bakıyordu, amber yavaşça gülümsedi.

"Adam üç oku!"

Adamın yüzü bembeyaz olmuştu. Seçtiği zarf mordu. "Canlı canlı parçalanacak ve bu parçaları ülkenin dört bir yanına dağıtılacak", adam şak diye bayılmıştı. Diğerleri ise korkarak sonlarını bekliyorlardı.

"Adam dört oku!"

Adam cesurca zarfı açtı. Amber kafasını sallayarak adamı izliyordu. Seçtiği renk maviydi. "Beş saat aralıksız buzlu suda tutulucak!" Adam cesur bakışına devam etti.

"G*te bak mavi zarfı kapmasından belliydi!"

"Şansa bak ***"

"Ben tek kelime dahi etmek istemiyorum!"

Amber haini hala bulamamıştı ve bu onu sinir ediyordu.

"Selom" amber direk içeri girdi. "Kes!" Drewin burnu kırılmış ayakları ise kökünden kesilmişti. Amber drewin saçlarına elini atmış kökünden çekmişti. Drewin ağzından kan geliyordu. Drew kendine engel olamadan güldü. "Ah! Amber hayallerini çalıştım demi senin!" Amber asker olmak isteyen lise öğrencisiydi drew onun kalbinin yanından vurmuş hayallerini elinden alınmıştı, sadece hayallerini değil hayatınıda elinden almıştı yaşayan ölü olmuştu bir zamanlar amber.

Amber drewin karnına tekmesini geçirdi. "Evet p**" drew sırıtnasını kesmedi. "İyki engel olmuşum!" Anlık farkındalıkla duraksadı drew Amber daha sert bir tekme geçirdi drewin karnına. Bu sefer drewin yüzü kıpkırmızı oldu." O a**** pusat gelmeseydi hala benimdin!" Amber ellerini beline koydu. "Fazla hayal alemindesin" drew ambere baktı ve derin bir iç çekti. "Tekrar olamaz mıyız?" Amber piskopat gibi gülmeye başladı. "senin o çenenin yayını çevire çevire s******" amber ellerini birbirine vurdu. "Evet ben pırıla bir söz vermiştim" drew gözlerini kocaman açtı. "Neydi?" Amber eline keskin bir bıçak aldı. "O p**** kafasından beynini çıkarıp köpeklere yedirecegim!" Drewin kanları işlevini kesti. "Yok ya yapmasın!"

Geçmişten bir kesit

Deee ve amber aynı sırada oturuyorlardı. "Hayaline ne?" Amber güldü "asker olacağım ve şerefimle şehit olacağım!" Drew güldü ama masum bir gülüş değildi, "olursun hayatım, destek olacağım emin olabilirsin" tekar güldü bu gülüşe amberde güldü. "Sende asker olursun belki?" Drewin gülüşü derinleşti. "Tabiki olurum sevgilim isterde olmazmıyım?" Saçlarının tepesine bir öpücük koydu drew.

Amber elindeki bıçağı döndürdü. "Neden yapmayayım kimsin sen?" Aklına birşey gelmiş gibi durdu. "Doğru sen benim uğruna gençliğimi verdiğim mesleği elimden almıştın!" Drewin gözleri kocaman olmuş sadece amberin yapacaklarını bekliyordu, "senin eserinim gurur duyman gereken yerde üzülmek yakışmıyor?" Gözlerini korkuyla açtı drew "bir şans daha var dur!" Şans yoktu kaçacak yer yoktu son belliiydi ölüm.

Adamlar drewi tutmuştu hareket etmesin diye. Amber drewin beynine bıçağı tam dik açıyla soktu. Drew inledi ama ölmedi. Amber drewin kafatası derisini soymaya başladı. Drew inledi ve açıdan bayıldı. Amber devam etti. En sonunda drewin beynini kafasından çıkardı. "Köpekleri getirin!" Adamlar hemen köpekleri getirdiler. Getirilen köpekler Kangaldı. Amber drewin beynini ikiden ortaya kesti. Birini bir köpeğe birini bir köpeğe verdi. Amber pırıla verdiği sözü tutmuştu.