3. Bölüm

1. Bölüm

Melankoli
melankolilibiri

Sea, hoş geldiniz.

 

Öncelikle yeni kurguma hoş geldiniz, yepooo 💐💐💐

 

Buraya başladığınız tarihi alalım.

 

Teşekürler efenim.

 

Giriş bölümüne hoş geldiniz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kitapta geçen, yerler zamanlar ve kişiler tamamen kurgudan ibarettir.

leyl-ü nehar Akar çeşmimin yaşı

dost yoluna koyup can ile başı

aşk ile dağ ile taşı

giden gelsin bizimle aşk iline

 

🤍

 

 

 

Kalbim, yandı.

 

Yandı yandı, söndü.

 

Döndü küle.

 

Yandı tüm, çiçekler. Kalmadı renk.

 

 

 

Kim mi yaktı? Kimin mi eseriydi bu küller. Aslında o çiçekler için oraya tohum atanın eseriydi. Önce tohumları attı, sonra suladı ve hayat verdi her bir yaprağa, ama sonra ateş bıraktı bağrıma.

 

 

 

Açtığı her bir çiçek için bir ateş bıraktı göğsüme.

 

 

 

Neden diye sorma hakkı da vermedi, oysa.

 

 

 

Hayır oysa yok, Süveyda.

 

 

 

"Süveyda?" Annem arkamdan gelip bir elini omzuma koyduğunda, yutkundum. Annemin gözlerine bakmadım çünkü eğer bakarsam ağlardım.

 

 

 

Bakma.

 

 

 

"Anne?" Dedim hala aynadaki yansımama bakarken, sesim titrek ve hırıltılı çıkmıştı.

 

 

 

"Özür dilerim," diyebildi, onunda benim gibi sesi kısık çıkıyordu.

 

 

 

"Sorun değil."

 

 

 

Hayır, sorun anne hemde çok büyük büyük bir sorun. Kim kızına inanmaz anne? Kim kızını bırakır bir elin oğluna? Kim kızına laik görür bunu? Babam mı? Evet babam anne. Ve sen hala o adama eşim diyorsun. İnanmadı bana anne, bize inanmadı anne

 

 

 

"Kendine iyi bak."

 

 

 

Bir anne kızına, kendine iyi bak diyebilir mi? Bu sözü, belki herkes kullanabilir ama sen degil anne.

 

Beni öylece burada bırakmazsın.

Gözüm aynadaki gözlerine kaydı, yeşil gözlerinin etrafı kızarmış, gözleri şişmişti. Annem ağlamıştı. Bir elim karnıma gittiğinde kafamı kaldırdım. Ağlama, lütfen.

"Sende anne."

Hayır, o adamın yanında kendine iyi bakabilmen mümkün dahi değil anne. Lütfen, gitme. Al beni gidelim. Gel de gel kızım, kimse dokunamaz bize de. Hadi anne?

 

Annem elini çekti omuzmdan, sonra son bir kez daha baktı gözlerime, yeşil gözleri dokundu içime.

 

Bir kaç adımla çıktığında odadan, dizlerim daha fazla tutamadı bedenimi, yavaşça çöktüğüm yerden ellerimi dizlerime sardım, ağzımdan bir hıçkırık kaçtı fakat gözümden tek bir damla yaş dahi çıkmadı.

 

Süveyda. Ağlama kalk.

 

 

 

4 ay önce

 

"Baba?" Dedi genç kız acıyla, babası ondan yana bakmadan tam karşındaki adama bakıyordu, adam kızdan oldukça büyük yaşta bir adam olmasına rağmen, orada hiç utanmadan oturabiliyirdu, hatsiz.

"Sus!" Dedi, kızına bakan adam. Tek kelime. Üç harf, ve birde net olan ses tonu her şeyi kanıtlıyordu.

 

Bitmişti.

"Yemin ederim, korudum kendimi, dokunma dedim. Yemin ederim." Kız ağlamaya başladığında adam burnun direğini iki parmağı ile sıktı ve kızına döndü. Sonra ise karşı koltukta hala kızına bakan adama.

 

"Bana döndür gözlerini." Dedi sert sesiyle, sözü arsızca kızına bakan adamıydı. Adam usulca gözlerini, çevirdi. "Hadi diyelim, kızın rızası var. Ulan sen evli değilmisin?" Bu soruyu soran ise, kızın öz olmayan ama babasının kardeşi gibi gördüğü amcasıydı.

 

"Amca, yemin ederim istemdim." Kız yine oturduğu, yerden hafifçe hareketlendi fakat az önce yediği tekme karnına sancı gibi saplanmıştı.

 

Amcası, kıza baktı, babasının aksine yüzünde acıma duygusu vardı. "Süveyda odaya git." Dedi amcası fakat kız yerinden az da olsa kıpraşamadı.

 

Hafifçe doğrulamaya çalıştı yine fakat ağzından küçük bir inilti kaçtı, o sırada koltukta oturan adam kıza doğru bir adım attı ki, kızın amcası Adem'in sesiyle öylece durdu. "Dokunma kıza."

 

Kız bir kez olsun, değdirmedi gözlerine o adama. Midesi kaldırmazdı bilirdi.

 

"Amca?" Dedi kız, zaten amcası ayağa kalmış kıza çoktan ellerini uzatmıştı.

 

"Adem?" Dedi kızın babası, sertçe. Kıza bu şekilde yumuşak davranmasını istemiyordu.

 

"Ne var?" Adem kızı yerden kaldırdı ve usulca büyük salondan çıkarıp, odadaki annesine teslim etti, kızım baş ucuna koyduğu küçük buse de onun yanında olduğunun kanıtıydı.

 

"Sen karışma demedim mi?" Süleyman, serçe, Adem'e baktığında Adem, orada öylece duran adamı gösterdi. "Önce şu ahlaksızı gönderelim." Dediğinde adamın yakasını tuttuğu gibi dışarı sürükledi adamı.

 

"Ahlaksız mı? Sizsiniz ahlaksız. Kızınız'ı gecenin bir saatinde orda burda gezdirirseniz ki zaten kızınız tam bir-” cümlesinin devamı gelemdi ki Adem sert yumruğunu geçirdi adamın suratına. "Siktir git şimdi, sakın bir daha bu kızın yamacına yanına yaklaşma, ibreti alem için seni bu mahalleye maşa yaparım."

 

Adamı açtığı kapıdan dışarı itti ve yüzüne kapattı kapıyı, geri salona döndüğünde ise, rahatça koltuğuna oturdu.

 

 

"Ne yaptın ulan sen?" Süleyman, sert sesiyle konuştuğunda Adem kafasını kaldırdı."Kızın burada durmayacak." Dedi çünkü biliyordu kız burada kalırsa hayat ona zehir olurdu. Süleyman onayladı, "duramaz zaten, defolup gidecek." Adem Süleyman'a döndü. "Kızı öylece bırakmazsın."

 

"Hadi ya nedenmiş lan? Şeref bırakmadı, ya o adamın yanına gider yada defolup çıkar bu evden." Söylediği sözleri kızının duyması için gür bir sesle söyledi.

 

"Her halde o 40'ına gelmiş adama bırakmazsın kızını." Dedi Adem hayretle.

 

"Burada kalamaz k karnındaki şeyle kim alır lan onu?" Dedi tiksintiyle bu sefer.

 

"Ben oğluma alırım."

 

🤍🩹

 

 

 

Selamm, siz söylemeden söyleyeyim. Bölümlerimi uzatacağımm.

 

Ama yinede bölüm hakkında düşünceleriniz neler?

 

Ve kurgu nasıl?

Size bıraktım orasını

Hadi bakalım oy atıp yorum yapmayı unutmayın sevgi

yle kalın öptüm🤎

 

 

 

 

Bölüm : 01.12.2024 15:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Melankoli / LEYL-Ü NEHAR
(Zorunlu evlilik) / 1. Bölüm
Melankoli
LEYL-Ü NEHAR (Zorunlu evlilik)

225 Okunma

24 Oy

0 Takip
2
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...