
Yıldız kaymasını beklemeyin,
Bir Dilek tutun.

💌
Koca odada, öylece oturuyordum. Annemin gitmesinin üzerinden iki saat geçmiş olmalıydı. Belkide daha fazla bilmiyordum ama oturduğum yatakta uyuma hakkını kendime vermediğimden öylece bekliyordum.
Nereye gitmişti?
Üzerimdeki ağırlıktan kurtulalı çok olmuştu, oysa o ağırlığı bir gün sevdiğim biriyle en mutlu gününde giymek isterdim.
Ne acı.
Elim karnıma gittiğinde, her şeyin onun yüzünden olduğunu düşündüm. Git gide büyüyen karnım, evlenme sürecini hızlandırmıştı. Oysa onu kaybetmek için çok çaba sarf etmiştim.
Yataktan kalktım ve yatağın üzerinden bir yastık alıp, yatağın üzerindeki ince örtüyü de aldım. Yatağın karşısındaki koltuğa geçip koltuğun üzerindeki yastığı diğer tekli koltuklara bıraktım ve yastığı ve örtüyü yatağa bıraktım. Işığı kapatmadan yatağın altına girdim ve üzerimdeki ince örtüyü sarıldım.
Uyursan geçerdi öyle değil mi?
Güzel bir rüya görürdüm belkide.
O rüyada, kimse bana dokunmamış olurdu.
Ama uyuyamadım, duvardaki saatin her bir tik,tak sesini duyuyor onlara odaklı kalıyordum.
Yuvamız bizi terk etti, yavrum.
Güneşi de alıp bizi ardından bıraktı.
Unuttu bizi.
Bu bir lütufdu.
Karnımda bir kız çocuğu vardı, karnındaki o kız çocuğu bana hayatı zehir edecekti. Her nefes aldığında bana o yağmurlu geceyi, sessiz çığlıklarımı hatırlatacaktı.
“Neden hala uyumadın?” Duyduğum sesle gözlerimi sıkıca yumduğum yerden aniden açıp, sesin geldiği yöne döndürmemi sağladı. Tam karşındaki yatağa oturmuş öylece bana bakıyordu.
"Uyuyordum." Dedim çatlak sesimle. Ona karşı, neden böyle alttan alıyorum biomiyordum ama bir yerde de kendimi mahçup hissediyordum. Benim yüzümden erkenden evlenmek zorunda kalmıştı.
"Uyumuyordun." Dediğinde usulca ayağa kalktı, ve odanın diğer ucundaki olan giysi dolabına doğru gidip, içinden aldığı bir kaç parça giysi ile yine önümden geçerek banyo olduğunu bildiğim, yere girdiğinde öylece az önce girdiği kapıya bakıyordum.
Herkesi mahvettin.
Elim karnıma gittiğinde, kendimi susturmaya çalıştım.
Akıt, aynen böyle yine içine akıt.
Bir kaç dakika boyunca nefesimin düzene girmesini bekledim, aldım ve zorlukla da olsun verdim.
Neden uyuyamıyordum. İçerden gelen kapı sesiyle, gözlerimi daha fazla yumdum. Uyumadığımı bilsin istemedim.
"Uyumadığını biliyorum." Sesi fazla yakınından gelmediği için aldırmadım, gözlerimi hiç açmadan aldığım nefesi usulca vermeye devam ettim.
"Sen yatakta yat." Dedi bu sefer, fakat hiç oralı dahi olmadım.
Ama yine konuştuğunda, "başlı başına saçma bir gündü zaten." Dedi. Bu sefer sessiz kalmadım.
"Benim yüzümden mi?" Dedim, gözlerimi daha açmamıştım, cesaretimden. Hayır korkaklığımdan.
"Evet." Dedi bıkkın bir sesle.
"Ne yaptım?" Gözlerimi açma isteğimi tekrar tekrar ellerimin tersiyle ittim.
"Aslında hayatıma girdiğin günden beri, saçma şeyler yaşıyorum." Nefes alamadım, göğsüm acıdı.
"Özür dilerim." Diyebildim, anlamsız bir şeydi çünkü hiç bir şeye yaramayacaktı.
"Dileme." Dediğinde, hareketlendi büyük ihtimalle yatağa yatmiş olmalıydı.
"Ölsün istemiştim, ölse ne olurdu ki? Ölsem ne olurdu ki?" Dediğimde, ölmeyi istedim, ölürsem oda ölürdü ve eğer ölürsek o saçma sapan şeyler yapmazdı.
"Hayat devam ederdi."
Bizim için değil, sadece sizin için.
Göğsümde bir yer koptu.
Sıradan bir gece yarısıydı ama geçmedi kalbimin ağrısı.
♪
Babaların kırdığı kalpler iyileşmez.
Bazı yaralar, yara bandı tutmaz.
Bazı dikişler, iple bağlanmaz.
Ve bazı insnalar, öylece sevmez.
Yüzüme vuran gün ışığı uyanmak için beni tetikte tutuyordu, gözlerimi hafifçe araladığımda ise gün ışığı'nın tam olarak odanın ortasına vurduğunu fark ettim. Hafifçe doğruluğumda, boş olan yatağı gördüm. Uyanmıştı ve büyük ihtimallede odada değildi.
Koltuktan yavaşça doğruluğumda, olduğum yerde bir kaç saniye öylece kalsamda çok geçmeden ayaklandım ve koltuğun üzerimdeki battaniye ve yastığı düzgünce köşeye koydum, bundan günler önce buraya gönderilen elbiselerim dolaba düzgünce dizayn edildiği için kalktım ve sıradan bir kazak ve bol kumaş bir pantolon alıp odadaki banyoya girdim.
Üzerimdekileri değiştirdikten sonra yüzümü yıkayıp, uzun saçlarımın arasından tarak geçirdikten sonra düzgünce omuzlarımdan bıraktım kumral saçlarımı.
Koyu kahve gözlerimi babamdan almıştım, keza avucumu bıraktığı tek şeyi onlardı. Gözlerime küçük bir maskara sürdüm fakat başka bir şey yapmaya lüzum görmeden çıktım banyodan.
Odadan çıkmadan önce giydiğim terlikler evde ses çıkarsada önemsemeden indim aşağı, aşağı indiğimde koca masanın çoktan kahvaltılarla dolduğunu gördüm.
"Günaydın," Adem amcanın, koca odanın diğer bir tarafından gelen sesiyle o yöne döndüm. Koltukta rahatça oturmuş, elindeki gazeteye bakıyordu.
Gazete hala varmıydı ya?
"Günaydın." Dediğimde bir eli yanını gösterdi, "gel de otur." Dediğinde salonda neden kimsenin olmadığını düşündüm fakat çok da sorun değildi.
Bir kaç saniye sonra, Adem amcanın yanına oturduğumda okuduğu gazeteyi katlayıp köşeye koydu ve bana döndü.
"Nasılsın?" Dediğinde, gözü karnıma indi.
"İyim." Dedim, sesim olduğundan daha iyi çıkmıştı, bu da avantajlı olmuştu. Sonunda gözleri yine gözlerime değdi.
"Bir şey dedim mi sana?" Dediğinde kafamı iki yana salladım. "Hayır." Dediğimde, kafasını salladı.
"başlı başına saçma bir gündü zaten." Dedimişti.
"Benim yüzümden mi?"
"Evet."
"Ne yaptım?"
"Aslında hayatıma girdiğin günden beri, saçma şeyler yaşıyorum."
"Özür dilerim."
"Dileme."
"Ölsün istemiştim, ölse ne olurdu ki? Ölsem ne olurdu ki?"
"Hayat devam ederdi."
Sahiden, ben ölsem biz ölsek hayat öylece devam eder değil mi? Ahmet amca.
"Canını sıkacak en ufak bir şey yaptığında, bana söylüyorsun, tamam mı?" Dediğinde oturduğu yerden kalktı, ben tamam demeden sofraya geçti ki zaten bir kaç saniye sonra içerdeki mutfaktan çıktı bir kaç kişi.
"Kızım günaydin." Dedi, Zeliha yenge. Gülümsemeye çalıştım ve ayağa kalktım. "Günaydın" dedim ve hemen hemen herkes yerleştikten sonra iki boş yerden birinde oturdum.
"Hazar çıktı mı?" Rabia ablanın sesiyle ona döndüm, inan ki bu soruyu bende merak ediyorum.
"Her sabah koşuya çıkmıyor mu abim?" Dedi, İdil bu şekilde bende ona döndüm. Her sabah koşuya mı çıkıyormuş?
"En azından bu sabah çıkmasaymış." Dedi Zeliha yenge, Oturduğu yerden.
"Geldim canım ailem, konu baya derinmiş." Hazar Esef. Arkama döndüğümde dış kapıdan içeri girmişti, fakat resmen ıslak gibiydi, terlemiş olmalıydı. Üzerindeki tişört dahi sırılsıklam olmuştu. Saçları yüzüne yapışmıştı.
"Bu ne hal?" Adem amca sert sesiyle konuştuğunda devam etti, "hayır yani her sabah neden bu zulm. Temizlen 10 dakkan var."
Hazar, kafasını anlamsızca yana yatırdı, ve masaya hafifçe yaklaşıp, masaya göz attı. "Oo börek açmışsınız." Bir dilimine eli gidecekti ki Adem amca eline vurdu. "Temizlen."
Dediğinde, Hazar kimseye -bana dahil- bakmadan hızla üst merdivenlere yöneldi ve aynı hızla merdivenlerden çıktı.
Bir kaç dakika boyunca masada derin bir sessizlik olsada sonrasında, Adem amcanın yemek hakkındaki tüm ince detayları anlatamasıyla devam etti ki konu birden değişti.
"Bugün bebeğe alışverişe gidelim." Zeliha yengeye döndüğümde, sorunun bana olduğunu anladım.
"Efendim?" Dedim boğuk sesimle.
"Kız zaten cinsiyeti, belli gidip alışveriş yapalım güzelce torunuma."
Torunuma.
Hayır Zeliha yenge, özür dilerim. Bu senin torunun değil.
Adem amca, tüm aileye bu bebeğin, Hazardan olduğunu söylemişti, bu yüzden de kimse evliliğimizde bir sakınca görmemişti.
Ama bu bebek Hazar'ın değildi.
"Züleyha daha bismillah be, bir bekle kız daha yeni geldi." Adem amca olduğum zor durumu anlamış olmalıydı.
"Ne yenisi be torunum 5 aylık olacak." Dediğinde burnum ucu sızladı. "Hem, daha bir sürü şeye ihtiyaç var."
"Şey ben zaten halledecektim." Dedim, çaydan bir yudum alıp sesimi açtığım.
"Sen niye tek halledesin?" Dedi Züleyha yenge yeniden. O sırada gözlerim Ahmet amcaya kaydı. Oda bana bakarken, "iyi o zaman kocası götürsün." Dediğinde bize doğru yürüyen Hazar'ı işaret etti.
"Nereye?" Dedi Hazar yanımdaki boş sandalyeye oturmuş, Sonunda eline aldığı bir dilim böreği yiyordu.
"Alışverişe."
"Ne alışverişi?" Dedi Hazar bu sefer bana dönerek ama gözleri beni buldu am kafamı çevirdim.
"Bebek için." Dedi Züleyha yenge. "Öyle kolay babalık olmuyor."
Kafam istemsizce yana kaydığında onunda bana baktığını gördüm, "ya hiç olmuyor hemde."
🤍
Oy atıp yorum yapmayı unutmayın sevgiyle kalın öptüm 💐 🎗️

| Okur Yorumları | Yorum Ekle |